M.İslamoğlunun bazı görüşlerine cevaplar

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Arif Çevikel ve Sami Hocaoğlu mahlaslarını da kullanan Mustafa İslamoğlu isimli yazar, okuyucularını yanıltıcı görüşler öne sürmektedir.

Aşağıdaki yazılar kendi sitesinden kopyalanmıştır. Gerekli görülen yerlerde cevap verilmiştir.

http://www.mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=393&Makale_id=393

Müzik aleti çalmayı öğrenmek zaman israfı mıdır?

Esselamu Aleykum
Sayın Hocam
Kız kardeşim biraz müziğe meraklı, keman çalmayı öğrenmek istiyor bir keman edineyim, kursa gideyim, öğreneyim diyor. Ben de kendisine öncelikli olarak yapmamız gereken işler varken böyle bir şeyle uğraşmak hem zaman hem para israfı olur diyorum ama üzülüyor. Bu durumda ne yapmamı önerirsiniz sayın hocam? Bir müzik aleti çalmayı öğrenmek zaman israfı mıdır? Kardeşimi nasıl yönlendirmeliyim?Zamanınızı aldım, hakkınızı helal edinAllah yardımcınız olsun..
08/10/2008

Aziz mümine, mukabil tebrik ve dualarımla. eğer kardeşinizin müziğe kabiliyeti varsa ki bu Allah'ın ikramı sayılır, bu kabiliyet ziyan olmamalı. İki şartla: Ona verilecek bedel ailenin zorunlu geçimi olmamalı, musiki ile uğraşırken farzlarını ihmal etmemeli. vesselam.

Cevap:

İmam-ı Rabbanî rahmetullahi teâlâ aleyh diyor ki:

"Kıymetli ömrü, lüzûmsuz mubâhlara bile harcamamalıdır. Harâm ile geçirmemek, elbette lâzımdır. Tegannî ve şarkı ile meşgûl olmamalı, bunların nefse verecekleri lezzete aldanmamalıdır. Bunlar bal karışdırılmış, şekerle kaplanmış zehrdir." (Mektubat, c.3, m.34)

"Mûsikînin harâm olduğunu bildiren, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ve fıkıh âlimlerinin yazıları o kadar çokdur ki, saymak güçdür. Tegannînin câiz olduğunu gösteren, mensûh bir hadîs veyâ bir fetvâ görülürse, ehemmiyyet vermemelidir. Çünki hiçbir âlim, hiçbir zamanda, tegannînin mubâh olduğuna fetvâ vermemiş, raks [dans] etmeğe izin verilmemişdir. İmâm-ı Zıyâeddîn-i Şâmî "rahmetullahi aleyh", Mültekıt adındaki kitâbında böyle bildirmekdedir." (Mektubat, c.1, m. 266)

Daha fazla bilgi için blogumda mevcut "Müzik Hakkında Alimlerin Yazıları" başlıklı makaleye bakınız.

***

http://www.mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=193&Makale_id=193

Evet, İmam İbn Teymiyye, hocası İbnu'l-Cevzi, büyük talebesi ibn Kayyım el-Cevziyye "Bile bile terkedilen namazın kazası olmaz" demişler.

Cevap:

Kaza namazları ile ilgili bir soruya cevap verirken sarfettiği bu sözler, Mustafa İslamoğlu'nun yücelterek bahsettiği İbni Teymiyye'yi ve İbni Kayyım'ı aslında yeterince okumadığını, tanımadığını göstermektedir. Çünkü İbnu'l-Cevzî, h. 508'de doğmuş, h. 597'de vefat etmiştir. Ebül-ferec ibni Cevzî adı ile meşhurdur. İbni Teymiyye ise h. 661 (m. 1263) de doğmuş, 728 (m. 1328) de ölmüştür. Yani, İbni Cevzî vefat ettiğinde, İbni Teymiyye henüz doğmamıştı bile!

