Mehmed Paksu / Mahremiyet Okulu

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
1953 Haziran’ında, bir Ramazan gününde Gaziantep’te doğdu. Temel dinî eğitimini ilk hocası olan babasından aldı. İlkokuldan sonra üç yıl kadar Gaziantep Ahmet Çelebi Kur’ân Kursunda Mehmet Gaye Hocadan ve iki yıl kadar da özel hocalardan Arapça dersler aldı. Eğitimini Gaziantep İmam Hatip Lisesi’nde sürdürdü (1970-1977). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu (1981).
Yayın hayatına, 1980’de Yeni Asya Yayınlarında başladı. Can Kardeş çocuk dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı (1981-1982). Yeni Asya Yayınlarında editör olarak 400 kadar kitabı yayına hazırladı (1983-2000). Hâlen ulusal yayın yapan Moral FM radyosunda Moral Kuşağı adında günlük programlar yapıyor. Yazar, evli ve üç çocuk babasıdır.



Toplumun mahrem yaralarının üzerini örtmenin o yaraları daha da derinleştireceğini söyleyen Paksu, "Asıl mahcubiyet konuşulması ve çözülmesi gereken meselelerimizi ayıp kabul edip anlatamamaktır" yorumunu yaptı.
Bugün gazetesi yazarı Mehmet Paksu, Nesil Yayınları'ndan çıkan 'Yusuflar Züleyhalar', 'Mutsuz Evlilikler, Boşanmalar,' ve 'İhanetler, Cinsel Sorunlar' adında 3 kitapla 'Mahremiyet Okulu'nun kapılarını araladı.


Yıllarca aile üzerine araştırmalar yapan, kitaplar yazan, programlar hazırlayan Paksu ilk kitapta; evlilik öncesinde aşk, nişan, nikah, flört meseleleri ve evlilik korkularını, ikinci kitapta; evlilikte kavgalar, boşanma meseleleri, aile içi problemlerini ve üçüncü kitapta ise, aldatmalar, cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, eşcinsellik gibi konuları işliyor.
ŞEFKATLE ARANAN ÇÖZÜMLER
Özellikle toplumun anlatmaktan mahcup olduğu fakat öğrenilmesi şart olan yüzlerce mahrem soruya Kur'an ve hadisler ışığında cevaplayan Paksu, "Neticede bunlar Adem ve Havva'dan beri yaşanıyor. Kimseye de çok uzak ihtimal olarak görünen sorunlar değil herkesin başına gelebilecek şeylerdir. Önemli olan bu sorunlara şefkat, merhametle çözüm yolu aramaktır" dedi.
ÜSTÜ ÖRTÜLMEMELİ
Paksu'ya göre, mahremiyet her ne kadar tesettür altında tutulması gereken, insanların ulu orta konuşmaktan 'mahcubiyet' duyduğu bir kavram olsa da, aynı şeyi mahrem yaralarımız için söylenemez.
"Toplumun mahrem yaralarının üzerini ne kadar örtersek, yaralar o kadar derinleşir" diyen Paksu, asıl 'mahcubiyet'in konuşulması, çözülmesi gereken meseleleri ayıp kabul edip anlatamamak olduğunu savundu.
EKSİK VEYA YANLIŞ ANLATILIYOR
Paksu şöyle devam etti: "Mahcup olunan birçok meselede yanlış bilinenler, eksik anlatılanlar var. Bu temel sorunun en büyük nedeni de çekinerek, mahcup olarak soru sorulamaması, yeterli cevaplar alınamaması, doğrusunun öğrenilememesi. Mahremiyet Okulu'nun temel gayesi, toplumda 'mahcubiyet' sebebi kabul edilen meselelerimizin, açıkça, rahatlıkla konuşulabileceği, bilmemekten değil asıl öğrenmemekten mahcup olunan bir zemin hazırlamak."
Kur'an kirli işlerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın' derken insanın namusunu ve hassasiyetini korumak için uyanık olması gerektiğini tavsiye ettiğini anlatan Paksu, Genç kızlığa ve delikanlılığa adım atmış bir insan hislerini değil, aklını ve vicdanını dinlemesi ve özellikle Hz. Yusuf'un iffetini öğrenmesi gerektiğine vurgu yaptı.



