Kuruluş Hizmetkârları Alplerimiz

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
kurulus-hizmetkarlari-alplerimiz.jpeg



Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Bey ve bağlı bulunduğu Kayı boyuna mensup diğer Alplerin, küçük bir beylikten, büyük bir cihan devletine doğru giden yolda, büyük hizmetleri ve fedakarlıkları mevcuttur. Onların hayatları ve mücadeleleri, biz torunları için sadece bir tarih değil, şuur kazanmamız için bir vesile ve çocuklarımıza anlatmamız gereken önemli derslerdir. Bu şanlı tarihte geçen nice alpler ve mücahidler vardır ki, isimleri unutulmuş veya hakkında fazla malumat olmaması sebebiyle, gençlik tarafından gerektiği gibi yâd edilmemektedir. Yaptıkları hizmet ile Rablerine kavuşmuş, gâzîlik ve şehîdlik mertebeleri ile şereflenmiş ve biz torunlarına bu mübarek vatan topraklarını miras olarak bırakmışlardır.
Turgud Alp
Osman Gazi’nin en yakın silah arkadaşlarından biri idi. Osman Gazi Bilecik’in fethi ile meşgul olurken onu İnegöl’ü zaptetmek üzere görevlendirmişti. Turgud Alp süratle gelerek şehri kuşattı. Az sonra Bilecik ve Yarhisar’ı zapteden Osman Gazi de gelerek kuşatmaya katıldı ve gazilere yağma iznini verdi. Osman Gazi’nin de katılmasıyla daha da gayrete gelen gaziler kısa sürede İnegöl’ü zaptettiler. Kalenin tekfuru öldürüldü. Zira o, yıllardır Müslümanlara büyük eziyetler vermiş olup pek çok kimseyi de şehit etmişti. [1] Osman Gazi, İnegöl’ün idaresini Turgud Alp’e verdi. Bundan dolayı İnegöl yöresi Turgud ili şeklinde anıldı. Uzun bir süre İnegöl’ün idaresinde bulunan Turgud Alp’in zaman zaman gaza hareketlerine de katıldığı anlaşılmaktadır.
Nitekim 1325’te Orhan Gazi ile birlikte Atranos’un fethine katıldı. Buranın fethini özellikle Osman Gazi çok arzu etmekteydi. Zira tekfurun babası Koyunhisar harbinde yeğeni Bayhoca’nın şehadetine sebep olmuştu. Orhan Gazi kale önünde göründüğünde tekfuru dağa kaçarak beklemeye başladı. Maksadı gazilerin çekilmesinden sonra tekrar dönerek kaleye sahip olmaktı. Ancak Orhan Gazi kendisini takip ederek tekfuru ve karşı koyanları ortadan kaldırdı. Kale halkına aman vererek yerlerinde kalmalarını sağladı. Burası o tarihten itibaren Orhaneli adıyla anılmıştır. [2] Turgud Alp bu zaferden sonra gazileriyle birlikte Bursa muhasarasına katıldı ve fetihte bulundu. [3] Uzun bir ömür süren Turgud Alp İnegöl yöresindeki hal ehli velilerden Geyikli Baba’ya samimiyetle bağlı idi.
Saltuk Alp
Osman Gazi’nin sadık silah arkadaşları arasındadır. Tarihlerde ismine fazla rastlanmaz. Muhtemelen devamlı Osman Gazi’nin yanında bulunmuş olmalıdır. Osman Gazi Sakarya vadisine sefere çıktığında ülkenin güvenliğini sağlamak üzere oğlu Orhan Gazi ile birlikte Köse Mihal ve Saltuk Alp’i görevlendirmişti. Gerçekten de fırsattan istifade etmek isteyen Çavdarlu Tatarları gelerek Karacahisar pazarını yağmaladılar. Bu sırada Eskişehir’de olan Orhan Gazi süratle gelerek yağmacıları Oynaşhisarı denilen mevkide yakaladı. Mihal Gazi ve Saltuk Alp’le birlikte eşkıya grubunu kısa sürede dağıttılar. Reisleri başta olmak üzere pek çoğunu da esir ederek Karacahisar’a döndüler. [4]Bursa’nın fethinde bulunan ve Osman Gazi’nin son nefeslerinde yanında olan Saltuk Alp’in adına, bu tarihten sonra kaynaklarda rastlanmamıştır.
Aygud Alp
İlk fetihlerden itibaren Osman Gazi’nin yanında yer alan namlı yiğitlerden biridir. Nitekim Osman Bey hükmü altında bulunan beldeleri silah arkadaşlarına dirlik olarak verirken Aygud Alp’e de İnönü kalesini vermiştir. [5]
Aygud Alp, muhtemelen uzun bir süre İnönü’nün idaresi ve imarı ile meşgul olmuştur. Onu son olarak İzmit’in fethinde görmekteyiz. Orhan Gazi 1328’de uzun süredir gazilerin hedefi ve Akçakoca’nın da vasiyeti olan İzmit’i (İznikmid) almak üzere harekete geçmişti. O, kuşatmanın uzun sürebileceğini hesaplayarak denizden ve karadan gelebilecek bütün yardım yollarını kesmeyi amaçladı. İzmit o sırada Kayserlerin soyundan Belakonya adında bir prensesin yönetimindeydi. Yakınında bulunan ve Koyunhisar denilen kalede ise prensesin kardeşi Kalayun hüküm sürüyordu. Emrinde bulunan güçlü bir ordu ile sık sık Müslüman köylerine saldırıda bulunduğu gibi fırsat bulduğu zaman çevrede dolaşan Türk sipahilerine de saldırmaktan da geri durmuyordu. Onun zararını ortadan kaldırmak ve muhasara sırasında yardımını engellemek isteyen Orhan Gazi, Aygud Alp ile oğlu Kara Ali’yi Koyunhisar’ın fethiyle görevlendirdi.
