Mektûbât-ı Rabbânî Köşesi...

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
cemalii kardeşim, Putkıran, veri, Itri gibi tarikat münkirlerine cevap vermenin lüzumsuz olduğunu düşünüyorum. Sadece laf dalaşı.. Üslubu ile adam gibi yazsalar cevap verilir ama böyle boş konuşmalar..

Din peygambersiz olmazmış, tarikat da şeyhsiz o zaman o da mı din diyecek kadar zekası olan biriyle muhatabsın. Takım da kaptansız olmaz, okul da öğretmensiz, mezhep imamsız, camii de imamsız olmaz.. Ne olacak şimdi hepsi ayrı bir din mi.. Saçma sapan sözler. Tarikatın savunulması yapılmaz, münkirler kendi pisliklerinde kalsın bize ne. Yazarım bir iki ki millet onların sahte gülüşüne kanmasın. Bugün senin şeyhine söven yarın seni bir kaşık suda boğar. Bilinsin münkirler o kadar. Yoksa ne halt ederlerse etsinler. Vakte yazık.

Birileri Itri siz yapamaz. Hay Itri kadr taş düşsün kafana emi, belki akıllanırsın.
Sen diğer konularada yazdığım gibi git şeyhinden bir edep-terbiye dersi al, gelde ondan sonra konuş.
Ben bir yere yorum yaptıysam öyle konuş.
Hiç katılmadığım yerlerde niye boyuna bana taş atıyorsun?
Maydanozluk tam huyun olmuş senin. Senin gibi tarik ehli olmaktansa benim yolum daha iyi...

Forumdaki birileri gibi "enel hakk" demiyoruz.

Talip bey diyorki: Bizde iman hizmeti yapıyoruz.
Tarikatçı kardeşlerim yapıyorlardır da ,
Sen çamur atmak, ispat edemiyeceğin- edemediğin şeylerle uğraşmaktan bırak iman hizmetini, günlük zikrini bile yapabildiğini sanmıyorum
Daha fazlası ise;
Geceyarılarına kadar nasıl çamur atarım, islam kardeşliğini nasıl berhava ederim diye düşünmekten bazı sabah namazlarını kaçırdığını bile tahmin ediyorum.
O zaman sana kendi belan yetişir.
Bir daha diyeceklerin varsa de, adımı kullanma. Yoksa sabrim sınırsız değildir.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Birileri Itri siz yapamaz. Hay Itri kadr taş düşsün kafana emi, belki akıllanırsın.
Sen diğer konularada yazdığım gibi git şeyhinden bir edep-terbiye dersi al, gelde ondan sonra konuş.
Ben bir yere yorum yaptıysam öyle konuş.
Hiç katılmadığım yerlerde niye boyuna bana taş atıyorsun?
Maydanozluk tam huyun olmuş senin. Senin gibi tarik ehli olmaktansa benim yolum daha iyi...

Forumdaki birileri gibi "enel hakk" demiyoruz.

Talip bey diyorki: Bizde iman hizmeti yapıyoruz.
Tarikatçı kardeşlerim yapıyorlardır da ,
Sen çamur atmak, ispat edemiyeceğin- edemediğin şeylerle uğraşmaktan bırak iman hizmetini, günlük zikrini bile yapabildiğini sanmıyorum
Daha fazlası ise;
Geceyarılarına kadar nasıl çamur atarım, islam kardeşliğini nasıl berhava ederim diye düşünmekten bazı sabah namazlarını kaçırdığını bile tahmin ediyorum.
O zaman sana kendi belan yetişir.
Bir daha diyeceklerin varsa de, adımı kullanma. Yoksa sabrim sınırsız değildir.

Münkir tip ve karaktere tam uygunsun. Hastalıkların ortaya çıkınca, siz de öyle olmayasınız diyorsun :)

