Mesciddeki Kütüğün Resulullah ve Ashabın yanında ağlaması

Hattabi

Ordinaryus
Katılım
24 Ara 2013
Mesajlar
2,452
Tepkime puanı
36
Puanları
0

“Peygamber Efendimiz (asm) Mescid-i Şerifte hutbe verirken dayandığı hurma ağacından olan kuru bir direk vardı. Daha sonrasında minber yapılınca Efendimiz (asm) hutbe verdiği zaman onun üzerine çıkıp hutbeye başladı.

Tam bu esnada artık üzerinde hutbe okunmayan kuru direk deve gibi inleyerek ağladı. Ağlama sesini bütün cemaat işitti. Bunun üzerine Efendimiz (asm) minberden inerek direğin yanına geldi, elini üstüne koydu, onunla konuştu teselli verdi. Direğin ağlama sesi bunun üzerine kesildi
.”[14]

Bu mucize çok meşhurdur ve hakiki mütevatirdir.[15] Çünkü en büyük sahabelerden oluşan büyük bir cemaatin içerisinde vuku bulmuş ve on beş ayrı sahabe tarafından nakledilmiştir.[16] Ardından tâbiînin yüzlerce imamı bu rivayeti nakledenler zinciriyle alıp sonraki asırlara ulaştırmışlardır.

Bu rivayetin arkasında sahabelerin alimlerinden ve hadis rivayet edenlerin reislerinden Hazreti Enes ibni Mâlik (Efendimizin hizmetçisi)[17], Hazreti Câbir bin Abdullahi’l-Ensârî (Efendimizin hizmetçisi)[18], Hazreti Abdullah ibni Ömer[19], Hazreti Abdullah bin Abbas[20], Hazreti Sehl bin Sa’d[21], Hazreti Ebu Saidi’l-Hudrî[22], Hazreti Übey ibni’l-Kâ’b[23], Hazreti Büreyde[24], müminlerin annesi Hazreti Ümmü Seleme[25]gibi sahabeler rivayet etmişlerdir. Başta Buharî, Müslim olmak üzere sahih hadis kitaplarında bu mucize yer almıştır.

Sehl ibni Sa’d, bu mucizeyi naklederken der ki:
Direğin ağlaması üzerine, cemaatin içinde de ağlamalar çoğaldı.

Diğer bir rivayette[26], Allah Resulü (asm) direğin ağlamasını
Onun yanında okunan zikir ve hutbedeki İlâhî zikirlerden ayrı kaldığı için ağladı.” şeklinde açıklamıştır.

Diğer bir rivayette de[27] Efendimizin (asm)
Ben onu kucaklayıp teselli vermeseydim, bu ayrılıktan dolayı kıyamete kadar böyle ağlaması devam edecekti.dediği rivayet edilmektedir.

Hazreti Büreyde’nin rivayetinde der ki:
Direk ağladıktan sonra, Allah Resulü (asm) elini üstüne koyup ona dedi ki:

“İstersen seni eski yerine nakledeyim. Orada kök salar, büyüyüp gelişirsin, yaprakların tazelenir ve defalarca meyve verirsin. Eğer cenneti istersen seni cennette dikeyim; orada meyvelerinden Allah’ın sevgili kulları yer.”


Ardından direk cevap verdi, verdiği cevabı yanındaki sahabeler duydular. Direk dedi ki:
Cennette beni dik ki, benim meyvelerimden, Cenâb-ı Hakk’ın sevgili kulları yesin. Hem bir mekân ki, orada bekà bulup, çürümek yoktur.

Allah Resulü (asm) ona
“Öyle yaptım.” diye cevap verdi. Sonra sahabelerine dedi ki: Bâki olan âhireti fâni dünyaya tercih etti.”

Hazreti Übeyy ibni Kâ’b der ki: Bu harika hadiseden sonra Allah Resulü (asm) emretti ki,
Direk minberin altına konulsun.”

