Mehdi Hakkinda Arastirma

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Selam

Bendeniz size ''bir numara'' büyüğüm yani...

Selametle...


Selam Fakr

Büyükler kenara çekilsin biz küçükleri bir birimize bırakı ver lütfen

Not: Sizden böyle bir tavır görmemiştik. Tavırlarınızda değişiklik görüyorum bunu arşivime alıyorum :) helal et
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Fe eşârat ileyhi, kâlû keyfe nukellimu men kâne fîl mehdi sabiyyâ(sabiyyen).​
1.fe: böylece, bunun üzerine
2.eşâret: işaret etti
3.ileyhi: ona, onu
4.kâlû: dediler
5.keyfe: nasıl
6.nukellimu: biz konuşuruz
7.men kâne: olan kimse
8.fî el mehdi: beşikte
9.sabiyyen: sabi, bebek

İmam İskender Ali Mihr: Bunun üzerine, onu (çocuğu) işaret etti. (Onlar) dediler ki: “Beşikte olan bir sabi (bebek) ile biz nasıl konuşuruz?”
Abdulbaki Gölpınarlı: Meryem, çocuğuna işâret etti. Nasıl olur da dediler, beşikteki çocuk konuşur?
Abdullah Parlıyan: Bunun üzerine Meryem, kundaktaki çocuğa işaret etti. Onlar: “Daha beşikteki bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz ki” dediler.
Adem Uğur: Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?"
Ahmed Hulusi: Meryem oruçlu olduğundan konuşmayıp, çocuğu işaret etti (ona sorun gibisinden). . . "Kundaktaki bebekle ne konuşabiliriz ki!" dediler.
Ahmet Tekin: Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi.
'Biz beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?' dediler.

Ahmet Varol: Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. 'Beşikte bulunan bir bebekle nasıl konuşuruz?' dediler.
aret etti, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz dediler
Elmalılı (sadeleştirilmiş): Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi: «Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2): Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. Onlar; «Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?» dediler.
Fizilal-il Kuran: Bunun üzerine Meryem, eli ile oğlunu göstererek onunla konuşmalarını önerdi. Onlar da «Biz beşikteki çocukla nasıl konuşabiliriz?» dediler.
Gültekin Onan: Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?"
Hasan Basri Çantay: Bunun üzerine (Meryem) ona (îsâya) işaret etdi. «Biz, dediler, henüz beşikde bulunan bir sabî ile nasıl konuşuruz»?
Hayrat Neşriyat: Bunun üzerine (Meryem konuşmayarak) ona (çocuğa) işâret etti. (Onlar:)'Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?' dediler.

Sonuç ben etliye sütlüye karışmam yukarıdaki isimler ne diyorsa o mu? Onlar boğazdan atlasalar sende mi atlayacaksın yane?

Neyse kötü bir niyetimiz yoktu siteye hoş geldiniz umarım geçen zaman diliminde bir birimizi daha iyi tanıma fırsatımız olur.

Not: Tartışmayız sadece sohbet ederiz malum siz dürüst olmayanlar ile tartışmıyorsunuz.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Selam

Siz olayı daha anlamamışınız sevgili adams...

Ama inanın diğer arkadaşımız anladı...

Not:Benim konuşmalarım zaten ''amel defterimin arşivinde'' bizim için sorun değil...

Selametle...

Selam Fakr

Sorun değil ben zaten hiç anlamıyorum :)

Yahu espri yaptım. Cevabını güzel buldum daha önce bu tür cevaplar vermişliğini görmediğim için tebessüm vari bir ileti olsun istemiştim.

Beğenmediysen geri verebilirsin.

Not: Şimdi çıkmam gerek selam et lütfen
 

Veyselcan

Kısıtlı Erişim
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
460
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Sonuç ben etliye sütlüye karışmam yukarıdaki isimler ne diyorsa o mu? Onlar boğazdan atlasalar sende mi atlayacaksın yane?

Neyse kötü bir niyetimiz yoktu siteye hoş geldiniz umarım geçen zaman diliminde bir birimizi daha iyi tanıma fırsatımız olur.