Kalayun kendisine sonsuz bir güven duyduğundan ve yıllardır Türklere karşı çarpıştığından teslim tekliflerini reddetti. Bir taraftan kalesini tahkim ederken diğer taraftan da bizzat muhariplerinin başında olarak kaleden Türklere ok yağdırmaya başlamıştı. Ancak daha savaşın başında göğsüne isabet eden bir okla vurularak, kale burcundan aşağıya yuvarlandı. Şaşkınlık içerisinde kalan müdafiler ne yapacaklarını bilemeyip kale kapısını gazilere açtılar. Böylece Koyunhisar neredeyse hiç savaşılmadan fethedilmiş oldu. Aygud Alp Kalayun’un kesik başını Orhan Gazi’ye getirdi. [6]Orhan Gazi bunu bir mızrak ucuna takarak İznik önüne dikti. Prenses Belakonya bu hali görünce derin bir üzüntü içerisinde hayatına dokunulmaması kaydıyla şehrin kapısını Türklere açtı. [7] Oğlu Kara Ali, kendi döneminde de pek çok fetihlere katılan namlı kumandanlardandır. Aygud Alp’in soyundan gelenler, devletin çeşitli kademelerinde önemli görevler üstlenmişlerdir.
Kara Ali
Aygud Alp’in oğludur. Osman Gazi’nin ilk fetihlerinden itibaren başarıları ile adından sıkça bahsedilen komutanlardan biridir. 1308’de Osman Bey’in emriyle Ulubat civarında Kite tekfuruna bağlı memleketlerden Galios/Alyos adasını zaptetmekle görevlendirildi. Kaleyi sulhen fetheden Kara Ali büyük kilisenin rahibini ailesi ile beraber Osman Gazi’nin huzuruna getirdi. Osman Gazi rahibin güzel kızını bu genç bahadırla evlendirdi. [8]
Kara Ali aynı yıl Osman Gazi’nin Leblebici hisarı, Lefke, Çadırlı, Mekece, Akhisar ve Geyve’nin fethi ile neticelenen seferine iştirak etti. Geyve’den sonra Tekfur pınarı muhasara olunduğunda İlhanlı hükümdarı Olcayto Han’ın Çoban Bey idaresinde büyük bir orduyu Anadolu’ya sevk ettiği haberi alındı. Bunun üzerine Tekfur pınarının zaptını Kara Ali’ye bırakan Osman Gazi geri döndü. Kısa bir müddet içinde Tekfur pınarını zapteden Kara Ali elde ettiği ganimetleri Osman Gazi’ye gönderdi. Hizmetlerine mükafat olarak Tekfur pınarı ve çevresi bu genç bahadıra timar suretiyle verildi. Kara Ali bundan sonra idare ettiği bölgenin etrafını fethetmekle uğraştı. Geyve’ye tabi kalelerden Yenikale, Önde ve Yanıkçahisar’ı Osman Gazi’nin memleketleri arasına kattı.
Orhan Gazi dönemindeki fetih hareketlerine de Kara Ali Bey’in aktif olarak katıldığı görülmektedir. Nitekim Koyunhisarı kalesini babasıyla birlikte fetheden Kara Ali, bu muzafferiyetle İzmit’in fethini de kolaylaştırmış oluyordu. Zira kardeşi Kalayun’un kesik başını gören İzmit kalesi kumandanı Prenses Belakonya, şehri Türklere teslim etti. İzmit ve çevresinin fethi ile buralardaki muharip Rumların Hereke kalesine yerleştikleri ve burayı iyice tahkim ederek üs edindikleri haberi Orhan Gazi’ye ulaşınca burayı zaptetmek üzere Kara Ali Bey görevlendirildi. Süratle gelerek kaleyi kuşatan Kara Ali Bey hücum üzerine hücum tazeleyerek kaleyi bir an önce fethetmek istedi. Ancak bu sırada gözüne ok isabetiyle yaralandı. Tarihlerin ifadesiyle arslanları tava getiren yiğiti, bu acı da durduramadı ve harekata devamla kaleyi kısa sürede düşürürken, aman dileyenlere dokunulmamış karşı koyanlar ise kılıçtan geçirilmiştir. Kaledeki savaşçılar İstanbul yönüne doğru çekilip giderlerken halk ise kalede kalarak Türklerin idaresinde yaşamayı kabul etmiştir. [9]
Kara Ali’nin ismi son olarak Orhan Gazi’nin Bizans ile yaptığı Pelekanon meydan muharebesinde geçer. Kara Ali’nin oğlu Kara Timurtaş Rumeli fatihlerindendir. Fevkalade başarılarıyla Osmanlı devletinde vezirlik ve beylerbeyiliği uhdesine alan ilk kişidir.
Dipnotlar
[1] Âşıkpaşazade, Tevârih-i Âl-i Osman, s. 16.
[2] İbn-i Kemal (Turan), s. 139.
[3] Âşıkpaşazade (Âli), s. 28.
[4] İbn-i Kemal (Turan), s. 160.
[5] Hoca Sadettin (Parmaksızoğlu), s. 37.
[6] Müneccimbaşı (Erünsal), s. 87.
[7] Osmanlı Tarihi, 1/122.
[8] Osmanlı Devleti Tarihi (Üçdal), s. 81.
[9] Müneccimbaşı (Erünsal), s. 88.
 
Üst