Kurşun Dökmek

dilhuba

Profesör
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
2,630
Tepkime puanı
20
Puanları
0
Konum
Manisa
Web sitesi
mustafababuroglu.sitemynet.com
Kurşun Dökmek

Halkımız arasında “göz değmesi, göze gelme” diye adlandırılan bir “NAZAR” inancı vardır. Nazar isabet eden kimsenin kendisine, malına veya eşyasına bir zarar geleceğine inanılır. Bu nedenle nazarın isabetinden ve etkisinden korunmak üzere bazı tedbirlere başvurulmaktadır. Bunlar korunma ve kurtulma tedbirleri olmak üzere iki kısma ayrılır.


Korunma tedbirleri olarak çocuklara, at, dana, inek, vb. hayvanlara, ev, dükkan, otomobil gibi eşyaya nazar boncuğu, at nalı, üzerlik otundan yapılan kolyeler takılmakta bazı yörelerimizde de özellikle çocuklara kurt, ayı, kartal, leylek gibi hayvanların diş, tırnak ve kemiklerinden yapılan nazarlıklar takılmaktadır. Böylece nazarın isabetinden korunulacağına inanılmaktadır. Ayrıca nazar muskalarının da kullanıldığı görülmektedir. Nazar isabetinden kurtulmak için ise, kurşun veya mum döktürülmekte, nefesi keskin (izinli denilen) hocalara okutulmaktadır.Bazı yörelerimizde de “tuz çatılmakta”, “un yakılmakta” , “üzerlik otu” yakılarak dumanı ile tütsülenilmektedir.

En yaygın olan uygulama kurşun veya mum dökme adetidir. Bu iş şöyle yapılmaktadır:

Nazar isabet eden hasta (genellikle çocuklar), kurşun dökücüsünün önüne oturtulur. Başı bir örtü ile kapanır. Çocuğun başı üzerinde tutulan ve içinde su bulunan kaba, ocakta eritilen kurşun dökülür. Kurşun döküldükten sonra oradakiler hep beraber;

“Kem göz çatlasın

Nazar eden patlasın”

diye beddua ederler. Bazı yerlerde de yaygın olarak nazarlıkotu yakılır. Dumanı ile hasta tütsülenir. Bu esnada çabuk çabuk,

“Üzerliksin havasın

Her dertlere devasın

Ak göz, kara göz,

Mavi göz, ela göz

Hangisi nazar etmişse

Onların nazarını boz”

denilmektedir. Şu tekerleme de söylenilmektedir:

“Elemtere fiş

Kem gözlere şiş

Üzerlik çatlasın

Nazar eden patlasın”(4).

Bu konuda şunu ifade etmek isterim ki, nazardan korunmak veya kurtulmak için çeşitli nazar boncukları, diş, kemik, tırnak ve üzerlik otu gibi nesneleri takmak dinimiz açısından doğru değildir. Çünkü İslâmda fayda ve zarar Allah’ın takdiriyle tecelli eder. Bundan ayrılıp birtakım nesnelerden medet ummak yanlıştır, hurafedir. Zira Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S), nazar boncuğu gibi birtakım nesneleri takarak, hastalıktan kurtulmaya irikad etmeyi men etmişlerdir.

Allah Elçisi şöyle buyuruyor:

“Efsun yapmak, nazar boncuğu takmak, kadınların kocalarına kendilerini sevdirmek için sihir yapmak, ŞİRK (Allah’a ortak koşmak)tır”(5).

Ancak bir hususa değinmekte yarar görüyorum. Çünkü halkımız “nazar var mıdır, varsa İslâm’ın Bakış açışı nedir?” diye çok soru sormaktadır.

Bu konuda Peygamberimiz şöyle buyuruyorlar: “Nazar haktır (gerçektir).”

“Nazar insanı mezara, deveyi kazana koyar”(6) Öyleyse “İsabet-i ayn” denilen nazar vardır ve gerçektir. Peki mahiyeti ve İslâm’a göre korunma çaresi nedir? Bunu en yetkili merci olan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun, konuya ilişkin sorulan bir soruya verdiği cevaptan öğrenelim.

“Mahiyeti ve nasıl olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, nazar veya göz değmesi, yani bazı kimselerin bakışları ile bazı olumsuz etkilerin meydana gelmesi dinen de kabul edilmektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de (Kalem Sûresi, Ayet: 51-52)

“... İnkar edenler Kur’ân’ı dinlediklerinde, neredeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi” buyrulmaktadır.

