Meal okumanın neticesi

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Meal okumanın neticesi

Sual: Meal okuyup da mezhepleri ve dinin bazı hükümlerini inkâr edenlere rastlıyoruz. Allah’ın kelamını okumakla insan niye sapıtır ki?
CEVAP
Meal demek, Allah kelamı demek değildir. Meal yanlış olarak, tercüme anlamında kullanılıyor. Piyasadakiler tercümedir, çok az, birkaç kelime açıklaması oluyor. Onu da genelde kendi kafalarına göre yazıyorlar. Resulullah'ın bildirdiği mânâlara tefsir denir. Bir kelimenin, Allahü teâlâ ve Resulullah tarafından, açık bildirilmemiş mânâlarından, dine uygun olanı seçmeye tevil ve bu mânâya meal denir. Âyet-i kerimeyi başka dile nakledince, tercümesi denir. Âyet-i kerimeler kısa ve tam tercüme edilemez. İslam âlimleri, âyet-i kerimelerin tercümelerini değil, uzun tefsirlerini bildirmişlerdir.

Kur’an tercümesi okuyan, murâd-ı ilahiyi yani Allahü teâlânın murâdının ne olduğunu öğrenemez. Tercüme edenin bilgi derecesine göre yaptığı açıklamayı öğrenir. Bir cahilin veya bir sapığın yazdığı tercümeyi okuyan da, Allahü teâlânın bildirmek istediğini değil, tercüme edenin, anladım sanarak, kendi kafasından anlatmak istediğini öğrenir.

Kur’an tercümesi diye yazılan kitaplar, doğru mânâ veremez. Okuyanları, bunları yazanların düşüncelerine ve maksatlarına esir edip, dinden ayrılmalarına sebep olur.

Kur’an-ı kerimi ve hadis-i şerifi yanlış anlamak, insanın imanını giderir. Rastgele yazılmış olan, meal denilen tercümeleri okuyan ve İslamiyet’in temel bilgilerine vâkıf olmayan zihinlerde, birtakım şüpheler, itirazlar hâsıl olmaktadır. Birkaç örnek verelim:
1- Bir kadın, meal okuyunca, (Kur’anda kadınların örtünmesi emri yazılı olmadığı için, örtünmekten vazgeçtim) diyerek, başını açmıştır. Bu kadının Kur’an diye bahsettiği, yanlış bir tercümedir. (Kur’an-ı kerimde kadınların örtünmesi emredilmiyor) demek, Kur’an-ı kerime iftira olur. Bir âyet-i kerime meali:
(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, hımarlarını [başörtülerini] yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31] (Parantez içindekiler, Resulullah'ın ve onun vârisi olan âlimlerin açıklamasıdır.)

Peygamber efendimiz, Kur’an-ı kerimi açıklayarak buyuruyor ki:
(Kadının yüz ve iki eli hariç bütün bedeni avrettir.) [Ebu Davud]

Demek ki, açıklamasız, Kur’an-ı kerimi doğru anlamak mümkün değildir.

2- Bir genç, (Namazda okunan surelerin tercümelerine baktım, namazla hiç ilgisi yok, başka şeylerden bahsediyor. Ben de bunları bırakıp Türkçe dua okumaya başladım) demişti.

Böyle sözler, ibadetlerin ne demek olduğunu anlamamış olmayı gösterir; çünkü namazı, insanın kendisi tertip etmemiştir. Namazın ve bütün ibadetlerin nasıl yapılacağını, yaparken neler okunacağını Allahü teâlâ Resulüne bildirmiştir. Peygamber efendimiz de, bunları, Eshabına bildirmiş ve kendi de yapmıştır. Din imamlarımız bunların hepsini Eshab-ı kiramdan görerek ve işiterek anlamışlar ve kitaplarına yazmışlardır. Bu derin âlimler bildiriyor ki, namazda okunacak Kur’anın, Allah kelamı olması lazımdır. Vazife, ancak böylece yapılmış olur. (F. Bilgiler)

3-
Ölmüşleri için Yasin-i şerif okuyan bir genç, (Yasin’in tercümesini okuduktan sonra, bundan vazgeçtim. Çünkü Yasin suresinin ölülerle duayla bir ilgisi yok, tarihi olaylardan, kıyamette olacak şeylerden bahsediyor) demiş ve bundan sonra namazı da bırakmıştır.