Not: Tartışmayız sadece sohbet ederiz malum siz dürüst olmayanlar ile tartışmıyorsunuz.


siteye hoş geldiniz sözünüz için teşekkür ederim...

Ancak kendiniz arapça bilmiyorsunuz da..
Neden siteye arap harfleri ile arapça ayet getiriyor ve bu konuda soru yönetiyorsunuz...

Sonrada ayet hakkındaki yorumlar üzerine onlar boğazdan atlasalar siz de atlayacak mısınız. gibi akıl mantık dışı YORUMLAR YAPIYORSUNUZ..

Ayetin türkçesini yazanlar ayete meryem kelimesini eklememişlerdir.
AYET meryem suresinde ve yukarıdaki ayet bir önceki ayette meryemin
çocuğundan bahsettiği için bu ayete de açıklama olarak meryemin çocuğu ifadesi konmuştur..
Bu şekildeki tercümelerin hiçbirisi yanlış değildir..

NETİCE : SADECE SİZİN KÖTÜ NİYETİNİZDİR..

Selametle...
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Vallah böyle ve bu gibi insanlara da ne desem uygun ve güzel bir söz de bulamiyorum.

Allahu tealanin kitabinda su var yok mu bu var mi kardes ve arkadas o herseyden önce bir kitabullah tir ve senin bu sorun da adeta dam dan düser gibi olmak da ve o kitab da neler var veya neler acik olarak vede kesin bir sekilde gectini bunu bilmiyormusun ve biliyorsan neden iki de bir Allahin kitabin da su varmi veya böyle bir sey de geciyor mu diye sorarsin.

Türkiye de vede burda ki böyle insanlar kitabullahi ne zan ediyorlar ki kimya ve fen kitabi mi yada fizik gibi buna benzer bir cinsten kitab mi diye.


Ali kardeş, yazdığınız bu yazıdan anladığım kadarıyla benim vermiş olduğum cevabı anlamamışsınız. Keşke yorum yapmasaydınız. Neyse sizin canınız sağ olsun. Sağlık olsun.

Ben sizin yaptığınız yorumu kast etmedim yalnız bunu da bilin... Saygılar...
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Ali kardeş, yazdığınız bu yazıdan anladığım kadarıyla benim vermiş olduğum cevabı anlamamışsınız.Keşke yorum yapmasaydınız.Neyse sizin canınız sağ olsun.Sağlık olsun.Ben sizin yaptığınız yorumu kast etmedim yalnız bunu da bilin.Saygılar.
Suanda bakiyorum da sen beni anlamamissin söyle anlatayim Garip70 kardesim senin yazindan yola ciktim o yazidan bakarsan anlarsin diger kisilere birsey yazmis oldum ve türkiye de nasil buna derler senin vermis oldugun söze bizde kendimizden bir ilave yaptik vakia da bu vede hepside bundan da bir ibarettir.

Saygi ve sevgimle var ol sen vede daim olasin insallah ve özür dilerim yanlis anlasildigim icin de.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Mehdi konusu Kur'an-ı Kerim'de hiçbir şekilde geçmez.Bu konu da islam imamları ve din adamları tarafından uydurulan 800.000 den fazla hadisler gibi UYDURULMUŞ bir konudur.
Kur'an geleceği sadece ve sadece Yüce Allahın bilebileceğini açıkça belirtmektedir.Bu başlıktaki gelecek olan mehdi şöyle oacak,böyle olacak ve geleceği zaman gibi şeylerin tamamı uydurmadır.

Mehdi kur´an-i kerim de gecmiyor diye ne yapalim simdi kitabullah da yok diye bunu redd mi edelim yoksa varligini inkar mi edelim mi diyorsun?.

Sen ne demeye getiriyorsun bu sözünle yani kur´an da var ise tamam al kabul et ve onda yoksa inkar mi edelim?.

Bir de marifet mis gibi severek ve isteyerek gibi de adeta Islam imamlari 800 bin hadis uydurdular diye yaziyorsun bunuda kim diyor var mi dayanak veya bir kaynak vede buda nerde geciyor.

