Latife hanımı, Atatürk çarşafa soktu!

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com
Latife hanımı, Atatürk çarşafa soktu!

Ahmet Almaz ilginç bir araştırmacı. Sabataistlere ait Bülbülderesi mezarlığına Türkiye'de ilk giren ve dönmelere ait mezar taşlarını ilk inceleyen kişi O.

Fatih Sultan Mehmet'in Yahudi asıllı hekimbaşı Yakup Paşa tarafından zehirlenerek öldürüldüğünü ilk iddia eden de O.

Ahmet Almaz'la zaman zaman görüşüyoruz. Her görüşmemizde çarpıcı bir iddia ile gelir karşımıza. Geçen gün TV programı vesilesiyle bir araya geldik.

Yine ilginç bir iddiayı gündeme getirdi.

İddiası şu; "Latife Hanım'ı Atatürk çarşafa soktu!"

Ahmet Almaz'a göre, Latife Hanım Atatürk'le tanışmadan önce Avrupa'da eğitim görmüş başı açık gezen biriydi. Hatta dönemin şartlarında dekolte sayılabilecek elbiseler giymekten hoşlanırdı.

Ta ki Mustafa Kemal'le tanışana kadar.

11 Eylül 1922'de, Türk ordusu İzmir'e girince, Başkomutan Mustafa Kemal'e İzmir'in en güzel köşkü olan Uşakizade Ailesi'nin köşkünde kaldı. Ailesi yurtdışında olan Latife Hanım köşkte Babaannesiyle birlikte kalıyordu. M. Kemal 20 gün bu köşkte kaldı. Burada tanıştılar. Mustafa Kemal ile Latife Hanım 29 Ocak 1923'te sade bir nikahla evlendiler.

Evlenmeden önce başı açık, dekolte sayılabilecek elbiseler giyen Latife Hanım'ın yerine nikahtan sonra çarşaflı ve kapalı fotoğraflarıyla yeni bir Latife Hanım geldi.

Çünkü Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanlığı Köşk'ünde başı açık bir kadının olmasını doğru bulmuyordu.

Nitekim, M. Kemal'le evli kaldığı sürece kapalı gezen Latife Hanım, Atatürk'ten boşandıktan bir süre sonra yeniden açılacaktır. Bu durum Ahmet Almaz'ın iddiasını, yani Latife Hanım'ın, Atatürk istediği için kapandığı iddiasını kuvvetlendiriyor.

Ancak bu kadarla da sınırlı değil. Ahmet Almaz'a göre Mustafa Kemal, evlenmeyi düşündüğü Amerikalı bir gazeteciden de "kapanmasını!" istemişti. (Almaz bu konudaki ayrıntıları yakında çıkarmayı planladığı kitabına saklıyor. Ancak muhtemelen bu yabancı gazeteci Kurtuluş Savaşı'nı izlemek üzere Türkiye'ye gelen Evelyn Anderson Barret'di.)

İddia ilginç. Hele bugünlerde yaşadığımız başörtüsü tartışmalarıyla birlikte daha da ilginçleşiyor.

O zaman buradan çıkaracağımız ders şu;

Sağcılar, solcular, liberaller, kapitalistler, hepimiz tarihi yeniden okumalıyız.

Ama en çok türban tartışmalarında ortalığı ayağa kaldıran Laikçiler ile Kemalistler okumalı.
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Ya ne Latife Hanım imiş, dillerden düşmüyor.

Kimi diyor başı açıktı, kimi diyor çarşaflıydı, şimdi bir de bu çıktı.

Atatürk'ü geçtik artık karısı da bir çıkış ve istismar noktası olmaya başladı.

Özgürlük için temel tezimiz Atatürk'ün eşinin başörtüsü mü, bundan medet mi umuyoruz? Bizler bırakalım bari artık Latife Hanım da başörtülüydü davasını, o nasıl olursa olsun bizim davamız haktır ve savnurken sağlam tezlerle savunmamız lazım. Onun bunun başörtülü olması bizim haklılığımızı ne azaltır ne artırır, boşverelim.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
İtilmişlik psikolojisi öyle bir yerleşmiş ki bak aslında şu da şöyleydi diye diye asılsız dallar arayıp duruyoruz.... :crying:

Tutunulacak yer belli aramaya hacet yok önümüzde :)
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
O zaman buradan çıkaracağımız ders şu;
Sağcılar, solcular, liberaller, kapitalistler, hepimiz tarihi yeniden okumalıyız.
Ama en çok türban tartışmalarında ortalığı ayağa kaldıran Laikçiler ile Kemalistler okumalı.