***

http://www.mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=143&Makale_id=143


Adet halindeyken oruç tutabilir miyim, dinen bir sakıncası var mıdır?
03/03/2007

Bu Hz. Aişe'nin kendi yaklaşımını aktardığı bir hadise dayanılarak tüm imamlarımız tarafından bir ruhsat olarak değil sanki bir yasak olarak değerlendirildi. Allah’u alem bizim konuyu Kur'an ekseninde yeniden tarayarak vardığımız sonuç o ki, vahye göre hayız "ezen" yani "rahatsızlıktır".Hasta bir kimsenin orucunu isterse erteleyebileceği ve gününe gün kaza edeceği, istemezse ertelemeyeceği hükmü ise Bakara 184'ün açık hükmüdür. Bu sorunuzun cevabını ben değil Kur'an böyle vermiştir. Ona sorup cevabını aldınız.

Cevap:

Hadis ve Şâfi'î fıkıh alimi İmam-ı Şa'rânî (vefatı m. 1565) rahimehullah diyor ki:

"Dört imam, hayız ve nifas halinde olana oruç tutmanın haram olduğunda, tutarlarsa sahih olmayıp, kaza etmelerinin lazım geldiğinde ittifak etmişlerdir." (Mizan-ül Kübra (Dört Hak Mezhebin Büyük Fıkıh Kitabı), Berekat Yayınevi, İst., 1980, s. 390)

Şimdi, İslamoğlu'nun şurada söylediklerine bir bakınız. Bunlardan anlaşılan:

1. Tüm imamlar yanılmış(mış),
2. Kendisi konuyu "Kur'an ekseninde" yeniden değerlendirmiş,
3. Kendisi, Kur'an-ı kerime uygun cevap vermiş(miş),
4. Haşa, tüm imamlar ve hatta Hazret-i Âişe validemiz radıyallahü anhâ Kur'an-ı kerimi doğru anlamamışlar, doğrusunu İslamoğlu anlamış!

Bunlar aklı başında bir insanın söyleyeceği şeyler değildir.

***

Mustafa İslamoğlu'nun 6/07/2007 makalesinde şu edeb dışı ifadeleri görüyoruz:

http://www.mustafaislamoglu.com/makaleler.php?haber_id=1630&Makale_id=1630

AK Parti’nin önümüzdeki seçimde kazanacağı seçim zaferinde aslan payına sahip olan dindar kitleler AK Parti’yi “Hubbu Ali” yüzünden değil “buğzu Muaviye” yüzünden desteklemiş olacak. Yani partinin politikalarına muhabbet besledikleri için değil, milli irade hırsızı azgın azınlığın tahakkümüne buğzettikleri için destekleyecekler.

Cevap:

Burada, Hazret-i Muaviye'ye (radıyallahü anh) buğzetmek ile, "milli irade hırsızı azgın azınlığın tahakkümüne" buğzetmek arasında yaptığı benzetme akıl sahiplerinin gözünden kaçmamaktadır.

İmam-ı Kurtubî (rahime-hullahü teâlâ) der ki:

"Ashab arasında birçok muhalefet ve muharebeler olmuştur. Bununla beraber hiç biri diğerinin nifakına hükmetmemiştir. Onların bu husustaki hâlleri, ahkâm babında müctehidlerin hâlleri gibidir. Ya hepsi hakka isabet etmiştir denilir, yahut isabet eden bir tanesidir. Fakat hata eden mazur olur. Çünkü o reyine ve zannına göre muhataptır. İşte bunlardan birine meâzallah bir şeyden dolayı buğzeden kimse âsî olur; tevbe etmesi gerekir." (Bkz: A. Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, Sönmez Yayınevi, 1983; c.1, Bab:33, s.345)

Allâme İbni Hacer el-Heytemî (rahime-hullahü teâlâ) diyor ki:

