ismail
Yeni
- Katılım
- 3 Mar 2007
- Mesajlar
- 20,475
- Tepkime puanı
- 2,063
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
Metin Önal Mengüşoğlu
Asıl adı Metin Önal(1962'den beri soyadı yerine Mengüşoğlu) . İzzettin Hanifi imzasını da kullandı.
1947 yılında Elâzığ'da dünyaya geldi. Türkiye Cumhuriyeti
Devlet Demiryolları'nın apoletli memurlarından olan babasının
tayinleri nedeniyle Elazığ, Maden, Diyarbakır ve Malatya'da ilk,
orta ve lise öğrenimini tamamladı.
Lise yıllarını geçirdiği Malatya'da şiir ve öykü çalışmalarıyla
ülkenin belli başlı dergilerinde göründü. Fikir ve Sanatta Ha-
reket, Türk Yurdu, Çağrı, Defne, Yeni İstiklâl, İslâm Medeniyeti
bunlardan bazılarıdır.
Malatya Lisesi'nin yayınladığı Yeni Adım Dergisi İslâmî
dünya görüşünden ötürü O'nun yazılarını yayınlamak is-
temeyince daha lisede okurken, arkadaşları Mustafa Filiz ve
Altan Etkin ile birlikte Çile adlı bir dergi yayınladı (1966). Yine
Malatya'da yayınlanan Dal Dergisi'nde yazdı ve yönetti.
Malatya Fikir Kulübü'nün çalışmalarına katıldı. Bu vesile ile
Kulübün yakını olan Necip Fazıl ve M. Said Çekmegil ile ta-
nıştı. Kulübün öteki müdavimleri Said Ertürk ve Bahaeddin Bilhan hocalardan ilk İslâmî nosyonu aldı.
Yapıtları: Şiir: Ben Asyalı Bir Ozan, Çamurlu Bir ırmak, Hayatımın Bahanesi, Sevda Söze Dönüşmez
Öykü: Gavur Kayırıcılar
Roman: Yerler Mühürlendi
Deneme: Ağabeyime Mektuplar, Düşünmek Farzdır, Kimliğin Fotoğrafsız Yaprağı, Havada Bulut Var
İlk çözümlenmesi gereken herhalde vahiy ile fikir arasındaki farkve ilişkiye bir çözüm, bir çare üretme sorunudur. Öncelikle vahiy, ilahidir, mutlaktır, tartışılmaz ve yanılmasızdır, bunu biliyoruz. Oysa fikir beşeridir, özneldir, tartışılabilir ve yanılır. Elbette Allah´ın vahyi karşısında ve ona rağmen bir fikir vahiyle boy ölçüşemez. Tabii bu noktada akla bir soru takılıyor. Doğuştanlığını bozmamış bir akıl, yani selim akıl, vahye aykırı bir fikre iman edebilir mi? Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da fikri imal etmekle ona iman etmek arasındaki ince farktır. Evet akıl her ürlü fikri imal edebilir. Ancak ona iman etmesi, yani yakın kesbetmesi her hal ve şartta zaruri değildir.
...................
Toplumların da huyları, karakterleri, alışkanlıkları vardır. Huy değiştirmek, alışkanlıklardan vazgeçmek zordur. Türkiye toplumu şimdi bu en zor kapının eşiğindedir. Geleneksel deyişle, eşikte duranı yel çabuk çarpar. Kapı kapatılıp acilen ya içeri girilecek ya yine dışarıda kalınacaktır. Bizim aralarında yaşadığımız, birçoğu akrabamız olan topluma önerimiz, müslümanlık iddiasının sadr'a şifa verecek biçimde hakikatle örtüşebilmesi için 'müslümanlann yeniden müslüman olması' gereğidir. Yüzyılımızın başında büyük müslüman düşünür Muhammed İkbalin ifadesiyle:
"Kaç müslümanlardan, sığın Müslümanlığa..."
(Arka Kapak'tan)
Asıl adı Metin Önal(1962'den beri soyadı yerine Mengüşoğlu) . İzzettin Hanifi imzasını da kullandı.
1947 yılında Elâzığ'da dünyaya geldi. Türkiye Cumhuriyeti
Devlet Demiryolları'nın apoletli memurlarından olan babasının
tayinleri nedeniyle Elazığ, Maden, Diyarbakır ve Malatya'da ilk,
orta ve lise öğrenimini tamamladı.
Lise yıllarını geçirdiği Malatya'da şiir ve öykü çalışmalarıyla
ülkenin belli başlı dergilerinde göründü. Fikir ve Sanatta Ha-
reket, Türk Yurdu, Çağrı, Defne, Yeni İstiklâl, İslâm Medeniyeti
bunlardan bazılarıdır.
Malatya Lisesi'nin yayınladığı Yeni Adım Dergisi İslâmî
dünya görüşünden ötürü O'nun yazılarını yayınlamak is-
temeyince daha lisede okurken, arkadaşları Mustafa Filiz ve
Altan Etkin ile birlikte Çile adlı bir dergi yayınladı (1966). Yine
Malatya'da yayınlanan Dal Dergisi'nde yazdı ve yönetti.
Malatya Fikir Kulübü'nün çalışmalarına katıldı. Bu vesile ile
Kulübün yakını olan Necip Fazıl ve M. Said Çekmegil ile ta-
nıştı. Kulübün öteki müdavimleri Said Ertürk ve Bahaeddin Bilhan hocalardan ilk İslâmî nosyonu aldı.
Yapıtları: Şiir: Ben Asyalı Bir Ozan, Çamurlu Bir ırmak, Hayatımın Bahanesi, Sevda Söze Dönüşmez
Öykü: Gavur Kayırıcılar
Roman: Yerler Mühürlendi
Deneme: Ağabeyime Mektuplar, Düşünmek Farzdır, Kimliğin Fotoğrafsız Yaprağı, Havada Bulut Var
İlk çözümlenmesi gereken herhalde vahiy ile fikir arasındaki farkve ilişkiye bir çözüm, bir çare üretme sorunudur. Öncelikle vahiy, ilahidir, mutlaktır, tartışılmaz ve yanılmasızdır, bunu biliyoruz. Oysa fikir beşeridir, özneldir, tartışılabilir ve yanılır. Elbette Allah´ın vahyi karşısında ve ona rağmen bir fikir vahiyle boy ölçüşemez. Tabii bu noktada akla bir soru takılıyor. Doğuştanlığını bozmamış bir akıl, yani selim akıl, vahye aykırı bir fikre iman edebilir mi? Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da fikri imal etmekle ona iman etmek arasındaki ince farktır. Evet akıl her ürlü fikri imal edebilir. Ancak ona iman etmesi, yani yakın kesbetmesi her hal ve şartta zaruri değildir.
...................
Toplumların da huyları, karakterleri, alışkanlıkları vardır. Huy değiştirmek, alışkanlıklardan vazgeçmek zordur. Türkiye toplumu şimdi bu en zor kapının eşiğindedir. Geleneksel deyişle, eşikte duranı yel çabuk çarpar. Kapı kapatılıp acilen ya içeri girilecek ya yine dışarıda kalınacaktır. Bizim aralarında yaşadığımız, birçoğu akrabamız olan topluma önerimiz, müslümanlık iddiasının sadr'a şifa verecek biçimde hakikatle örtüşebilmesi için 'müslümanlann yeniden müslüman olması' gereğidir. Yüzyılımızın başında büyük müslüman düşünür Muhammed İkbalin ifadesiyle:
"Kaç müslümanlardan, sığın Müslümanlığa..."
(Arka Kapak'tan)