Masonlarin Bediuzzamana Baskısı

S

SaLtan

Guest
11adz1.jpg

Tapınak Şövalyeleri, Hıristiyanlıktan çıktıktan ve sapkın bir öğretiye kapıldıktan sonra Hıristiyanlarla tarihsel bir mücadele içine girmiştir. Avrupa'da asırlar boyunca dine karşı yürütülen mücadelede, öncülüğü Tapınakçıların mirasçısı olan masonlar yapmıştır. Türkiye'de de çoğu zaman masonluk, pozitivist ve materyalist fikirleri kitlelere empoze eden ve dindarlara karşı düşmanlık körükleyen bir örgüt olarak işlev görmüştür.

Türk masonlarının kendi metinlerine baktığımızda, bu durumun örneklerini görürüz. Örneğin Mason Mahfili'nin yayınlarındaki bir ifadede, "medreseler ve minareler yıkılmadıkça, yani skolastik düşünceler, dogmatik inanışlar ortadan kalkmadıkça, fikirlerdeki esaret, vicdanlardaki ızdırap kalkmayacaktır" denmektedir.1

Hayatı boyunca birçok zorluklara şükrederek sabreden, her zorluğun ardından bir kolaylık geleceğine iman ettiğini her fırsatta tekrarlayan ve yasadığı zorlukların her zamankinden daha fazla ecir kazanmasına vesile olacağını umduğu için bunu manevi bir nimet olarak gördüğünü eserlerinde sürekli dile getiren Bediüzzaman da zaman zaman masonların baskısıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu mübarek insanın verdiği mücadeleyi fikren susturamayan masonlar gibi çeşitli çevreler, çareyi onu hapsetmekte veya sürgün etmekte bulmuşlardır.

Bediüzzaman'ın yasadığı dönemde masonlar din ahlakına karşı yoğun bir baskı politikası organize etmişlerdir. Bir loca kitapçığında yer alan aşağıdaki ifade, bu konuda oldukça açıklayıcıdır:

Toplumumuzda İslam medeniyetinden kalma ve onu medeniyete bağlamaya çalışan gizli kuvvetler vardır. Bunun varlığını kabul etmekten kaçınmak lazımdır. Ama onu ezecek tedbirleri düşünmek ve uygulamak şarttır.2

Kendilerince dindarları ezmeye yönelik bu "masonik tedbirler"; geçmiş yüzyıl içinde Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hamdi, İskilipli Atıf Hoca, Bediüzzaman Said Nursi, Süleyman Hilmi Tunahan gibi büyük İslam alimlerine yapılan baskıların da perde arkasını oluşturmaktadır. Bediüzzaman Said Nursi'nin eserlerinde bu gerçeğe atıfta bulunan bazı kısımlar da vardır. Bediüzzaman, Nur Risaleleri'nin değişik yerlerinde, masonluğun dine karşı olan düşmanlıklarını şöyle vurgular:

Şimdi anlaşıldı ki, millet, vatan ve İslamiyete en dehşetli zarar veren komünistlik, masonluk ve dinsizliktir.3

Çünkü masonluk, komünistlik, dinsizlik doğrudan doğruya anarşistliği doğurur. Ve bu dehşetli duruma karşı ancak ve ancak Hakikat-i Kuraniye etrafında İttihad-ı İslam dayanabilir.4

Bir başka yerde Bediüzzaman, masonların din düşmanlığını şu şekilde ifade eder:

Bin yıllık Müslüman Türk'ün manevi bağlarını koparıp onu başka bir yola sürüklemek isteyen bir güruh şöyle diyor: "Biz artık Allah'ı hayat gayesi olarak tanımayacağız. Biz bir gaye yarattık; o gaye Allah değil beşeriyettir."5

Mason ritüellerini incelediğimizde Bediüzzaman'ın dikkat çektiği "biz artık Allah'ı hayat gayesi olarak tanımayacağız. Biz bir gaye yarattık; O gaye Allah değil beşeriyettir" ifadesinin, 1923 yılında yayınlanan Meşrik-i Azam İçtimai Zabıtları adlı masonik dergide yayınlandığı görülür. Yani, Bediüzzaman'ın "Türk'ün manevi bağlarını koparıp onu başka bir yola sürüklemek isteyen güruh" derken kasdettiği kişiler, "seküler hümanizm" dinine inanan masonlardır.

Bediüzzaman, Risale-i Nur'da masonların kendisine olan özel düşmanlıklarını da ifade etmiştir. Bu büyük alime yapılan haksız baskı ve zulümlerde masonların büyük rolü vardır:

Burada bir günde çektiğim sıkıntı ve azabı, Eskişehir'de bir ayda çekmezdim. Dehşetli masonlar, insafsız bir masonu bana musallat etmişler, ta ki hiddetimden ve işkencelerine karşı "artık yeter" dememden bir bahane bulup, zalimane tecavüzlerine bir sebep göstererek yalanlarını gizlesinler.6

Bediüzzaman'ın hayatını anlatan Son Şahitler adlı kitapta, bu büyük İslam alimine karşı masonların çektirdiği sıkıntı ve eziyetler anlatılmaktadır. Bediüzzaman'ın kendi ağzından masonların suçsuz yere kendisini hapse attırdığı bildirilmektedir.