Sabrını mabrını bilmem. Bu zamanda tarikat olmaz diyen sizsiniz,Allah Dostlarının kabul ettiği doğruları bunlar mı tasavvufa delil olacak diyerek minik aklınız, kara vicdanınız ile hesapta Allah Dostlarını safsatacı kabul eden yine sizsiniz. Hal böyle olunca bu zamanın tarikatlarını ve mürşidlerini yalancı kabul eden yine sizsiniz. Sizsiniz derken senin gibilerin topundan cümlesinden bahsediyorum. Hem seni bu zamanda tarikat götürenleri yalancı ve aldattıcı kabul et, tarikat zamanı değil diyerek, hem de bu pisliklerin içerisinde uhuvvet de. Hem inkar et, hem uhuvvet de. Hem inkarın Allah Dostlarına uzansın hem de daha çok bağırırsam, haklı görülürüm belki de. Sen nefsinden yazarsın, biz Allah dostları tarafından. Sen kafandaki, o kömür kalbindekini yazarsın, biz evliyaullahın dediklerini. Şimdi kim uhuvvete karşı imiş sen söyle, o kara vicdanınla da olsa muhasebe et. Biz asla nurcular aleyhinde yazmaz, o yola ilişmez iken sen, sadece o yolun münkirlerine cevap verirken, sen bilgisizliğin ve cahilliğin ile, minik aklın ile, Allah'ın vermiş olduğu o akıl ile Allah'ın dostlarını tartmaya çalış. Yok Ömer efendi sallıyormuş, tarikata delil neymiş, yok o da üstazı gibi bu zaman tarikat zamanı değil dermiş :) Seni zavallı! Sen bunları demekle Menzil'e gidenlerin otoüslerini durdurabileceğini mi zannediyorsun, sen bunu demekle dünyanın her yerine giden ehli tarikin önüne dikenler atarak vazgeçirebileceğini mi sanıyorsun, sen bunu demekle gece kaim,sabah saim ehli tariki Allah demekten alıkoyabileceğini mi zannediyorsun? Hülasa sen zaman tarikat zamanı değil diyerek, bu zamanın şeyhlerini yalancı ve aldatıcı olarak takdim ederek, ne yaptığını zannediyorsun?

Sen münkir tiplere bir örneksin sadece. Yoksa derdim senin şahsın değil. Banane senin münkirliğinden, zamanı tarikat zamanı olmama görmenden. Al Putkıranı, veriyi, size destek veren Aşık!'ları ne halt yersen ye. İki dürttük münkirlik aktı kalbinden. İçindeki dışına sızdı. Ahirette karşılığını bulmadan önce belki bu dünyada utanırsın. Bence utandın da ondan bağırmak istiyorsun.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Said Havva merhum Ruh Terbiyemiz adlı eserinde bu hususu şöyle dile getiriyor: “Asrımız şehvet, duygusallık ve maddecilik asrıdır. Bu gibi şeyleri en az onların seviyesinde ve ayarında şeylerle karşılamamız lazımdır. Onun için diyorum ki, bu tehlikelere sadece tasavvufi terbiye ile karşı konulabilir”

“Tasavvufi tecrübeden yararlanmaksızın hayat seyrinin ve asrımızın giriftleştirdiği ruh hastalıklarından çoğunu tedavi etmemiz mümkün değildir."

“Çok denedim, çok gördüm. Ama İslam esaslarına uygun temiz bir tasavvufi terbiye almış kişiler dışında nefiste kemal, sülukta ihsan ve akıllıca muamele gücüne sahip nadir kimseler gördüm” -O nadir dediği insanlar da ilmi ile amil zatlar olup, ehli tasavvufun muhabbetini duyanlar olsa gerek-
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Bundan sonra ismin maydanoz taliptir, böyle biline...
Şu şeyhinin varsa adını, meil adresini verde, şu fesatçı, islam kardeşliğinden, tarikat edebinden nasipsiz mesajlarını oraya yollayayım, bir incelesin.
Ve "terbiyesiz" olduğunu kendin itiraf ettiğine göre maydanozluktan daha çok "terbiyesizliğini kabul eden talip" olduğunu üşenmeden ismini gördüğüm her yere yazacağım.

ENSENDEYİM İNTERNET MÜSEDE ETTİKÇE..
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Cübbeli der ya, Adnan Oktar'a sen Mehdi değilsin dedim, bana çatmaya başladı diye :) Itri de zaman tarikat zamanı değildir safsatası adı altında zamanın şeyhlerini yalancı ve aldatıcı kabul etmiş, hatta onlardan birini sözlerini kendi ilimsizliğine kurban etmiş, bu pespaye durumu ile uhuvvetin önündeki şakirtciklerden biri olduğu kendisine söylenince nefsinin pençesinde ben de seninle savaşarım gör bakalım çocukluğunu göstermiş :) Sen zamanın büyüklerini inkar et, yollarını inkar et, bu zamanda olmaz de, sonra yapageldiklerini sana sırtındaki akrebi gösterendeymiş gibi göstermeye çalış. Bunu da böyle çocuksu yazılarla yap. Sen benim için mühim değilsin. Sen örneğinde tarikat münkirlerinin yapısını ortaya koyuyorum. Seni dahi örnek göstermeme gerek yok ama demek ki kabahatin büyük sen bu çirkinliğin örneği oldun.

