MEHMET EFE'nin KÖŞESİ....

yaban_gülü

~N€ST€R€N~
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
1,452
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
39
Konum
bende bilmiyomm
yazılarınız gerçekten harika.. İstanbul'u ne güzel anlatıyorsunuz. :clap2: O soğuk havada bile insanın içi içine sığmıyor gerçekten. İstanbul karlarla örtülü nazlı bir gelin gibiydi.Şimdi ise soğuk ve yağışlı.:good[1]:
 

MEHMET EFE

Doçent
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
1,498
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Konum
...............
Web sitesi
www.serzenisler.com
KARAOĞLAN'DA gitti ...



Sbah uyandığımda aldım KARAOĞLANIN vefat ettiğini.. Annem neredeyse gözlerimi açar açmaz bunu söyledi bana...tabi bende şöyle bir düşündüm.. baya baya gerilere gittim.. ECEVİT denince akıllara neler geliyorsa, onların aynıları belki benimde aklımdan geçti işte.. HELE O TARİHİ oturum.. ve hafızalardan silinmeyecek HADDİNİ BİLDİRİN LAFI... o gün hala hafızalarımda.. Oturumu canlı seyrediyorduk evden.. O küçük yaşıma aldırmadan meclisteki o DIŞARI DIŞARI diye bağıran beyefendilere hanımefendilere içimden küfür ediyordum... ve birşeyler yapmak istiyordum sanki.. bir üzüntü..bir ...küçükte olsak,büyüktü yüreğimiz...

ASLINDA ben sayın ECEVİT'E hiç kızmıyorum..Bugun bu tarihte bunları gönül rahatlığıyla söylüyebiliyorum.. O kendi misyonunu en iyi şekilde tamamladı.. Laiklik bekçiliği yaptı.. Taviz vermedi vs.. Tabiki HADDİNİ bildirin diyecekti o kürsüden SAYIN ECEVİT... ama biz ne yaptık.. HADDİMİZİ BİLMEDİK Mİ?? açık konuşacak olursak mağlup olduk arkadaşlar.. Bu kişileri tükürüklerimizle boğmamız gerekirken sessiz kaldık.. birileri susturdu bizi... belkide evimizin içi oldukca sıcaktı.. Belki birileri 28 şubattan çok etkilenmişti..Neyse iştee.. sonuçta kendimize batırmalıyız o iğneyi...


ECEVİT'i her zaman DEVLET adamı olarak tanıdık.. Bir çok hataları olsada TOPLUMUMUZA MAL olan bir kişi sonuçta... Bir YILDIZ DAHA KAYDI bugün siyaset arenasından.. Dünya tv'leride bu haberi geçti.. Kolay değil.. neredeyse yarım asır siyasetin içinde... çeşitli görevlerde bulunmuş...

Neyse işte.. Yaptığı yanlışların izahını ALLAH'a yapıcak.. biz orasını karıştırmamalıyız.. Ailesine baş sağlığı diliyorum...



Ve ECEVİT'in bir şiiriyle veda etmek istiyorum...


Ben Misin?


dirilten misin beni gövdem
öldüren misin bilmem

gördüren misin beni gözüm
körleten misin bilmem

bildiren misin bana başım
gizleyen misin bilmem

bir ben varım benden öte
ben misin bilmem



BÜLENT ECEVİT


06.11.2006
 

&Ta-Ha&

Doçent
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web sitesi
hayattanizler.spaces.live.com
ecevit kendi doğrularını sonuna kadar savundu ben bu yönünü tebrik ediyorum batıl bir davadan hiç vazgeçmedi...

ben kendi davamı bu kadar savunamadığım için kendimden utanıyorum...
 

MEHMET EFE

Doçent
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
1,498
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Konum
...............
Web sitesi
www.serzenisler.com
İstanbul TrafİĞİ....