Hadis ravisi Müslim'in en yüce şeyhlerinden, asrının imamı olan Ebu Züra er-Razi demiş ki: "Birisi, Resulullah'ın (aleyhisselam) eshabından birisini noksanlıkla ayıplarsa, gerçekten o kimsenin zındık olduğunu bil. Çünkü Resulullahın (aleyhisselam) peygamberliği doğrudur. Kur'an-ı kerim de doğru bir kitapdır ve Peygamber'in (aleyhisselam) getirdiği din de hakdır. Bunların hepsinin hak, doğru oldukları itikadı bize sahabeden gelmiştir. Onları (sahabeleri) cerh eden, ayıplayan kimse, ancak Allah'ın kitabını, Resulü'nün sünnetini iptal etmek ister. Öyle ise cerh edilmek o kimseye daha yakışır ve zındıklık, sapıklık, yalan söylemek, fasıklık nitelikleriyle nitelenmeye o kimse herkesden daha layıktır." (Es-Savâiku'l-Muhrika, Bedir Yayınevi, İst., 1990, s. 452)
 

ibrahimi

Has Uşak
Katılım
19 Haz 2006
Mesajlar
23,463
Tepkime puanı
1,831
Puanları
0
Yaş
37
Konum
forvet arkası
:yn:
konunun ilmi olarak devam etmesine izin vereceğiz.hiç bir islam alimine sapık v.s. isnad etmek yasaktır.eleştirinin dozu kaçırılmamalı.selamlarımla...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Evet, alimlere dil uzatmayalım, hakaret etmeyelim vs. doğru. Ancak bu arada İslamoğlu'nu da alim sınıfına koymayalım inşallah. İslamoğlu alim değildir. Malumat sahibi, çağdaş bir yazar. Çok da abartmayalım. Üstelik ciddi yanlışlıklar yapmakta özellikle Ehli Sünnet ulemasının zıddına fikirler ortaya atmakta... Yani alimlere dolaylı olarak ilişen biri varsa en başta İslamoğlu gibilerdir.
 

ibrahimi

Has Uşak
Katılım
19 Haz 2006
Mesajlar
23,463
Tepkime puanı
1,831
Puanları
0
Yaş
37
Konum
forvet arkası
usülü mü tartışacağız burada.
bunu istek öneriye bir konu açarsınız orada bahsini açarız.
biz kimseyi derecelendirme yetkisini kendimizde bulundurmadığımız için alim zalim sapık fasık gibi sözleri üyelerimizin de söylememesini rica ediyoruz.kurallarımız da bu yöndedir,arkadaşımız ilmi cevap vermeye çalışmış,mümkün olduğunca ilmi gitmesine izin vereceğiz.o gördüğünüz uyarı da silinen mesajlarla alakalıydı.selamlarımla.

1- İhvan Forum'da hiç bir akıma, hiç bir mezhebe; bunların değerlerine, hiç bir âlim ve fâzıl bilinen kişiye, hiç bir tarîkâte, cemaate veya mensublarına aşağılayıcı, hakâret edici, alaya alıcı, tekfir edici, müşrik ve sapık ilân edici üslûb ve ithâm kullanılamaz.


2-İhvan Forum'da Müslüman olduğunu söyleyen hiç bir üyeye kâfir, müşrik sıfâtı ya da Müslüman'a yakışmayacak başka bir sıfât, îmâ dahi edilemez.


3-Cemaatler, şahıslar, şahsiyetler değil; fikirler, görüşler, tezler; usûl ve üslûbuna dikkat edilerek tenkid edilebilir.


4- Dini konularda bilgisiz, belgesiz, kaynaksız yazılar ile suçlamada bulunanlara, dayanaksız iftira edenlere kesinlikle geçit verilmez. Bu iletilerin sahibi uyarılır. Durumu inceleyen yönetime yaptırım uygulayabilir. Başkalarının görüş ve yazılarını kullananlar, mutlaka kaynağını bildirmek yada göstermek zorundadırlar. Yazdığı kendisine aitmiş gibi forum iştirakı en başta ahlâka aykırıdır.


5- İhvan Forum'da Mezhep adına hiç bir Sahabe'ye dil uzatılamaz, hiç bir Sahabe tenkid edilemez. Belgeli dahi olsa, Fedek vakâsı gibi Sahabeler arasında ihtilâfı içeren bahisleri, Ehl-i Sünnetin ittifâkla tartışmaktan kaçındığı konuları yazanlar uyarılır. Uyarıları dikkate almayanlar gereken yaptırım için idari kadroya bildirilir.


