Mart ayinin konusu vahdet (müslümanlar arası birlik) ama nasil

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63


Müslümanların peygamberi -sallallahu aleyhi vesellem- "Müslüman olsun da çamurdan olsun!" gibi ucube bir cümle değil de "Benim ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan 72’si, Cehenneme gidecek, yalnız bir fırka kurtulacaktır. Cehennemden kurtulacak olan tek fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir."
İşte bu nokta-ı nazardan hareketle herkes en önce hangi fırkadan olduğuna
bakmalıdır diyoruz. Temel olmadan çatı çatılmaz!
kurtulan fırka hatasız fırka mı
hatalar farklı ekoller farklı tarz ve düşünceler insana hastır
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
73 firka hadisi uydurmadir.
Atış serbest yalniz teker teker gelin.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
73 firka hadisi uydurmadir.
Atış serbest yalniz teker teker gelin.

"Uydurmadır" sözünü nasıl, nerede ve kimlere karşı kullanılacağını öğreten fakültenin herhalde en başarısız öğrencilerinden birisi de sensin!
Çünkü, "uydurmadır" sözcüğü bile nerde, ne için kullanılmışsa delil ve kanıt ister, bundan dahi haberin yok!
Neyse, boş-ver ! Bizim bu yazımız dahi uydurmadır Red!
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Abi Haber Turk'te şeyhimiz Mehmet Okuyan k.s konusuyor, sonra cevaplarim ins.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Sakin kacirma bak sizden bahsediyor.
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
sanırım herkes fikri beyan etti
arkadaşlar bu aylık bir konu fikrini nasıl buldunuz
tamam mı devam mı
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Sekretarya kurulmalı ...
Sonuç bildirgesi yayınlanmalı ...
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
ee Mayıs ayına gelindi Nisan da konu ne idi..

Kim devam ettirecek güzel fikirmiş aslında.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Eline saglik güzel bir konu acmissin sen sag ol Darul Beka.

Her ayin da bir konu acilip üstünde durulup islenmeside güzel bir fikir dir.

Müslümanlar arasinda birligin sayilmasi icin bunlar din deki ölcülere göre olmalidir.

Kisi bir misal illada demiyecek benim $eyim yada hocam diye veya benim bildiklerim göre.

Tüm müslümanlarin bir mezheb de olup birlesmesi bu olmayacak bir mümkün sey cinsinden olur.

Böyle degil de söyle olur herkes ehli sünnet vel cemaat ismi altinda bir araya gelip toplanir.

Eskiden günümüze kadar gelmis 4 mezheb var bunlar meshur olanlar ve de 1 ci hicri asirdan bu yana digerlerine nazaran saglam kalmistirlar.

Onlari tek müslümanlik bir araya toplar ve bu din icin severek vede isteyerek bir araya gelip toplanirlar.

Müslümanlar vahdet icin buna dair kendilerini egitmeleri bir baska ifade ile bu konuda onlara ne lazim ise onlari okumak vede arastirmakla kendilerini hazirlamis olurlar.

Vahdet icin müslümanlarin yararli ve de iyi isler ve de yapilmisi gereken seylerin vucuda gelmesi gerekir.

 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
ehli sünnet çatısı altında toplanmadıkça vahdetde olmaz sevgide olmaz şiile vahhabiyle diğer bozuk fırkayla işim gereği zarureten helaye girer gibi konuşup görüşüp diğer zamanlarda muhattap almam bile
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Mezhepsizler diyor ki:
“Bid’at ehlinin hatalarını biz de kabul ediyoruz. Ancak şimdi zamanı değildir. Dinsizler dururken din görevlilerinin hataları ile uğraşmak gıybettir. Hatasız kul olmaz. Hatalı da olsa bid’at ehlinin kitaplarından faydalanmalı. İslamiyet yalnız Ehl-i sünnetten ibaret değildir. Vehhabi, Mutezile, Cebriye, Rafızi gibi gruplarla birleşerek İslam birliğigerçekleştirilmeli. Hatta Hristiyanlarla, Yahudilerle irtibat kurulup, önce dinsizlik yok edilmeli.”