“HER GENÇ YUSUF VEYA ZÜLEYHA'DIR”

Mehmet Paksu, bu zamanda her gencin bir Yusuf veya bir Züleyha olduğunu, günaha çağrıldığını belirtti ve ekledi: "Bunun için kişi nerede olursa olsun Allah'ın kendisiyle birlikte olduğunu bilmeli ve öyle davranmalı."
CAN YOLDAŞINIZ OLACAK
Her sıkıntının üstesinden gelinmesi için kişinin başına geldiğini söyleyen Paksu, "Bu kitaplar sorulmuş sorulara, Kur'an'ın ışığında cevaplar verilerek çareler sunuyor ya da yol gösteriyor. Bir problemin çözümü benzer çok sayıda problemin çözümüne yardımcı oluyor. Bu açıdan kitaplar herkese can yoldaşı olacak, dertlerini paylaşacak ve bir kılavuzluk yapacak ve rehber olacak" şeklinde konuştu.
(Bugün)


Kur`ân “Fuhşiyatın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın” derken, insanın namusunu ve haysiyetini korumak için uyanık olması gerektiğini tavsiye ediyor.
Genç kızlığa ve delikanlılığa adım atmış bir insan hislerini değil, aklını ve vicdanını dinlemeli.
Özellikle Hz. Yusuf`un iffetini öğrenmeli, güzel bir kadınla veya bir erkekle tek başına kalsa bile “Allah`a sığınırım” deyip kendine çekidüzen vermeli.
Çünkü bu zamanda her genç bir Yusuf`tur veya bir Züleyha`dır. Ya günaha çağırıyor veya çağrılıp zorlanıyor. Bunun için nerede olursa olsun Allah`ın kendisiyle birlikte olduğunu bilmeli ve öyle davranmalı.



Mahremiyet Okulu Nedir?

Mahremiyet her ne kadar tesettür altında tutulması gereken, insanların ulu orta konuşmaktan “mahçubiyet” duyduğu bir kavram olsa da, aynı şeyi mahrem yaralarımız için söyleyemeyiz. Toplumun mahrem yaralarının üzerini ne kadar örtersek, yaralar o kadar derinleşir. Halbuki asıl “mahçubiyet” duyulması gereken konuşulması, çözülmesi gereken meselelerimizi ayıp kabul edip anlatamamak, öğrenmekten kaçmaktır.

Mahremiyet Okulu`nun temel gayesi, toplumda “mahçubiyet” sebebi kabul edilen meselelerimizin, açıkça, rahatlıkla konuşulabileceği, bilmemekten değil asıl öğrenmemekten mahçup olunan bir zemin hazırlamak. Yıllarca aile üzerine araştırmalar yapan, kitaplar yazan, programlar hazırlayan İlahiyatçı Yazar Mehmet Paksu;

Yusuflar Züleyhalar`da evlilik öncesinde aşk, nişan, nikah, flört meseleleri, evlilik korkuları;

Mutsuz Evlilikler Boşanmalar`da evlilikte kavgalar, boşanma meseleleri, aile içi problemler;

İhanetler Cinsel Sorunlar`da aldatmalar, cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, eşcinsellik gibi başlıklar altında toplumun anlatmaktan mahçup olduğu fakat öğrenilmesi şart olan yüzlerce mahrem soruya Kur`an ve hadisler ışığında cevaplar veriyor.
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
"İslami kesimde boşanma oranları çok fazla artıyor!"

Mahremiyet okulu...

Gün geçmiyor ki, yakın çevreden, arkadaşlardan, akrabalardan bir boşanma, bir ayrılık haberi almamış olalım.
Çok arttı boşanmalar!