6- Âyet - hadîs yorumlamalarında ehliyet aranılır. Yetkisiz ve kaynaksız, donanımsız kişilerin yorumları Yönetim kararı ile silinebilir. Özellikle hadîs-i şerif'lerde sahihtir değildir tarzı tartışmalar veya forumumuzun ana işlevi olmayan ihtilâflara dâir akademik münâzaralar ve fitne olabilecek menkıbe veya görüşler, umûmu rahatsız edecek, ihtilâflara vesile olabilecek ne varsa; Yönetim, değerlendirmeler neticesinde konuyu kapatabilecektir.


7- Temel ilkemiz birbirimizle kardeşçe, doğru, faydalı ve verimli paylaşımlarımızı sürdürebilmektir. Yönetim, bu temel ilkeye aykırılık oluşturan her türlü yazıyı ve katılımcıyı ciddi şekilde değerlendirilecek ve gerektiğinde yaptırım uygulanmasında bulunacaktır.

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=53285
 
K

Kaçak

Guest
Takva ölçtünüz eyvallah ..
İtikad ölçtünüz eyvallah ...
İlim ölçtünüz ona da eyvallah ...
Acep ne zaman boyunuzu ölçeceksiniz ?
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Evet, İmam İbn Teymiyye, hocası İbnu'l-Cevzi, büyük talebesi ibn Kayyım el-Cevziyye "Bile bile terkedilen namazın kazası olmaz" demişler.

Mustafa İslamoğlu, İbn-i Teymiyye ve İbn-î Kayyim'in "Bile bile terkedilen namazın kazası olmaz" şeklindeki görüşüne katılmadığını bir videoda söylüyordu. Yanlış olan ne?
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Mustafa İslamoğlu, İbn-i Teymiyye ve İbn-î Kayyim'in "Bile bile terkedilen namazın kazası olmaz" şeklindeki görüşüne katılmadığını bir videoda söylüyordu. Yanlış olan ne?

islamoğlu bunların yolundan gitmekle itham ediliyor...
kendini bilmeyiz ama bu adamın sevenleri teymiye, kutup gibi ekollere çok meraklılar ve
en önemli noktaları tasavvuf düşmanlığı....
bu forumda islamoğlu sevdalısının pek olmadığını düşünüyoruz,
şayet varsa tasavvufa bakışlarını özel yada genel yolla öğrenmek isteriz...
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
islamoğlu bunların yolundan gitmekle itham ediliyor...
kendini bilmeyiz ama bu adamın sevenleri teymiye, kutup gibi ekollere çok meraklılar ve
en önemli noktaları tasavvuf düşmanlığı....
bu forumda islamoğlu sevdalısının pek olmadığını düşünüyoruz,
şayet varsa tasavvufa bakışlarını özel yada genel yolla öğrenmek isteriz...

Mustafa İslâmoğlu bir zamanlar tasavvuf ehliydi; ancak şimdi tasavvufa karşı tavır almış durumda. Babası Ahmet İslamoğlu Hocaefendi oğlundan bahsederken "7 yaşından itibaren Yahyalılı H. Hasan Efendi Üstadımın tensibiyle amcasında yetişti." diye anlatıyordu. Ahmet İslamoğlu Hoca, Mustafa İslamoğlu'nun amcası Ömer İslamoğlu halâ Yahyalı'ya intisablıdır. Mustafa İslamoğlu'nun takipçilerinin tasavvufa bakışlarının olumsuz olmasına anlam verilemez.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Değerli kalem Murat bey sizi takdir ediyor sevgi ve saygılarımı arz ediyorum. (Velevki bizi beğenmeyen olsanızda)
Yukarda bahs olunan zatı kendisine rehber edipte onun usulüyle yazan çizen form üyülerinin neden bozuk bir lisan ile sağa sola çirkin ithamlarda bulunduğu anlaşılıyor.)
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Mustafa İslamoğlu'nun sitesinde şu ifadeleri görüyoruz:

Razi buna şöyle cevap verir: "Eğer o kul sonsuz bir hayat yaşasaydı yine de küfründen dönmeyecekti. Bunu Allah bildiği için azabı sonsuz yaptı. Biliyorsunuz cehennemin sonluluğunu başta büyük sahabiler, İbn Teymiyye, İbn Arabi ve bir çok isim savunmuş, İbn Kayyım bu konuda Hadi'l-Ervah diye de bir kitap yazmıştır. Buna Kur'an'dan bazı ayetler de delil gösterilmiştir.. Ne olur sanal ortamda halledilmesi mümkün olmayan böyle soruları e-posta ile sormayınız. Buna zamanım asla elvermez ve yine yarım kalır cevap.

http://www.mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=179

12/03/2007 Tarihini taşıyan bu yazıyı 20/06/2007 tarihinde şu şekilde tenkid etmiştim:.

