Mesnevi,yaşayan bir kitap

Alper...

MarmaranınKralı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
9,574
Tepkime puanı
452
Puanları
0
Konum
İsLamBol
Web sitesi
cennetsarayi.blogcu.com
MESNEVİ, YAŞAYAN BİR KİTAP*·

Bismillahir Rahmanir Rahim.Elhamdulillahi Rabbil Alemin.Ves Salatu Ves Selamu Ala Seyyidina Muhammedin Ve Ala Alihi Ve Sahbihi Ecmain.Amin.Allh’ın Selamı , Rahmeti,Bereketi üzerimize olsun.Bu fakire,bu hizmeti· yapması için sebep olduğundan ötürü, umarım Rabbimden,sevabından mahrum bırakmaz bizleri.

Mübarek Muharrem-i Şerif ayını geride bıraktık,Safer ayının içinde debelenip duruyoruz derken bir de baktım takvime,gözlerim fal taşı gibi açıldı.Meğersem Safer’in sonu gelmişte haberim yokmuş.Bu ay için buyrulur ki,”Safer’in çıktığını müjdeleyene cennet müjde olsun.”Bu şu sebepten ötürü söylenmiştir.Safer ayı,belanın musibetin kat kat yağdığı bir aydır.Her kim bir felakete uğramadan salimen bu aydan öteki ay olan Rebiul Evvel’e kavuşursa (inşaAllah nasip olur kavuşmak) müjdelensin.

Yukarıda zikrettiğim rivayet hadis mealiydi.Bunun hikayesini mesnevi de okudum,çok hayret ettim.Zira bu mesnevi kitabı yaşayan bir kitap.Yaşadığını nerden anladın,(kalbini) nabzını mı yokladın dersen,cevaben derim ki,Ne zaman bu kitabı okusam,muhakkak bir müşkilime cevap buluyorum.Hani üstü kapalı olsa ,diyeceğim ben öyle sandım ama, hayır apaçık beyan ediyor.O yüzden ne zaman başıma bir iş gelse ve canım sıkılsa mesnevi okurum.Muhakkak 800 sene öncesinden bir ses gelir,satır aralarında.

Yine bir keresinde mesnevi için bir arkadaşıma şunu demiştim;”Ey kardeşim,hani derler ya, ölmeden gezmeniz gereken 7 diyar var diye,ben de diyorum ki ölmeden okuman gereken bir kitaptır mesnevi.Okumadan ölme yada ölmeden oku…” Ben bu sözleri dediğim günün akşamı mesnevi de şu beyit çıktı karşıma,oysa anlattığı konu bu değildi.Bir hikaye anlatıyordu.Sonra şu sözleriyle hikayeyi kesti.

“…Çünkü o,kötü düşünce ve inkarları yüzünden sözüme ilişkin içinde bir hayal kuruyor.
La havle çekiyorum,Demek ki çare yok.Çünkü kalbinde beni yadsıyan sözlerin var.
Sözüm senin boğazını tıkadığı için ben sustum,sen kendi sözünü söyle.
Bir neyzen güzel güzel ney çalarken,makadından bir yel kaçtı birden.
Bunun üzerine sen daha iyi çalıyorsan al da çal diyerek k.çına koydu neyi…”

Buradan, özellikle neyzen hikayesinden mesneviye dair yorum yapmamam gerektiğini anladım, ama ne yapayım duramıyorum…Diyordum ya bu mesnevi canlı diye.En son yaşadığım bir örneğini sunayım.Bu mektubu yazmadan bir gece evvel (yani Çarşamba gecesi ama İslami takvime göre , miladi takvime göre o gece Salı gecesi oluyor.) Safer ayının son çarşambası gecesi biraz mesnevi okuyayım,okul başladı başlayalı yaklaşık 5 aydır hiç okuyamadım düşünceleriyle birkaç sayfa mesnevi okudum.Mevlana diyordu ki

“Peygamber Sallallahu aleyhi vessellem sözü;! Safer ayının çıkışını bana müjdeleyeni cennetle müjdelerim! Ahir zaman peygamberi Ahmed’in (dünyadan) ayrılışı tartışmasız Rebiul evveldedir.
Kalbi bu göçten haber alınca,akla dayanarak o vakte aşık olur.
Safer ayı gelince,bu aydan sonra yolculuğa çıkacağım diye sevinir.
Bu hidayet coşkusuyla her gece sabaha dek “Ey yüce yolun yoldaşı,diye seslenirdi.
Dedi,Safer ayının dünyayı terk ettiğini bana kim müjdelerse.
Kim Safer geçip Rebiul Evvel geldi derse bende ona müjde verip şefaat ederim.
Safer geçip gitti,dedi ukkaşe [peygamber] dedi cennet senindir, a koca arslan”

Bu kitap yaşıyor be kardeşim.Zaten Allah’ın dostları,hak aşıkları ölmez ki,sadece gözün önünden kaybolur.Ahmaklar görmez.Zira yaşadığına en büyük delilimdir bu beyit,hem de saferin son haftası…Tesadüf desem yalan olur.İslam da tesadüf yoktur.Tevafuktur bu ama en güzellerinden.