Şu an sabahın 09.58'i..Birazdan okuluma gitmek için evden çıkacağım.. ama her sabah yaşadığım şu tıravmayı sizlerle paylaşmak istiyorum....


Önce düşüncelerinizle birlikte durağa gidiyorsunuz..Durak maşallah yediden yetmişe herkes var.. Otobüsler tıklım tıklım geliyor... Şöyle bir bakınca inanın nefret ediyorum.. O yaşlı teyzelerin,o amcaların o otobüslerin içinde balık istifi durmaları... Dün birde küçük çocuk vardı..O da BEYAZIT'a gidecekmiş..Sırtında çantası..Ortaokul 2 ye gidiyormuş..Bir an şöyle düşündüm...Yazık dedim.. Vallahi YAZIK...Bu çocuk kimbilir bu yollarda neler çekiyor neler...Neyse işte..En az kırkbeş dakika otobüs'ün gelmesini bekliyorum... Tabi bu süre zarfında içimden neler geçiyor bir bilseniz.. Hava soğuk..Nefesiniz sigara dumanı gibi çıkıyor vs...

Otobüs'e bindikte ne oldu?? tam bir saat onbeş dakikada BEYAZITTAYIZ..normalde yarım saatlik yol..İnanın bu tabloyu her sabah yaşayan insanlar var İSTANBUL'da.. Biz bunları hakkediyormuyuz??

Otobüs'ün içi ayrı bir alem..Hakkediyoruz dercesine bir tablo...AĞIR abimin teki oturmuş spor gazetesi okuyor..Ama içerde çocuklu kadınlar, yaşlı amcalar vs.. Bu tabloya bakıyo insan.. Sonra dışarıya(trafik ilerlemiyo), Sonra saatine...Ve sesli sesli hayıflanmalar başlıyor artık... Zaten bu tip otobüslerde biri bir kelam edince devamı geliyor..En ön koltukta başlayan muhabbet arkaya kadar devam ediyor..Tabi muhabbete başlayanlar birbirlerini tanımaması kaydıyla...

Unutmadan şunu da belirtmek istiyorum..Dışarıyı gözlemlerken çoğu arabanın tek kişi istikamet ettiğini gördüm..Arasıra ikili üçlüde oluyordu..Bir an düşündüm tabi..Bu abiler, amcalar acaba böyle arada sırada otobüs duraklarına uğrayıp yaşlı teyzelerimize amcalarımıza soruyorlar mıdır ne tarafa gidiyorsunuz diye..Bende o tarafa gidiyorum buyrun diyorlar mıdır??Bir gün arabanız olursa mutlaka uğrayın bence..İnsanı insan yapan değerlerden mahrum olmadığımızı hatırlatalım herkese...Belkide çok şey istiyorum ama... Dün sabah bir şahsi arabamın olmasını istedim gerçekten.. O teyzeyi ve amcayı alıp gitmek... o anlık bir düş işte...


İşte ben birazdan yine bu tabloyla karşılaşırmıyım bilmem.. Benimkisi hafiften bir sitem HAYAT'a....


ve son söz;

DENİZLERİN FIRTANALI OLMASI,İNSANLARIN DENİZİ SEVMESİNE ENGEL OLMAZ....


07.10.2006
 

yaban_gülü

~N€ST€R€N~
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
1,452
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
39
Konum
bende bilmiyomm
ewet aynen anlattığınız gibi bu İstanbul trafiği. :good[1]: insanlar zaten bunalmış ses gürültüsü, iş yorgunluğu vs.. bide üstüne tarfik iyice çileden çıkarıyor bizleri.:blink: ne diyelim Allah yoldakilere sabır versin.:(
 

MEHMET EFE

Doçent
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
1,498
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Konum
...............
Web sitesi
www.serzenisler.com
Ergun Babahan...