M. İslamoğlu'nun fena-i nar (Cehennemin sonluluğu) görüşünü benimseyip benimsemediği -yukarıdaki yazısından- tam olarak anlaşılmıyor. Ancak, M. İslamoğlu'nun bu yazısını büyük bir sorumsuzluk örneği olarak görüyorum. Çünkü,"Büyük sahabiler Cehennemin sonluluğunu savunmuştur" diyor. Bu sahabilere yapılan bir iftiradır.

Bunu okuyan ve itikadi konularda sağlam bir altyapıya sahip olmayan bir kişi ne düşünür? "Büyük sahabiler" haşa kâfir veya sapık olamayacağına göre, Cehennemin sonlu olduğuna inanmak sapıklık sayılmaz, hatta kabul edilebilir bir inanıştır, neticesi çıkar. Böyle bir anlayışın ise kişiyi felâkete sürükleyeceği izahtan varestedir.

NOTLAR

Not-1: Recep Yıldız İnkişaf Dergisi'ndeki makalesinde diyor ki: [İbni Arabi] el-Fütuhat’ın 62. babında Fravun’un akibetiyle alakalı şöyle demektedir: “Fravun ebediyen cehennemde kalacak ateş ehlindendir.” Bundan, İbni Arabi'nin de kafirler için Cehennemin ebedi (sonsuz) olduğuna inandığı anlaşılıyor. Öte yandan, İbni Arabi'nin bu konuyla alakalı tam olarak ne dediği çok tartışmalı bir konudur. İbni Teymiyye ve İbni Kayyım'ın görüşleri ise E. Sifil'in aynı dergideki makalesinde uzun ele alınmıştı.

Not-2: Tehlikenin büyüklüğünü görmek için şu iktibaslar faydalı olacaktır:

Zahid el-Kevseri diyor ki: "Cennet ve Cehennem'in ya da bunlardan birisinin baki olduğunu inkar edenlerin tekfiri, Ehl-i Hakk'ın icmaına dayanır." (Makalat, 377) "Cennet ve Cehennem'in baki olduğu hususu Kur'an, sünnet ve yakini icma ile sabittir." (Makalat, 450)

Muhammed Hadimi diyor ki: "Küfrün gailesi yani en büyük mefsedeti [zararı], Cennet'e girmekten mahrumluk ve Cehennem'de müebbed [sonsuz] azabdır. Kat'i naslarla [ayet ve hadislerle] ve Ehl-i sünnetin hepsinin icmaiyle böyledir." (Berika, Kahraman Yayınları, c.2, s.466)

İmam el-Eş'arî şöyle yazıyor: "Ehl-i İslam bir bütün olarak şöyle demiştir: "Cennet ve Cehennem'in sonu yoktur. Bu ikisi baki kalmaya devam edecektir. Aynı şekilde cennetlikler Cennet'te nimetlenmeye, cehennemlikler de Cehennem'de azap görmeye sürekli olarak devam edecektir. Bunun bir sonu yoktur. Allah'ın malumat ve makduratı için de bir son nokta ve sınır mevcut değildir." (el-Eş'arî, Makâlâtu'l-İslâmiyyîn, 164. bkz. İnkişaf Dergisi, no:7)

İmam-ı Şarani diyor ki: "Her kim (Cehennem fani olacak) derse, o kimse sahih senedle nakledilen hadisin iktiza ettiği mananın dışına çıkmıştır ve Peygamberin (aleyhisselam) getirdiği ayet-i kerimeler ile Ehl-i sünnetin, adil imamların ittifak ettikleri şeye muhalefet etmiştir. (Resule karşı gelip, mü'minlerin yolundan başka bir yola gideni, o yönde bırakır ve Cehennem'e sokarız; orası ne kötü bir yerdir.) [Nisa 115]"(Muhtasaru Tezkiretil Kurtubi, Bedir Yay., s. 302)