“Din görevlilerinin cüz’i yanılgılarıyla uğraşmak yanlış olur. Mesela adam ömür boyu cihad etmiş, hapislerde yatmış, sürgünlere gitmiş. Neymiş de, mason Abduh’a müctehid demiş. Neymiş de uşur vermek farz değil demiş. Bunlar İslam birliğini baltalamak olur. Bu kitaplardaki cüz’i hataları söylememeli. İslam birliği için yanılgıları ile birlikte kabul etmeli.”
CEVAP
O zaman ortada din kalır mı? Hak ile bâtıl nasıl belli olur? Bir kimse, bahsedilen yazarların kitaplarını okuyup, cüz’i yanılgı denilen şeyleri doğru kabul etse hâli ne olur? Mesela:

1- Bir kitapta okusa ki, uşur Türkiye’de farz değildir. Okuyan da, Türkiye’de uşur farz değilmiş diye, uşur vermese, [Farz sevabından mahrum kaldığı gibi, farzı işlemediği için harama da girmiş olur.]

2- Kağıt para ile zekât verilir diyen yanlış yazılmış kitaba inanarak, zekâtını kağıt para ile verse, [Farzı dine uygun yapmamış olur, farz borcundan kurtulmuş olmaz.]

3- Okuduğu yanlış kitapta, zekât kurumlara da veriliyor diye, fakire değil de, partiye, derneğe verse, [zekâtını vermemiş olur, haram işlemeye devam eder.]

4- Bin yıl önce kaplama tekniği olduğunu yazan yanlış bir kitaba inanarak, kaplama, dolgu diş gusle mani değil diye, hak mezheplerden [Maliki veya Şafii’den] birini taklit etmese, [Ömür boyu cünüp gezer, abdestle eda edilmesi gereken ibadetleri de sahih olmaz.]

5- Okuduğu yanlış kitapta, tesettür iman gibi önemli değil diye, teferruat diye hanımının, kızının başını açsa, [Haram mubah gibi işlenmeye başlanır, harama önem vermeyen de kâfir olur.]

6- Yanlış işler cihad dense, buna inanan da, hizmet ediyorum diye namaz kılmasa, [Büyük günaha girmiş olmaz mı?]

7- Yanlış takvime inanıp, vakti girmeden namazı 10 dakika önce kılsa, [Namazını kılmış olmaz.]

8- Amerikan denizcilerin yanlış takvimleri yüzünden, haccı bir gün önce yapsa, [Haccı sahih olmaz, hac görevini yapmamış olur.]

9- Yanlış hesap edilmiş takvimlere inanarak, ramazanda imsak vaktinden sonra da yiyip içmeye devam etse, [Oruç tutmamış olur, boşuna aç kalmış demektir.]

10- Ben resulüm, ben mehdiyim diyen sapıklara inanarak, hayır şer Allah’tan değil diye inansa, Allah’ın rahmeti geniştir diyerek Kelime-i tevhidin Muhammed-ür Resulullah kısmına lüzum yok dese, [imanın şartının birini kabul etmediği için küfre düşmüş olur. Kâfirin de hiçbir ibadeti muteber olmaz.]

11- Gayrimüslimlere kucak açan kitapları okuyarak, Yahudi’nin de Hristiyan’ın da inancı var diyerek kiliseye, havraya gitse, âyinlere katılıp feyz almaya çalışsa, onlara sevgi beslese, [Bu konudaki âyetleri inkâr etmiş olacağı için küfre düşmüş olur.]

12- (Allahü teâlâ onlardan razıyım, hepsine cenneti vaad ettim)dediği halde, İbni Sebecilere inanarak 5’i hariç Eshaba kâfir dese, [Âyetleri inkâr ettiği için kendisi kâfir olur.]