Ecevit'e veda
Bülent Ecevit, iktidarları döneminde Kıbrıs Harekâtı'nı saymazsak Türkiye'nin kaderini etkileyecek icraatlara imza atmadı ama yine de Türkiye'nin yakın siyasi geçmişine damgasını vurabildi.
İktidarının son döneminde Ecevit'le dalga geçen, temizliğinden gıdasına aslı astarı olmayan her konuyu manşetlerine taşıyanlar şimdi onun arkasından gözyaşı dökecek.
Türkiye'nin tutarsızlığı bu zaten. Ne tarihi, ne siyaseti kendi gerçekliği içinde ele alabilmek; her ölenin arkasından samimiliği kuşkulu ağıtlar yakmak.
Televizyonda dün açıklama yapanlara, çevrelerindekilere bakıyorum. Hepsinde sahte bir matem havası, babasını kaybetmiş çocuk görünümü var.
Rollerle yürütülen bir yaşam var bu topraklarda.
Neyse bugün konumuz bu değil.
Konumuz Ecevit'in siyasi çizgisi.
Bence Bülent Ecevit'in siyasi yaşamını üç evrede değerlendirebiliriz.
Birincisi askerin siyasete müdahalesi karşısındaki duruşu.
Ecevit gerek 12 Mart muhtırası, gerek 12 Eylül darbesi sırasında son derece sivil davrandı. Askerin gölgesine sığınmadı. 12 Mart'taki duruşu, zaten ardından yapılan iki seçimde CHP'ye tarihinin en yüksek oy oranlarını sağladı.
12 Eylül'de ise adeta tek başına cesur bir yürekti. Hiç sinmedi. Kendisini sindirmelerine izin vermedi.
Yabancı basına yaptığı açıklamalarla, Arayış dergisi ile demokrasi mücadelesini sürdürdü.
Bu çalışmaları nedeniyle askeri mahkeme önüne çıkıp yargılandığında, bu nedenle cezaevine girdiğinde tek başınaydı.
O mücadelesi sırasında yanında bir tek CHP'li eski vekil, bir tek il başkanı, bir tek herhangi bir parti üyesi yoktu.
Tek başına direndi.
Bütün aydınların sindiği, siyasetçilerin sütre gerisine çekildiği bir ortamda inandığı fikirleri cesaretle savunarak gelecek kuşaklara bir duruş örneği mirası bıraktı.
Bu geleneğin çok kuvvetli olmadığı ülkemiz için bence tarihi bir tavırdı. Sırf bu duruşu bile büyük bir saygıyı hak eden biriydi.
Askerin siyasetteki rolüne bakışı ve duruşu açısından CHP kökenli bir politikacı olarak farklıydı.
İkincisi 12 Eylül'den sonra izlediği siyasi çizgiydi . Halkın inançlarını küçümsemeyen, inançlarına saygı duyan laik bir siyasetçiydi.
İnançla barışık olduğunu her fırsatta gösterdi. En keskin laikçi tavrı Merve Kavakçı'nın başörtüsüyle Meclis'e geldiğinde gösterdi.
Halkını aşağılamadan, onunla iç içe olarak yaptı siyasetini.
Üçüncüsü ise başında olduğu dönemde CHP'yi değiştirme çabasıydı . İttihat ve Terakki geleneğinden gelen, jakobenci partiyi demokratikleşme mücadelesi verdi ancak 12 Eylül darbesinin ardından bunun gerçekleşme şansı olmadığını gördü ve kendi yoluna gitti.
Parayla pulla ilgisi olmayan dürüst bir siyasetçiydi.
Siyasetin zenginleşme aracı olarak kullanıldığı günümüzün aykırı politikacısıydı. Hiçbir akçeli işin içinde olmadı. Bu da diğer önemli özelliğiydi.
Yurtseverdi.
Karaoğlan'dan yola çıkıp ulusalcı bir çizgiye geldiğinde biz de 40'lı yıllarımızı aşmıştık. Ortak noktamız yok denecek kadar azdı.
Ama bize gençlik yıllarımızın coşkusunu yaşatan bir siyaset adamı olarak sempatimizi hiç kaybetmedi.