Lakap takacakmış bana her yerde söyleyecekmiş :) Karakterindir yapamazsın demem. Herkes karakterini ortaya koyar. Topla şakirtleri de bu zamanda neden tarikat olmaz anlat millete belki kafalarsın bir tane insan. Artık bunu anlatırken zamanın şeyhleri yalancı mı dersin aldatıcı mı dersin ne dersin bilemem.

Düşünün ki bu zamanda tarikat olmaz diyen böylesi tipler, ne dediğini bilmeden, laflarının nereye çıkacağını kestiremeden, akıl, izan ve insaftan yoksun bir şekilde abilerinin kendilerine ezber ettiklerini söylediklerinden bu duruma düşüyorlar, Allah Dostlarının inkar ediyorlar, milyonların takip ettiği yolların yalanlaycısı oluyorlar, uhuvvetin önündeki en büyük engellerden biri oluyorlar, sonra size ne kardeşim milletin tarikatından diyen kişiye sen bana ne bulaşıyorsun diyorlar :)

Hadi yap karakterinin gereğini, bu zamanda tarikat olmaz diyen, tarikat sahiplerini inkar eden münkir!

Ama ben kavgacı bir yapım yoktur. Sadece Allah Dostlarının inkarına kızarım ondan yazarım. Yoksa beni sinirli görmek zordur. Senin çocuksu ve cahil karakterinle birebir savaş veremem. Sıkılırım da. Hani cevap verebilecek kudreti görsem, derim ki fikirler çatışır ama o da yok. Çocukca sen bana cahil dedim, o zaman ben de sana cahil dedim, sen bana bunu dedin, ben de sana bunu dedim. Ben daha ağır konuştum gibi avamca çocukca durumlar. Böylesine yokum yani, uğraşamam da. Sen yine karakterinin gereğini yap. Beni münkirlerin Allah dostlarını ve bu zamandaki tarikatları inkarı ilgilendiriyor. Şahsıma ne dersen deee... Hepsi yazılır, kaydediler bir yerlere.. Bizim savunmamız da sizin inkarınız da..

Senin gibi bir karakterde olsam, sen tarikat yok mu dedin, aha bende risaleler kötü dedim derim. Sen şeyhleri yalancı ve aldatıcı mı dedin, aha bende Saidi Nursi merhum hepinizi kandırmış derim. Halbuki öyle bir durum yok. Saidi Nursi hz.leri büyük velilerdendir, zamanın kutuplarındandır, belki hikmet kutbudur, takipçileri iyidir hoştur güzeldir. AMMAA münkirlik yapanlara kızarız!
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Son Fedai, Cemali ve "terbiyesizliğini kabul eden talip" dışındaki bütün tarikatçı kardeşlere sesleniyorum:

Benim mesajlarımı dikkatle takip eden herkez bilirki tarikatlere düşman değilim. Açtığım hiçbir konu tarikatlere ait değildir. Bir takım yanlış anlamalara sebeb olabilecek cevaplarımda ise ne bir islam büyüğüne, ne de harhangi bir tarikate hiç kötü söz söylemedim.Görüşlere katılmadığımı söyledim o kadar. İnternette bir çok malzeme var. Ne ve hangi konuda istersen. Ben onları kullanabilirdim. Ama ayrılık noktalarını kaşımanın ne pratiğe bir faydası ne de islam kardeşliğine bir faydası olmaz. Bundan dolayı tarikat- tasavvuf yolunu kendime bir rehber olarak seçmesemde asla karşısında oolmadım, duyduğum hizmetlerini de her durumda alkışladım. Hala aynı düşüncedeyim. Prof. Coşan Avusturalya'da bir hizmetini duyduğumda bende gururlandım. Aziz Hüdai vakfı Azerbaycan daki hizmetlerini duyunca bende sevindim. vs.vs. Ama yolum başka, bu da doğaldır.

