Maun Suresi

mustafa

Profesör
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
1,972
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Ankara
Arapça Metin:

أَرَأَيْتَ الَّذِي يُكَذِّبُ بِالدِّينِ (1) فَذَلِكَ الَّذِي يَدُعُّ الْيَتِيمَ (2) وَلَا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ (3) فَوَيْلٌ لِلْمُصَلِّينَ (4) الَّذِينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ (5) الَّذِينَ هُمْ يُرَاءُونَ (6) وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ (7)

Türkçe Meal:

1) Dini yalanlayanı gördün mü?

2) İşte o, yetimi iter.

3) Yoksulu da doyurmaya teşvik etmez.

4) Veyl olsun namaz kılanlara!

5) Ki onlar namazlarında gaflet içindedirler;

6) Onlar riyakarlık yaparlar,

7) Ve ufacık bir yardımı bile engellemektedirler.

Türkçe Kelime Meal:

أَرَأَيْتَ gördün mü الَّذِي يُكَذِّبُ yalanlayanı بِالدِّينِ dini (1) فَذَلِكَ işte o الَّذِي يَدُعُّ iter الْيَتِيمَ yetimi (2) وَلَا يَحُضُّ teşvik etmez عَلَى طَعَامِ doyurmaya الْمِسْكِينِ yoksulu da (3) فَوَيْلٌ veyl olsun لِلْمُصَلِّينَ namaz kılanlara (4) الَّذِينَ ki هُمْ onlar عَنْ صَلَاتِهِمْ namazlarında سَاهُونَ gaflet içindedirler (5) الَّذِينَ هُمْ onlar يُرَاءُونَ riyakarlık yaparlar (6) وَيَمْنَعُونَ ve engellemektedirler الْمَاعُونَ ufacık bir yardımı bile (7)
 

kadem

Profesör
Katılım
19 Ağu 2006
Mesajlar
1,622
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Maun Suresİ Tefsiri

