Mankenlik Ajansından İslam'a : Sarah Joseph

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
70984.jpg



Annesi mankenlik ajansı sahibiydi. Naomi Campbell gibi ünlü modellerin arasında büyüdü. 16'sında İslamiyet'i seçti. İngiliz Sarah Joseph'in ağabeyinin İslamiyeti seçmesiyle başlayan çarpıcı İslamla şereflenme öyküsü:

Sarah Joseph, İngiliz bir yayıncı. Annesinin mankenlik ajansı sahibi olması vesilesiyle çocukluğunu mankenler arasında geçiren bir genç kızken 16'sında İslam'ı seçmiş.

Tabii ailesi ve çevresi onun bu kararına uzun süre anlam verememiş. Joseph, önce ailesinin kendisini olduğu gibi kabullenmesini sağlamış. Sonra Müslümanların modern hayatta İslam'ı nasıl yaşamaları gerektiği konusunda çalışmalara başlamış. Son yedi yıldır İngiltere'de yayımladığı Emel dergisiyle bu ‘emel'ini gerçekleştirmeye çalışıyor. 62 ülkeden abonesi olan dergide iç mimariden yemeğe, ünlülerle röportajlardan, çevre sorunlarına pek çok konu işleniyor.

Joseph, 10 Aralık'ta İstanbul'da başlayacak olan ev sahipliğini Bağcılar Belediyesi'nin yaptığı Uluslararası Medya Sempozyumu'nda kürsüye çıkacak ve katılımcılara medyanın gücüyle insanları ayırmak yerine birleştirmenin nasıl olabileceğini anlatacak. Sarah Joseph “Medya, izolasyonun karşısında durmalı” diyecek. Evli ve üç çocuk annesi Joseph'e sempozyum öncesinde hem kendi hem Emel dergisinin öyküsünü sorduk.

AİLEM YAS TUTTU

• Bir röportajınızda “Yaşadığım yerde herkes zayıf ve güzeldi” demiştiniz. Nasıl bir ortamda büyüdünüz?

Annem, Naomi Campbell, Sadie Frost ve Catherine Bailey gibi isimlerin de model olduğu, dünyanın en önemli mankenlik ajanslarından birinin sahibiydi. 1.80 cm'den kısa erkek, 1.70 cm'den de kısa kadın yoktu büyüdüğüm yerde. Herkes çok güzeldi, makyajla daha da güzelleşirlerdi.

• Sonra?

Herkesin sığ olduğu ortamın bir parçası olmak istemediğimi küçük yaşlarda fark ettim. Genç insanların sürekli nasıl göründüklerinden dolayı eleştirildiği için üzüntü duyuyordum.

• O zamanlar din ile ilişkiniz nasıldı?

Dindar biriydim. İnançlarımı Hıristiyanlık çerçevesinde yerine getiriyordum. Hatta kiliseye rahibe olarak girmeyi bile düşündüm.

• İslamiyet ile nasıl tanıştınız?

Ağabeyim Müslüman bir kadına aşık oldu, İslam'ı seçip onunla evlendi. Onun bir kadın uğruna ruhunu sattığını düşündüm ve kendisi için kazançlı olsa bile düşmanlık hissettim. Bir insanı sevmek, Allah aşkını bulmak için bir kademe ama dinsel değişim kardeşimin yaşam şekline bir etki yapmadı. Fakat benim hayatımı etkiledi.

İslam'ı araştırmaya başladım. İslam'ın tüm peygamberleri tanıyıp saygı duyduğunu öğrendim. Bu arada Hıristiyanlık ile ilgili çalışmalarımı da sürdürüyordum. Ancak bu çalışmaları yaparken Hıristiyanlığa karşı inancımı kaybettim.

Bu çok acı verici bir tecrübeydi. Tanrıya inancımı kaybettim anlamında söylemiyorum. Dua etmeye devam ettim fakat farkına vardım ki İslamiyet Allah'a mutlak teslimiyettir ve bu benim ezelden beri tek arzuladığımdır. Müslüman olduğumda 16 yaşımdaydım.

• Din değiştirme kararınıza aileniz ne tepki verdi?

Kabullenmeleri zor oldu. Sonradan anladım ki yas tutmuşlar. Din değiştirmem sonucu onların benimle ilgili tüm umutları, özlemleri ölmüş. Başörtüsü taktığımda annemin mankenlik ajansında çok tuhaf görünüyordum. O dönemde çok fazla kilo kaybettim.