"terbiyesizliğini kabul eden talip" olayında ise durum şöyle oldu: Ben bir konuda co ile tatlı-sert yazışırken hiç ismini kullanmadığım, yine bir büyüğe h.çbir söz söylemediğim, bir tarikat ismi vermediğim halde bu kişi maydanoz gibi araya girdi, beni inkarcılıkla suçladı. Devam eden tartışmada tuğrul beyin videosunu koydu seyret diye.. Bende beğenmedim ve hakaret etmeden fikirlerine katılmadığımı söyledim. Bu zat sorulara cevap verme yerine çamur atmaya devam etti.

Herşeyi bırakın, sadece "sahabeden biat eden sayısı 600 kişi değildir. Sadece Hudeybiye de biat eden 1500 sahabi vardı. O ifade yanlış" dediğimde ben büyükleri yalancılıkla suçluyor oldum. Halbuki yapacağı belliydi. Tuğrul hocaya inanıyorsa kabullenilmiş tarihi kaynaklardan beni çürütebilir, bende özür dilerdim. Bunu yapmak yerine, islam kardeşliğine hiç sığmayacak şekilde kalbimi kömür olmakla suçladı. Buda islam tarihini bilmediğinden. Yoksa bilirdi efendimizin sav " kabini açtındamı baktın" ifadesini.

Bilen bilir bu forumda kime olursa olsun kim bir islam alimini suçluyorsa karşısında oldum. Seyyid Kutubu takip etmediğim halde arkasından laf konuşanların hep karşısında oldum.

"Aynı mantıkla üstada bağlı olduğum halde hiç bir zaman onun "zaman tarikat.." sözünü buraya taşıyan olmadım. Arkadaşlar tevil yoluna gittiğinde; "Arkadaşım ne gocunuyorsun, biz nurcular kabul ediyoruz. Sizde etmiyoruz deyin yeter ,bu yüzden forumda günlerce tartışmanın alemi yok" dedim.

Biz Kur'anın hepimizi kardeş yaptığı müminleriz. Herkez hizmetini yapar, kardeşliğe halel getirmez, buna aykırı cümlelerden hareketlerden vs. kaçar. Ben böyle olması gerektiğini düşünüyorum.

Bu yazıyı niye yazdım? Çünki "kendini tarbiyesiz" olarak vasıflandıran biri, bütün bunlara dikkat etmeyerek saldırmakta.. O'nu geçtim bari siz kardeşlerim beni yanlış, tarikat düşmanı bilmeyin yeter. Tarikat yolcusu değilim, yolum ayrı, ama düşman hiç değilim bütün müminler benim kardeşimdir.

Selam ve muhabbetle..
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
"terbiyesizliğini kabul eden talip" sen ver şu şeyhinin meilini. Korkma.şikeyet yok. Sadece şu mesajlarını postalayıvereceğim.
Yiğit olan çamurunun arkasında durur değilmi?
Lafı dolaştırma. hem ben sana lakap takmıyorum "terbiyesiz olduğunu kendin yazdın. herhalde kendini iyi bilirsin.
Bekliyorum..
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Bu arada malum şahıs -ummuyorum ama- özür dileyinceye kadar tarafımdan kendini adlandırdığı şekliyle anılacaktır.
Maydanozdan vazgeçtim, maydanoza hakaret oluyor.
En iyisi kendi tanımı: "terbiyesizliğini kabul eden talip"
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Kaale alındığını zannediyorsun herhalde. Bizim bir şey kabul ettiğimiz yok. Karakterini sergilemekte serbestsin dedim sadece. Neyi nereden nasıl anlarsın orasına karışmam.

Zaman tarikat zamanı değildir demek, bu zamanın şeyhlerini aldatıcı kabul etmektir, zira onlar tarikatı devam ettirmektedirler. Sen bunu anlamayacak kadar aklın başında değil.

Terbiyesizliğinle lakap takmaya devam eyle. Kur'an ayeti gelir hakkından bir gün. Biz böylesi çocukluklarla ilgilenmeyiz :)

Tarikatlar kendilerini Hz Peygambere dayandırır ama kaynak yoktur türünden zırvalar da senden. Bu dahi inkarının göstergesidir. Sadece hizmetlerine eyvallah dersin, ama esasına karşı münkirlik her yerinden akar görürüm. Sadece zaman tarikat zamanı değildir demek bile bu asrın şeyh efendilerini inkar ettiğini gösterir ki bu sözü bugün için geçerliği olduğunu söyleyen de sensin. Sen lakap takmaya devam et, forumun nurcu banisini mesrur et -artık oluyordur olmuyordur orasını bilemiyorum-, o mesrur iken kimse laf edemez sana korkma, terbiyesizliğini terbiye lafını ağzına alarak devam eyle :)

Ha anlatmaya da devam et, bu zaman tarikat zamanı neden değil.. Ehli tarik insanlar var burada, belki seni dinlerler de şeyhlerden kaçarlar.

