abla
Doçent
- Katılım
- 21 Kas 2006
- Mesajlar
- 694
- Tepkime puanı
- 16
- Puanları
- 0
Bir başka forumda bi akıl karıştırıcı sormuş;Allah kuranda niye en çirkin ses eşeklerinki demiş.?bizde cevaplamaya çalıştık acizane. burayada taşıyalım dedik.;
Şüphesiz Allah bir dişi sivrisineği de, onun üstündekini de örnek vermekten çekinmez. Böyle bir durumda inananlar bunun Efendilerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. O bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da doğruya iletir. O bununla sadece sapkınları saptırır.
2 Bakara Suresi 26
başka bir bakış açısındanda bahsetmek isterim konunun burasında.insan kuran ve kainat üçüzdürler. insan maddi varlığı itibarıyle küçük,manasıyla büyük bir alem. ve içinde en munisinden en vahşisine kadar tüm hayvanların barındığı bir ormana benzer iç alem. ehline malumdur . karşısındakine bakınca bilir basiret sahibi karşısındaki eşek midir,yılanmı,maymunmu......hangi huya sahipse o görüntüyle görür.
eşek bi yerde daha geçer kuranda; bildiği ilim ,adam olmasına yaramamış olanlar hk. "kitap yüklü eşşek" der rabbim.
eşek bir hayvan olması hasebiyle hesap kitap yok ona .Allahın bir mahluku.tecellideki görevi neyse onu ifa ediyor. ama ona benzeyerek eşek gibi davranana gelince yani,insanlık onurunu hiçe sayıp eşek olmakta direnene gelince esfeli safilindir yani hayvandan aşağı.
Mevlana Hazretleri, bir gün medresesinde ders verirken talebelerine: “Allah (c.c.) Kur’an-ı Mecid’inde, en çirkin ses eşeğin sesidir.” buyuruyor.
“O kadar hayvanın içerisinde eşeğin seçilmesindeki hikmeti nedir?” diye sordu. Talebeleri, bu meselenin açıklamasını kendisine rica ettiler. Mevlana: “Her hayvanın kendisine mahsus bir zikri, tesbihi, iniltisi vardır. Mesela devenin böğürtüsü, aslanın kükremesi, av hayvanlarının inlemesi, sineklerin vızıltısı, arıların uğultusu onların zikirleridir. İnsanların tesbihi ve zikri olduğu gibi gökteki meleklerin de vardır. Halbuki biçare eşek sadece iki vakitte anırır. Birisi, cinsi yakınlık istediğinde, diğeri acıktığında.
Demek ki eşek, şehvetinin ve boğazının esiridir. Gönlünde Allah’a ait bir dava, bir sevda bulunmayan, sadece midesini ve şehvetini düşünen birisinin sesi Allah katında eşek sesi gibidir veya daha aşağıdır.”
kuran,sadece eşekten değil bir çok hayvandan bahseder.
<DIV align=center>
Ankebut 41
Ve bunlar içinde en aşağısı lanet, en yukarısı da şeytana tapmaktır. Demek ki şeytana tapmak, bunların hepsini gerekli kılan bir şer başlangıcıdır. Bunlar önce melûn olur, Allah'ın rahmetinden uzaklaştırılırlar. İkinci olarak uzaklaştırılmakla kalmaz Allah'ın gazabı başlarına çöker, elemler ve belalar içinde kıvranırlar. Üçüncü olarak maymun gibi bir insan taklitçisi, kararsız, değişken, sahtekâr, bir bakıma zeki, insanın her yaptığını derhal taklit eder, fakat gerçekte ne yaptığını bilmez, taklid derdiyle her felakete atılır, sevkedilir, gayet çirkin, suratsız bir maskaralık örneği veya domuz gibi canavar, boynu bükülmez, kafası tuttuğuna gider, her kötülüğü yapar, her pisliği yer, derisi bile debâğat (tabaklama) kabul etmez, çirkin, nefret edilen, kahredilmiş bir cinayet ve alçaklık timsali olur giderler.
Kuranda bu ifadeler hayvanları tahkir için değil,insanı tekdir için kullanılmıştır. bizi insan olarak yarattı.hayvan gibi davranmamızı isteseydi öyle yaratırdı. öyleyse bakalım kendimize insana yaraşır mı hareketlerimiz. yoksa,hakkımızda tilki gibi kurnaz mı ,örümcek gibi ağ örüyomu,maymun gibi kişiliksiz mi.....vs. en kötüsü şeytan gibi ince tuzaklarla sadrlara vesvese vermeye çalışan bir mahluka mıı benziyoruz............tekrar edeyim bu yüzümüz basiret ehline ayan. yani bizi o iç yüzümüzle görüler.rasulullahın bir hadisiyle bitireyim;"müminin firasetinden sakının çünkü o Allahın nuruyla bakar"yani kalp gözü, açık olan görür sen nesin.insan mı ,hayvanmı,şeytan mı....
Şüphesiz Allah bir dişi sivrisineği de, onun üstündekini de örnek vermekten çekinmez. Böyle bir durumda inananlar bunun Efendilerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. O bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da doğruya iletir. O bununla sadece sapkınları saptırır.