Sen ve de senin gibi böyle türkiye de cok var sünnet düsmani gibi hadis düsmanlari ayni zamanda sünnet düsmanlari da sayilirlar.

 

Veyselcan

Kısıtlı Erişim
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
460
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Mehdi kur´an-i kerim de gecmiyor diye ne yapalim simdi kitabullah da yok diye bunu redd mi edelim yoksa varligini inkar mi edelim mi diyorsun?.

Sen ne demeye getiriyorsun bu sözünle yani kur´an da var ise tamam al kabul et ve onda yoksa inkar mi edelim?.

Bir de marifet mis gibi severek ve isteyerek gibi de adeta Islam imamlari 800 bin hadis uydurdular diye yaziyorsun bunuda kim diyor var mi dayanak veya bir kaynak vede buda nerde geciyor.

Sen ve de senin gibi böyle türkiye de cok var sünnet düsmani gibi hadis düsmanlari ayni zamanda sünnet düsmanlari da sayilirlar.



ALİ Kardeş LAFlarınıza çok şaşırdım..

İslamda arap imam ve din adamlarının 800.000 den fazla hadis uydurduklarından ve BUHARİ gibi hadisçilerin bu uyduruk hadisle içinden SAHİH olanlarını seçip ayırmaya çalıştıklarınızdan haberiniz yoksa , bunları bilmiyorsanız size bir şey diyemem.. Okuyup öğreniniz lutfen...


Mehdi kur´an-i kerim de gecmiyor diye ne yapalim simdi kitabullah da yok diye bunu redd mi edelim yoksa varligini inkar mi edelim mi diyorsun?.

Demişsiniz... EVET BEN KUR'AN DA OLMAYAN , TEK KELİME İLE BİLE BAHSİ GEÇMEYEN ŞEYLERİ ARAP DİN ADAMLARININ UYDURDUKLARI ŞEYLERİ KABUL ETMEM REDDEDERİM..

SELAM
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
ALİ Kardeş LAFlarınıza çok şaşırdım.İslamda arap imam ve din adamlarının 800.000 den fazla hadis uydurduklarından ve BUHARİ gibi hadisçilerin bu uyduruk hadisle içinden SAHİH olanlarını seçip ayırmaya çalıştıklarınızdan haberiniz yoksa , bunları bilmiyorsanız size bir şey diyemem.Okuyup öğreniniz lutfen.
Neden sasirdin ki alti üstü yazi yazmistim seni neden sasirtim ki ben de bunu suanda merak ettim dogrusu.

Simdi bu senin yazmis oldugun miktar bizede de cok geldigi icin bizde buna karsi tavrimizi ortaya koyduk acikcasi bu vede bundan da bir ibarettir.

Simdi deseydin binlerce bazi kisiler tarafindan da hadis uydurulmus diye buna bende bizzat birsey demezdim vede alir kabul da ederdim.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Demişsiniz.EVET BEN KUR'AN DA OLMAYAN,TEK KELİME İLE BİLE BAHSİ GEÇMEYEN ŞEYLERİ ARAP DİN ADAMLARININ UYDURDUKLARI ŞEYLERİ KABUL ETMEM REDDEDERİM.SELAM
Kim demis bunuda da neyse konuyu geciyorum kime ait söz ise bilmiyorum benim de sözüm degil buda.

Ve aleykum selam.

 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Hadis-i Şerif inkarcıları çifte sahtekarlık yapıyorlar.

Buharî'nin 1 milyon hadis toplayıp, bunları tek tek okuyup elemesi mümkün değildir diyorlar..