ERGUN BABAHAN...


yazılarını ZEVKLE okuduğum bir yazar.. son zamanlarda tv'de programda yapmaya başladı.. bu yazıyı not defterime yazmak istedim...
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
güzel yazılar aktarıyorsunuz MEHMET EFE Teşekkürler elinize sağlık devam etmesini umuyorum.
 

MEHMET EFE

Doçent
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
1,498
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Konum
...............
Web sitesi
www.serzenisler.com
VAKİT'ten GAZETECİLİK DERSİ...


sabah ŞÖYLE BİR GAZETELERİ GEİYORDUM ARKADAŞLAR.. Gerçekten VAKİT gazetesi ECEVİT ile ilgili çok radikal yazılar yazdı... belkide kimsenin okumak istemediği.. veya bu noktada bunlar söylenir mi dercesine tavır aldığı.. sağda solda, haber sitelerinde eleştirildiği bir dönemde VAKİT bakın nasıl CEVAP veriyor... benim hoşuma gitti... TİMSAH GÖZYAŞLARI DİYOR....





DEMİREL-DÜN:
"Bu, demokrasiyi soysuzlaştırmak pahasına iktidar olmaktır. CHP lideri tehditle iktidarı ele geçirmeye çalışıyor. Partiler için de utanç verici yollara başvurarak güvenoyu için milletvekili aramak şuursuz gayretlerdir."
DEMİREL-BUGÜN
"Ülkemizin değerli devlet ve siyaset adamlarından Bülent Ecevit'in vefatını teessürle öğrendim. Uzun süren devlet ve siyaset hayatında yapmış bulunduğu hizmetler hatırlanacaktır."


İSMAİL CEM
DÜN: "DSP'ye kimliğini kaybettirdi!.."
BUGÜN: "Dürüst, ilkeli bir devlet adamını kaybettik."


FİKRİ SAĞLAR
DÜN: Ecevit'in bazı siyasi akımları dışlamasına tepki göstererek, "Ecevit açıkça bölücülük yapıyor." (SHP Genel Sekreteri olarak yaptığı açıklama)
BUGÜN: "Türkiye, gerçek liderini kaybetti."


KENAN EVREN
DÜN: "Ecevit jurnalcidir!.."
BUGÜN: "Cesur ve ilkeli devlet adamı, içeri aldığımız için üzgünüm."


DENİZ BAYKAL ÖLÜNCE NE DEDİ,
8 SENE ÖNCE NE DEDİ?
DÜN: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: "Ortada ihanet var, evet var.. İhaneti yapan, Atatürkçü olduğunu söyleyip, Atatürk’e ihanet eden Ecevit’tir... Ben dürüstüm demek yetmez!.. Hem namusluyum diyeceksin hem de namussuza göz yumacaksın!.. Bu, İsmet Paşa'nın namus anlayışına sığmaz!.. Bir ayağı tarikatta, bir ayağı çetede ve yolsuzlukta olanların Atatürk'ün adını anmaya hakları yoktur. Atatürk, onları çarpacak!.. DSP'nin imanı, inancı değişmiştir. Artık, o kökeni Atatürk'e, Kuvay-ı Milliye'ye dayanan bir parti değildir. Sağ çizginin uzantısı olarak siyasetteki yerini almıştır. DSP yolsuzlukların işbirlikçisi ve organizatörü olmuştur."
BUGÜN: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: 6 Kasım 2006: “Siyasal yaşamını, ülkesinin bağımsızlığı, dürüstlük, ilke ve onur üzerine kurmuş bir siyasi lider olan Sayın Bülent Ecevit’in herkesin ve ülkemizin yaşamında çok özel bir yeri vardır... O, hepimizin öğretmeniydi. Siyaseti kapalı kapılar ardında yapmayı reddeden bir insandı.!"