13- Çalgıyı mubah gören kitapları okuyup, çalgı, müzik helaldir dese, [Harama helal demiş olur.]

İslam birliği adına cüz’i sanılan böyle cinayetleri işleyen kimse, müslüman kalır mı? Bunları örtmeye çalışmanın âlemi nedir? Sonra bunları bilip de, susmak caiz mi? Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yalanlar yazılır, âdetler ibadetlere karıştırılır ve Eshabıma dil uzatılınca, doğruyu bilenler herkese bildirsin! Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti, doğruyu bilip de, gücü yettiği halde bildirmeyene olsun.) [Ebu Nuaym, Deylemi]
Bu lanete müstahak olmamak için, susmamak gerekir.

Din âlimlerini kötülemek çok kötüdür. İbni Asakir hazretleri, (Din âlimlerinin etleri zehir gibidir. Koklayan [tenkide yönelen]hastalanır, tadan [kötüleyen] ölür) buyuruyor. Ancak, kötü olan kimseleri, mezhepsizleri teşhir etmeli. Kitaplarından misaller vererek hatalarını açıklamalı. Bu hatalara aldanmamaları için müslümanları ikaz etmeli.

Elbette İslam âlimlerini gıybet etmek haramdır. Ama gıybet nedir? Gıybet, bir müslümanın veya bir zimminin gizli bir kusurunu, arkasından söylemek olup, harbilerin ve açıkça günah işleyen müslümanların bu günahlarını bildirmek, müslümanlara zulmedenlerin ve alışverişte onları aldatanların yaptıkları bu fenalıkları duyurmak, müslümanları bunların şerrinden sakındırmak, Müslümanlığı yanlış anlatanların ve yazanların bu iftiralarını söylemek lazım olduğundan gıybet olmaz. (Redd-ül Muhtar)

Mezhepsizlerin görüşleri, Kul hatasız olmaz kabilinden basit hatalar değildir, imanı ilgilendirmektedir. Bir kısmı bid’at, bir kısmı ise küfürdür.

Bunları bilip de, gücü yettiği halde, susmanın vebali büyüktür. Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bid’atler yayılıp, sonra gelenler, öncekilere lanet ettiği zaman, doğruyu bilenler herkese söylesin! Eğer söylemeyip gizlerse, Allah’ın indirdiği Kur’an-ı kerimi gizlemiş olur.) [İbni Asakir]

Allahü teâlânın emirlerini bildirmek ve yasak ettiklerinden sakındırmak çok mühim bir vazifedir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Birbirinize Müslümanlığı öğretin! Emr-i marufu bırakırsanız, Allahü teâlâ, en kötülerinizi başınıza musallat eder ve dualarınızı kabul etmez.) [Bezzar]

Emr-i marufu ve nehy-i münkeri el ile yapmak hükümete, dil ile yapmak din adamlarına, kalb ile yapmak her Müslümana farzdır.(Hadika)

Din adamının iyisi, kötüsü olur mu? Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cehennemde din görevlisine, "Sen dünyada dinin emirlerini bildirirdin. Niçin bu azaba düştün?" derler. O da, "Günahtır, yapmayın" der, kendim yapardım. "Yapın" dediklerimi de yapmazdım. Bunun cezasını çekiyorum" der.) [Buhari]

(Mirac gecesi ateşten makaslarla kendi dudaklarını kesen insanlar gördüm. Bunların kim olduğunu sordum. "Kendilerinin yapmadıklarını "yapın" diyen vaizlerdir" dendi.) [Müslim]

(Kıyamette en şiddetli azap, ilmi kendine fayda vermeyen din görevlisinedir.) [Beyheki]