Önce şunu belirtelim ki eski âlimler, bugünün alimleri gibi tek tabanca değildirler. Bugünden bakmayın olaylara.. Eski alimlerin her birisi bir ekoldür. Üniversite rektörü gibi yüzlerce, belki binlerce talebenin başında dururlar. Bu talebeleri yatılıdır.. Boş durmazlar.. Bütün İslam coğrafyasını dolaşırlar, hadisleri toplayıp merkeze getirirler. Bu merkezde bu hadisler tek tek analiz edilir, kayda geçer.. Yıllar süren bu çalışma sonunda ortaya bir eser çıkar. Talebeler hürmeten bu eserin müellifi olarak hocalarını gösterirler. Çünkü kendilerini yetiştiren ve bu geniş çaplı çalışmayı yöneten kişidir hocaları...

Hadis inkarcılarının inkar ettikleri zan; tek kişi Marko Polo gibi yola çıktı, 1 milyon hadis topladı, memlekete döndü, hadisleri tek tek okudu... Böyle bir dünya yok beyler..
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Hadis-i Şerif inkarcıları çifte sahtekarlık yapıyorlar.

Buharî'nin 1 milyon hadis toplayıp, bunları tek tek okuyup elemesi mümkün değildir diyorlar..

Önce şunu belirtelim ki eski âlimler, bugünün alimleri gibi tek tabanca değildirler. Bugünden bakmayın olaylara.. Eski alimlerin her birisi bir ekoldür. Üniversite rektörü gibi yüzlerce, belki binlerce talebenin başında dururlar. Bu talebeleri yatılıdır.. Boş durmazlar.. Bütün İslam coğrafyasını dolaşırlar, hadisleri toplayıp merkeze getirirler. Bu merkezde bu hadisler tek tek analiz edilir, kayda geçer.. Yıllar süren bu çalışma sonunda ortaya bir eser çıkar. Talebeler hürmeten bu eserin müellifi olarak hocalarını gösterirler. Çünkü kendilerini yetiştiren ve bu geniş çaplı çalışmayı yöneten kişidir hocaları...

Hadis inkarcılarının inkar ettikleri zan; tek kişi Marko Polo gibi yola çıktı, 1 milyon hadis topladı, memlekete döndü, hadisleri tek tek okudu... Böyle bir dünya yok beyler..
Bu anlattıkların aşşağıdaki ayetin hükmünü kaldırır mı?

Bu yaptığın nasıl bir sahtekarlıktır?

İşte bunlar, Allah´ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz.

Hal böyle iken Allah´tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!
(Câsiye 45:6)
 

Veyselcan

Kısıtlı Erişim
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
460
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bu anlattıkların aşşağıdaki ayetin hükmünü kaldırır mı?

Bu yaptığın nasıl bir sahtekarlıktır?

İşte bunlar, Allah´ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz.

Hal böyle iken Allah´tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!
(Câsiye 45:6)


Bazılarının ANLAYAMADIĞI çok basit bir nokta var...

KUR'AN = ALLAHIN SÖZLERİ = İSLAMİYET

MÜSLÜMAN KUR'ANDAN SORUMLUDUR, KUR'ANDAN SORUMLU TUTULACAKTIR.

Hadisler peygamberimizi söylediği RİVAYET EDİLEN sözleridir..
Hadisler RİVAYETTİR ,PEYGAMBERİMİZİN SÖYLEDİĞİ SÖZLER DEĞİLDİR.
Hadisler Peygamberimizin söylemiş olabileceği sözlerdir..

MÜSLÜMANLAR HADİSLERDEN SORUMLU DEĞİLDİR.
MÜSLÜMANLAR HADİSLERDEN SORUMLU TUTULMAYACAKLARDIR..

nedir hadis..??

KUR'AN' na, akla ve mantığa. tabiat ve fizik kanunlarına uygun sözler ise
İSLAMİ BİLGİDİR..

BİLİRSİNİZ, BİLMEZSİNİZ ÖNEMLİ DEĞİL...
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
ali kardeş laflarınıza çok şaşırdım..