Sonunda anneme ‘Seninle Allah arasında bir seçim yapmak zorunda olsam Allah'ı seçerim' dedim. Anladı ki zamana ve sevgiye ihtiyacım var, üstüme gelmedi. Din değiştirdikten beş yıl sonra evlendim. Düğünümde büyükannem 500 kişinin önünde ‘Senin yaşam tarzını seviyorum' demişti. Bu an benim için çok özeldir çünkü sonunda inancımı kabul etmişlerdi.

• Geçmiş yıllarda Ürdün'deki Kraliyet Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Washington'daki Georgetown Üniversitesi tarafından ‘En güçlü Müslüman' seçilmiştiniz. Güçlü olduğunuzu düşünüyor musunuz?

2003'te ‘En güçlü Müslüman' listesinde yer almıştım. Çünkü Müslümanların hayat tarzında devrimci bir iddia sunmuştuk. İslam'ın sadece ibadet ve dini gelenek olmadığını, günümüzü derinden nasıl etkilediğini, hayatın her kademesinde bir medeniyet yarattığını anlatmaya çalıştık. Bunu da Emel dergisiyle yaptık. Bu yüzden seçildim.


• Sürekli beyaz başörtüsü takıyorsunuz. Bunun bir sebebi var mı?

İslam'ı seçince ve bir de başörtüsü takınca annem için kabul etmek zor oldu. Beyaz başörtüsü kullanmamı sevdiğini anlayınca, onu mutlu etmek için bunu seçtim. Şimdi de başka renklerde başörtüsü taktığımda kendimi rahat hissetmiyorum. Başörtülerimi Türkiye'ye geldiğimde İstanbul'da Eyüp Camii'nin yanındaki pazar yerindeki küçük bir dükkandan satın alıyorum. Çünkü kendime en uygun ve rahat olanları orada buluyorum.

• Emel dergisininin yayın öyküsü nedir?

Bundan 10 yıl önce aklıma geldi. Müslümanlar için onların hayatına ilham verecek bir dergi yoktu. Yayınların çoğu dinsel dogma ve politika içerikliydi. Oysa Müslümanlar, aileleriyle hayatın içinde olmalılar, şartlarını iyileştirmelilerdi. 11 Eylül saldırısından sonra şüpheli topluluk olarak görülüyorduk. Müslümanların reaksiyonu ise hep kendilerini savunmaya yönelikti.

İnsanlara Müslümanların aslında nerede durduğunu, İslam'ın bir toplumdaki iyiliklere nasıl katkı yapıldığını gösterme ihtiyacını hissettim. Emel, modern dünyada otantik dini değerleri koruyarak İslam'ı nasıl yaşayacağınıza dair önerilerde bulunuyor. Dergimiz insanlara etik, sürdürülebilir ve müşfik bir hayat için perspektif sunuyor.

• Ne zamandan beri yayımlanıyor?

İlk sayısı 2003'te çıktı. İlk iki yıl dergi iki ayda bir yayımlanıyordu. 2005'ten itibaren ise aylık oldu.

• Dergiyi, içeriğini bilmeyenlere nasıl anlatırsınız?

İçeriğimiz çok çeşitli. Örneğin Canterbury Başpsikoposu, Yusuf İslam, Kudüs Başpsikoposu, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Sami Yusuf gibi isimlerle röportajlar yayımladık. Yeme-içme, moda, iç mimari, bahçe ve finans konularında yazılarımız var. Biz gerçek hayata ve gerçek insanlara odaklanıyoruz. İslam'ın hayatı tamamlayan bir yol olduğunu, bu nedenle insanların günlük aktivitelerini kısıtlamaması gerektiğine inanıyoruz. İnanç, hayatınızı tartışmalar, ne giydiğiniz ya da nasıl dua ettiğinizle değil neşeyle de doldurmalı.

• Derginizin adını çok beğendim. Bu ismi seçmenizin özel bir nedeni var mı?

Müslim Life demek istedik ama çok uzundu. Sonra bu iki kelimenin baş harfini aldık ‘ML'. Bu iki harfi okuyunca; M=em, and L=el, ortaya Emel çıktı.

• Tirajınız nedir?

Ülke çapında yayın yapıyoruz, ayrıca 62 ülkede abonemiz var. Başka ülkelerde de olmak istiyoruz, mesela Türkiye. Pek çok okuyucumuz meslek sahibi. Okuyucularımızın yüzde 15'i ise Müslüman değil.
 
Üst