Hey gidi koca alim Mevlana,söz sana gelince biraz bahsetmeden geçemedim.İstedim ki bu vesileyle adın anılsın.Dostların yad edildiği meclislere rahmet yağar,hisselenelim inşaAllah.

Rabbim nasip ederse 25 Şubat 2010 tarihinde kandiller kandili,geceler gecesi,fahri kainat efendimizin dünyaya teşrif buyurdukları Mevlid kandilini ihya edeceğiz.Her ne kadar , o sallallahu aleyhi vessellemin faziletini inkar etmek isteseler de,o da insan biz de insanız , farkımız yok deyip aradaki nübüvvet farkını fark edemeyenlerin inadına ihya edeceğiz o geceyi.

Mesnevide ki şu beyit aradaki farkı anlamayanlara gelsin.Hani kendini insan sanıp,peygamber ayarına çıkan cühelalara,gümüşle altının arasındaki farkı kavrayamayanların alınlarının çatına vururcasına gelsin o beyit.

“Fakat ben, nas dedim,nennas (insan görünümlü maymun) demedim.Nas,canı bilen candan başkası değildir.
Nas insan demektir,insanlık hani? Sen ,insan başı görmemişsin,kuyruksun…”

Evet ,bu zavallılar,kendilerini fahri kainata denk sayıyorlar o yüzden değerleri düşüyor,düşüyor.Allah bizi de öyle olmaktan muhafaza buyursun.

Mevlid demek bana dirilişi hatırlatıyor.Yeniden bahara kavuşan güller gibi tomurcuklanmalı,dallanmalı,yeşermeli,mis kokuları saçmalı etrafa,Muhammedi ahlakla bezenmiş,Muhammedi gençlikle dolmalı azr ve sema…

Gözün görebildiği yerlere taşınmalı en büyük adam Sallallahu aleyhi vessellem,onun tevhid bayrağı,ötelerde livaül hamd’ın altında olabilmek için, bugünlerde sıratı müstakimde olmalı.İbret almalı büyüklerin hayatından.Bol bol ilimle hem dem olmalı.Sahtekarların eteğine asılmamalı zira onların lastikleri yok !... Düşer maskeleride gerçekler çıkar ortaya.

Sahtekarlardan kastım,günümüz şarlatanlarıdır.İsim olarak neşretmeyeceğim bunları, belki ileri de tek tek derim onlar kimdi?Zaten sözü gereğince uzattık, e artık güçte kalmadı bilekte,son sözleri söyle…

Zaman o denli hızlı ki, akan giden dakikaların önüne set çekip baraj yapsaydık acaba Türkiye’nin kaç yıllık elektirik enerji ihtiyacını giderirdi.Daha yılbaşından bahsederken şimdi Mevlit kandilinden dem vuruyoruz.Ne yapalım, biz bunlarla oyalanırken, ansızın Azrail aleyhisselam dikilecek ve hadi gidiyoruz diyecek.İşte ölüm olduğundan önümüzde,ne yapacağız.Son vakte kadar La ilahe illallah,Muhammeder Resulullah’ı dilden düşürmeyeceğiz.Bu temenniler bir dua mahiyetindedir ve hayat hakikaten bir gariptir.



Yaşandıkça kısalıyor hayat denen,
Kısacık kolları gömleğin…
İster yama,ister yırt.
Elbet tükenecek bir gün .



MEKTUBUN SONU

*Mektubun Kaleme Alınış Tarihi : 12 Şubat 2010 / 28 Safer 1431 /Cuma
·Blogumda yayınlandığı Tarih :4 Şubat 2011 / 1 Rebiul Evvel 1432 / Cuma
·Hizmetten kasıt , bir dönem yazmakta olduğum mektuplardır ki, bunları yurtta kaldığım dönem yazıp, mektupları yazmamı isteyen kardeşime gönderiyordum.
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Arkadaşın söylediklerine katılıyorum.Yaşayan bir kitab, hatta bu kitabın kerametlerinin bile devam ettiğine şahid oldum.Belki anlatırız.Özellikle üstad Bediüzzman olsun , Celaleddin Rumi rahimehullah olsun, ikisininde mesnevisi dertlere şifa kitablardır.Yalnız anlamak için şerhler gerekiyor...Sırlı kitablar olduklarına inanırım...Büyükler demişlerki,,''dert etmeyen anlamaz'', yani biraz onların dertleriyle hemhal olunca ,kitabdaki sırlar ortaya çıkıyor...Vesselam..Ümmetin Cum'ası mubarek olsun, isminden başka bir mubarek sıfatı olmayan firavunun da devrilmesine vesile olsun, Allah sayinizi meşkur etsin,dareyn saadetler versin, Resulü Ekremin hurmetine, vesselamun aleykum..
 
Üst