Zaten dini forumlarda zaman tarikat zamanı değildir diyebilen birisi neden barındırılır anlamam.
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Kaale alındığını zannediyorsun herhalde. Bizim bir şey kabul ettiğimiz yok. Karakterini sergilemekte serbestsin dedim sadece. Neyi nereden nasıl anlarsın orasına karışmam.

Zaman tarikat zamanı değildir demek, bu zamanın şeyhlerini aldatıcı kabul etmektir, zira onlar tarikatı devam ettirmektedirler. Sen bunu anlamayacak kadar aklın başında değil.

Terbiyesizliğinle lakap takmaya devam eyle. Kur'an ayeti gelir hakkından bir gün. Biz böylesi çocukluklarla ilgilenmeyiz :)

Tarikatlar kendilerini Hz Peygambere dayandırır ama kaynak yoktur türünden zırvalar da senden. Bu dahi inkarının göstergesidir. Sadece hizmetlerine eyvallah dersin, ama esasına karşı münkirlik her yerinden akar görürüm. Sadece zaman tarikat zamanı değildir demek bile bu asrın şeyh efendilerini inkar ettiğini gösterir ki bu sözü bugün için geçerliği olduğunu söyleyen de sensin. Sen lakap takmaya devam et, forumun nurcu banisini mesrur et -artık oluyordur olmuyordur orasını bilemiyorum-, o mesrur iken kimse laf edemez sana korkma, terbiyesizliğini terbiye lafını ağzına alarak devam eyle :)

Ha anlatmaya da devam et, bu zaman tarikat zamanı neden değil.. Ehli tarik insanlar var burada, belki seni dinlerler de şeyhlerden kaçarlar.

Zaten dini forumlarda zaman tarikat zamanı değildir diyebilen birisi neden barındırılır anlamam.

Emrin olur terbiyeszliği kabul etmiş kişi..
Rica et de atıversinler..
Rahatça at koşturacağın çiftlik olsun burası..

Yukarıdaki soruya verecek cevabın olmadığı için es geçtiğini biliyorumda,
Bu arada şu şeyhinin meilini niye vermezsin merak ediyorum..

Hakaret, kişinin kabul etmediği, kendinde olmayan bir şeydir. Onun için zaten münkir sıfatı istediğin kadar söyle bana yapışmaz.
Fakat sen kendin "terbiyesiz" olduğunu kendin yazdın zaten, unuttuysan adresi hatırlatıvereyim..
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Gerzeklik yapma, öyle bir şeyi demedim ben. En fazla klavye sürçmesi olabilir bu da sen karakterliye delil olur ancak. Lafını edebini bil de konuş.

Senin kör kalbin minik aklın, şeyhleri halen kendin gibi zannetmenden belli. Mail adresi verecekmişim!

İnkarının nereden çıktığını yazdım. Yazacaksan konu hakkında yaz, gerzekliklerinle uğraştırma beni. Neden hemen böyle olursunuz, konudan sapıp, şahıslarla uğraşırsınız. Senin abilerinden şeyhleri yalancı ilan eden varken, senin edepsiz ve terbiyesizliğinle mağrur olmanı anlamıyor değilim.
 

yusufsaid

Profesör
Katılım
17 Şub 2011
Mesajlar
873
Tepkime puanı
407
Puanları
0
Konum
Ankara
mürşidsiz müslüman olamazsınız demiyoruz.
tasavvuftaki mutmainnne makamına gelemezsiniz diyoruz.
ben geleni görmedim.

sadece şuna takıldım: sizin görmemeniz olmadığına delil midir?
Tasavvufu bir okul gibi düşünürseniz, okula hiç gitmemiş birinin asla ikinci sınıftan üçüncü sınıfa geçemeyeceğini ifade ediyorsanız, gerek yok zaten mantıksal olarak öyle olmalı. Ancak her doğru okulda öğrenilmez. Kimi ilkokul terkler ya da ümmiler! yüksek lisans mezunlarına taş çıkartabilir. Allah ilmi taleb edene dilediği şekilde verir. Kimisine de ne kadar diz değdirse ve dirsek çürütse de vermez..
Demek istediğimiz şu: Kimi mürşidler ete kemiğe bürünmüyor...Böyle bir mürşidinin olması 'yol'da değilsin demek değildir...
Selametle..
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Gerzeklik yapma, öyle bir şeyi demedim ben. En fazla klavye sürçmesi olabilir bu da sen karakterliye delil olur ancak. Lafını edebini bil de konuş.