Bediüzzaman kendisine ait suçlamaları cevaplandırdığı Ondördüncü Şua'da da masonların düşmanlığını bir kez daha ortaya koyar. Mahkemenin Bediüzzaman'ın gizli düşmanları olduğunu reddetmesine karşılık, Bediüzzaman bu iddianın yanlış olduğunu, komünistlerin ve masonların kendisine büyük düşmanlık beslediklerini ifade eder. Bununla birlikte, Bediüzzaman, Nur Risaleleri'nde kendi görevinin yalnızca Allah'ın varlığını anlatmak ve dinsizlik akımına karşı imanı korumak olduğunu bildirmiştir. Bir mektubunda bu durumu açık şekilde anlatmaktadır. Olaylar detaylı bir şekilde incelendiğinde, kendisine eziyet eden ve geniş ölçüde hakim olan gücün masonluk ve komünist ideoloji olduğunu şu sözleriyle ortaya koyar:

Ben de beş on gün içinde üç defa siyaset dünyasına baktım. Müdafaatımda dediğim gibi masonlar ve komünistler hesabına çalışan iki yüzlü cereyan, baskı ve rüşvet kullanarak bizi böyle işkencelerle ezmeye çalışmış. Şimdi o kuvveti kıracak başka bir cereyanın bu vatanda tezahüre başladığını gördüm. Fazla bakmak mesleğimce iznim olmadığından daha bakamadım.7

Kendi görevinin, dinsizliğe karşı yerine getirilmesi gereken üç büyük vazifeden birisi olan iman-ı tahkiki kurtarmak olduğunu ve dinsizlikle, masonlukla yapılan mücadelenin daha sonra tam olarak hedefine ulaşacağını anlatan Bediüzzaman, talebelerine şu ünlü sözünü söylemiştir: "Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabatı içerisinde en yüksek ve gür seda İslam'ın sedası olacaktır."

Not:Harun Yahyanın Acıklamalarıdır Bu Yazi
 

AdımcA

Akşam ... Yine Akşam ...
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,420
Tepkime puanı
8
Puanları
0
şu an ülkemizdeki siyaseti de, ekonomiyi de yönlendiren onlar değil mi?
her tarafı bir ur gibi kaplamışlar.
 
Katılım
9 Ağu 2006
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
sadakat

Bayram abinin hatıralarında şöyle der,

"Üstad Hazretleri, "Evladlarım, evladlarım, Risale-i Nur dinsizlerin, Komünistlerin, Masonların belini kırmıştır., merak etmeyiniz! Risale-i Nur dâima galiptir. Yeter ki, siz Risale-i Nur!a sadık kalın!" diyordu."

Kardeşlerim biz o nurlarla meşgul oldukça o heriflerin bütün planları alt üst olur merak etmeyin..

Risale i Nurla azami meşguliyet o yolda fedakarlık gayret sebat..

Selamlar..
 
M

Murat Sâki

Guest
"Üstad Hazretleri, "Evladlarım, evladlarım, Risale-i Nur dinsizlerin, Komünistlerin, Masonların belini kırmıştır., merak etmeyiniz! Risale-i Nur dâima galiptir. Yeter ki, siz Risale-i Nur!a sadık kalın!" diyordu."

Muhakkak..
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
benim anlamadığım harun yahya ile bediüzzaman'ın ne alakası var
 
S

SaLtan

Guest
nurfer harun yahya onceden,yani gencliğinde koyu bir said nursi hayranıdır.hala da öyle ama çizgisi farklı.yıllardır evrim teorisi ve ne idiğü belirsiz masonik safsataları yerin dibine sokmuş,türk gencinin gözünün açılmasına bir nebzede olsa katkısı olmuştur.çizgisi belli,anadolu insanın beynini bulandırmaya çalışan dış mihrakların pozivitist ve masonik empozolere karşı cesur,kararlı ve emin bir şekilde duruş sergilemesidir.ayrıca harun yahya nın eserleri abd de ders kitapı olarak okutulmakta..
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
SaLtan' Alıntı:
nurfer harun yahya onceden,yani gencliğinde koyu bir said nursi hayranıdır.hala da öyle ama çizgisi farklı.yıllardır evrim teorisi ve ne idiğü belirsiz masonik safsataları yerin dibine sokmuş,türk gencinin gözünün açılmasına bir nebzede olsa katkısı olmuştur.çizgisi belli,anadolu insanın beynini bulandırmaya çalışan dış mihrakların pozivitist ve masonik empozolere karşı cesur,kararlı ve emin bir şekilde duruş sergilemesidir.ayrıca harun yahya nın eserleri abd de ders kitapı olarak okutulmakta..

bilgiler için teşekkürler SaLtan
 
Üst