Evet, ben de sizinle aynı kanaatteyim, lütfen tarihi bir daha okuyun...Şöyle plajlarda mayolu hatunlarla yüzüldüğü günler filan!!! yani tarihi okuyacaksan, nutuktan sonrasını ve özellikle 30'dan sonrasını okuyacaksın, ve şunu bileceksin evlad, pragmatizm Atanın bize en büyük armağanıdır...
 

yıldız_y

Üye
Katılım
18 Eki 2007
Mesajlar
72
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Latife hanımın ne giydiği,nasıl olduğu bizi bağlamaz.Ama her fırsatta Atatürkün yolundan gitmiş olmak için(!) başörtüsünü istemediklerini savunan zümre var ya.işte onlar için araştırmak,çarpıtılmışları düzeltmek lazım.herkeze kendi anlayacağı dilden cevap vermek gerekmez mi?
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Latife hanımın ne giydiği,nasıl olduğu bizi bağlamaz.Ama her fırsatta Atatürkün yolundan gitmiş olmak için(!) başörtüsünü istemediklerini savunan zümre var ya.işte onlar için araştırmak,çarpıtılmışları düzeltmek lazım.herkeze kendi anlayacağı dilden cevap vermek gerekmez mi?

Fakat biz bu sefer biz çelişkiye düşmez miyiz?

Şöyle ki İslami kesim olarak Atatürk'ün birçok icraatını eleştirirken konu başörtüsüne gelince onu örnek göstermek, "onun da karısı başörtülüydü" demek sanki kendimizle çelişmekmiş gibi geliyor bana.
 

yıldız_y

Üye
Katılım
18 Eki 2007
Mesajlar
72
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
bence bu araştırmanın amacı Atatürkü örnek göstermek değil,her fırsatta Atatürkü örnek gösterenlere yanıt vermek.çünkü bu zümre insanları, kendi nefislerinin aldatmacalarını Atatürkçülük adı altında bize dayatmaya çalışıyorlar.aslında neyin ne olduğunu kendileride bilmiyorlar.'eğer onun için başörtüsünü istemiyorsanız,bakın Atatürkte istiyormuş.içiniz rahat olsun':O demek isteniyor.

velhasıl yerinde bir araştırma olduğunu düşünüyorum.birilerine doğrularla,belgelerle cevap vermenin zamanı çoktaaan geldi..;)
 

faruk

Üye
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Peki Atatürk'ün Latife hanımın çarşafını giyerek öldürlüme korkusuyla gizlice Topal Osman'dan kaçtığını biliyormusunuz?..Film gibi...

İpek Çalışlar, Latife Hanım'ın kız kardeşi Vecihe İlmen'e atfen şöyle anlatıyor:

"Beklenen oldu. Topal Osman çetesi Çankaya'yı kuşattı. Latife'nin kız kardeşi Vecihe de oradaydı. Vecihe İlmen yıllar sonra bir dost meclisinde o gün yaşadıklarını anlatmıştı. Bu anlatım Topal Osman olayının bilinmeyen bir yönünü gün ışığına çıkartıyor: Milli Mücadele'nin lideri tehdit altındaydı. Kısa bir tartışma yaşandı. Önemli olan Mustafa Kemal Paşa'nın yaşamıydı. Ona bir şey olursa zaten hiçbiri hayatta kalamazdı.

Dışardakilerle pazarlık başladı. Adet olduğu üzere, 'Kadınlar ve çocuklar önden çıksın,' dediler. Plan şuydu: Mustafa Kemal Paşa, kılık değiştirerek kadınlar ve çocuklarla birlikte dışarı çıkacaktı. Fakat evin içinde de birilerinin kalması gerekiyordu. Latife muhafızlarla birlikte evde kalmaktan yanaydı. 'Ben onları oyalarım,' diyordu. Mustafa Kemal Paşa önce şiddetle itiraz etti. Ancak Latife'nin inadını bilirdi. Vecihe bir çarşaf buldu, getirdi. Mustafa Kemal çarşafı giydi, baldızı Vecihe ve hizmetkâr kadınlarla dışarı çıktı.

Latife de bu arada onun kalpağını kafasına takmıştı. Erlerden birine, 'Mutfaktaki portakal sandıklarını getir,' dedi. Sandıkları pencerelerin önüne dizdiler. Evde ışıklar yanıyor ve bahçeden bakıldığında içerdekiler fark ediliyordu. Boyunun kısalığı dışarıdan fark edilmemeliydi. Latife, portakal sandıkları üzerinde bir ileri bir geri yürüyor, dışarıdan gelen habercilerle iletilen mesajları evde Mustafa Kemal varmış gibi alıp cevap veriyordu. Ölüm tehdidi altında çeteyi oyalamayı sürdürüyordu. O sırada Mustafa Kemal, Topal Osman'a karşı yürütülecek harekâtı planlıyordu.

Sonunda Topal Osman'ın adamları eve kurşun yağdırmaya başladı. Ardından eve girdiler. Mustafa Kemal'in gittiğini anlayınca çılgına dönüp ne buldularsa parçaladılar. Onların aradığı Mustafa Kemal'di. Ama ellerinden kaçırmışlardı.......
 

ubeyd_el_turki

Doçent
Katılım
28 Mar 2007
Mesajlar
720
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Daha ne gerçekler ne gizlenen bilgiler kitaplar var...

Tarih baştan başa değişecekte OLİGARŞİ korkuyor, yiyiciler, darbeciler korkuyor...

Gün gelecek bütün putlar yıkılacak...Hem de kendi elleriyle...
 
Üst