Ladikli Ahmet Ağa'nın arkadaşı Nesimi hazretleri

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Komünist Kuzey Kore ile Kapitalist Güney Kore savaşa tutuşmuş.

Komünist ülkeler yani başta Rusya ve doğu bloku Kuzey Kore'yi desteklemiş.

Kapitalist ülkeler yani başta ABD ve NATO ülkeleri Güney Kore'yi desteklemiş.

Türkiye ise NATO'da olmasının bedeli karşılığı mecburen bu savaşta taraf olup asker göndermek zorunda kalmış.

Bazı sufi ehli de hiç bir yerinde olmamamız gereken bu savaşa bir kutsiyet atfetmiş.

Bizim ile alakası olmayan bir meselede Güney Kore'yi sahiplenmiş.

Kerametler anlatılır olmuş.

O oradan uçtu kaçtı, bu buradan uçtu kaçtı vesaire vesaire...

Kerametler ile askerimiz korundu.

Düşünmezler ki savaşta peygamberimizin yüzüne gelen darbe ile giydiği zırhın kancaları yanağına girdi saplandı.

Yanağı yüzü kanlar içerisinde kaldı.

Sahabeden bir zat peygamberimizin yüzüne batan zırh halkalarını dişleri ile ısırarak çıkardı.

Ama bizim şeyhlerimize kurşun işlemez savaşta kılıç kesmez.

Peygamberimizde dahi olmayan üstün özellikleri vardır.

Hatta hatta Tokat'tan Kore'de ki savaşa manevi müdahalede bulunup askerlerimizi muzaffer eyler.

Yersen...

Selam ve dua ile...
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Komünist Kuzey Kore ile Kapitalist Güney Kore savaşa tutuşmuş.

Komünist ülkeler yani başta Rusya ve doğu bloku Kuzey Kore'yi desteklemiş.

Kapitalist ülkeler yani başta ABD ve NATO ülkeleri Güney Kore'yi desteklemiş.

Türkiye ise NATO'da olmasının bedeli karşılığı mecburen bu savaşta taraf olup asker göndermek zorunda kalmış.

Bazı sufi ehli de hiç bir yerinde olmamamız gereken bu savaşa bir kutsiyet atfetmiş.

Bizim ile alakası olmayan bir meselede Güney Kore'yi sahiplenmiş.

Kerametler anlatılır olmuş.

O oradan uçtu kaçtı, bu buradan uçtu kaçtı vesaire vesaire...

Kerametler ile askerimiz korundu.

Düşünmezler ki savaşta peygamberimizin yüzüne gelen darbe ile giydiği zırhın kancaları yanağına girdi saplandı.

Yanağı yüzü kanlar içerisinde kaldı.

Sahabeden bir zat peygamberimizin yüzüne batan zırh halkalarını dişleri ile ısırarak çıkardı.

Ama bizim şeyhlerimize kurşun işlemez savaşta kılıç kesmez.

Peygamberimizde dahi olmayan üstün özellikleri vardır.

Hatta hatta Tokat'tan Kore'de ki savaşa manevi müdahalede bulunup askerlerimizi muzaffer eyler.

Yersen...

Selam ve dua ile...


İmzamı atıyorum teşekkürler sn Eba..yalnız peygamberler avamı temsil ediyor malum!?
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Komünist Kuzey Kore ile Kapitalist Güney Kore savaşa tutuşmuş.

Komünist ülkeler yani başta Rusya ve doğu bloku Kuzey Kore'yi desteklemiş.

Kapitalist ülkeler yani başta ABD ve NATO ülkeleri Güney Kore'yi desteklemiş.

Türkiye ise NATO'da olmasının bedeli karşılığı mecburen bu savaşta taraf olup asker göndermek zorunda kalmış.

Bazı sufi ehli de hiç bir yerinde olmamamız gereken bu savaşa bir kutsiyet atfetmiş.

Bizim ile alakası olmayan bir meselede Güney Kore'yi sahiplenmiş.

Kerametler anlatılır olmuş.

O oradan uçtu kaçtı, bu buradan uçtu kaçtı vesaire vesaire...

Kerametler ile askerimiz korundu.

Düşünmezler ki savaşta peygamberimizin yüzüne gelen darbe ile giydiği zırhın kancaları yanağına girdi saplandı.

Yanağı yüzü kanlar içerisinde kaldı.

Sahabeden bir zat peygamberimizin yüzüne batan zırh halkalarını dişleri ile ısırarak çıkardı.

Ama bizim şeyhlerimize kurşun işlemez savaşta kılıç kesmez.

Peygamberimizde dahi olmayan üstün özellikleri vardır.

Hatta hatta Tokat'tan Kore'de ki savaşa manevi müdahalede bulunup askerlerimizi muzaffer eyler.