İmam-ı a'zam Ebu Hanife diyor ki: "Cennetlik ve cehennemlikler girdikten sonra cennet ve cehennem yok olacaktır diyen kimse de orada ebedî kalışı inkâr ettiği için, kâfir olur." (Fıkhu'l Ebsat)
 
K

Kaçak

Guest
Yazarı suçlamışsınız ne dedigi anlaşılmıyor diye ama ...
Sizinde ne dediginiz anlaşılmıyor ?
Sonuç ne ?
İslamoğlu kafirmi ?
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Açıkyürekle söylüyorum, ben İslamoğlunu beğenen ve imkan nisbetinde takip edenlerdenim.
(Bir arkadaşımız"forumda seveni yoktur" demişte. Ben varım)

Ve alimlik kimsenin tekelinde değildir.
İslamoğlunun alim olduğunu kabul etmeyenler varsa,saygı duyarım olabilir.
Ama herhelde icazet alırken o arkadaşa sormuyorlar.
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
İslamoğlu sevgisi sadece bir başlangıç.. Arkası gelir..
Bu sevgi şöyle Ahmet Kaya, İbrahim Tatlıses misali "ben sadece müziğini sesini seviyorum, özel hayatı kişiliği beni ilgiledirmez" mantığına uymuyor.. Onu seven zihniyetinide sever.. Sonra kendisini bin yıllık İslam anlayışına muahlif bir çizgide bulur.. Ve bundan zevk almaya başlar.. Bi bakmışssın Eliaçık müridi olmuş bi bakmışsın Bayındırın çukurunda boğulmuş...
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yukarıdaki satırları yazdıktan aylar sonra, M. İslamoğlu'nun sitesinde yeni bir yazı gördük. Şöyle diyordu:

"Cennet cehennem yok olacaktır" görüşü benim görüşüm değildir. Bir Kur'an talebesi olarak Kur'an’daki "huld" ves "ebed" kelimelerini tahlil ettim. Cennet ve Cehennemin ebediliğinin nasıl anlaşıldığını sahabenin olayı nasıl yorumladığını söyledim. Hz. Ebubekir'in, Hz. Ömer'in, Hz. Abdullah b. Mes'ud başta olmak üzere birçok güzide sahabinin bu konudaki günümüz yaygın kanaatinin aksine olan görüşlerini serdettim. Cehennemin sonsuz olmadığını söylediklerini naklettim. Buna da İbn kayyım el-Cevziyyenin yazdığı Hadi'l-Ervah İla Biladi'l-Efrah adlı eserini kaynak gösterdim. Bu eser arapça olarak piyasada var. Her yerde satılıyor. Bakmak isteyen açıp bakar. İbn Kayyım'ın ilmi yetkinliğinin derecesini siz bilmezseniz bilen birine sorabilirsiniz. Siz yanlış adrese kızıyorsunuz. Hz. Ebubekir'e, Hz. Ömer'e, Hz. Abdullah b. Mes'ud'a kızmanız, onlara hesap sormanız lazım. Onlara hesap sormanız gerekirken bana hesap sormanız adil değildir. Hak değildir. Zulümdür. Allah razı olmaz.

http://www.mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=342&Makale_id=342

Bu yazı Dr. E. Sifil'in 30 Aralık 2007 tarihli makalesinin konusu olmuş. Okuyalım:

Cevap

1. Cehennemin ebediliği tartışmasında Hadi'l-Ervah'ta ne Hz. Ebu Bekr'in ne de Hz. Ali'nin (Allah ikisinden de razı olsun) adı geçmektedir. Onlardan, "ebediyet" kelimesinin tefsiri sadedinde nakledilmiş herhangi bir rivayet veya görüş de yoktur. Dolayısıyla bu sözün sahibinin önce kendisinin gidip mezkûr eseri bir güzel okuması gerekiyor!

2. Esasen bu kelimenin sonsuzluk ifade etmediği konusunda Sahabe'den herhangi bir kimseden sarahaten bir görüş nakledilmiş değildir.

