***...mahrem Bir Suale Cevaptir...***

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Benden sual ediyorsun :

"Neden senin Kur'andan yazdığın Sözlerde öyle bir kuvvet, bir te'sir var ki, müfessirlerin ve âriflerin sözlerinde nâdiren bulunur. Bâzan bir satırda, bir sahife kadar kuvvet var; bir sahifede, bir kitap kadar te'sir bulunuyor?.."

Elcevap : Güzel bir cevaptır. Şeref i'caz-ı Kur'âna ait olduğundan ve bana ait olmadığından, bilâ-perva derim: "Ekseriyet îtibariyle öyledir." Çünkü :

Yazılan Sözler tasavvur değil tasdiktir; teslim değil, îmandır; mârifet değil, şehadettir, şuhuddur; taklid değil tahkikdir; iltizam değil, iz'andır; tasavvuf değil hakikattır; dâva değil, dâva içinde bürhandır. Şu sırrın hikmeti budur ki:

Eski zamanda esâsât-ı îmaniye mahfuzdu, teslim kavî idi. Teferruatta âriflerin mârifetleri delilsiz de olsa beyanatları makbûl idi, kâfi idi.

Fakat şu zamanda dalâlet-i fenniye elini esâsâta ve erkâna uzatmış olduğundan, her derde lâyık devayı ihsan eden Hakîm-i Rahîm olan Zât-ı Zülcelâl, Kur'an-ı Kerîmin en parlak mazhar-ı i'cazından olan temsilâtından bir şu'lesini; acz ve zaafıma, fakr ve ihtiyacıma merhameten hizmet-i Kur'ana ait yazılarıma ihsan etti.

Felillâhilhamd, sırr-ı temsil dürbünüyle, en uzak hakikatlar gayet yakın gösterildi. Hem sırr-ı temsil cihetülvahdetiyle, en dağınık mes'eleler toplattırıldı.

Hem sırr-ı temsil merdiveniyle, en yüksek hakaika kolaylıkla yetiştirildi. Hem sırr-ı temsil penceresiyle; hakaik-ı gaybiyeye, esâsât-ı İslâmiyeye şuhuda yakın bir yakîn-i îmanî hâsıl oldu.

Akıl ile beraber vehim ve hayâl, hattâ nefs ve hevâ teslime mecbur olduğu gibi, şeytan dahi teslim-i silâha mecbur oldu.

Elhâsıl: Yazılarımda ne kadar güzellik ve te'sir bulunsa, ancak temsilât-ı Kur'aniyenin lemeâtındandır. Benim hissem, yalnız şiddet-i ihtiyacımla talebdir ve gayet aczimle tazarruumdur.

Derd benimdir, devâ Kur'anındır.
 
Üst