bayraktar bayrakli, mehmet okuyan,
giresunlu; yasar nuri, aziz nesin, hulki cevizoglu, emine senlikoglu, cübbeli ahmed
tefsirin halleri adli bir sohbeti vardi, tam 2,5 saat
yattigimda herhalde sabahin ucuydu
kafam allak bullak olmustu
bütün görüs sahiplerinin kuran'dan delil bulma noktasinda bir sikintilari varmi? yok
peki neden bu böyle? kuran hasa spekülasoyna acik bir metin midir
ve bunun üzerine gelisen bir sohbet ve bende biraktigi kafa karisikligi
Eğer yüzyüze konuşmasından bahsetmiyorsan, tefsirin tarihsel sürecini işlediği bir dizisi vardı ondan bahsediyorsak aynı sohbetleri ben de dinledim.
Mustafa Hoca çok Realist bir adam.
Nasıl diyeyim, mesela basit bir örnek, evrim bugün bizim gibi 3.sınıf teolojik davranışlar sergileyen
ülkelerde amanııın öcü, kafir, pis ateist yaftasıyla eşdeğer gibi algılansa da bir ilahiyat, bir tefsir profesörü düşünün ki
evrimci diye tanımı yapılan her hangi bir deist ya da ateistten daha fazla evrimin Kur'anda işaret edildiğini, Allah'ın açıkca vurguladığını anlatmak için çabalasın,
bundan da kim hakkımda ne düşünecek diye zerre kadar kaygı duymasın.
Allah'ın Kur'anı vahyettiği dönemdeki toplumun algısına göre nasıl bit text kullandığını çatır çatır tüm gerçekliği ile hayal peşinde koşanların yüzlerine çarparcasına
çok anlatmışlı vardır. Mesela Onlara ölüler demeyin ayeti, salavat ayeti vs gibi...
Yani elindeki metni realize etmek için, güne indirmek için , içine anlam dediğimiz şeyi katabilmek için çaba harcayan bir adam.
Etiketleri ve ritüelleri çok önemsemediği için aykırılıkla sivrilmemek adına kendini hep gelenekselin içinde göstermeye çalışması,
birden ananevi yaklaşıma yıkıcı bir yaklaşım göstererek itici olmak istememesine bağlıyorum ben, aslında çok aykırı ve realist bir adam.
Geleneği de, kendini de çok sık sorguluyor, tefsiri ait olduu çağın siyasi ve insan kalitesi paralelinde ele alışı çok kaliteli ve gerçekçi,
bir meselede Taberi'den girip, Razi'den çıktığında olayın vehametini çırılçıplak seriyor zaten, sonra ne diyeceğiz şimdi bu duruma, bu saçmalığı nasıl açıklayacağız
pozisyonuna kadar getirip soruyor bile kendi kendine...
Bu durumda çoğu zaman her aslında akıllı-zeki-tutarlı ama gelenekçi görünenin yaptığı tipik "Pascal Kumarı" tavrını takınıyor ve,
bi yerde "aman abi gelenek bozulmasın o şöyle dursun" diyor, en hoşuma gitmeyen tutumu bu olsa da, takip edilesi bir abimiz, kaçırmıyoruz efem,sayılı değerlerden biridir.
Oturmuş lehçesi de samsun-ordu-giresun arası gidip geliyor hemen belli ediyor kendini, bu da ayrı bir sempatiklik göstergesi.
@
Kaptan dinlemesi çok zor ve çetrefilli olsa da Ali Akın ve Mikail Bayram'ı tavsiye ederim bazı teşhisler açısından.