(Cehennemde azap çekenlerden bazılarının yaydıkları kötü kokular, diğerlerine ateşten daha fazla azap verir. "Sen ne günah işledin ki, öyle pis koku saçıyorsun?" denildiğinde, "Ben din görevlisi idim. Bildiklerimi yapmazdım"der.) [İ. Ahmed]

(Yazıklar olsun kötü âlimlere ki, ilmi ticarete alet ederler. Menfaat için devlet adamlarına yaklaşırlar, bunların yaptıkları ticaret, kesada [darlığa, kıtlığa] uğrasın!) [Hakim]

(Bir zaman gelir ki, din görevlisi fitne unsuru olur, camiler ve hâfızlar çoğalır, ama, [hakiki] âlim hiç bulunmaz.) [Ebu Nuaym]

(Ahir zamanda cahil din görevlileri ve fâsık hâfızlar çoğalır. O zamanın din görevlisi, eşek leşinden daha bozuk ve daha kokmuş olacaktır.) [Tezkire-i kurtubi muhtasarı]

(Ümmetimdeki münafıkların çoğu Kur’an-ı kerim okuyanlardan olacaktır.) [İ.Ahmed]

(Ahir zamanda, âlim azalır, cahil artar. Âlim kalmayınca da, cahil ve sapık din görevlisi, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, kendisi sapar, başkalarını da saptırır.) [Buhari]

(Bir zaman gelir ki din görevlisi, en şerli olur; fitne onlardan başlar, onlara döner.) [Hakim]

(Sizin için Deccalden daha çok, sapık önderlerden korkuyorum.)[İ.Ahmed]

(Ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur.)[Darimi]

(Ümmetim, kötü din görevlilerinden çok zarar görecektir.) [Hakim]

Bu hadis-i şeriflerden, dini içten yıkmaya çalışanların bulunacakları anlaşılmaktadır. Böyle kimselerin ihanetlerini açıklamak gerekmez mi? “İç mücadeleye şimdilik lüzum yok” demek büyük gaflettir.

Aslında iç düşman, dış düşmandan, içteki yara dıştaki yaradan daha tehlikelidir. Ayaktaki bir yaranın tedavisi, kalbdeki bir yaranın tedavisinden daha kolay olur. Sırlarımızı, cephanemizi ve zayıf noktalarımızı bilen bir düşmanın zararı dıştaki düşmandan daha tehlikelidir.

Mezhepsizlerin, “Biz imam-ı a'zamı da, Abduh'u da severiz” demeleri yanlıştır. Abduh sevilirse, imam-ı a'zam sevilmemiş olur. Çünkü imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Muhammed aleyhisselama tam ve kusursuz tâbi olabilmek için, Onu tam ve kusursuz sevmek lazımdır. Tam ve olgun sevginin alameti de Onun düşmanlarını düşman bilmek, dinini beğenmeyenleri sevmemektir. Sevgiye gevşeklik sığmaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde, bir arada yerleşmez. İki zıttan birini sevmek, diğerine düşmanlığı gerektirir. (m. 165)

Yabancılar, İslamiyet’i parçalamak için İslam birliği maskesini taktılar. Mezhepler İslam birliğine mani oluyor diye mezhepleri kaldırmaya çalıştılar. Bal ile sirke, süt ile idrar, zemzem ile şarap birleşmeyeceği gibi hak ile bâtıl da birleşmez. Birleştirilmeye kalkılırsa hepsi de bâtıl olur.
Ehl-i sünneti parçalamak için birleşme maskesi takılmaktadır. Temiz su ile necasetli su birleşirse bir birleşme olur, ancak bu suya artık temiz su denmez, hepsi de necasetli su olur. Ehl-i sünnet, vehhabi ile, rafızi ile birleşirse hepsi necis olur. Bütün Müslümanların birleşeceği yer Ehl-i sünnet yoludur.

Cenab-ı Hak, hakkı hak, bâtılı bâtıl olarak, sevdiklerini dost, sevmediklerini de düşman olarak tanıtsın. Âmin.
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Eline saglik güzel bir konu acmissin sen sag ol Darul Beka.