BU DA KARTEL YAZARLARININ
TİMSAH GÖZYAŞLARI!..
DÜN: Bekir Coşkun (Hürriyet) 2 Ekim 2002: “Kimsenin (Ecevit) hırsı, minik minik çocukların geleceğinden daha önde değil... Yazıktır. Bir ülke, bir kişiye feda edilemez... Yeter artık...”
BUGÜN: Bekir Coşkun (Hürriyet) 7 Kasım 2006: “Dört bir yanından soyulan, çalınan, yağmalanan bir memleketi yönetenler arasında istisnadır Ecevit. 57 senedir böyle “dürüst-namuslu” devlet adamı olmuşsa ve onu kaybetmişse... (...) Bence Ecevit’in bıraktığı en değerli yapıta iyi bakmalı: Dürüst devlet adamlığına...”


DÜN: Emin Çölaşan (Hürriyet) 28 Haziran 2002: “Koltuğa zamkla yapışmış, kendisini her gün bitirip tüketen, saygınlığını da giderek yitiren bir Başbakan! Ortada iş göremez durumda bir Başbakan var. Ecevit ciddi bir sorun olmaya başladı...”
BUGÜN: Emin Çölaşan (Hürriyet) 7 Kasım 2006: “Türkiye, siyaset çınarlarından birini daha yitirdi. 1970’li yıllarda dağlara taşlara yazılan ‘Karaoğlan’ sözcüğü hepimizin belleğinde. Kürsüye çıktığında ortalığı inim inim inleten, milyonlarca insanı peşinden koşturan Ecevit efsanesi de belleklerde. Türk siyasetinin, devlet ve hükümet yaşamının belki de son efsanesi olarak bu dünyadan göçtü. Büyük olayların içindeydi, çok önemli gelişmelere imza atmıştı. (...)”



DÜN: Cüneyt Arcayürek (Cumhuriyet)
“(...) Şu ya da bu neden öne sürerek iktidarda kalmakta ısrar eden Ecevit (Ecevitler) ne yazık ki, ülke ekonomisinin de, siyasal yaşamla ilgili geride kalan az buçuk umudun kendisiyle (kendileriyle) birlikte çökmesine neden oluyor (oluyorlar).
BUGÜN: Cüneyt Arcayürek (Cumhuriyet) 7 Kasım 2006
Onurlu bir yaşamın adı: Ecevit
(...) Özel ve siyasal yaşamında dürüstlüğüyle, kendine özgün inançlarıyla, ilkeleriyle yaşayan, bu ilkeler uğruna bir yaşam boyu savaşım vererek kazanan, yitiren bir siyasetçi örneği gösterilmek istenirse; bu insan, hiç kuşkusuz Bülent Ecevit olacaktır.


DÜN: Ali Sirmen (Cumhuriyet) 20 Temmuz 2005
(...) Ecevit ne zaman saçmalasa geçmişi anımsıyorum. Çok canım sıkılıyor ve fena halde utanıyorum. Çünkü bu adamdan ‘Umudumuz Ecevit Karaoğlan’ efsanesini yaratan budalalar kervanının bir üyesiyim...”
BUGÜN: Ali Sirmen (Cumhuriyet) 7 Kasım 2006
“Kolej mezunu, İngilizce bilen, tam bir aydın olan Ecevit, aydın olma ve halk ile bütünleşmenin bağdaşmazlığı savını çürütmüş bir kişi olarak, geleceğin aydınlarına ve politikacılarına yol gösterecek bir örnek oluşturmuştur ve bu niteliği ile gelecek kuşaklara ışık tutmayı sürdürecektir...”


