Sinema sektöründe, İslam dini ve Hz. Peygamber (sav) dediğimizde akıllara "Çağrı" filminden başkası gelmez.
"Çağrı" deyince de akla rahmetli Akkad gelir. Hani, El Kaide'ye bağlı bir gurubun, Ürdün'ün başkenti Amman'da ki kızıyla kaldığı oteli bombalaması sonucu hayatını yitiren ünlü yönetmen.
Peki kaç kişi, filmin ne şartlar altında çekildiğini biliyor?
Mustafa Akkad, öyküyü oluştururken Hz. Peygamber Efendimiz'i gösteremeyeceğini biliyor ama başta 4 halife olmak üzere birçok sahabe efendimizi de gösteremeyeceğini danıştığı Müslüman alimlerden öğreniyor ve şöyle diyor yönetmen: "Eğer İslam izin verseydi bile peygamberi göstermezdim. Sadece bizim peygamberimizi değil, hiçbir peygamberin gösterilmesi taraftarı değilim. Onların ulvi kişiliklerini zedeleriz diye endişelerim hep vardı."
Çağrı filmi çekim süreci garipliklerle doludur. Söylentiler üzerine bazı İslam ülkelerinden tepki görür, kimse oynamak istemez, bütçe bulunamaz, terk edilir, kovulur. Ama beklenmedik bir şey oluverir ve bir davet gelir, adres Libya'dır.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşamasını beklediğimiz Mustafa Akkad yılmamasının ödülünü alır. Kaddafi, hem filme para vereceğini hem de ülkesinde çekebileceklerini söylüyor Akkad ve Quinn'e... Yalnız iki şartı olduğunu ekliyor: İslam alimleri senaryoyu onaylamalı ve kutsal insanları sadece Müslümanların oynadığı bir film daha çekilmeli.
Velhasılı kelam uzun çabalardan sonra her Ramazan, televizyonlarımızda izlediğimiz "Çağrı" ve "Er Risale" çıkar ortaya.
Şimdi bütün bunları neden anlattığıma geliyorum.
İran'da Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayatından bir bölümünü anlatacak olan filmin çekimleri tamamlandı.
Söz konusu film, İran’ın bugüne kadar en yüksek bütçeli filmi olarak ifade ediliyor. Film ilk olarak 2015 yılının Şubat ayında Tahran’da, uluslararası Fecr Film Festivalinde izleyicinin beğenisine sunuldu.
Filmin yönetmeni ise ünlü İranlı yönetmen Mecid Mecidi. Türk seyircisinin Cennetin Çocukları , Cennetin Rengi ve Baran'la tanıdığı bir isim Mecidi. Öte yandan filmin müziğini meşhur Hint şarkıcı A.R. Rahman ve İran asıllı İngiliz şarkıcı Sami Yusuf üstlendi.
Yapımı 3 yıldır devam eden “Muhammed (s.a.v)” filmi peygamber efendimizin 12 yaşına kadar olan zaman dilimini ele almış. Film Farsça, Arapça ve İngilizce olarak sinemaseverlerle buluştu.
Hepiniz gibi ben de merak içindeydim "acaba Hz. Peygamber'i (sav) gösterecek mi?" diye.
Baştan söyleyeyim, İranlı yönetmen, filminde Hz. Peygamber’i (sav) gösteriyor. Fakat tam olarak değil, yüzünü göstermemiş mesela. Ama bedenini, uzuvlarını göstermiş. Buna mukabil de gayet rahat biçimde şöyle diyor, bir gazeteye verdiği röportajda: “Yıllarca sebebi anlaşılmaz bir kısıtlama uyguladık kendimize. Sahabeleri bile göstermedik ama Hz. Ömer dizisi yapıldı, hepsi de gösterildi. Hiç de sorun olmadı…”
Röportajın devamında Mecidi, Efendimiz (sas)’in yüzünü tepkilerden ‘çekindiği’ için göstermediğini söyledi ve devam etti: “Bu tartışmanın filmin üzerine çıkmasını istemiyorum, emeğimiz heba olmuş olur!”
Çağrı filminin üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen Müslüman sanatçıların bu yönde film üretmemesinin büyük bir eksiklik. Bu da belli kısıtlamalardan dolayı yaşanıyor. Hala aşamadığımız takıntılarımız var.
Batı dünyasının içine düştüğü "müslüman terörist(!)" girdabından kurtulmasını beklemek abesle iştigaldir. Bu ön yargıyı yıkmak yine bizlere (Müslümanlara) düşmekte.
Günümüz İslam ve Müslümanlarını anlatmak için çok farklı konseptler geliştirilmesi gerektiğinin altını çizmek gerekir. İslamı ve peygamberinin sevgi ve barış dili üzerinde yürüyen konuya haiz bir film neden hala yapılmaz ki diye kaç kere sormuştum kendi kendime.
Günümüzde, dünyada bir İslam fobisinden bahsediliyorsa, bunda İslam düşmanları kadar bizzat Müslümanların da vebali yok değil mi?
Filmi henüz izleyemedim. Sabırsızlıkla beklediğimi de ilave etmeliyim. Fakat en büyük duam şu ki, İnşallah bu iyi bir başlangıç olur ve İslamın güzelliklerini anlatma adına büyük işler gören onlarca, yüzlerce baş yapıt ortaya çıkar.