Her ayin da bir konu acilip üstünde durulup islenmeside güzel bir fikir dir.

Müslümanlar arasinda birligin sayilmasi icin bunlar din deki ölcülere göre olmalidir.

Kisi bir misal illada demiyecek benim $eyim yada hocam diye veya benim bildiklerim göre.

Tüm müslümanlarin bir mezheb de olup birlesmesi bu olmayacak bir mümkün sey cinsinden olur.

Böyle degil de söyle olur herkes ehli sünnet vel cemaat ismi altinda bir araya gelip toplanir.

Eskiden günümüze kadar gelmis 4 mezheb var bunlar meshur olanlar ve de 1 ci hicri asirdan bu yana digerlerine nazaran saglam kalmistirlar.

Onlari tek müslümanlik bir araya toplar ve bu din icin severek vede isteyerek bir araya gelip toplanirlar.

Müslümanlar vahdet icin buna dair kendilerini egitmeleri bir baska ifade ile bu konuda onlara ne lazim ise onlari okumak vede arastirmakla kendilerini hazirlamis olurlar.

Vahdet icin müslümanlarin yararli ve de iyi isler ve de yapilmisi gereken seylerin vucuda gelmesi gerekir.


foruma hoş geldiniz
:) maalesef yenilikler her zaman direnç ile karşılaşıyor
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Bazı arkadaşlar ''vahdet ancak Kur'an'a dönüşle mümkündür'' demişler. Herkes ''buna şüphe yok'' demiş.

Unutmayın ki ilk islam fırkası ''Kur'an hakem olsun'' diyen gurup tarafından kurulmuştur. Sıffin Savaşının psikoanalizini yapmazsanız fırkalaşma patalojisini anlıyamazsınız.

Unutmayın! Kur'an Allah kelamıdır. Bu kelam, kelam sahibine yönlendirir. Kelamın kendisi asıl değildir. Asıl kelamın sahibidir. Onun için ''Kur'an'a dönüş'' cümlesi yanlıştır. Doğrusu ''tevhide dönüştür''.. Kur'an'a dönmekle Allah'a dönmek başka şeylerdir. Bugün İncil ve Tevrat hükümsüzse bunun tek sebebi kelamın sahibine yönlendiremeyişleridir.

Kur'an, birtakım insanların bu kitapla başka insanları ezecekleri bir kitap değildir. Kur'an her ferdin nefsine direk hitap eder. Aslolan hep tevhidtir. Kalbe tevhid yerleşmemişse en büyük tehlike olur Kur'an. Bugün ki sıkıntıları siz nasıl analiz ediyorsunuz anlamıyorum. Kur'an'dan kopuşla hiç ama hiç alakası yoktur bu krizin. İşin komik tarafı Kur'an üzerinden yapılan bölücülüğe pabuç çıkartmayanları bu bölücülüğe davat vardır. Bugün tebliğ denilen şey bundan ibaret olmuş.

Bütün renk, mezhep, yorum ve yaklaşımlar ignore edilecek, tevhid vurgusu güçlendirilecektir. Bugün fırka kimliği, tevhid kimliğinden kat be kat güçlü. Bu tersine dönmesi gerekir. Tevhid kimliği dominant olursa vahdet olur. Şimdiki nesillerden bunu beklemeyin çünkü sapık kimlikler oturmuştur artık. Tek çare yeni nesillerde bu kimliği oluşturmaktır..


Edit: Vahdetin formülünü Kur'an'da aramayın, bulamazsınız. Niye bulamazsınız: Çünkü kimliğiniz müslüman değil. Ya ehli sünnet veya şia diye gider aidiyet duyguları. Onun için Kur'an'da bulacağınız tek şey, kimliğinize deliller olur. Kur'an kendisini muvahhidlerden başkasına açmaz. Vahdetin sırrı tevhidtedir. Bunun böyle olduğunu iki dakika düşünürseniz anlarsınız. Ama önce düşünmeniz gerek tabi. Korkaksanız düşünemez, düşünemezseniz çare üretemezsiniz.

