MEHMET EFE
Doçent
- Katılım
- 2 Eyl 2006
- Mesajlar
- 1,498
- Tepkime puanı
- 16
- Puanları
- 0
- Konum
- ...............
- Web sitesi
- www.serzenisler.com
Yoğun öğretim yılına girdiğimiz için artık bu köşeden sizlerle birlikte olacağım... Konular oldukca yoğun... bu başlıktan sizlerle anılarımı,olayları,gündemi,yaşananları kendi yorumumla sunacağım inşallah... bir tür hasbihal sayılr tabi buda...
ve ilk yazım...
İstanbulda kış kendini yavaş yavaş göstermeye başladı..Sabah uyandığımda o hasret kaldığımız beyaz görüntü.. evet.. öncesinde gece durmak bilmeyen yağmur.. yağmurun sesi aşka davet ediyordu... kahrolası teknolojik camlar ise bu sesi geçirmemeye çalışsada...pimapen.. yok o pen.. yok cift cam... bırakın Allah aşkına... bırakın şu yağmurun sesi içeri girsin dedim kendi kendime... şöyle bir dışarıya baktım.. mükemmel bir görüntü... sokak lambası harika bir görüntü veriyordu... ve o an düşüncelere dalmak.... alabildiğince düşüncelere dalmak... evsiz insanları düşünmek... yağmurun altında ıslananları... kimi evi olmadığından.. kimi aşkından... Bir kış daha İSTANBULA bu şekilde geliyordu.....
dedim ya yağmurun sesine bak aşka davet ediyor diye...
Bu arada hayat tabi tüm rutinliğiyle devam ediyor.. İnsanlarda bir telaş... aşağı komşumuz bugun soba kuruyordu.. Simitcimiz Ferhat abi yağmurlukla çıkmıştı bugün.. Bu soğuğa inat SICAK SİMİT diye bağırıyordu...
Şemsiyeler çıkmış tozlu dolaplardan.. Birde şemsiye satan o küçük çocuklar.. O küçük yürekler... ne olur şemsiyeniz olsada alın bir tane o küçük yüreklerden... Ve bir sorun bakalım ... ne yapar o küçük cocuk... duygularınızı konuşturun..
Sımsıcak evimizde üşümeye varmısınız... üşümek lazım beyler,bayanlar... Bu kış SOĞUK geçeceğe benziyor benim için... Ömrümün bilmem kaçıncı KIŞ'ı olsada... Bu KASIM başka geçmeli....
Ve son söz....
Mutlu olamıyorsanız birilerini elbet MUTLU EDEBİLİRSİNİZ...[/B]
4.11.2006
ve ilk yazım...
İstanbulda kış kendini yavaş yavaş göstermeye başladı..Sabah uyandığımda o hasret kaldığımız beyaz görüntü.. evet.. öncesinde gece durmak bilmeyen yağmur.. yağmurun sesi aşka davet ediyordu... kahrolası teknolojik camlar ise bu sesi geçirmemeye çalışsada...pimapen.. yok o pen.. yok cift cam... bırakın Allah aşkına... bırakın şu yağmurun sesi içeri girsin dedim kendi kendime... şöyle bir dışarıya baktım.. mükemmel bir görüntü... sokak lambası harika bir görüntü veriyordu... ve o an düşüncelere dalmak.... alabildiğince düşüncelere dalmak... evsiz insanları düşünmek... yağmurun altında ıslananları... kimi evi olmadığından.. kimi aşkından... Bir kış daha İSTANBULA bu şekilde geliyordu.....
dedim ya yağmurun sesine bak aşka davet ediyor diye...
Bu arada hayat tabi tüm rutinliğiyle devam ediyor.. İnsanlarda bir telaş... aşağı komşumuz bugun soba kuruyordu.. Simitcimiz Ferhat abi yağmurlukla çıkmıştı bugün.. Bu soğuğa inat SICAK SİMİT diye bağırıyordu...
Şemsiyeler çıkmış tozlu dolaplardan.. Birde şemsiye satan o küçük çocuklar.. O küçük yürekler... ne olur şemsiyeniz olsada alın bir tane o küçük yüreklerden... Ve bir sorun bakalım ... ne yapar o küçük cocuk... duygularınızı konuşturun..
Sımsıcak evimizde üşümeye varmısınız... üşümek lazım beyler,bayanlar... Bu kış SOĞUK geçeceğe benziyor benim için... Ömrümün bilmem kaçıncı KIŞ'ı olsada... Bu KASIM başka geçmeli....
Ve son söz....
Mutlu olamıyorsanız birilerini elbet MUTLU EDEBİLİRSİNİZ...[/B]
4.11.2006