Dindar aileler arasında boşanmalarda da büyük yükseliş var.

Aynı şekilde yine dindar aileler arasında gizli evlilikler, gizli ikinci evliliklerin oranı da oldukça artmış görünüyor.

İstanbul'da bazı semtler bu türden gizli ikinci evlilik yapan kişilerin ikinci evlerinin, ikinci eşlerinin yaşadığı yerler olarak anılmaya başladı.

Mesela Başakşehir.

Başakşehir herkesin dilinde ama kimse ortaya çıkıp da gerçeği dile getirmiyor.

Başakşehir gizli evlilik yapan muhafazakâr kişilerin çoğunlukla ikinci evlerini kurmayı tercih ettikleri bir yer.

Son zamanlarda böyle bir ün kazandı bu bölge.

Şimdi...

Aksiyon Dergisi bu hafta boşanmaları, ayrılıkları kapak konusu yapmış.

Boşanma verileri dehşetli bir artış gösteriyor.

Muhafazakâr çevrelerde boşanma oranı yüzde 40 civarında seyrediyor.

Türkiye'de her ay 15 bin aile boşanıyor. Bu da yılda 180 bin ailenin ayrıldığını, parçalandığını gösterir.

Hafta başında gazetemizin de yazarı Mehmet Paksu bu konuda bir seri yayınladı.

Hepsi de dindar ailelerde meydana gelen ayrılıkların sebepleri üzerine sorunlu kişilerin gönderdiği mektuplara verilen cevaplardan oluşuyor. "Mahremiyet Okulu" adı verilen seri şu kitaplardan oluşuyor:

1. Kitap, Yusuflar Züleyhalar, aşk, nişan, nikâh flört meselesi ve evlilik korkusu...

2. Kitap, İhanetler cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, aldatmalar, internet ilişkileri...

3. Kitap, Mutsuz evlilikler ve boşanmalar, evlilikte kavgalar, aile içi problemler...

Evliliklerde her ailenin sorunu kendine özgü sebepler içeriyor elbette.

Ama genel olarak bakıldığında modernleşmenin ortaya çıkardığı yenilikler dindar ailelerin çözülmesinde başrol oynuyor.

-Özellikle internet ve sosyal paylaşım siteleri vs. boşanmalara sebep olarak ilk sıralarda yer alıyor.

-Televizyonlarda yayınlanan dizilerde nikâhsız beraberliklerin övülmesi, özendirilmesi...

-İnternette tanıştığı kişilerle konuştuktan sonra eşi ile arası açılan aileler ve tabii cinsel problemlerden kaynaklanan sebepler.

Her şey yolunda giderken, sıcak yuvanızda tencereniz kaynarken ne oluyor da bir gün aranız açılıyor, birbirinize olan sevginiz, saygınız azalıyor ve karşılıklı güven sona eriyor, aile yuvanızın kubbesinden çatırtılar gelmeye başlıyor?

Ne oluyor size, neden bu hale geliyorsunuz?

Neden gözünüz dışarıda?

Yuvanızı kurtarmak için nasıl bir yol izliyorsunuz, yardım alıyor musunuz?

Bu üç kitabın böylesi ailelere yardımı olabileceğini düşünüyorum.

Eşinden başka kimseyi görmek istemeyen kişiler sadakat sınavında neden sınavı geçemiyorlar?

Problemli dindar ailelerden gelen sorulara bu kitaplarda makul, yapıcı cevaplar var.

Kısaca şöyle diyor Mehmet Paksu Hoca:

"Elinizdeki gülünüzü koklayın, başka güllerde gözünüz gönlünüz olmasın. Çünkü başka güllerin gizli dikenleri vardır ve bunlar sürekli kalbimize batar, vicdanımızı kanatır, ruhumuzu bunaltır, huzur denen sırdan sizi mahrum bırakır."

