Libya’nın Osmanlı’dan Koparılışı

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
libyanin-osmanlidan-kurtulusu.jpeg



Osmanlı Hakimiyetinden çıkan her İslâm toprağı, günümüzde bile devam eden iç savaşlar ve ekonomik sıkıntılar ile boğulmuştur. Batılı devletlerin tazyiki ve tahriklerine kapılan cahil insanların sebep olduğu bu kopmalar ve sahte özgürlükler neticesinde, milyonlarca müslüman bugün devlet nizamından yoksun ülkelerde yaşamaktadırlar. Ayrıca çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olmalarına rağmen, açlık seviyesinde yaşayıp, büyük bir fakirlik çekmektedirler.
Halbuki Osmanlı devleti himayesinde iken, devlet nizamı ve himayesi altında sulh içerisinde yaşamakta idiler. Ülkeleri sömürülmemiş ve halkın günlük hayat tarzına karışılmamıştır. Osmanlı Devleti adeta bir zırh gibi, İslâm dünyası ve Batılı devletler arasında dururken, ona bağlı Müslüman coğrafyasında yaşayan diğer halklar bu savaşa müdahil olmuyorlardı. Bunca rahatlık ve nimete rağmen maalesef, Osmanlı devleti idaresinde olan milyonlarca metrekare toprak, anavatanından koparılmış ve iç karışıklıklara mahkûm edilmiştir.
Abdülhamid Han’ın Tedbirleri
93 Harbinde yaşanılan hezimet sonrası, Libya (Trablusgarp) topraklarını ele geçirmek için fırsat kollayan İtalya, bu niyetini belli edince, Sultan Abdülhamit Han birçok tedbir faaliyetine başladı. Bölgedeki asker miktarını 10 binden, 20 bine çıkarttı. Ayrıca bölgedeki “Kuloğlu” askeri teşkilatını yeniden faal hale getirip, ihtiyaç halinde 40-50 bin kişilik kuvvet çıkaracak hale getirdi.
Bölgedeki Senusî tarikatı ile irtibata geçerek, silah ve cephane yardımında bulundu. Bu güçlerin padişaha olan bağlığı tazelenmiş oldu. Bölgeye tecrübeli komutanlar yollayarak takviye etti. Fransızlar ile amansız bir mücadeleye girmiş olan, Seyyid Ahmed Şerif ve kuvvetlerine ise gayri resmi olarak her türlü destek veriliyordu. Bu tedbir ve destek faaliyetleri ile Libya (Trablus) toprakları güvenli bir hale gelmişti.
İttihak ve Terakki’nin İhanet Silsilesi
İttihat ve Terakki Fırkası yönetimi ele alınca, Sadrazam olarak atadıkları İbrahim Hakkı Paşa ise Libya’yı adeta İtalyanlara peşkeş çekmişti. Önce Kuloğlu askeri teşkilatı lağvedildi. Ardından Yemen’deki çatışmalar bahane edilerek askerlerin büyük bir kısmı o bölgeye kaydırıldı. Ayrıca bölgeyi savunan toplar, daha yenisi getirilecek diye toplatıldı ama hiçbir zaman yenisi gelmedi.
Bunula yetinmeyen İttihatçı Sadrazam, İtalyanlara Libya’da liman yaptırdı ve sahilde dolaşan İtalyan gemilerine göz yumulmasını istedi. Böylece İtalyanlar, saldırı öncesi keşif yapma imkanıda buldular. Artık Sultan Abdülhamid Han’ın bütün güvenlik tedbirleri mahvedilmiş, Libya adeta gümüş tepside İtalyanlara sunulmuş oldu.
Oyun Masasında Alınan Haber
İtalyan Donanması, Libya kıyılarına gelip, Osmanlı devletine bir tehdit yollamıştı. Bu tehdidin olduğu mektup, İtalyan bir general ile briç oynayan İttihatçı Paşa’ya ulaştığı zaman, Paşa oyun bölünmesin diye zarfı açmamıştı. Oyun bitimi zarf açıldı ve Libya’nın elden gittiğini anlayan Paşa, istifasını vermek zorunda kalmış ve şu tarihi itirafta bulunmuştur.
“Eskiden Bizim Durumumuza Düşenin Kafası Vurulurdu”
İtalyan Ordusuna karşı senelerce direnen, Osmanlı’ya bağlı Senusî tarikatına mensup mücahitler, sonradan Şehîd Ömer Muhtar’ın riyasetinde senelerce işgal ordusuna karşı kahramanca savaştılar. Allahu Te’âlâ hepsinin gayretlerini cenneti ve cemâli ile mükafatlandırsın.
 
Üst