Islamda arap imam ve din adamlarının 800.000 den fazla hadis uydurduklarından ve buhari gibi hadisçilerin bu uyduruk hadisle içinden sahih olanlarını seçip ayırmaya çalıştıklarınızdan haberiniz yoksa , bunları bilmiyorsanız size bir şey diyemem.. Okuyup öğreniniz lutfen...




demişsiniz... Evet ben kur'an da olmayan , tek kelime ile bile bahsi geçmeyen şeyleri arap din adamlarinin uydurduklari şeyleri kabul etmem reddederim..

selam
sende irkçilik da var
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
ali kardeş laflarınıza çok şaşırdım..

Islamda arap imam ve din adamlarının 800.000 den fazla hadis uydurduklarından ve buhari gibi hadisçilerin bu uyduruk hadisle içinden sahih olanlarını seçip ayırmaya çalıştıklarınızdan haberiniz yoksa , bunları bilmiyorsanız size bir şey diyemem.. Okuyup öğreniniz lutfen...




demişsiniz... Evet ben kur'an da olmayan , tek kelime ile bile bahsi geçmeyen şeyleri arap din adamlarinin uydurduklari şeyleri kabul etmem reddederim..

selam
türk din adamlarinin dediklerinii kabul edermisin
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Bu anlattıkların aşşağıdaki ayetin hükmünü kaldırır mı?

Bu yaptığın nasıl bir sahtekarlıktır?

İşte bunlar, Allah´ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz.

Hal böyle iken Allah´tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!
(Câsiye 45:6)
Bu ayet öyle mi yorumlanır? Bu yoruma göre Kur'an'dan başka hiçbir kitap okumaman gerekir..

Çelebiler kardeşim, ayette kastedilen Allah'ın yarattığı her şeydir. Bütün bir kainat ayetidir.. Açıp bakmadım ama kalbime öyle geliyor ki bu ayetin öncesine baksan muhakkak bu dediğimi destekliyordur. Çünkü benim iman ettiğim Allah, senin dediğin şeyi kastetmez. Eğer gerçekten kainat ayetine ve fizik kurallarına işaret ediyorsa BİLİM bile bir tefsir dalı olur ve BİLİM DİNİ şeklinde ki safsata yaklaşımları çöpe atar.. Bakmak gerek..

Birisi size ''dünya bir tepsi gibi düzdür'' der, BİLİM ''yuvalaktır'' derse delillerine bakmak gerekir. Bu noktada dünyanın yuvarlak olduğu ispatlandığı halde ''hayır, düzdür'' diye inat eden Allah-u âlem belki bir ayeti dahi inkar etmekten mes'ul tutulabilir.. Çünü bu senin verdiğin ayet, bu noktada ''...hangi söze inanıyorlar?'' demekle küfründe inad edenleri muhatap alıyor.. Zira dünyanın yuvarlak olduğunu ispat eden bilim, bir nevi Allah'ın ayetini bildirmektedir.. Müslümanların bilime karşı olan zıt tavırları, küffarın bu alanda ilerlemesinden dolayı edindiği kompleksle ilintilidir. Bilimi, bir tefsir dalı olarak hak ettiği yere koymaları gerekir..

Bu durumda ''sahtekar'' sözünü sana geri iade ediyorum.. :gul
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Akıl her şeye yeter mi?

Reformcu diyor ki:
(Aklın yetersizlik iddiası, tasavvufçuların ve eski ulemanın bir uydurmasıdır. Akıl, Kur’anın ışığında her şeyi anlar. Din, tasavvufçuların ilhamlarıyla veya kerametleriyle anlaşılmaz. Bu sakat görüşler, aklın mucizesini ipotek altına alan bâtıl bir iddiadır. Aklın yolu birdir. Aklı insanın elinden alırsanız, zenginler fakirleri sömürür, onları kukla hâline getirir. Bu da zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasına, kapitalin hâkimiyetine sebep olur. Sosyal adalet kalmaz.)
CEVAP
Yazar kendisini sosyalizmden alamıyor. Her konuyu sosyalizm açısından açıklamaya çalışıyor. Her fırsatta servet düşmanlığı yapıyor. Bu ifadelerde üç büyük yanlış vardır:Akıl her şeye yeter deniyor, tasavvufa ve keramete saldırılıyor ve akla ipotek konduğu savunuluyor.

