Mashadov'un emaneti mazlum Çeçenler

dilhuba

Profesör
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
2,630
Tepkime puanı
20
Puanları
0
Konum
Manisa
Web sitesi
mustafababuroglu.sitemynet.com
Mashadov'un emaneti mazlum Çeçenler

Aslan Mashadov’un 8 Mart 2005’te şehit edilmesinden bu yana Çeçenistan’da yaşananları oğlu Anzor Mashadov’la konuştuk. Anlatılanlar bölgedeki korkunç tabloyu ortaya koyuyor.


Rusların Çeçenistan’daki insan kıyımını tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleştirdiğini söyleyen Anzor Mashadov, insan hakları ihlalinin geldiği boyuta dikkat çekti. Görünen o ki, Aslan Mashadov’un şehadetinden bu yana bölgede değişen hiçbir şey olmamış. Çeçenistan’da yıllardır süren Rus zulmü şimdi tüm Kafkasya’ya yayılıyor. Sivillere zarar vermeyeceklerini söyleyip bölgede ‘terörist’ Çeçenlere karşı operasyon başlatan Ruslar, yurtlarını terk etmiş Çeçenleri dahi rahat bırakmıyor. Etnik temizlik kapsamında kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden herkesi katlediyor. İşte Mashadov’la yapılan bölgede yaşananlara ışık tutan röportajın tam metni:

Soru: Çeçenistan'ın seçilmiş Devlet Başkanı olan babanız Aslan Mashadov, barış görüşmelerine hazır olduğunu söylediği bir dönemde, Ruslar tarafından öldürüldü. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

A.Mashadov: 2005 yılının Mart ayında Aslan Mashadov’un şehit edilmesiyle Ruslar savaşın biteceğini söylüyorlardı. Hatta Mashadov’u yanındaki korumaları öldürdü diye boş konuşmalar yaptılar. Babam şehit edilmeden birkaç gün önce benimle görüşmüştü. O zaman bana barış ihtimali olduğunu söylemişti. Babam o gün bana Çeçenistan’ın bu barışta kazanacağını söyledi, ama şehit edildiği günlerde herhangi bir barış görüşmesi yoktu.

Bu tür barış görüşmeleri Çeçenistan ve Rusya’nın dışında üçüncü bir ülkede olacaktı. Ama biz bunu beklerken babam Ruslar tarafından şehit edildi. Başımız dik, çünkü o teslim olmadı. Aslan Mashadov öldükten sonra da Çeçenistan’da değişen çok fazla bir şey olmadı. Orada yaşananları dünya kamuoyu bilmiyor. Şu anki işgal Kafkasya tarihinde görülmemiş bir işgal.

Cehar Dudayev şehit edildikten sonra yerine Zelimhan Yandarbiyev gelmişti. Yandarbiyev başkan olduktan sonra biz savaşı kazandık ve Rusları Çeçenistan’dan kovduk. İnşallah Allah bize yeniden zafer verecek. Şu anki başkanımız Sadullayev’e bütün mücahitler ve halkımız destek veriyor.

Soru: Aslan Mashadov’un şehadetinin üzerinden bir yıl geçti. Geçen süre zarfında Çeçen direnişinde herhangi bir değişim yaşandı mı?

A.Mashadov: Aslan Mashadov’un şehit edilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Biz bu önderlerimizle gurur duyuyoruz. Çünkü tarih boyunca başkanlarımız hep şehit oldu. Şu anki başkanımız Abdülhalim dürüst bir insan. Onu bana babam anlatmıştı. Babam, “Eğer şehit olursam yerime kim geçebilir?” diye çok düşündü. Sonunda Abdülhalim Sadullayev’i seçti. Dört yıl evvel bir toplantı olmuştu. Orada Mashadov tüm komutanlarına Abdülhalim’in yerine geçeceğini söylemişti.