DÜN: Zülfü Livaneli (Vatan)
(...) Benim kanıma göre Ecevit çifti hiçbir zaman solcu ve Atarükçü olmamıştı. Solun yükseldiği yıllarda bu kavramları siyaset için kullanmış bir kişidir.
BUGÜN: Zülfü Livaneli (Vatan) 7 Kasım 2006
“Bu ülkede hem benim yaş kuşağıma mensup hem de vicdan sahibi olan insanlar arasında, bir dönem Ecevit’e umut bağlamamışların sayısı pek azdır herhalde.Genç yüreklerimizde fırtınalar yaratan, değişimin, emeğin, aydınlığın lideriydi Karaoğlan.“Bu düzen değişmeli!” diye haykırdığı anda milyonlarca kişiyi ayağa kaldıran bir toplum önderiydi. (...) Güle güle Karaoğlan.”


DÜN: Güngör Mengi (Vatan)
“Ecevit, uzun siyasi yaşamını IMF’ye tam teslimiyetle noktalamış kişidir.”
BUGÜN: Güngör Mengi (Vatan) 7 Kasım 2006
Adını dağlara, taşlara yazdığımız Karaoğlan, 172 gün süren bir “kararsızlık” ardından hayata veda etti. (...) “İmkânsız” koalisyonu seçime kadar taşımış, istikrar adına mucize yaratmış (...)”
 

MEHMET EFE

Doçent
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
1,498
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Konum
...............
Web sitesi
www.serzenisler.com
bitmeyen senfoni....

ahh ahh.. bir bayan okumalı mı??? tabiki okumalı ama ....işte bütün mana bu ama cümlesinde... neden istediğimiz gibi okuyamıyoruz ?? burası bizim ülkemiz değil mi?? imamhatiplere ambargo.. cart curt.. bazen düşünüyorumda... acaba gerçekten bu ülkeyi savunmalı mıyım??? bu ülke için askerlik yapmalı mıyım??? ne bilim.. tuhaf düşünceler...benim kız kardeşim okuyamıyor... annem başörtüsüyle bazı yerlere giremiyor... amcamın oğlu damga yemiş bizim gibi imamhatipli.. bunları düşündüğüm zaman.... neyin uğruna bu ülkeyi savunam ki??? cumhurbaşkanımız ecevit ile ilgili cümle kurarken TANRI dan rahmet diliyor... Genelkurmay başkanı viski kadehlerini kameralar önünde tokuşturuyor... alıp başımızı gitmek mi lazım yoksa bu ülkeden...???


bırakalım mı laik şerefsizlere bu ülkeyi??? belki onlarda bunu istiyordur... belki onlarda böyle mutlu olur..... bu şekil ne onlar rahat.. ne biz... olmuyor.. birşeyler yolunda gitmiyor.. hep bir bekleyiş var.. nereye kadar... nereye kadarr.. bilmiyorum... düşünüyorum... düşünüyorum... bir çıkış yolu bulamıyorum.... Norveçliyim ben... TÜRK'lük damarlarımıza kadar işlesede...... olmuyor işte... istifa edeceğim ama ne zaman... TÜRK'üm demekten utanacağım ama ne zaman??? bekleyiş var işte.....


değişen bişey yok.. rutin hayat..yanlızlığımda....


08.10.2006
 

zerefşan

sustum...
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Konum
bensiz başkent
ne şerefsizlere...ne lailklere...ne de laik şerefsizlere bu ülkeyi bırakmamk istemem çoğunuz gibi....

ama ne yapabiliriz...
ALEMLERİ YARATININ O OLDUĞUNU...
YANİ HERŞEYİN SAHİBİNİN O OLDUĞUNU BİLİYORUZ...
NİYE ATTIĞIMIZ ADIMIMIZI ONUN YOLUNDA ATMIYORUZ...
İŞTE SORUN BU..
BİZ ONUN İÇİN NE YAPIYORUZ...MALESEF HİÇ DENECEK KADAR...