Nuh Gönültaş
Bugün
 

serkan..

Profesör
Katılım
5 Eyl 2009
Mesajlar
1,305
Tepkime puanı
169
Puanları
0
-Özellikle internet ve sosyal paylaşım siteleri vs. boşanmalara sebep olarak ilk sıralarda yer alıyor.

-Televizyonlarda yayınlanan dizilerde nikâhsız beraberliklerin övülmesi, özendirilmesi...

manevi hastlalıkarın önü alınmassa tetikleyici sebebler insandaki türlü cevheri ortaya çıkarıyor..işte..

ama gel gör ki günümüz insanına hasta olduğunu kabul ettirmek deveye hendek atlatmaktan güç hale geldi..

merhum yunusun r.a bi şiiri vardı..çok anlamlıdır

Görenler elim öper tac u hırkaya bakar.

Şöyle sanırlar beni zerrece günah etmez.

Dışımda ibadetim sohbetim hoş ta'atim ...

İlla ben ettiğimi dinin değşiren etmez

mübareğin olayı "benim ettiğimi mürted etmeze" getimesi ve çıtayı oldukça yükseğe taşıması nedendir acaba !!

yunus emre haşa fasık bir kimse değildi..hal böyleyken neden kendisini kalkıp dahada ileri giderek mürted tipler ile aynı kefede değerlendirdi..

düşünmek gerekir ..bu şiiri 17 yaşımda duymuş ve anlamakta epey zorlanmıştım..ama zamanla nefsi emmare denen kafiri görüp ve kalbin (manevi) hastalıklarına şahit oldukça..

az bile demiş demekten kendimi alamıyorum..
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
manevi hastlalıkarın önü alınmassa tetikleyici sebebler insandaki türlü cevheri ortaya çıkarıyor..işte..

ama gel gör ki günümüz insanına hasta olduğunu kabul ettirmek deveye hendek atlatmaktan güç hale geldi..

merhum yunusun r.a bi şiiri vardı..çok anlamlıdır

Görenler elim öper tac u hırkaya bakar.

Şöyle sanırlar beni zerrece günah etmez.

Dışımda ibadetim sohbetim hoş ta'atim ...

İlla ben ettiğimi dinin değşiren etmez

mübareğin olayı "benim ettiğimi mürted etmeze" getimesi ve çıtayı oldukça yükseğe taşıması nedendir acaba !!

yunus emre haşa fasık bir kimse değildi..hal böyleyken neden kendisini kalkıp dahada ileri giderek mürted tipler ile aynı kefede değerlendirdi..

düşünmek gerekir ..bu şiiri 17 yaşımda duymuş ve anlamakta epey zorlanmıştım..ama zamanla nefsi emmare denen kafiri görüp ve kalbin (manevi) hastalıklarına şahit oldukça..

az bile demiş demekten kendimi alamıyorum..

Kesinlikle.
Buna rağmen ne kadar rahat yaşıyoruz. Nefsi gördüğümüz, tehlikesini sezdiğimiz halde..
Allah'ın rahmeti kesilip de insan kendiyle başbaşa kalırsa, vah ki ne vah.. Dünya bir canavar, nefs öyle bir düşman kesilir ki, Allah korusun iman zedelenir.
Devamlı sığınma ve istiğfar halinde oluruz inşallah.
 

iffet ikbal

Asistan
Katılım
1 Tem 2007
Mesajlar
239
Tepkime puanı
26
Puanları
0
"Elinizdeki gülünüzü koklayın, başka güllerde gözünüz gönlünüz olmasın. Çünkü başka güllerin gizli dikenleri vardır ve bunlar sürekli kalbimize batar, vicdanımızı kanatır, ruhumuzu bunaltır, huzur denen sırdan sizi mahrum bırakır."

 

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
“HER GENÇ YUSUF VEYA ZÜLEYHA'DIR”


Bu çok iddiali olmuş lakin....

Dua sayıp amin diyelim..
 
Üst