3. Cehennemin ebedi olmadığı sadedinde bazı sahabilerden nakledilen rivayetlerin bir kısmı sened bakamından itimada şayan değildir, bir kısmı da meseleye açık bir şekilde delalet etmemektedir. Yani bu rivayetler sübut ve delalet bakımından problemlidir. Dolayısıyla "bu konu Sahabe tarafından da farklı anlaşılmıştır" şeklindeki tesbit gerçeği yansıtmamaktadır. Sahabe böyle bir hatadan bin kere münezzehtir!

4. "Ebediyet" kelimesi etrafındaki tartışma İbn Teymiyye ve talebesi İbnu'l-Kayyım ile başlamıştır. Evveliyatında Cehm b. Safvan'ın hem cennetin hem de cehennemin son bulacağı görüşü dışında bu kelimeyi cehennemin sonluluğu anlamında tartışan olmamıştır.

5. Cehennemin ebedi olmadığını söylemenin küfür olduğunu ben söylemiyorum. Ehl-i Sünnet alimlerinin eserlerinde bu mesele hakkında oldukça açık beyan ve hükümler var.

6. Hadi'l-Ervah ve içindeki deliller okunmuş ve gerekli şekilde cevaplandırılmıştır. Hatta bu, daha İbnu'l-Kayyım hayattayken yapılmıştır. Pek çok alim tarafından "müçtehid" olduğu söylenen Takiyyüddin es-Sübkî, el-İ'tibâr bi Bekâi'l-Cenneti ve'n-Nâr" adlı eserinde Hadi'l-Ervâh'taki hatalı yaklaşımı açık biçimde gözler önüne sermiştir. Ondan yüzyıllar sonra Muhammed b. İsmail el-Emîr, "Ref’ul-Estâr" adlı reddiye ile meselenin üstüne bir kere daha gitmiştir. Bu ikinci eser, sıkı bir Selefî ve İbn Teymiyye takipçisi olan el-Albânî tarafından tahkik ve neşredilmiştir. el-Albânî de orada İbn Teymiyye ve öğrencisinin hatalı olduğunu açık bir şekilde itiraf etmektedir.

http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=706
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
İslamoğlu sevgisi sadece bir başlangıç.. Arkası gelir..
Bu sevgi şöyle Ahmet Kaya, İbrahim Tatlıses misali "ben sadece müziğini sesini seviyorum, özel hayatı kişiliği beni ilgiledirmez" mantığına uymuyor.. Onu seven zihniyetinide sever.. Sonra kendisini bin yıllık İslam anlayışına muahlif bir çizgide bulur.. Ve bundan zevk almaya başlar.. Bi bakmışssın Eliaçık müridi olmuş bi bakmışsın Bayındırın çukurunda boğulmuş...

Elbette kaşını gözünü sevmiyorum,fikirlerini seviyorum.
Hilal Tv den uzun süre tefsirini takip ettim. Bir takım derslerini ve kitaplarını da okuyorum.
İslamoğlu gördüğüm kadarıyla sisteme karşı eğilip bükülen bir alim değil. Yeri geldi davası uğruna hapislerde de yattı. Bazılarının tavizler verdiği sıkıntılı zamanlarda tavizsiz bildiğini söyledi.
Yiğit alimleri severim.Dinlediğim kadarıyla derslerinde ahkamı şeriye ye ait yanlış bir şey yok.

Aklımızı cebine koymuyoruz tabiki. Beğenmediğimiz görüşleri olursa uygulamayız, olur biter.
 
K

Kaçak

Guest
Yok merak ediyorum artık ...
Ne zaman şu ebediyet konusunda İslamoğlunun kendi görüşünü yayınlama cesaretini gösterecek ?
Kendi görüşüm dediği yeri alıntılayıpta tüm bunlara rağmen adam böyle düşünüyor diyecek ?
Cidden merak ediyorum ...
 

Alper...