MAUN SURESİ
Sure cumhura göre Mekk'de, İbni Abbas ve Katade'ye göre ise Me dine'de inmiştir. Ama müfessir Hibetullah: Yansı Mekke'de As b. Vail hak kında, yansı da Medine'de münafik Abdullah b. Übey hakkında indi, de miştir.
Surenin İsmi:
"Maun" suresi olarak anılmasının sebebi son ayetinde Maunu mene-denlerin yerilmesindendir. "Maunu da menederler onlar." Namazından ga fil kalanlar ve münafıklar gibi. Maun: Komşunun komşudan emanet aldığı tencere, tuz ve su gibi mutfak malzemeleri, balta ve kova gibi ekin ve zira at aletleri, iğne, iplik gibi dikiş malzemeleri ve benzeri pratik işlerde ya rarlanılan her şeydir. Surenin başında din gününü yani uhrevi ceza günü nü yalanlayanlan kınadığı için "Din" suresi olarak da anıldı.
Önceki Sureyle İlişkisi:
Bu sure önceki sure ile üç yönden bağlantılıdır:
1- Önceki Kureyş suresinde ALLAH (c.c.) Tealâ, açlıktan doyurduğu kimseler den Allah'ın nimetini inkâr edenleri kınamıştır. Burada da miskini doyur mayı teşvik etmeyeni kınadı.
2- Önceki surede ALLAH (c.c.) Tealâ sadece kendisine ibadeti ve tevhidi em retmişti: "Şu Beyt'in Rabbine ibadet etsin onlar." Bu surede de namazlann-dan gafil olanlan ve namazı engelleyenleri yerdi.
3- ALLAH (c.c.) Tealâ önceki surede Kureyş'e olan nimetlerini saydı. Burada da din gününü yani, uhrevi cezayı inkârlarından ötürü onlan tehdit ve azapla korkutmayı ilâve etti.
Surenin Muhtevası:
Sure, Mekke'de inen bölümünün girişinde kâfirden, Medine'de inen son bölümünde de münafıktan söz etmektedir.
Başı hesap ve ceza gününü inkâr eden kâfirin zemmine aittir. "Dini yalan sayanı gördün mü?" O iki sıfatla vasıflandınldı:
1-Yetime kabalık edip hor tutması, uzaklaştırması ve miskini doyurmayı teşvik etmemesi.
2-Ne Rabbine ibadette vazifesini yerine getirdi, ne de başkasına hayır yaptı.
Sonunda ise müslümanlığım ortaya çıkanp küfrü gizleyen münafığın zemmi vardır. Onu da üç vasıfla nitelendirdi:
1-Namazdan gaflet,
2-Ameli ile insanlara gösteriş yapması,
3-Komşular arasındaki, yardımlaşmayı ma'unu engellemesi. O ALLAH (c.c.) için amel etmiyor, aksine ameli ve namazın da gösteriş yapıyordu.
İki grubu da rezil olma, azap ve helak ile tehdit edip, dikkatleri onla rın üzerine çekiyor.
Ahiretteki Cezayı İnkâr Eden Kâfir Ve Ameli İle Gösteriş Yapan Münafıktan Her Birinin Cezası:
1- Dini yalan sayanı gördün mü?
2- İşte o yetimi iter kakar.
3- Yoksulu doyurmayı teşvik etme yen odur.
4- Şu namaz kılıp duranların vay haline!
5- Onlar namazlarından gafildirler.
6- Onlar riyakârların ta kendileridir.
7- Ma'unu da menederler onlar.
Belagat:
"Dini yalan sayanı gördün mü?" dinleyenin habere ilgisini ve dikkati ni toplamak için sorulmuş bir sorudur.
"İşte o yetimi iter kakar." Hazf, yani cümlede eksiltme ile icaz yapıl mıştır. Şartı hazfedildi. Yani bilmek istiyorsan o, yetimi itip kakandır.
"Şu namaz kılıp duranların vay haline!" Zemmetme ve kınamadır. Za hir zamir yerine konmuştur. Aslı "vay onların haline" dir. Bu da kınamada ziyadeliktir. Çünkü yalanlama yanında namazda da gafildirler.
"Sâhûn", "yürâûn", "mâ'ûn" kelimelerinin sonları ses bakımından bir birleriyle uyumludurlar. "Dîn", "miskin", "musallîn" de böyledir.
Kelime ve İbareler:
"Gördün mü?" Dinleyeni daha sonra zikredilecek olana dikkat etmeye yöneltmektedir. "Din" Ceza ve hesap.
"Riyakârların ta kendileridir." Namaz ve diğer amellerini insanlara gösterirler ki, onları beğensinler. Riya, yüze karşı yapma, bir işi insanları razı etmek için ALLAH (c.c.) rızası dışında yapmaktır. "Mâ'ûnu da menederler on lar. " İnsanın gündelik hayatta ihtiyaç duyduğu küçük şeylerdir.
Nüzul Sebebi:
"Dini yalan sayanı gördün mü?" ayetinin (2. ayet) nüzul sebebiyle ilgi li olarak İbni Abbas, As b. Vail es-Sehmi hakkında, Süddi de, Velid b. Mu-ğire hakkında indi, dediler. O kişinin Ebu Cehil olduğu da söylenmiştir. Bir
yetimin velisi idi. Ona çıplak olarak geldi, kendi malından istiyordu. Onu itti. İbnü Cüreyc dedi ki: Ebu Süfyan hakkında indi. Her hafta bir deve ke serdi. Bir yetim ondan istedi, bastonla onu kovdu. ALLAH (c.c.) bu sureyi indirdi.
"Şu namazı kılıp duranların vay haline!" ayetinin (4. ayet) nüzul sebe biyle ilgili olarak İbni Münzir, İbni Abbas'tan şöyle rivayet etti: Bu ayet münafıklar hakkında indi. Müminler geldiğinde namazları ile onlara gös teriş yapar, gittiler mi terkederlerdi.
Açıklaması:
"Dini yalan sayanı gördün mü?" Ey Muhammed! Gördün mü o hesap ve cezayı yalanlayanı?
"İşte o yetimi iter kakar. Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur." Odur yetimi hakkından dolayı şiddetle iten, kabaca azarlayan, hakkına zulme dip ona iyilikte bulunmayan. Cahiliye Arapları kadınları ve çocukları mi rasçı yapmazlardı.
Mala hırsından dolayı kendisini, ailesini ve başkalarını muhtaç olan miskini yedirmeye teşvik etmez: "Hayır. Siz bilakis yetime iyilik etmezsiniz. Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz." (Fecr, 89/17-18).