2 Bakara Suresi 26
başka bir bakış açısındanda bahsetmek isterim konunun burasında.insan kuran ve kainat üçüzdürler. insan maddi varlığı itibarıyle küçük,manasıyla büyük bir alem. ve içinde en munisinden en vahşisine kadar tüm hayvanların barındığı bir ormana benzer iç alem. ehline malumdur . karşısındakine bakınca bilir basiret sahibi karşısındaki eşek midir,yılanmı,maymunmu......hangi huya sahipse o görüntüyle görür.
eşek bi yerde daha geçer kuranda; bildiği ilim ,adam olmasına yaramamış olanlar hk. "kitap yüklü eşşek" der rabbim.
eşek bir hayvan olması hasebiyle hesap kitap yok ona .Allahın bir mahluku.tecellideki görevi neyse onu ifa ediyor. ama ona benzeyerek eşek gibi davranana gelince yani,insanlık onurunu hiçe sayıp eşek olmakta direnene gelince esfeli safilindir yani hayvandan aşağı.
Mevlana Hazretleri, bir gün medresesinde ders verirken talebelerine: “Allah (c.c.) Kur’an-ı Mecid’inde, en çirkin ses eşeğin sesidir.” buyuruyor.
“O kadar hayvanın içerisinde eşeğin seçilmesindeki hikmeti nedir?” diye sordu. Talebeleri, bu meselenin açıklamasını kendisine rica ettiler. Mevlana: “Her hayvanın kendisine mahsus bir zikri, tesbihi, iniltisi vardır. Mesela devenin böğürtüsü, aslanın kükremesi, av hayvanlarının inlemesi, sineklerin vızıltısı, arıların uğultusu onların zikirleridir. İnsanların tesbihi ve zikri olduğu gibi gökteki meleklerin de vardır. Halbuki biçare eşek sadece iki vakitte anırır. Birisi, cinsi yakınlık istediğinde, diğeri acıktığında.
Demek ki eşek, şehvetinin ve boğazının esiridir. Gönlünde Allah’a ait bir dava, bir sevda bulunmayan, sadece midesini ve şehvetini düşünen birisinin sesi Allah katında eşek sesi gibidir veya daha aşağıdır.”
kuran,sadece eşekten değil bir çok hayvandan bahseder.
<DIV align=center>
Ankebut 41
Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi! *
Allah, onlar'ın kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Araf 175-Onlara (yahudilere), kendisine ayetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini okuAllah, onlar'ın kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Araf 176
Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.
Ey Muhammed, o kitap ehline şöyle de: Daha kötüsünü çok önemli bir şekilde haber vereyim mi? İşte Allah'ın lanetlediği (Bkz: Bakara, 5/13) ve kendilerine gazab ettiği, ve kendilerinden maymunlar ve domuzlar yaptığı, ve bir de tağuta tapan, şeytana kulluk eden kimseler. işte bunlar mevkice daha fena ve doğru yoldan daha çok sapmış kimselerdir. Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.
Ve bunlar içinde en aşağısı lanet, en yukarısı da şeytana tapmaktır. Demek ki şeytana tapmak, bunların hepsini gerekli kılan bir şer başlangıcıdır. Bunlar önce melûn olur, Allah'ın rahmetinden uzaklaştırılırlar. İkinci olarak uzaklaştırılmakla kalmaz Allah'ın gazabı başlarına çöker, elemler ve belalar içinde kıvranırlar. Üçüncü olarak maymun gibi bir insan taklitçisi, kararsız, değişken, sahtekâr, bir bakıma zeki, insanın her yaptığını derhal taklit eder, fakat gerçekte ne yaptığını bilmez, taklid derdiyle her felakete atılır, sevkedilir, gayet çirkin, suratsız bir maskaralık örneği veya domuz gibi canavar, boynu bükülmez, kafası tuttuğuna gider, her kötülüğü yapar, her pisliği yer, derisi bile debâğat (tabaklama) kabul etmez, çirkin, nefret edilen, kahredilmiş bir cinayet ve alçaklık timsali olur giderler.
Kuranda bu ifadeler hayvanları tahkir için değil,insanı tekdir için kullanılmıştır. bizi insan olarak yarattı.hayvan gibi davranmamızı isteseydi öyle yaratırdı. öyleyse bakalım kendimize insana yaraşır mı hareketlerimiz. yoksa,hakkımızda tilki gibi kurnaz mı ,örümcek gibi ağ örüyomu,maymun gibi kişiliksiz mi.....vs. en kötüsü şeytan gibi ince tuzaklarla sadrlara vesvese vermeye çalışan bir mahluka mıı benziyoruz............tekrar edeyim bu yüzümüz basiret ehline ayan. yani bizi o iç yüzümüzle görüler.rasulullahın bir hadisiyle bitireyim;"müminin firasetinden sakının çünkü o Allahın nuruyla bakar"yani kalp gözü, açık olan görür sen nesin.insan mı ,hayvanmı,şeytan mı....