Hz. Aişe (R.A.)’nin naklettiği bir hadis-i şerifte de Hz. Peygamber (S.A.S) “Nazardan Allah’a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır.” (İbn Mâce, 2/1159 Hadis No: 3508) buyurmuştur.

Resulullah (S.A.V)’ın nazar değmesine karşı, “Ayetü’l Kürsr ‘ ile ihlâs ve Muavvizeteyn (yani Felak ve

Nas) Sûrelerini okuduğu ashabına da bunları okumalarını tavsiye buyurduğu (Tecrid tercemesi, 12/90, Hadis No: 3508) buyurmuştur.

İslâm bilginleri, nazarın etkisinden korunmak veya nazar isabet etmiş ise kurtulmak için Kalem Sûresinin 51. ve 52. âyetlerinin okunmasını da tavsiye etmişlerdir.

“Büyük velilerden Hasan Basri Hazretleri, nazara karşı Kalem Sûresi’nin 51. ve 52. âyetlerini okur ve nazardan etkilenen kimselere de okunmasını tavsiye ederdi”(7)

Bu âyetlerle ilgili olarak “Esrar-ı Muhammediye” adlı eserde şöyle denilmiştir:

“Bu âyet-i kerime (Kalem Sûresi 51. ve 52. âyetleri) de nazarın def’i içindir. İster yazmak suretiyle taşınsın, ister o âyetin okunduğu okunmuş suyla yıkanılsın veya o âyetin okunduğu sudan içilsin hep aynıdır. Nazarın etkisinden korunmak için tavsiye edilmiştir(8).

Kalem Sûresinde adıgeçen âyetlerin okunuşu:

“Ve in yekâdülleziyne keferû leyüzlikûneke biebsâ-rihim lemmâ semiu’z-zikre veyekûlûne innehü le-mecnun. Ve mâ hüve illâ zikrun li’l âlemin.”

Âyetlerin anlamı: “Hakikat, o küfredenler zikri (Kur’ân ‘ı) işittikleri zaman az kalsın seni gözleriyle yıkacaklardı. Halbuki O (Kur’ân) âlemler için (ins-ü cin için)(mahzı) şereften (öğütten) başka birşey değildir” (9) (Kalem Sûresi, âyet: 51, 52).

İnsan hoşuna giden birşeye bakarken nazarı değmemesi için “Maaşâallah, La kuvvete illâ billah” demelidir. Bu Peygamber Efendimiz’in okuduğu bir duadır.

“Nazar değmemesi için çocuklara nazarlık veya boncuk takılması ise cahiliyet devri âdetlerindendir. (Yani batıl âdettir). Bu itibarla hiçbir faydası olmadığı gibi, dinen de caiz değildir.

Hastalanan kimselere Cenâb-ı Hak’tan şifa umarak, Kur’ân-ı Kerim ve şifa ile ilgili dualar okumak caizdir. Halkı kandırmak, başkalarına zarar vermek, gaibten haber vermek, falcılık ve sihir yapmak... gibi işler ise dinen haramdır. Bu tür maksatlar için üfürükçülük yapmak dinen caiz olmadığı gibi, kanunen de suçtur. Bu itibarla, sihirbazlık ve sihirle ilgili üfürükçülüğü meslek ve sanat edinen ve böylece saf kimseleri kandırarak menfaat sağlayan kişilerin ilgili mercilere bildirilmesi gerekir”(10).


--------------------------------------------------------------------------------

(4) Türk Halk Bilimi, Sedat Veyis Örnek, s. 168.

(5) Fethü’l-Kebir, c. l, s. 304.

(6) a.g.e., c. l, s. 253.

(*) Bakara Suresinin 255. âyeti.

(7) Nazar ve Büyü, Bayram Altan, İlaveli 2. Baskı, s. 67.

(8)a.g.e., s. 67.

(9) Kur’ân-ı Hakim ve Meali Kerim, H.Basri Çantay, C. 3, s. 1080. ikinci Baskı, İstanbul, 1958.

(10) Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun konuya ilişkin olarak sorulan bir soruya verdiği cevaptan.



Menzil.Net
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Değerli kardeşim nazar konusunda güzel bir başlık açmışsınız yalnız, ifade etmekte fayda gördüğüm birşey var, nazar boncuğu takmak konusunda, bildiğim ve okuduğum kadarıyla caiz... Çünkü nazar değmesi denilen şey, göz değmesi yani gözden çıkan şuaların kişiye etkisi iledir... Ve nazar boncuğundan medet beklemek ifadesi de bence çok kaçamak bir cevaptır her zaman... Yani niye ben boncuktan medet umayım? Oysa o boncuk bir materyaldir ve gözü cezbeder, böylelikle kişiler boncuğa veya üzerinizdeki bulunan bir şeye bakar... Aşşağıda da ilmihal bilgilerini verdim...