Yersen...

Selam ve dua ile...

Kardeşim bu itikad meselesidir. Kerameti inkar etmekle ehli sünnetten çıkmış oluyorsun. Biz her işlerinde keramet vardır şeyhlerin demiyoruz zaten ama inkar da etmiyoruz kerameti.

bu tıpkı senin de örnek verdiğin gibi peygamberlerin Allahın izni ile mucize göstermeleri ama bazen de sıradan insanların maruz kaldığı belaları göğüslemeleri gibi bir durum. Şimdi sen kalkıp da efendimizin yüzüne saplanan demir parçaları yüzünden efendimize verilen bazı mucizevi olayları inkar eder misin?
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
AVAM kelimesine mi takıldınız?

Keşke takılmadan, eleştirmeden önce AVAM dan kastınız nedir diye sorsaydınız

Sn Son Fedai benim sizinle konuşabileceğim hiç bir şey kalmadı takılmak değil külliyen sizin fikirlerinizden beriyim..
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de; “Cinlerden bir ifrit, ‘Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.’ Dedi. Kitaptan ilmi olan kimse ise, ‘Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getirebilirim’ dedi. (Süleyman) onu (Melikenin tahtını) yanı başına yerleşivermiş görünce, ‘Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbin müstağnidir (şükre ihtiyacı olmayan), çok kerem sahibidir.” (Neml, 27/39-40) buyurulmaktadır.


Burada ifritlerin neler yapabileceğine işaret edilmekle beraber, celp ilmini bilen bir alimin de onlardan daha seri olarak bazı işleri yapabileceği anlatılmaktadır. Nitekim tefsirciler bu işi yapan kişinin Hz. Süleyman’ın adamlarından biri olduğuna kanidirler. Ancak bu kişinin kim olduğu hakkında değişik şeyler söylenmiştir. İbn Mes’ud (r.a) bunun Hızır (a.s) olduğunu söylemiştir(4). İbn Abbas’ın meşhur görüşüne göre ise, bu kişi, Hz. Süleyman’ın vezirlerinden Asaf b. Berhıya’dır ki, sadık ve doğru bir kişiliğe sahiptir.(5) Tefsircilerin çoğunluğu bu isim üzerinde birleşmektedir. Aradaki mesafenin ise, iki aylık bir mesafe olduğu kaydedilmektedir.(6) Bu zat, dua edildiği zaman Allah’ın mutlaka kabul edeceği “İsm-i A’zam” duasını biliyordu. Hz. Süleyman’ın bir mucizesi olarak veziri böyle bir keramet göstermiştir.

şimdi kerameti inkar etmekle elimize ne geçiyor bir daha düşünün.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
AVAM kelimesini herkesin bildiklerini (Şeriat) bilen manasında kullandım.

İkinci satırda yazdığım zaten aynı manada kullanılıyor

Şeriatı bilen kimse illa ki Allah CC ilim verdiği kulların tüm ilmini bilecek diye bir kural kaide yok heralde

...
...
Übey b. Kâ´b, Resulullah (s.a.v.)m bu kıssayı şöyle anlattığını rivayet etmektedir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki: "Musa Peygamber bir kere İs-railoğullan içinde hutbeye çıkmıştı. Kendisine "En çok âlim olan kimdir " diye soruldu. "En âlim benim" diye cevap verdi. Bu husustaki ilmi "Allah daha iyi bilir" diyerek Allah´a havale etmediğinden dolayı Allah teala ona sitem etti. Allah teala: "İki denizin bitiştiği yerde kullarımdan biri var o senden daha âlimdir" diye ona vahyetti. Musa: "Ya rabbi ona nasıl yol bulayım " dedi. "Ona: "Bir zenbil içinde bir balık taşı. Onu nerede kaybedersen o kulum oradadır" denildi. Musa (a.s.) gitti. Genç arkadaşı Yûşâ b. Nûn´u da birlikte götürdü. Bir zenbil içine de bir balık koyup aldılar. İ -
http://www.haznevi.net/icerikoku.aspx?KID=5347&BID=62#sthash.FnvdUp8Y.dpuf
Allah CC ın bir kuluna bir peygamberinden çok ilim vermesi o kulun bir peygamberden daha yüksek makamda olduğunu göstermez
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Uhud savaşında sahabeler bir zırh giyerken peygamberimiz üst üste iki zırh giydi.

Neden üst üste iki zırh giyme ihtiyacını hissetti.

Allah, peygamberimizi korumaz mıydı.

Bu tedbire neden gerek duydu.

Biraz düşünün...