PEKİ BU EREFSİLER OLMASA RAHAT ORTAMDA OLSAK İMANIMIZI GÜÇLEDİRECEKMİYDİK...HAYIR..SANMIYORUM......
KÖTÜYÜ GÖRMEDEN İYİNİN KIYMETİNİ BİLEMEYİZYA..BUDA BÖLE BİR DURUM GİBİ...

ACİZANE FİKİRLERİM...
SAYGILARLA...
 

MEHMET EFE

Doçent
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
1,498
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Konum
...............
Web sitesi
www.serzenisler.com

''ALEMLERİ YARATININ O OLDUĞUNU...
YANİ HERŞEYİN SAHİBİNİN O OLDUĞUNU BİLİYORUZ...
NİYE ATTIĞIMIZ ADIMIMIZI ONUN YOLUNDA ATMIYORUZ...
İŞTE SORUN BU..
BİZ ONUN İÇİN NE YAPIYORUZ...MALESEF HİÇ DENECEK KADAR''




belkide anahtar cümleler burada gizli.. teşekkür ediyorum.. kaçtığımız gerçeklerle yüzleştirdiniz belki bizi... hakketmeseydik başımıza gelmezdi tabi bunlar.. sabır diyelim.. sebat edelim... olacak inşallah..GÜZEL GÜNLERİ göreceğiz elbet... ama SİSTEMİN BOYNU BÜKÜK ÇOCUKLARIYIZ malesef biz.... bu böyle...
 

zerefşan

sustum...
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Konum
bensiz başkent

belkide anahtar cümleler burada gizli.. teşekkür ediyorum.. kaçtığımız gerçeklerle yüzleştirdiniz belki bizi... hakketmeseydik başımıza gelmezdi tabi bunlar.. sabır diyelim.. sebat edelim... olacak inşallah..GÜZEL GÜNLERİ göreceğiz elbet... ama SİSTEMİN BOYNU BÜKÜK ÇOCUKLARIYIZ malesef biz.... bu böyle...
[/QUOTE]

boynumuz bükülmeden önce nasıl iman ederdik.....
boynumuz büküldükten sonra nasıl iman ediyoruz...
nasıl derken bu imanımızı hergeçengün ve herşarta rağmen güçlendiriyormuyuz...hayır....

tabi bu bikaç yıllık bi süreç deil....

belki hakettik geldi başımıza...
belkide imanı güçlendirmek için geldi başımızaa...

ne biliim yaff...karışık konular...
rabbim yardımcımız olusn.....
 
M

Murat Sâki

Guest
imanımızı hergeçengün ve herşarta rağmen güçlendiriyormuyuz

malesef

bu konuda bir yazı yazmayı düşünüyorum yarın ama şu anda yazacak hiç bir şeyim yok.
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
''ALEMLERİ YARATININ O OLDUĞUNU...
YANİ HERŞEYİN SAHİBİNİN O OLDUĞUNU BİLİYORUZ...
NİYE ATTIĞIMIZ ADIMIMIZI ONUN YOLUNDA ATMIYORUZ...
İŞTE SORUN BU..
BİZ ONUN İÇİN NE YAPIYORUZ...MALESEF HİÇ DENECEK KADAR''

bediüzzaman hz. güzel bir sözü var ''her kim Allah'a tam abd olursa manen her şey ona musahhar olur'' okuyunca yazıyı aklıma bu söz geldi
 

MEHMET EFE

Doçent
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
1,498
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Konum
...............
Web sitesi
www.serzenisler.com
sayın zınar'ın yazısını merakla bekliyoruz..Nurfer'in bizlerle paylaştığı sözde açıkcası çok yerinde olmuş.. teşekkür ediyorum sizlere...