Mescid-i Şerif’in tamirine kadar minberin altında kaldı. O zaman Hazreti Übeyy ibni Kâ’b yanına aldı; çürüyünceye kadar muhafaza edildi.[28]

Meşhur Hasan-ı Basrî, şu hadiseyi talebelerine ders verdiği vakit ağlardı ve derdi ki:

“Ağaç, Allah Resulü’ne (asm) meyil ve iştiyak gösteriyor. Sizler daha fazla iştiyaka, meyle hak sahibisiniz.(Kütük bile ağlıyor, sizin daha çok ağlamanız gerekir).
[29]



[14]Buhârî, Menâkıb, 25, Cum’a, 26; İbni Mâce, İkâme, 199; Nesâî, Cum’a 17; Tirmizî, Cum’a, 10, Me nâkıb, 6; Dârimî, Mukaddime, 6, Salât, 202; Müsned, 1:249.
[15]el-Kettânî, Nazmü’l-Mütenâsir, 134-135.
[16]İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 125-132.
[17]Enes ibni Mâlik tariki: Buharî, Menâkıb: 25; Tirmizî, Menâkıb: 6, Cum’a: 10; İbni Mâce, İkame tü’s-Salât: 199; Dârîmî, Mukaddime: 6; Salât: 202; Müsned, 1:249, 267, 363, 3:226.
[18]Câbir bin Abdullah-il-Ensârî tariki: Buharî, Menâkıb: 25; Tirmizî, Menâkıb: 6, Cum’a: 10; Nesâî, Cum’a: 17; İbni Mâce, İkametü’s-Salât: 199; Dârîmî, Mukaddime: 6 (Câbir’den üç ayrı tarikle); Sa lât: 202; Müsned, 3:293, 295, 306, 324.
[19]Abdullah ibni Ömer tariki: Buharî, Menâkıb: 25; Tirmizî, Cum’a: 10 Tirmizî (tahkik: Ahmed Şâ kir), no. 505, Menâkıb: 6; Dârîmî, Mukaddime: 6.
[20]Abdullah bin Abbas tariki: Tirmizî, Menâkıb: 6; Cum’a: 10; Dârîmî, Mukaddime: 6; Salât: 202; Müs ned, 1:249; Müsned, 1:363.
[21]Sehl bin Sa’d tariki: Tirmizî, Menâkıb: 6; Cum’a: 10; Dârîmî, Mukaddime: 6; Salât: 202; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:62.
[22]Ebû Saîd-il-Hudrî tariki, Dârîmî,Mukaddime: 6.
[23]Ubey ibni’l-Kâ’b tariki: Tirmizî, Cum’a: 10; İbni Mâce, İkametü’s-Salât: 199; Dârîmî,Mukaddi me: 6; Müsned, 139; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:62; Mubârekforî, Tuhfetü’l-Ahvezî,3:22.
[24]Büreyde tariki: Dârîmî,Mukaddime: 6.
[25]Ümmü’l-Mü’minîn Ümmü Seleme tariki: Tirmizî, Menâkıb: 6; Cum’a: 10.
[26]Yani, Câbir ibni Abdullah tariki. Buharî, Menâkıb: 25.
[27]Yani, Enes ibni Mâlik ve Abdullah ibni Abbas tariki. Dârîmî,Mukaddime: 6.
[28]Kadı İyâz, eş-Şifâ, 1:304; İbni Mâce, İkametü’s-Salât: 199; Dârîmî,Mukaddime: 6; Kadı İyâz, eş-Şifâ, 1:304.
[29]Kadı İyâz, eş-Şifâ, 1:305.

 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Hasan-ı Basrî, şu hadiseyi talebelerine ders verdiği vakit ağlardı ve derdi ki:

“Ağaç, Allah Resulü’ne (asm) meyil ve iştiyak gösteriyor. Sizler daha fazla iştiyaka, meyle hak sahibisiniz.(Kütük bile ağlıyor, sizin daha çok ağlamanız gerekir
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
islam dini ağlıyarak yaşan maz camiler ağlama duvarı değil müslümanlarda odun değil odun ağladı diye yalan uyduran vede ona inananlar odun gibidirler islam kurana dayalı bir dindir şu dedi bu dedi dedi kodu koca karı masılı hiç değildir
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Bilmediğin için seni mazur görüyorum birader.Alim biri olsaydın başka türlü konuşurdum.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
alimler ayetlerle konuşur size ap açık kuranı gönderdik akletmez misiniz ayetini iyi okuyun
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
o zaman kurandan ayetler yazın insanlar fayda görsün
odun ağladı hikayesini geçin karşınızda odunlar yok insanlar var yutmuyor artık bu hikayeyi
 
Üst