Bu kimse, Kur’an tercümesi yerine İslam âlimlerinin kitaplarını okumuş olsaydı, Kur’an-ı kerimin her harfinin şifa ve dertlere deva olduğunu, bunu okumakla hâsıl olan sevabın ölülere ne kadar faydalı olacağını bilir, tarihi olaylardan bahsediyor demezdi.



 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83

Meal okumayla kimse yoldan çıkmaz. Kur'an insanı yoldan çıkarmaz. Ama yukarıdaki yazı çıkarabilir, yazıyı okumadım ama Yasin Suresi'yle alakalı bölüme gözüm takıldı. Yasin Suresi'ni kabirlerde okumamak ya da Kur'an ayetlerini, Kur'an mealiyle alakası yoktur, "fiili hadis"le alakası vardır.

Gördünüz mü yazı nasıl da sapıtıyor insanı ama Kur'an sapıtır diyen sapıtmıştır zaten...

Kur'an insanı sapıtmaz ama iradesiyle biri O'nu kabul eder diğeri de kabul etmez...


 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Meal okumaya başlamadan evvel, dücane cündioğlunun, Kuran çevirilerinin dünyası isimli kitabı okumak faydalı olacaktır.Unutulmamalıdırki, meal Kuran demek değildir.Yazarın Kurandan anladığıdır.Şu anda bu konuda .çalışanlara göre hasan basri çantayın, elmalının mealleri aşılamamış durumdadır.Aslında en iyisi tefsir meal karışımı diyebileceğimiz türden okumalar yapmalıyız.mesela Muhammed es-sabuni nin safvetüt tefasir bu konuda iyidir.uzun uzun açıklamalar yoktur.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Meal okumaya başlamadan evvel, dücane cündioğlunun, Kuran çevirilerinin dünyası isimli kitabı okumak faydalı olacaktır.Unutulmamalıdırki, meal Kuran demek değildir.Yazarın Kurandan anladığıdır.Şu anda bu konuda .çalışanlara göre hasan basri çantayın, elmalının mealleri aşılamamış durumdadır.Aslında en iyisi tefsir meal karışımı diyebileceğimiz türden okumalar yapmalıyız.mesela Muhammed es-sabuni nin safvetüt tefasir bu konuda iyidir.uzun uzun açıklamalar yoktur.

Buna da katılabilirim, Kur'an meali okumak alim olunmak için, hüküm çıkarmak için, ben şu oldum ya da bu oldum kabilinden okunmaz, ben Kur'an meali okuyup da alim oldum diyene de raslamadım, genel manada Allah'ın neylerden bahsettiği ile alakalı genel bir bilgi edinirsin, bu da güzeldir bunda bir sakınca yoktur, neden korkulur ki bundan,

Şuna da katılıyorum, meal demek en az Arapça bilen biraz da dini, tefsir ve hadis sahalarında ilmi olanların çevirisi manasındadır ki, bir anlamda o çeviricini tercemesidir (meali). Doğrudur..

Ama şu doğru değil, mealler çok çok farklı manaları gündeme de getirmez...

Hemen hemen mot mot aynıdır mealler...

İllaki küçük nüanslar vardır...

Zaten şu da vardır meal okumak şöyle de iyi, tefsirlere, hadislere bakmak zorunda kalırsın ve dahi hocalarınıza danışmak zorunda kalırsınız ki bu da güzeldir...

Meal tek başına "ayeti anlamaya" havi değildir birçok yerde...