Rus işgali sürüyor ve savaş devam ediyor. Bizim bir atasözümüz var. “Rus’a sert davranmazsan anlamaz.” Bu savaşı Ruslar istedi ve hala istiyorlar. Mücahitler onlara karşılık veriyor. Bir yıl önce Ruslara barış için seslendik ve savaşı bir süre durdurduk, ama onlar Mashadov’u şehit ettiler. Bu Rusların savaşı istediklerini göstermiştir.

Bu savaşın başında Cumhurbaşkanı Boris Yeltsin vardı. Babam, Yeltsin'e bir savaş başlarsa bu savaşın bitmeyeceğini ve bunu durdurmanın ne kendisinin ne de onun elinde olmadığını söylemişti. Babam Yeltsin'i muhtemel bir savaşın tüm Kafkasya'ya yayılabileceği konusunda uyarmıştı. Ruslar savaşı kısa sürede bitirebileceklerini sanmışlardı.

Soru: Son aylarda Kafkasya’nın Çeçenistan dışındaki bazı bölgelerinde de çatışmalar yaşandığını biliyoruz. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

A.Mashadov: Bildiğimiz kadarıyla Kafkasya genelinde 300 binden fazla Rus askeri var. Bu askerlere devlet tarafından bir şey verilmiyor. Bunların çoğu aç. Bu yüzden soygun, hırsızlık ve cinayet işlerine karışıyorlar.

Bütün Kafkas halkları Dağıstanlılar, Adıgeyler, Karaçaylar, Kabardeyler, bu duruma razı olmuyorlar. Namaza giden insanlar hapse atılıyor. Kafkasya’da evinde Kur'anı Kerim ya da dini kitap olan insanları tutuklayıp götürüyorlar. Çoğundan bir daha haber alınamıyor. Bazılarının cesetleri bulunuyor. Kafkas milletleri artık uyanmıştır. Ruslarla birlikte yaşamak istemiyor, bizimle beraber oluyorlar.

Soru: Aslan Mashadov’u bir baba olarak nasıl hatırlıyorsunuz? Sürgünde doğmuş ve savaşarak şehit olmuş Aslan Mashadov'un ailesiyle olan münasebetlerini biraz anlatabilir misiniz?

A.Mashadov: Babamın Rus işgalini, Rus zulmünü görerek bu kadar sabırlı olması beni şaşırtıyordu. Bir Müslüman’ın olması gerektiği gibiydi. Aslan Mashadov askerlerine emir vererek “Moskova’ya gidin ve bizi öldürdükleri gibi Rusları öldürün.” diyebilirdi. Ancak babam Rusların bizim halkımıza davrandığı gibi Rus halkına davranmaya karşıydı. Sivillere karşı hiçbir şey yapmadı. Rusların yaptığı vahşeti yapmamız imkânsızdı. Çeçenistan’da bir sürü Rus askeri var ve biz Allah’ın verdiği güçle onlarla mücadele ediyoruz.

Babam Çeçen milletine çok bağlıydı. Ben küçükken Çeçen ve Kafkas tarihini babamdan dinlerdim. Şeyh Şamil'den, Şeyh Mensur’dan saatlerce bahsederdi. Ben de düşünürdüm bunları bana niçin anlatıyor diye. Ancak bunu şimdi anlıyorum.

Soru: Çeçen Savaşı’nın başından beri Rus ordusunun asker-sivil ayrımı yapmaksızın bütün Çeçenlere işkence yaptığını biliyoruz. Dünya kamuoyunun görmezden geldiği bu savaşta, Çeçenistan’daki insan hakları ihlalleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

A.Mashadov: Savaşın başında Rus yetkililer televizyonlara çıkıp, Çeçenistan’da teröristlere karşı operasyon başlattıklarını, sivillerin bundan zarar görmeyeceğini söylemişlerdi. İlk günlerde Çeçenistan’da bulunan bir pazaryerini bombaladılar. Bu saldırıda 300’den fazla çocuk ve kadın öldü. Ardından Ruslar televizyonlardan “Bizim öldürdüklerimiz, teröristtir.” dediler.