Senin kör kalbin minik aklın, şeyhleri halen kendin gibi zannetmenden belli. Mail adresi verecekmişim!

İnkarının nereden çıktığını yazdım. Yazacaksan konu hakkında yaz, gerzekliklerinle uğraştırma beni. Neden hemen böyle olursunuz, konudan sapıp, şahıslarla uğraşırsınız. Senin abilerinden şeyhleri yalancı ilan eden varken, senin edepsiz ve terbiyesizliğinle mağrur olmanı anlamıyor değilim.

Bir daha demedim dersen alıntı ile gözönüne koyuveririm, edebsizliği kabul eden kişi.
Kendinin ne yazdığını bilemiyecek kadar şaşkınmısın?
Knu falan kalmadı sayende.
Adın belli, takipteyim..
 

bulut_bey79

Kıdemli Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
12,118
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
3422unitedstates.spaces.live.com
Mektubat-ı Rabbani

Sual: İmam-ı Rabbani hazretlerinin yazdığı Mektubat’ın özelliği nedir?
CEVAP: İtikad ve fıkıh bilgilerini, tasavvufun marifetlerini açıklayan ve Müslümanlara her konuda yol gösteren, çok kıymetli bir eserdir. Mektuplarının kitap hâline getirilmesi de, bizzat İmam-ı Rabbani hazretlerinin bilgisi dâhilinde olmuştur. Birinci cildin son mektubunu yazınca, (Muhammed Haşim’e gönderilen bu mektupla, Resullerin ve Eshab-ı Bedir’in sayısına uygun olduğundan, 313 mektupla birinci cildi burada bitirelim) buyurmuştur.
İstifade edebilmek için, her mektubu, bize yazılmış gibi düşünerek okumalı. Bir mektubunda buyuruyor ki:
Bu mektup görünüşte belli bir kişiye yazılmışsa da, gerçekte okuyan herkese yazılmış demektir. (Kılıç, kullanan içindir) sözü meşhurdur. (1/221)
Yine bir mektubunda buyuruyor ki:
Resulullah efendimiz, (İslamiyet garip olarak başladı. Son zamanlarda, başladığı gibi, yine garip olur. Garip olan o Müslümanlara müjdeler olsun!) buyurdu. Bundan önceki idare zamanında Müslümanlar, o kadar garip olmuştu ki, kâfirler açıkça Müslümanlığı kötülüyor, Müslümanlarla alay ediyorlardı. Dinsizliklerini, ahlâksızlıklarını, sıkılmadan açıklıyorlardı. Çarşıda, pazarda kâfirleri ve dinsizliği övüyorlardı. Müslümanların, Allahü teâlânın emirlerinden birçoklarını yapması, [söylemesi ve yazması] yasak edilmişti. İbadet edenler, İslamiyet’e uyanlar ayıplanıyor ve kötüleniyordu. Şimdi ise, böyle düşmanlık, öyle kin ve inat görülmüyor. Bazı kusurlar varsa da, inatla değil, bilinmediği içindir. Bugün Müslümanlar da, kâfirler gibi serbest konuşabilmekte, onlardaki hürriyete kavuşmaktadır. Eski kin ve düşmanlığın başımıza gelmemesi, Müslümanların zulüm ve işkenceye düşmemesi için, uyanıp dua edelim. Din düşmanlarına fırsat vermeyelim. Bugün sizin, sözle [ve kalemle] yaptığınız cihad, cihad-ı ekberdir yani büyük cihaddır.
Ubeydullah-i Ahrar hazretleri, (Eğer şeyhlik yapsaydım, hiçbir şeyh, bir yerde, bir mürid bulamazdı, ama bana başka vazife verildi. O vazife de, İslamiyet’i yaymak ve kuvvetlendirmektir) buyurdu. Bunun için, sultanlara, gidip nasihat verirdi. Tesirli sözleriyle, hepsi doğru yola gelirlerdi. Onlar vasıtasıyla İslamiyet’i yayardı. (1/65)
Mektubat’ın özeti iki şeydir: 1- Allahü teâlânın dinine sarılmak, onu öğrenip tatbik etmek. 2- Dinini öğrendiği zatı sevmek. Bu ikisini yapan kurtulur.