Ahmet Alp HAN
Twitter: @ahze22
"Çağrı" deyince de akla rahmetli Akkad gelir. Hani, El Kaide'ye bağlı bir gurubun, Ürdün'ün başkenti Amman'da ki kızıyla kaldığı oteli bombalaması sonucu hayatını yitiren ünlü yönetmen.
Peki kaç kişi, filmin ne şartlar altında çekildiğini biliyor?
Mustafa Akkad, öyküyü oluştururken Hz. Peygamber Efendimiz'i gösteremeyeceğini biliyor ama başta 4 halife olmak üzere birçok sahabe efendimizi de gösteremeyeceğini danıştığı Müslüman alimlerden öğreniyor ve şöyle diyor yönetmen: "Eğer İslam izin verseydi bile peygamberi göstermezdim. Sadece bizim peygamberimizi değil, hiçbir peygamberin gösterilmesi taraftarı değilim. Onların ulvi kişiliklerini zedeleriz diye endişelerim hep vardı."
Çağrı filmi çekim süreci garipliklerle doludur. Söylentiler üzerine bazı İslam ülkelerinden tepki görür, kimse oynamak istemez, bütçe bulunamaz, terk edilir, kovulur. Ama beklenmedik bir şey oluverir ve bir davet gelir, adres Libya'dır.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşamasını beklediğimiz Mustafa Akkad yılmamasının ödülünü alır. Kaddafi, hem filme para vereceğini hem de ülkesinde çekebileceklerini söylüyor Akkad ve Quinn'e... Yalnız iki şartı olduğunu ekliyor: İslam alimleri senaryoyu onaylamalı ve kutsal insanları sadece Müslümanların oynadığı bir film daha çekilmeli.
Velhasılı kelam uzun çabalardan sonra her Ramazan, televizyonlarımızda izlediğimiz "Çağrı" ve "Er Risale" çıkar ortaya.
Şimdi bütün bunları neden anlattığıma geliyorum.
İran'da Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayatından bir bölümünü anlatacak olan filmin çekimleri tamamlandı.
Söz konusu film, İran’ın bugüne kadar en yüksek bütçeli filmi olarak ifade ediliyor. Film ilk olarak 2015 yılının Şubat ayında Tahran’da, uluslararası Fecr Film Festivalinde izleyicinin beğenisine sunuldu.
Filmin yönetmeni ise ünlü İranlı yönetmen Mecid Mecidi. Türk seyircisinin Cennetin Çocukları , Cennetin Rengi ve Baran'la tanıdığı bir isim Mecidi. Öte yandan filmin müziğini meşhur Hint şarkıcı A.R. Rahman ve İran asıllı İngiliz şarkıcı Sami Yusuf üstlendi.
Yapımı 3 yıldır devam eden “Muhammed (s.a.v)” filmi peygamber efendimizin 12 yaşına kadar olan zaman dilimini ele almış. Film Farsça, Arapça ve İngilizce olarak sinemaseverlerle buluştu.
Hepiniz gibi ben de merak içindeydim "acaba Hz. Peygamber'i (sav) gösterecek mi?" diye.
Baştan söyleyeyim, İranlı yönetmen, filminde Hz. Peygamber’i (sav) gösteriyor. Fakat tam olarak değil, yüzünü göstermemiş mesela. Ama bedenini, uzuvlarını göstermiş. Buna mukabil de gayet rahat biçimde şöyle diyor, bir gazeteye verdiği röportajda: “Yıllarca sebebi anlaşılmaz bir kısıtlama uyguladık kendimize. Sahabeleri bile göstermedik ama Hz. Ömer dizisi yapıldı, hepsi de gösterildi. Hiç de sorun olmadı…”
Röportajın devamında Mecidi, Efendimiz (sas)’in yüzünü tepkilerden ‘çekindiği’ için göstermediğini söyledi ve devam etti: “Bu tartışmanın filmin üzerine çıkmasını istemiyorum, emeğimiz heba olmuş olur!”
Çağrı filminin üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen Müslüman sanatçıların bu yönde film üretmemesinin büyük bir eksiklik. Bu da belli kısıtlamalardan dolayı yaşanıyor. Hala aşamadığımız takıntılarımız var.
Batı dünyasının içine düştüğü "müslüman terörist(!)" girdabından kurtulmasını beklemek abesle iştigaldir. Bu ön yargıyı yıkmak yine bizlere (Müslümanlara) düşmekte.
Günümüz İslam ve Müslümanlarını anlatmak için çok farklı konseptler geliştirilmesi gerektiğinin altını çizmek gerekir. İslamı ve peygamberinin sevgi ve barış dili üzerinde yürüyen konuya haiz bir film neden hala yapılmaz ki diye kaç kere sormuştum kendi kendime.
Günümüzde, dünyada bir İslam fobisinden bahsediliyorsa, bunda İslam düşmanları kadar bizzat Müslümanların da vebali yok değil mi?
Filmi henüz izleyemedim. Sabırsızlıkla beklediğimi de ilave etmeliyim. Fakat en büyük duam şu ki, İnşallah bu iyi bir başlangıç olur ve İslamın güzelliklerini anlatma adına büyük işler gören onlarca, yüzlerce baş yapıt ortaya çıkar.
Ahmet Alp HAN
Twitter: @ahze22