MarmaranınKralı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
9,574
Tepkime puanı
452
Puanları
0
Konum
İsLamBol
Web sitesi
cennetsarayi.blogcu.com
İslamoğlunun savunduğu görüşlerden biride, mezhepsizliktir.Yani kafamıza uyan hadisle istediğimiz gibi amel ederiz. kuranı kerimde Allah ; delilinizi getirin buyuruyor.Delilimiz mezhep imamlarımız ve onların tabi olduğu ashab ve tabiki Resulullahtır.Peki mezhepsizliği savunup, başı boş olanların delilleri nedir?onlar kimden delil getirecek?
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
İbnu Kayyım,cehennemin değil, kafirlerin cehennemde kalış sürelerinin sonsuzluğuna inanmaktadır.Bu meseleyle ilgili olarak allame Mustafa Sabri rahimehullah ''Yeni İslam Müctehidlerinin Kıymeti İlmiyesi'' isimli eserden biraz iktibas yapalım istedik.

''İbnu kayyım diyorki :'<<<<<<evet , bukadar açık ayetlere karşı kafirlerin cehennemde ebedi kalacaklarını ve oradan asla çıkamayacaklarını inkara kalkışmak imkansızdır.<dolayısıyla cehennem durdukça onlarda orada azap görecekler .Fakat zamanı gelince Allah Teala cehennemi yok edeceklerdir, bu suretle ayetlerin açık ifadelerine de uygun olarak 'kafirler için cehennemden çıkış ' olmayacaktır. '' Buna , ieçerisinde kalmakta olduğu hapishanesi zamanla yıkılan bir mahkum hakkında ''Hapisten çıktı' denilemez. şeklinde bir örnek vermektedir.(Hadil-Ervah186)

Bu noktada '' çok zavallı'' tabirini hakeden koca İbnul-Kayyım, bizzat kendisinin de itiraf ettiği, '' kafirlerin cehennemde ebedi kalmalarının , mantık gereği cehenneminde ebedi olmasını zorunlu kıldığını düşünemiyor.Bunu anlamak için İbnul Kayyım derecesinde bir alim ve mütefekkir olmayada gerek yoktur.Çünkü cehennemde kalış , ilmi tabiri üzere durum=hal ile yer=mahal arasında bulunan ve her iki tarafında varlığını gerekli /zorunlu kılan bir bağıntıdır(nisbettir)Kafirler , sonsuz olmayan cehennemde nasıl olurda sonsuza dek kalabilirler?....İbnul kayyım '' İçerisinde kalmakta olduğu hapishanesi zamanla harap olup yıkılan bir mahkum hakkında '' Hapisten çıktı denilemez'' diyor. ''Hapisten kurtuldu'2 denir ya! Oysa Cenabı Hak bir çok ayette ''..Onlar için kaçacak bir yer(de) yoktur/ Onların yeri ateştir'' İbrahim/21)
Hapishanesi ortadan kalkan bir mahkum ise hafifleyip rahatlamış ve hatta büsbütün kurtulmuş olmazmı?Peki cennetin bunlar hakında ki haramlılığı ve yasaklığı , cehennemin yıkılmasından sonra de geçerli değilmi?Ayette tahsis gerği 'ateşten başka yeri , sığınağı olmayan ' bu adamlar, cehennemin ortadan kalkmasından sonra Arafa da gidemezler, çünkü orada ateş bulunmayacaktır.Ölümde olmadığına göre artık bu yurtsuzlara , İbnul Kayyım 'ın hayalinden başka yer kalmıyor, acaba orada ateş varmıdır?'' Daha geniş malumat için Şeyhulİslamın ilgili kitabına bakılablinir.
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Açıkyürekle söylüyorum, ben İslamoğlunu beğenen ve imkan nisbetinde takip edenlerdenim.
(Bir arkadaşımız"forumda seveni yoktur" demişte. Ben varım)

Ve alimlik kimsenin tekelinde değildir.
İslamoğlunun alim olduğunu kabul etmeyenler varsa,saygı duyarım olabilir.
Ama herhelde icazet alırken o arkadaşa sormuyorlar.

yazımızı tekrar okursanız 'yok' denilmemiş...
islamoğlu sevdalılarının olmadını düşünüyoruz dedik...
görüldüğü üzere siz de sevdalısı değilsiniz ihvan:)
selametle...
 
Üst