Şimdi bunları ayrı ayrı açıklayalım: Dinimizde Kitap, Sünnet, İcma veKıyas-ı fukaha olmak üzere dört delil var. Ehl-i sünnete göre akıl delil değildir. Akıl, sadece Şia ve Mutezile mezhebinde hüccettir. Yazarın Mutezile zihniyetinde olduğu her yönüyle belli olmaktadır.

Akıl, herkeste eşit değildir. En yüksek akıl ile en aşağı akıl arasında binlerce derece vardır. Akıl eşit olmayınca kimin aklı ölçü alınacak ki?

Her işte ve hele din işlerinde akla güvenilemez. Din işleri, akıl üzerine kurulamaz, çünkü akıl bir kararda kalmaz. Herkesin aklı, birbirine uymadığı gibi, selim olmayan aklın yanılması daha çok olur. En akıllı denilen kişi, uzman olduğu dünya işlerinde bile çok hata eder. Hele âhiret bilgilerinde, akla hiç güvenilmez.

İnsanların şekilleri, ahlakları ve ilimleri gibi, akılları da farklıdır. Birinin aklına uygun gelen bir şey, başkasının aklına uygun gelmeyebilir. O halde, Şia ve Mutezile’nin aksine, din işlerinde, akıl tek başına tam bir ölçü olamaz. Ancak selim akılla birlikte din, tam ve doğru bir vesika ve ölçü olur.

Selim olmayan akıl bir gerçeği kabul etmezse, bunun ne kıymeti vardır? Selim olan akıl, din hükümlerinin hepsinin pek yerinde ve doğru olduğunu açıkça görür.

Mutezile’ye göre aklın yolu birdir. Akıl, herkeste eşittir. Akıl şaşmaz bir hüccettir. Akılla haram ve helal olan şeyleri de bilme mecburiyeti vardır. Hâlbuki haram, helal, ancak nakille anlaşılır.

Bid’at ehli, (Aklın ve dinin yolu birdir. Dört mezhebi bire indirmeli! Akla ve dine uygun olanlarını toplayıp bir mezhep hâline getirmeli) diyor. Hâlbuki Peygamber efendimiz farklı ictihadların rahmet olduğunu bildirmiştir. Her ne kadar akıl, iyiyi kötüden ayıran bir kuvvetse de, her işte ölçü olmaz. Allahü teâlâya ait bilgilerde akıl senet olmaz. Akıl, kendi başına dinin emir ve yasaklarını bilseydi, Peygamberlere, âlimlere lüzum kalmazdı.

Nakil yoluyla anlaşılan, Peygamberlerin bildirdikleri şeyleri akılla araştırmaya uğraşmak, düz yolda güç giden yüklü bir arabayı, yokuşa çıkarmak için zorlamaya benzer. Yokuşa doğru at kamçılanırsa, çabalayarak, ya yıkılıp canı çıkar veya alıştığı düz yola kavuşmak için sağa sola ve geriye kıvrılarak arabayı yıkar ve eşyalar harap olur. Akıl da, anlayamadığı ahiret bilgilerini çözmeye zorlanırsa, insan ya aklını kaçırır veya bunları alışmış olduğu, dünya işlerine benzetmeye kalkışarak yanılır, aldanır ve herkesi aldatmaya çalışır.

Akıl, hisle anlaşılabilen veya hissedilenlere benzeyen ve onlara bağlılıkları bulunan şeyleri birbirleriyle ölçerek, iyilerini kötülerinden ayırmaya yarayan bir ölçü aletidir. Böyle şeylere bağlılıkları olmayan varlıklara akıl erdiremeyeceğinden, şaşırıp kalır. (Dinin emirlerini akıl süzgecinden geçirmeli) diyen bid’at ehli, aklı, nakilden üstün tutmaya çalışmaktadır. O halde, Peygamberlerin bildirdikleri şeylere, akla uyup uymadığına bakmadan inanmak gerekir.