"Şu namaz kılıp duranların vay haline! Onlar namazlarından gafil dirler." Bazan göstermelik olarak namaz kılan ama, namazlarından gafil olan münafıklara yazıklar olsun, azap olsun! Onunla ilgilenmezler, kılsa-lar da namazlarından sevap beklemezler, terkedince de cezadan çekinmez ler. Vakti geçse bile onlar önemsemezler. Müminlerle beraber oldular mı ri ya için kılarlar, onlarla değil iseler kılmazlar.
Namazlarında gafildirler, dememiştir. Çünkü namaz içindeki kasten yapılmayan hata, mağfiret edilmiş, bağışlanmıştır. Vaktini bilerek geciktir me veya ciddi bir şekilde kıhnmamasından dolayı ile namazlarından gafil dirler, demiştir. Ayette de: "Onlar namaza kalktıkları vakit üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar." buyurulmuştur. "Namaz kılanlar" sözünün, onların da namazla mükellef oluş itibarı ile namazı terkedenlere de kullanılması caizdir.
"Onlar riyakârların ta kendileridir." O namazlarından gafil olanlar, kıldıklarında da insanlara riya yapanlardır. Veya, yaptıkları bütün iyi amellerde övülmeleri için insanlara riya yaparlar.
İmam Ahmed, Abdullah b. Amr'dan rivayet ediyor. Rasulullah (s.a.) buyurdular ki: "Kim amelini insanlara işittirirse ALLAH (c.c.) da onu halkının ku lağına düşürür, onu hakir kılar, küçük düşürür."
"Maunu da menederler onlar." İnsanların gündelik hayatlarında bir birlerine ödünç alıp verdikleri küçük şeylerdir.
O münafıklar Rablerine ibadeti güzelce yapmadıkları gibi, O'nun ya rattıklarına da iyilik yapmazlar. Yararlanılıp iade edilecek bir şeyi vermek bile olsa yanaşmazlar.
Nesai ve diğerleri Abdullah b. Mesud'dan rivayet ettiler: Her iyilik sa dakadır. Biz Rasulullah (s.a.) zamanında maunu kap ve tencerenin emanet verilmesi olarak sayardık.
Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:
Ayetlerden şu hususlar anlaşılmaktadır:
1- Ahirette ceza ve hesabı yalanlayanların yerilmesi. Lafız umumidir. Ayetin nüzulüne sebep olanlara has değildir.
2- Ahiretteki cezaya inanmayanların yaptıklarından bazıları şunlar dır: Yetimin horlanması, kovulup hakkının verilmemesi, zulmedilmesi ve kahır görmesi, cimrilik ve cezayı yalanlamadan ötürü hayrın terki; teşvik veya emir olarak fakir ve miskine yedirme ile ilgilenmemedir. Zemmetme, acizliğinden dolayı terkedeni kapsamamaktadır.
3- Ayetteki veyl, azap ve şu üç şeyi yapana büyük bir tehdittir:
1-Na mazdan gafil olma,
2-Riyakârlık,
3-Mâ'ûnu yani ufak yardımları menetme.
Münafıklar üç vasfı da toplamışlardır:
1-Namazı terk,
2-Riya,
3-Malda cimrilik.
Namazdan gafil olmak, kasten terketmek veya ciddiye almadan yap maktır.
Namazda yapılan hatalar buna dahil olmaz. Rasulullah (s.a.)'m na mazda şaşırdığı sabittir. Yanılan için de sehiv secdesi konmuştur.
Riyanın hakikati dünyalığı ibadetle istemek, insanların kalbinde yer tutmaya çalışmaktır. Riyanın çeşitleri vardır:
a) Makam ve sevilmek arzu su ile görüntüyü güzelleştirmek,
b) Dünya hayatına karşı zühd göstermek için kısa veya kaba elbiseler giyinmek,
c) Dünya ehline kızdığını belirtme yoluyla sözlü riya, vaaz ve kaçırdığı hayır işleri ve taatlere üzüntü belirti leri,
d) Namaz veya sadaka ile gösteriş veya insanların onu görebilmeleri için namazı güzel kılma.
Münafık ve riyakâr arasındaki fark şudur: Münafık imanını gösterip küfrünü gizleyendir. Riyakâr ise kalbinde bulunmayan aşırı huşuu, göre nin onu mütedeyyin sanması için gösterendir.
Alimler dediler ki: Maksat töhmetten kurtulma ise gösterişin zararı yoktur. Riyadan sakınmak, nefsini kontrol edip onu ihlâsa yönelten kişiler hariç, insanlar için zordur. Bunun için de Rasulullah (s.a.): "Riya, karanlık bir gecede siyah bir örtünün üzerindeki karıncadan daha gizlidir." buyurdu.
Müfessirlerin çoğunluğuna göre ma'un ufak tefek şeylerdir. Genelde fakir de isteyebilir, zengin de. Onu isteyene küçüklük nisbet edilmez. Aksi ne vermeyene küçüklük ve cimrilik nispet edilir. Balta, tencere, kova, çak mak, elek ve keser gibi şeylerdir. Su, tuz ve ateş de buna dahildir. İbni Mace Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir: "Üç şey menedilmez: Su, ateş ve tuz." Komşunun tandırından ekmek istemesi veya eşyasını bir gün veya yarım gün emanet bırakması da buna dahildir, dendi. Mâ'ûnun menedil-mesi mallarındaki zekâtın verilmemesidir de denilmiştir.
Her ne kadar bu vasıflar münafıkm özelliği ise de bazısı, iyi bir müs-lümanda da bulunabilir. O takdirde kınamanın bir bölümü ona yapılmış olur. Namazı terkettiği zaman kınandığı gibi. Ma'unun terki de ortaya çık tığında zaruretin dışındaki bir durumda ise, kişiliği zedeleyen kötü bir me netme olur.
4- Namazdan gafil olma ve mâ'ûnunu men ile ilgili iki ayette namazın ALLAH (c.c.) azze ve celle için mâ'ûnun da halk veya insanlar için olduğuna işaret vardır. Namazı terkeden Allah'a tazimi, ma'unu meneden de Allah'ın ya rattıklarına şefkat yönünü gözetmemiş olur. Bu ise katılığın tam kendisi dir ki, ondan Allah'a sığınırız.
Özet olarak; ALLAH (c.c.) kâfirleri ve münafıkları bu surede dört vasıfla nite lendirdi:
1-Cimrilik,
2-Namazı terk,
3-Namazda riya,
4-Zekât ve hayrın menedilmesi.
 