09.11.2006

İstanbulda güneşli ve güzel hava vardı.. Ben çemberin dışından yine İSTANBUL'u seyrettim bugun... Anneler,çocuklar ve lise öğrencileri.. Bugün lise öğrenciler o kadar çok dikkatimi çekti ki.. Sarmaş dolaş olanlar.. Etek boyları.. Giyim kuşam.. dedim ya İSTANBUL'u çemberin dışından seyrediyordum... Ama pekde hoş görüntüler değildi bunlar... Ve bir başka manzara.. Kapalı bir çok gencimizin diğer arkadaşlarından farkı kalmamış... Başörtüsünün hakkını veremiyolardı açıkcası..ÜZÜLDÜM.. kendimce üzüldüm.. gerçi bu manzaralarla her gün karşılaşıyordum ama..Bugun bir başka gözle seyrettim İSTANBUL'u... Ve sonu hüsran.. sonu kızgınlık.. Bir önceki konuda hakketmeseydik olmazdı belki dedim ya... Birşeyler yolunda gitmiyor abiler,ablalar... Bizde genciz tabi.. Bizde LİSE'De okuduk.. Ama bu kadarıda yoktu bizde...BİZDE sevdik.. Bizde aşık olduk... Ama bu kadarı yoktu bizde....


Neyse... Birde İSTANBUL'da PERTEVNİYAL CAMİİ'sinin olduğunu öğrendim bugün... Hep Lisesiyle özdeşleşmiştir bu isim İSTANBUL'da.. KARİZMA liselerinden biridir PERTEVNİYAL lisesi... Aksarayda ikindi namazı için girdiğim camiide bu ismi görünce... HENÜZ İSTANBUL'u yeterince tanımıyoruz dedim kendi kendime.. AÇIKCASI PERTEVNİYAL isminide merak ettim ya o an... belki açıp bakmak gerek..araştırmak.. Bu isimlerin manasını öğrenmek gerek..Bir tabelaya ismini koyup yaşatılmaz ya...Neyse.. onada bakarız elbet...



İSTANBUL'da bahardan kalma birgün yaşandı işte... Havanın açık olması insanların neşeli olmasına yetiyordu sanki....veya ben öyle zannediyorum...

neysee... hayat devam ediyor....
 
M

Murat Sâki

Guest
Vahyi taşımamız gerekirken küfrün tetikçisi olduk robotlaştırılmış bir beynin tüm statikliğiyle.Televizyonlarla ve adına çağdaşlık denilen oysa köküne kadar postmodern olan kültürel yortularla asıl kimliğimizi beğenmemenin veyahut keşfedememenin hasebiyle kendimize yeni kimlikler kazandık.Şimdi okyanustan küvete düşmüş bir balık gibi çırpınıp duruyoruz burjuvaist oltaların hasretine yanmışlığımızla.Bu yüzdendir belkide her kovanın muhteviyatında Müslümanlarında mevcudiyetinin söz konusu olması...

Yetim sofraların misafiri olan melekleri küstürdük sonra.Ellerimizi secdeye uzatmak varken hep cebimize uzattık.Ve materyalist dünyanın maddesel döngüsünde kaybettik maneviyatımızı.Seccade izleri dokunan parmaklarımız artık yeşile bürünüyordu alabildiğine.Dolarla dolan ceplerin dolarla boşalan yüreklere gebe olduğunun bilincindeydi oysa tüm sürrealist dünya...

Buğdayımızı bozduk kısacası biz.Ve sonra undan hesap sorduk yürek değirmeninin çarklarını tıkayan kirli buğdaylarımızı sorgulamak varken.Bir çiçek güzel büyüyemiyorsa bunun hesabını toprağa yahut çiçeğe değil o tohumu yüreğiyle ekmeyen ellere sormak gerekirdi.Ama biz düşüncesizliğimizin katsayısını maksimum dereceye çıkarttık matematik olasılıklarını altüst etmenin gururluluğuyla.Çünkü bu yakışırdı materyalist düzende tüm inançlarını manipüle eden kavram karmaşası kurbanı Müslümanlara...

devam edebilirim belki daha sonra..
 
Üst