Problem, sapkın kimlik algısı üzerine oturmuş aşırı Kur'an sevgisidir..
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Bazı arkadaşlar ''vahdet ancak Kur'an'a dönüşle mümkündür'' demişler. Herkes ''buna şüphe yok'' demiş.

Unutmayın ki ilk islam fırkası ''Kur'an hakem olsun'' diyen gurup tarafından kurulmuştur. Sıffin Savaşının psikoanalizini yapmazsanız fırkalaşma patalojisini anlıyamazsınız.

Unutmayın! Kur'an Allah kelamıdır. Bu kelam, kelam sahibine yönlendirir. Kelamın kendisi asıl değildir. Asıl kelamın sahibidir. Onun için ''Kur'an'a dönüş'' cümlesi yanlıştır. Doğrusu ''tevhide dönüştür''.. Kur'an'a dönmekle Allah'a dönmek başka şeylerdir. Bugün İncil ve Tevrat hükümsüzse bunun tek sebebi kelamın sahibine yönlendiremeyişleridir.

Kur'an, birtakım insanların bu kitapla başka insanları ezecekleri bir kitap değildir. Kur'an her ferdin nefsine direk hitap eder. Aslolan hep tevhidtir. Kalbe tevhid yerleşmemişse en büyük tehlike olur Kur'an. Bugün ki sıkıntıları siz nasıl analiz ediyorsunuz anlamıyorum. Kur'an'dan kopuşla hiç ama hiç alakası yoktur bu krizin. İşin komik tarafı Kur'an üzerinden yapılan bölücülüğe pabuç çıkartmayanları bu bölücülüğe davat vardır. Bugün tebliğ denilen şey bundan ibaret olmuş.

Bütün renk, mezhep, yorum ve yaklaşımlar ignore edilecek, tevhid vurgusu güçlendirilecektir. Bugün fırka kimliği, tevhid kimliğinden kat be kat güçlü. Bu tersine dönmesi gerekir. Tevhid kimliği dominant olursa vahdet olur. Şimdiki nesillerden bunu beklemeyin çünkü sapık kimlikler oturmuştur artık. Tek çare yeni nesillerde bu kimliği oluşturmaktır..


Edit: Vahdetin formülünü Kur'an'da aramayın, bulamazsınız. Niye bulamazsınız: Çünkü kimliğiniz müslüman değil. Ya ehli sünnet veya şia diye gider aidiyet duyguları. Onun için Kur'an'da bulacağınız tek şey, kimliğinize deliller olur. Kur'an kendisini muvahhidlerden başkasına açmaz. Vahdetin sırrı tevhidtedir. Bunun böyle olduğunu iki dakika düşünürseniz anlarsınız. Ama önce düşünmeniz gerek tabi. Korkaksanız düşünemez, düşünemezseniz çare üretemezsiniz.

Problem, sapkın kimlik algısı üzerine oturmuş aşırı Kur'an sevgisidir..


tam bir laf canbazlığı!
kuranı kerim, en büyük rehberdir ve Allaha cc yönelmenin ve vahdetin ana kaynağıdır

kuranı kerime yol gösteremiyor suçlaması, kendi nefsini ve aklını ön plana çekmek demektir. bu fikrinizden tez dönün bence
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
tam bir laf canbazlığı!
kuranı kerim, en büyük rehberdir ve Allaha cc yönelmenin ve vahdetin ana kaynağıdır

kuranı kerime yol gösteremiyor suçlaması, kendi nefsini ve aklını ön plana çekmek demektir. bu fikrinizden tez dönün bence
Kalbine tevhid yerleşmemişse Kur'an dalalete saptırır kardeş..
 
Üst