Meal okuyalım ama fıkıh da beraberinde olsun... Belki bu en güzeli...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Bir de şunu ifade edeyim, Arapça bilmeyen birçok kimsenin Kur'an meali yazdığı da bir gerçektir... Bu ahlaki değildir... Bu hayasızlıktır... Ahlaksızlıktır... Sırf ticaret için Kur'an meali yapılır mı??? O mealden bu mealden geçiniyorlar ve ne oldu "Ben meal yazdım..." Günaha sokacaklar sabah sabah...

Mesela İhsan ELİAÇIK'ın meali vardır ama Arapça bilmez...

 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Bir de şunu ifade edeyim, Arapça bilmeyen birçok kimsenin Kur'an meali yazdığı da bir gerçektir... Bu ahlaki değildir... Bu hayasızlıktır... Ahlaksızlıktır... Sırf ticaret için Kur'an meali yapılır mı??? O mealden bu mealden geçiniyorlar ve ne oldu "Ben meal yazdım..." Günaha sokacaklar sabah sabah...

Mesela İhsan ELİAÇIK'ın meali vardır ama Arapça bilmez...

meal yazmak için arapça yeterlimidir Beyrut papazları da arapça biliyor
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Meal okumanın neticesi






Meal okumaya karşı olanlar esasen Kuranın Türkçeye çevrilmesine karşı olanlardır.Bunlar isterler ki halk,Kuranı okuyamasın,anlamasın,kendileri ne diyorsa insanlarda din olarak onu bilsin isteyenlerdir.
Artık yapabilecekleri bir şey yok çünkü Elmamlılı Hamdi Yazır'la meallerin önü açıldı,buna engel olma imkanları kalmadı.Yazılmasına engel olamıyorsak ta bari elimizden geldiğince okunmasına engel olalım,en az seviyede tutalım ilaa okuyacakları da tefsir okumaya yönlendirelim diyorlar.Çünkü tefsirde ayetlerin saptırılma imkanları çok,bir ayetin anlamını uzun uzun izahlara girerek mecrasından saptırabiliyorlar.Mealde ise parantez içine alacakları bir kaç kelime ile yapmak zorunda kalıyorlar.
Bu tipleri Kuran bize bildiriyor.Bu kimseler Kuranı kendi kontrollerinde tutmak,arzularına göre değiştirmek isteyenlerdir.

YUNUS 15:

Böyle iken ayetlerimiz birer açık delil olarak karşılarında okunduğu zaman Bize kavuşmayı arzu etmeyenler: «Bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir!» dediler. De ki: «Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir! Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Rabbime isyan edersem şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım.»


 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Kur'an Arapça'sına vakıf olan biri, Beyrut Papazı da olsa bir kinci dil olarak neyi biliyorsa ona meallendirebilir...

Arkadaşlar neden bizleri kızdırmaya çalışıyor anlamadım...

Adam Suriye'nin bir köyünde ikamet ediyor konuştuğu lisan Arapça (Kur'an), yazdığı lisan Arapça, okuduğu ve minicik minicik harflerle yazılmış gazete Arapça...

Neden meal veremesin ki Kur'an'a...

Meal Kur'an'ı bire bir meallendirmenin adıdır ama Allah'ın muradını yakalamak noktasında meal bağlamında herkes nakıstır...

Dolayısıyla Kur'an Arapçası'na, belağatına ve ilmine vakıf olanlar elbet Kur'an'ı meallendirebilir...

Lakin, Kur'an'ı hadise refarans kılmak... Fıkh'a refarans kılmak... Kelam'a (Akaid) refarans kılmak... Tefsir'e refaras kılmak... Vesair dini ilimlere refarans kılmak işi ve ameliyesi,

Alimlik isteyen... Bilgi isteyen bir konudur, işin bu tarafı ayrıdır...

Sen sordun ben de söyleyeyim,

Kur'an Arapça'sına, Belağat'ına ve İlmine vakıf olan Beyrut Papazı da olsa Kur'an'ı meallendirir...

İlgiliye duyrulur...
 
Üst