Sual: Nelere nazar değer?
CEVAP
İnsana, hayvana ve hatta cansıza da nazar değer. Nazar hastalık yapar, hatta öldürür. Kadınlara ve çocuklara daha çok tesir eder.

Peygamber efendimizin zamanında Esed oğullarından nazarı değen bir kimse var idi. Üç gün bir şey yemez, sonra çadırın bir tarafını kaldırıp oradan geçen bir deveye bakıp, (Bunun gibi bir deve hiç görmedim) der demez, deve yere düşer hastalanırdı. Müşrikler, bu adamı bulup Peygamber efendimizi nazarla öldürmesini istediler. Cenab-ı Hak da Resulullahı bunun nazarından korumuştur. Bu hususta Kalem suresinin (Nerede ise, kâfirler seni gözleri ile yıkacaklardı) mealindeki 51. âyeti inmiştir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Nazar haktır.) [Müslim]
(Nazar insanı mezara, deveyi kazana sokar.) [İbni Adiy]

(İnsanların yarısı nazardan ölür.)
[Taberani]
(Nazar neredeyse kaderi geçecekti. Nazardan Allahü teâlâya sığının.) [Deylemi]
(Kaderi geçecek bir şey olsaydı nazar geçerdi.) [Müslim]

Sual: Nazardan korunmak için ne yapmak gerekir?
CEVAP
Kendisine nazar değen kimse, aşağıda bildirilen duaların birini veya tamamını okumalıdır.
1- Fatiha, Âyet-el kürsi ve dört kul [Kâfirun, İhlas, Felak, Nas sureleri] yedişer defa okunup hastaya üflenirse, büyü, nazar ve her dert için iyi gelir. Tuza okunup, suda eritilerek içmek de olur. Bir hadis-i şerifte de, (Fatiha ile Âyet-el kürsiyi okuyana, o gün nazar değmez) buyuruldu. (Deylemi)

2-
Bir hadis-i şerifte, (Sabah akşam, [Besmele ile] 3 defa “Bismillâhillezi lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil Erdı ve lâ fissemâi ve hüvessemi’ul alim” okuyan, büyü ve nazardan korunur) buyuruldu. (İ. Mace)

3-
Âyet-el-kürsi, Fatiha, iki Kul euzü ve Kalem suresinin sonunu okumak çok iyi gelir. (Medaric)

4-
Peygamber efendimiz, iki Kul euzüyü okuyup buyurdu ki:
(Bu iki sure ile [belalardan, nazardan] korunun! Hiç kimse, bu iki sure ile korunduğu gibi, başka şeyle korunamaz.) [Ebu Davud]

5-
(Euzü bi-kelimatillahittammati min şerri külli şeytanin ve hammatin ve min şerri külli aynin lammetin) tavizini, sabah akşam 3 defa okunup kendine veya hastaya üflenirse, nazardan, cin, şeytan ve hayvanların zararından korur. (Mevahib)

6-
Peygamber efendimiz nazar için (Allahümme barik fihi ve la tedarruhü) okurdu. (İbni Sünni)

7-
Nazarı değen kimse veya herkes, beğendiği bir şeyi görünce Mâşâallah demeli, ondan sonra o şeyi söylemelidir. Önce Mâşâallah deyince, nazar değmez. Hadis-i şerifte, (Hoşa giden bir şeyi görünce, “Mâşâallah la kuvvete illa billah” denirse o şeye nazar değemez) buyurdu. (Beyheki, İbni Sünni)

Ukbe-tübni Amir radıyallahü anh anlatır:
Resulullah efendimiz, (Kendisine Allah’ın nimet verdiği kimse, bu nimetin devamını isterse çok “La havle vela kuvvete illa billah” desin) buyurdu. Sonra “Bahçene girdiğin zaman mâşâallah la kuvvete illa billah demeliydin değil mi?” [mealindeki] Kehf suresinin 39. âyetini okudu. (Taberani)

Bir hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Kendisine Allahü teâlânın rızık verdiği kimse, çok ”Elhamdülillah” desin. Rızkı azalan da çok “İstiğfar” etsin. Bir şey de kendisine üzüntü, sıkıntı verirse “la havle vela kuvvete illa billah” desin.) [Beyheki, Hatib]

8-
Nazardan korunmak için âyât-i hırz denilen âyetleri okumalı ve üzerinde taşımalıdır.