buradan alıntıdır okumak için TIKLAYIN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
mektubat_tercemesi.png
 

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Ramazanın fazileti-45 mektup - İmam Rabbani (ks)

İmamı Rabbani k.s. 45. mektubun son kısmında ramazanın bazı özelliklerinden bahsediyor. ramazanda yapılan bir nafile, diğer aylardaki yetmiş katına bedeldir. Bu ayda yapılan bir farz, diğer aylardaki yetmiş farz sevabı gibidir.

her gecesinde binlerce cehennemlik azat edilir.

sahur son kısma bırakılır, iftar acele yapılır, teravih kılınır ve hatim yapılır

 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
Allah razı olsun kıymetli ağabeyim. Paylaşımlarınızdan çokça istifade ediiyoruz. Rabbim burayı sizden mahrum bırakmasın. Biz davamıza devam edelim hocam..
 

bulut_bey79

Kıdemli Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
12,118
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
3422unitedstates.spaces.live.com
MEKTÛBÂT VE İMÂM-I RABBÂNÎ hazretleri

Mektubat_Tercemesi.png
Âriflerin ışığı, velîlerin önderi, İslâmiyetin bekçisi ve Müslümanların sığınağı, İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i Sânî Ahmed Farukî Serhendî hazretleri, hicri 971’de (m.1563) Hindistan’da Serhend şehrinde doğup, 1034’de (m.1624) yine orada vefât etti.

Derin âlim, büyük velî ve müctehid idi. Silsile-i aliyyenin yirmiüçüncü halkasıdır. Nakşibendiyye, Kadiriyye, Çeştiyye, Kübreviyye, Sühreverdiyye tarikatlarında mürşid-i kâmil idi.

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Ümmetimden, Sıla isminde biri gelecektir. Onun şefaati ile Cennete çok kimseler girecektir.” [Suyutî]

Bu hadîs-i şerîfteki Sıla isminin, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine lâyık olduğunu, yüzlerce âlim sözbirliği ile bildirmişlerdir. Sıla ismini, ondan evvel kimse almamıştır. 17 yaşında, zahirî ve bâtınî ilimlerin üstadı oldu. Yüksek dereceleri, eşsiz makamları, kerametleri ve her bakımdan üstünlükleri anlatılacak gibi değildir.

Allahü teâlânın sevgilisi, ikinci bin yılın müceddîdi ve nurlandırıcısı, Cenâb-ı Hakka yaklaşanların kalblerinin kıblesi, âlimlerin göz bebeği ve velîlerin baş tâcı idi.

Kelâm, fıkıh ve tasavvufun marifetlerini açıklayan ve aslı fârisî olan Mektûbât kitabı uçsuz bir deryâdır. Üç cilt olup, 536 mektûbunun toplanmasından meydana gelmiştir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu eserinde, insanoğlunun ruhî hastalıklarının tedavi yollarını göstermiş, İslâm dinine nasıl inanılacağı, ibâdetlerin ehemmiyeti, evliyâlık, Resûlullahın güzel ahlâkı, İslâmiyet, tarîkat ve hakikatin ayrı ayrı şeyler olmadıkları gayet açık bir şekilde izah edilmiştir. Türkçe basılan Mektûbât kitabı, birinci cildinin tercümesidir. Bu kitap 512 sayfa olup, 313 mektup vardır.

Seyyid Abdülhakîm-i Arvasî hazretleri buyurdu ki:

“Allahın kitabından ve Resûlullahın hadîslerinden sonra, İslâm kitaplarının en üstünü, en faydalısı, Mektûbât kitabıdır.”


Adres:Hakikat Kitabevi, Darüşşefeka Cad. No: 53 P. K. 35 34083

Fatih-İSTANBUL Tel: (0 212) 532 58 43 Faks: (0 212) 523 36 93

İnternet: http://www.hakikatkitabevi.com

E-mail: [email protected] türkiye takvimi
 
Üst