Peygamberlerin, aklın üstünde bulunan sözlerini, akıl süzgecinden geçirmeye çalışmak, çok yanlıştır. Engin denizde, acemi kaptanın pusulasız yol almasına benzer.

Ahiret bilgileri ve Allahü teâlânın beğenip beğenmediği şeyler ve Ona ibadet şekilleri, eğer aklın çerçevesi içinde olsalardı ve akılla doğru olarak bilinebilselerdi, binlerce Peygamberin gönderilmesine lüzum kalmazdı. İnsanlar, dünya ve ahiret saadetini kendileri bulurdu. Allahü teâlâ, hâşâ Peygamberleri boş ve lüzumsuz yere göndermiş olurdu. Hiçbir akıl, ahiret bilgilerini bulamayacağı, çözemeyeceği içindir ki, Allahü teâlâ her asırda dünyanın her yerine Peygamber göndermiş ve en son, kıyamete kadar değiştirmemek üzere, bütün dünyaya Peygamber olarak Muhammed aleyhisselamı göndermiştir.

Her Peygamber, akılla bulunacak dünya işlerine dokunmayıp, yalnız bunları araştırmak, bulup faydalanmak için çalışmayı emretmiş, Allahü teâlânın beğendiği ve beğenmediği şeyleri açık olarak bildirmiştir.

Aklın anlayamadığı veya yanlış anladığı çok şey vardır ki, bunları Peygamberler bildirir. Peygamberler, uzman birer doktor gibidir. İlaçların tesirlerini iyi bilirler. İnsanlar, doktora az bir şey vermekle ilaçların faydalarına kavuşur, hastalıktan kurtulurlar. Peygambere lüzum yoktur demek, doktora lüzum yok demekten daha yanlıştır. Peygamberin bildirdiği hükümler, Allahü teâlâdan vahiy olduğu için, hepsi doğrudur, faydalıdır. Doktorun bilgileri, düşünce ve tecrübeyle olduğu için, hepsinin doğru olduğu da söylenilemez.

Akıl, göz gibidir, İslamiyet bilgileri de ışık gibidir. Gözümüz, maddeleri, cisimleri karanlıkta göremez. Allahü teâlâ, görme aletimizden faydalanmamız için güneşi, ışığı yaratmıştır. Güneşin ve çeşitli ışık kaynaklarının nuru olmasaydı gözümüz işe yaramazdı. Tehlikeli cisimlerden, zararlı yerlerden kaçamaz, faydalı şeyleri bulamazdık. Evet, gözünü açmayan veya gözü bozuk olan, güneşten faydalanamaz, fakat bunların güneşe kabahat bulmaya hakları olmaz.

Selim olmayan akılların, yanıldıkları için bir hakikati kabul etmemelerinin, uygun bulmamalarının, bir kıymeti yoktur. Selim olan akıllar, yani Peygamberlerin akılları, din hükümlerinin hepsinin pek yerinde ve doğru olduklarını açıkça görür. İslamiyet’in her hükmü, bu akıllar için, pek meydanda, aşikâr ve apaçıktır.

(Akıl, her şeyi anlayamaz, hele âhiret bilgilerini hiç anlayamaz) demek, akla ipotek koymak mıdır? Işık olmadan göz göremez demek, göze ipotek koymaktır denebilir mi? Nakil olmadan, dinin emir ve yasaklarını sırf aklıyla kim anlatabilir ki?

Yazar, (Akla ipotek konunca fakirin aklı elinden alınıyor) diyor. Fakirin aklı alınıyor da zengininki niye alınmıyor? Bu ipotekten niye fakir etkileniyor da, zengin hiç etkilenmiyor, üstelik servetini artırabiliyor? Mısırlı sosyalist yazarlar gibi, her fırsatta servet düşmanlığı yapılıyor.

Bir de yazar, cahil halk ağzıyla, (Aklın mucizesi) tâbirini kullanıyor. Mucize, sadece Peygamberlerde görülen harika hallere denir. Bu, evliyada olursa keramet denir. Deyimler yerli yerinde kullanılmazsa, din anarşisi çıkar.
 
Üst