Abdest alıp, 7 istiğfar ve 11 salevat okuyup, hastanın sıhhatine niyet ederek, güneş doğduktan ve ikindi namazından sonra, günde iki defa hasta üzerine okumalı, işaretli yerlerde, hasta üzerine üfürmeli, şifa buluncaya kadar [kırk gün kadar] devam etmeli. Her defa okuduktan sonra, bir Fatiha okuyarak sevabı, Peygamber efendimizin ve Behaeddin Buhari, Ahmed Rıfai ve imam-ı Rabbani hazretlerinin ruhuna hediye edilmelidir. Silsile-i aliyyeyi okuyup ruhlarına hediye edilmesi daha etkili olur. Âyât-i hırzı yanında taşıyan kimse, nazar değmesinden korunduğu gibi, sihirden, büyüden, cin ile ilgili hastalıklardan da korunur. Her ne muradı varsa hasıl olur.

9-
İbni Âbidin hazretleri (Tarlaya kemik, korkuluk, hayvan kafası koymalı. Bir kadın, ürününe nazar değmemesi için ne yapacağını sorunca, Resulullah, (Tarlaya hayvan kafası as) buyurur. Bakan kimse, önce bunu görüp tarladaki ürünü sonra görür) buyuruyor. (Redd-ül Muhtar)

10-
Tivele, temime ve efsun caiz değildir. Manasız veya küfre sebep olan rukyeyi okumaya Efsun denir. Nazarı bizzat önlediğine inanılan nazarlıklara Temime denir. Şirinlik muskası denilen rukyelere Tivele denir. Rukye, okuyup üflemek veya üzerinde taşımak demektir. Rukye, âyet ve hadis ile bildirilen dualarla yapılırsa taviz denir. Taviz ise caizdir. Hadis-i şerifte, (İlaçların en iyisi Kur’an-ı kerimdir) buyuruldu (İbni Mace)

11-
İmam-ı Rabbani hazretleri, talebeleri ile, uzak bir yere giderken, gece, bir handa kaldılar. (Bu gece bir bela zuhur edecektir. [Besmele ile] (Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm) duasını üç defa okuyun) buyurdu. Gece büyük yangın oldu. Her odada eşyalar yandı. Duayı okuyanlara bir şey olmadı. Dert, bela, fitne, hastalık, nazar, sihir ve zalimlerin şerrinden korunmak için, sabah akşam, imam-ı Rabbani hazretlerinin bildirdiğini hatırlayarak, 3 defa okumalıdır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm) duasını sabah 3 kere okuyana, akşama kadar, akşam okuyana da, sabaha kadar hiç bela gelmez.) [İbni Mace]
 

dilhuba

Profesör
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
2,630
Tepkime puanı
20
Puanları
0
Konum
Manisa
Web sitesi
mustafababuroglu.sitemynet.com
Değerli kardeşim nazar konusunda güzel bir başlık açmışsınız yalnız, ifade etmekte fayda gördüğüm birşey var, nazar boncuğu takmak konusunda, bildiğim ve okuduğum kadarıyla caiz... Çünkü nazar değmesi denilen şey, göz değmesi yani gözden çıkan şuaların kişiye etkisi iledir... Ve nazar boncuğundan medet beklemek ifadesi de bence çok kaçamak bir cevaptır her zaman... Yani niye ben boncuktan medet umayım? Oysa o boncuk bir materyaldir ve gözü cezbeder, böylelikle kişiler boncuğa veya üzerinizdeki bulunan bir şeye bakar... Aşşağıda da ilmihal bilgilerini verdim...


KARDEŞ ETRAFIMIZDA BONCUKTAN MEDED BEKLEYEN İNSAN COK
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Yazı için tşk....
Boncuktan bekleyen kadar yaşayan ve ölenlerden de bekleyenler var...
Taş dan yaş dan da bekleyenler var...

Selametle...

Evliyayı mı kasdediyorsunuz???... Ölüden kasıt?... Yoksa siz onları öldü mü sanırsınız?!... Boncuk olayına gelince... Evet boncuktan medet bekleyenler de var... Çünkü bilmiyorlar! Bu sebeple bizlerde anlatmalıyız... Ama boncuğun bu yönden bir kolaylığı varsa da bunu da güzelce izah edebilmeliyiz... Yoksa yorulduk mu anlatmakdan??? Oysa işimiz bu değil mi dünyada?... Selametle...
 

AlAcA

Paylaşımcı
Katılım
24 Ara 2006
Mesajlar
117
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
CoRuM
Arkdaşlar bilgiler için sağolun Allah hepinizden razı olsun

Rabbim cümlemizi nazardan saklasın
 
Üst