Selam ve dua ile...
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Lafons burada ne konuşuluyor sen neden bahsediyorsun?!
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de; “Cinlerden bir ifrit, ‘Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.’ Dedi. Kitaptan ilmi olan kimse ise, ‘Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getirebilirim’ dedi. (Süleyman) onu (Melikenin tahtını) yanı başına yerleşivermiş görünce, ‘Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbin müstağnidir (şükre ihtiyacı olmayan), çok kerem sahibidir.” (Neml, 27/39-40) buyurulmaktadır.


Burada ifritlerin neler yapabileceğine işaret edilmekle beraber, celp ilmini bilen bir alimin de onlardan daha seri olarak bazı işleri yapabileceği anlatılmaktadır. Nitekim tefsirciler bu işi yapan kişinin Hz. Süleyman’ın adamlarından biri olduğuna kanidirler. Ancak bu kişinin kim olduğu hakkında değişik şeyler söylenmiştir. İbn Mes’ud (r.a) bunun Hızır (a.s) olduğunu söylemiştir(4). İbn Abbas’ın meşhur görüşüne göre ise, bu kişi, Hz. Süleyman’ın vezirlerinden Asaf b. Berhıya’dır ki, sadık ve doğru bir kişiliğe sahiptir.(5) Tefsircilerin çoğunluğu bu isim üzerinde birleşmektedir. Aradaki mesafenin ise, iki aylık bir mesafe olduğu kaydedilmektedir.(6) Bu zat, dua edildiği zaman Allah’ın mutlaka kabul edeceği “İsm-i A’zam” duasını biliyordu. Hz. Süleyman’ın bir mucizesi olarak veziri böyle bir keramet göstermiştir.

şimdi kerameti inkar etmekle elimize ne geçiyor bir daha düşünün.
@Ebu Computer kardeş yukarıdaki yazıyı okuduğundan emin olmak istediğim için tekrar alıntıladım.
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Evet Hz. Musa AS ı kapsamıyor

Çünkü O bir peygamberdir. Onun görevi başkadır

Hızır AS is başkadır

Onun görevi makamı itibarı ile bambaşkadır

Aynı Hızır AS gibi Allah CC emirlerini yerine getirmek için insanlar arasından görevli kişiler seçmiştir


Bence değil

Bence Musa AS bizim gibi Avam kesimi temsil ederken, Hızır AS ise Allah CC tarafından görevli, makam mertebe sahibi kimseleri kapsıyor

Bir başka düşünceye göre ise Musa AS şeriat ehlini, Hızır AS ise tasavvuf ehlini kapsıyor

Ben de bu açık ve net sözleri ara ara güncelliycem malum her zaman bu kadar net konuşan olmuyor..
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @lafons7275

Mahmud efendinin benim gönlümde ayrı bir yeri vardır, Allah ondan razı olsun.

Mahmud efendiden hiç bir zaman ''O oradan uçtu, bu buradan kaçtı, şu oradan atladı.'' türünde akla mantığa uymayan sohbetler duymadım.

Sohbeti ayettir, hadistir ve sahabe hayatıdır.

Şu harikulade olaylara bel bağlamayı bırakın.

İmanınızı zedelemeyin.

Selam ve dua ile...
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
...
...
Übey b. Kâ´b, Resulullah (s.a.v.)m bu kıssayı şöyle anlattığını rivayet etmektedir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki: "Musa Peygamber bir kere İs-railoğullan içinde hutbeye çıkmıştı. Kendisine "En çok âlim olan kimdir " diye soruldu. "En âlim benim" diye cevap verdi. Bu husustaki ilmi "Allah daha iyi bilir" diyerek Allah´a havale etmediğinden dolayı Allah teala ona sitem etti. Allah teala: "İki denizin bitiştiği yerde kullarımdan biri var o senden daha âlimdir" diye ona vahyetti. Musa: "Ya rabbi ona nasıl yol bulayım " dedi. "Ona: "Bir zenbil içinde bir balık taşı. Onu nerede kaybedersen o kulum oradadır" denildi. Musa (a.s.) gitti. Genç arkadaşı Yûşâ b. Nûn´u da birlikte götürdü. Bir zenbil içine de bir balık koyup aldılar. İ -
http://www.haznevi.net/icerikoku.asp....FnvdUp8Y.dpuf

Ne diyor hadiste

HIZIR AS MUSA AS DEN DAHA ALİMDİR

Yani Hızır AS bilen, Musa AS bilmeyen konumundadır demiyor mu?

Sen şimdi bunu alırsın Musa AS hiçbirşey bilmiyor, Hızır AS biliyor diye anlarsın
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Keramet var mı yok mu konuşuluyor.


Lafons sen her zamanki gibi konuyu en olmayacak yerden anlıyorsun hayır komik olan şu ki her şeye de yazma cesareti gösterebiliyorsun, tartışma kültürüne vurulan bir tokatsın..
 
Üst