Savaş devam ederken Grozni’nin Aldı bölgesinde bulunan bir sokakta yaşlılardan oluşan 100 kişiyi kurşuna dizdiler. Bunları halkı korkutmak için yaptılar. Gençleri toplayarak köylerinden çıkartıyor ve onları birbirlerine bağlayarak patlatıyorlardı. Açoyu Martan bölgesinde bundan üç yıl önce arabasıyla kontrol noktasından geçen bir Çeçen aile Ruslar tarafından taciz edilmiş. Çeçen babayı provoke etmek isteyen Rus askerleri çok çirkin küfürler etmişler. Adam sabretmiş, çünkü cevap verse hepsini öldüreceklermiş. Adam oradan geçtikten kısa bir süre sonra kalp krizi geçirerek ölmüş…

Ruslar savaşın bittiğini söylüyorlar ancak savaş bitmedi işgal devam ediyor. Oraya ne gazeteci gidebiliyor ne de gerçekler anlatılabiliyor. Ruslar insanları öldürüp cesetlerini satıyorlar. Cesetleri parçalıyorlar yakıyorlar.

25 yaşında bir kızı yakalamışlar. O zaman cep telefonu kullanmak yasaktı. Kızın elinde cep telefonu vardı. Onu televizyona çıkarıp intihar komandosunu yakaladıklarını söylediler. Sebebi sadece cep telefonu olmasıydı. Onu daha sonra ailesine para karşılığı sattılar.

Rus ordusu iki yıl önce bizim akrabaları götürdü. Çocukları ve ihtiyarları acımasızca dövmüşler. Daha sonra bir daha götürdüler ve babama haber gönderdiler: ”Akrabaların elimizde, sen savaşı terk edeceksin. İstediğin yere gidebilirsin yoksa hepsini öldüreceğiz.” dediler. Babam da onlara: “Onlar elinizde isterseniz öldürebilirsiniz. Tüm Çeçenler benim akrabalarım. Siz onları da öldürüyorsunuz, ben savaşı durduramam!” dedi. Bu sefer Ruslar ondan fidye istedi. Babam yine aynı cevabı verdi.

Sadece Çeçenistan’da değil, Dağıstan’daki ve İnguşetya’daki Çeçenleri de rahat bırakmıyorlar. Ruslar sadece bize değil kendi insanlarına da kötü davranıyor. Temizlik operasyonuyla alınıp akıbetleri bilinmeyen birçok insan var. Grozni’de, Osiyurt’ta kamplar var. Bunlar işkence kampları. Binlerce kayıp insanımız var. Ruslar çok acımasız. Rusya yeni bir kanun çıkarttı. Bu kanun öldürülen insanların cenazesini terörist oldukları gerekçesiyle ailelerine vermemeyi öngörüyor. Babamın cenazesini de vermediler. Sonra İslam dinine de karşı çıkıyorlar.

İlk savaşta, Grozni sokakları Rus askerlerin cesetleriyle doluydu ve köpekler cesetleri parçalıyordu. Babam onlara acıyarak General Babiçev’den cesetleri almalarını ve gömmelerini istedi. Çeçenlere yaptıkları acımasızlığın aynısını Ruslar, kendi milletlerine de yapıyorlar.

Son olarak“Türkiye’deki Müslüman kardeşlerime selam ve saygılarımı gönderiyorum. Şeyh Şamil’in mücadelesinden bugüne kadar dünya milletleri arasında bize en çok desteği vererek yanımızda olan, insanlarımıza sahip çıkan Türk halkı olmuştur. Biz, bir vücut gibiyiz. Hepinizden Allah Razı olsun.”

İHH büyük bir organizasyon. Gerçekten onlardan çok destek gördük ve yardım aldık, almaya da devam ediyoruz. İHH, Türkiye’deki Çeçen mültecilere sahip çıktı ve bu yöndeki çalışmalarına devam ediyor. Allah onlardan razı olsun.

İHH
www.ihh.org.tr
 
Üst