Clit

Asistan
Katılım
22 Şub 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Türkiye/İzmir
maun.gif
 

dayi

Profesör
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
1,918
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
69
MAUN suresi..

MÂÛN SURESİ

(17/107. sure)

Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...

1 Gördün mü o, dini yalan sayanı?

2 İşte odur yetimi itip kakan;

3 Yoksulu doyurmayı özendirmez o.

4 Vay haline o namaz kılanların/dua edenlerin ki,

5 Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar!

6 Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.

7 Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekâta/iyiliğe engel olurlar.


Büyüklerimden himmet isterim.....namaz kılan birilerinden söz ediyor sanıyorum..hem dini yalanlıyor..hem namaz kılıyor..hatta dua bile ediyor..Himmet Pirim..Himmet Efendim...

HU..
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
Maun Suresi-ve Biz

Evet sevgili arkadaşlarım
Şu sureyi idrak edebilsek.Şunu bir yaşantımıza geçirebilsek ,inanınki
meselelerimizin yarısını halletmiş oluruz.
Yukarıda açıklama yapıldığı kadarda basit değildir bu sure.
DİNİ İNKAR EDENİ GÖRDÜNMÜ ?
Eyvah ki eyvah. Ya gerçeği anlamadıysak.Ya bize anlattıkları gibi
değilse.
Bakın sizlerle zaman zaman paylaşmak istediğimiz.
Fakat her defasında birilerinin bilerek araya girip , hakikatı öğrenmememiz
adına ortalığı toz duman haline getiriyorlar.

Oysa tasavvuf, her şeyin hakikatını bilerek yaşayabilme sanatıdır.
Tekrar surenin ilk ayetine dönüyoruz.
GÖRDÜNMÜ DİNİ İNKAR EDENİ.
Her inanan diyorki ben inkar etmiyorum. Eğer inkar etmiyorsak.
Bu ayet neden indi dersiniz. Bakın kafirler,demiyor,müşrikler
demiyor, BİRDE NAMAZ KILIYORUM DİYE BÖBÜRLENİRLER.

Çok dikkat etmemiz gerekiyor. Efendim sadece namaz kılanlaramı
söylüyor derseniz.? Namaz tüm ibadetlerin özüdür. Aradığımız
tüm hakikatlar namazda mevcuttur.Namaz dedimi hepimizi
içine alıyor. İşte onun için hepimiz çok imtina etmemiz gerekiyor.

YETİMİ İTİP KAKARLAR.
Nedir bu .Yetim derken kast ettiği nedir. Tabiki gerçek yetim
S.A.V. Efendimizdir. Onu anlamamızdır. Davranışlarımızla
Yetimi üzüp üzmediğimize bir bakalım lütfen.

Bakın veda hutbesinin bir yerinde ne buyuruyor.
BENİ İYİ DİNLEYİN, SÖZLERİMİ EZBERLEYİN, GİTTİĞİNİZ
YERLERDE BU SÖZLERİ SÖYLEYİN.OLA Kİ O DİNLEYENLER
SİZDEN DAHA İYİ ANLARLAR.
Tefekkür edin bakalım. Birileri S.A.V. Efendimizi sureten görmüş
onu dinlemiş fakat anlayamamışlarki.Böyle bir sözün muhatabı
olmuşlar.
Hey benden başka hakikatı anlayan yok diye naralar atanlar.
Boynumuzu bükük .İyisini sen bilirsin Ya Rabbi dememizmi
gerekiyor .Efendim sen her nekadarda bize anlattıysanda, belki
biz seni ve senin hakikatını anlayamadık diye üzülmemizmi gerekir.

Efendimiz S.A.V. dahi demedimi ;Ya Rabbi seni layıkıyla bilemedim
beni bağışla. Bakın bizde diyoruzki . O tüm hakikatıla bildi ama
bu sözü benim için söyledi gibime geliyor. Siz ne dersiniz.
İnşaallah İdrakı Muhammediye bizlerdede açılırda.Gerek veda
hutbesindeki muhataplardan olmayalım, Gerekse bu suredeki
dini inkar edenlerden olmayalım.
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
AşK_€r;234804' Alıntı:
. offf :crying: offf.

Of deme kardeşim oh de.

Allah cc. bizler için bu alemi yarattı ve bize alemimi seyredin.
Zevklenin , müşahade edin , sakın ha üzülmeyin. Çünkü
yarattıklarımın en değerlisi sensin. buyurdu.
Sen beim hakikatımı zevk etmeye bak.Zevk ettikçe neşen artar.
Neşen artar derken. Allah cc. BEN HER AN BİR ŞANDAYIM
buyuruyorya.Sende bunu şen etmeye bak.
 

w_u_s_h_u

Üye
Katılım
3 Nis 2007
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
60
Allah yar vede yardımcımız olsun.İslami gercek anlayıp yorumluyanlardan eylesin.Gercekte neyi bilip bilmediğimizi bilenlerden vede ayık olanlardan eylesin.O bildirmezse biz bilemeyiz.O hidayete erdirmezse biz eremeyiz.Allah cc bizleri kendine hakiki kul resülune de hakkiki ümmet ve dostlarında dost eylesin.Amin.
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
Allah yar vede yardımcımız olsun.İslami gercek anlayıp yorumluyanlardan eylesin.

Sevgili arkadaşım tasavvuf İslami gerçekleri işiterek,görerek ve yaşayarak
anlaşılır. Tasavvufta bir söz vardır.Önce gör sonra inan.
Bizim dediğimiz gerçektir ve materyalist bir düşünce değildir.
Efendi derki oğlum önce dinle,sonra anla ,sonra gör ve sonra inan.
Hani Erkan Yolaç evet hayır yarışmasında söylerdi ! Kafanı emme basma
tulumba gibi sallamak yok,diye.
Evet efendilerde aynen böyle der.
Körü körüne iman olmaz. Onun için tasavvuf ehlininde bu sözü kendine
şiar edinerek ,araştırır,bulur ve imanı tam olur.
 

yunusemrem

Üye
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
huuu...

Efendim öyle diyor görmediğine inanma.Yaşamadığını anlatma.
SEvgi ve saygılarımla.......
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Maun Sûresi ve Anlamı

Bismillahirrahmanirrahim.
Era eytellezi yükezzibü bid-din fezâlikellezi yedu'ul yetime ve lâ yehuddu alâ taam-il miskin fev ey lün lil musalîiyne elleziyne hüm an salâtihim sâhune elleziyne hüm yüraune ve yemneun'el-maun.

Maun Sûresinin Anlamı (Manası)

« Dini yalanlayanı gördün mü? İşte, yetime fena muamele eden, yoksulu doyurmak için başkalarını teşvik etmeyen odur. Vay hallerine o namaz kılanlara ki, namazlarından gafildirler. Riyakârlık ederler, zekât vermeyi de men'eylerler..

 
Üst