Kuran'ın düşünmeye verdiği önem. Bayraktar Bayraklı

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Bismillâhirrahmânirrahîm

Şükür Allah’adır. O’na hamdeder ve O’ndan yardım dileriz. O’na istiğfar ve tevbe ederiz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Yaradılmışların en şereflisi olan, efendimiz Muhammed’e, onun aline salat ve selam olsun.

"Kim Allah'ın Rasûlü ne itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur." (en-Nisa, 4/80).


Kıymetli aziz kardeşlerimiz, maalesef günümüzde mezhepleri inkar edenimi dersiniz, Kur’an bize yeter sünnet olmasada olur diyenemi dersiniz, ehl-i kitap ile amentümüz birdir diyenimi dersiniz birçok çeşitli sapık görüşler güncellenerek maalesef ki Müslüman toplumumuzun sağlam itikadı olan Ehl-i Sünnet inancımızı bozmak amaçlı sunumlarına şahit oluyoruz.

Allah’a hamd olsun ki Ehl-i Sünnet itikadımızın sağlam görüşlü alimlerimizin vesilesiyle yukarıda bahsettiğimiz sapık görüşlerin rüzgarlarından muhafaza oluyoruz. Elhamdulillah.

Bugünkü reddiyemiz Prof. Dr. Bayraktar BAYRAKLI ‘nın kabul edilemez görüşlerine yöneliktir.
30/01/2006 Radikal Gazetesinde yapılan röportajda Bayraklı’nın ileri sürdüğü bir takım görüşlerinin asla kabulünün mümkün olmadığına tüm hüsn-ü zanlarımıza rağmen üzüntüyle şahitlik ettik!
Maddeler halinde kabul edilemeyecek görüşlere reddiyelerimizi Ehl-i Sünnet çizgisinde bildirmeye gayret edeceğiz.

Bayraklı şu görüşü savunuyor:
1) Bugün Şiilik Alevilik, Vahabilik, Ehl-i Sünnetçilik... Bunlar din adına kutsanıyor. Bir hoca televizyona çıkıyor, 'Ben burada İmam-ı Azam'a göre konuşuyorum' diyor. 'Kuran'a göre konuşuyorum' demiyor. Halbuki Kuran'ı gönderen Allah. Bir din Allah'a göre konuşulur, mezhebe göre konuşulmaz. Mezhepler 'din' haline getirildi. Kuran-ı Kerim'i egemen kılarsak, mezhepler dökülecek. Kuran'dan bilgiyi alırsak, hataları ortaya çıkacak.

Bu yanlış yoruma verilecek en güzel cevap şöyledir:
Birincisi Ehl-i Sünnet dışı görüşler ile Ehl-i Sünneti bir arada görmek büyük bir hatadır. Ehl-i Sünnet dışındaki tüm görüşler bid’atlere mahkum kalmıştır. Ehl-i Sünnet bir defa dört mezhebin ittifakıdır ayrı da değildir ve bu itikadi görüşümüz hiçbir şekliyle din adına kutsanmıyor tam aksine dini bid’atlerden temizliyor ve yaşamımıza Kur’an’da ve Sünnette bildirilen HAK dinimizi doğru metod ile tatbik etmemize yol gösteriyor! Bunu idrak edememek ise büyük bir mezhepsizlik görüşüdür ve bu zat yoldan çıkmış, metodsuz şekliyle bid’at ehli olmuş kimsedir!

Bayraklı şu görüşü savunuyor:

2) "Başı açık namazın olmayacağını söyleyen kitap yok. Yasaklayabilecek otorite de yok. Kadın camiye gider, namazı başı açık kılar. Engelleyemeyiz".

Ehl-i Sünnet görüşü ise şöyledir:
Kadınların başı açık namaz kılabileceği konusunda ne bir ayet, ne bir hadis, ne de bir fetva vardır. Tam aksini gösteren Sünnet verileri ve uygulamalar ise hayli fazladır.
Bayraklı, kadının erkekle aynı safta namaz katılamayacağını Sünnet'e dayanarak söylüyor, ama kadının başı açık namaz kılamayacağı konusundaki Sünneti görmezden geliyor. Bunun mantığını anlamak mümkün değildir. Bu tam bir saçmalıktır.

Kur'an-ı Kerîm'de namaz kılınırken setr-i avret yapılması emredilmiştir. (A'raf suresi, 7/31) Namaz kılarken örtünmenin kadın ve erkeğe göre olması gereken ölçüleri ise Peygamber Efendimiz tarafından öğretilmiş, o zamandan günümüze Peygamber Efendimizin verdiği ölçüler içinde namaz kılınagelmiştir. Bu konudaki fiili uygulamanın yanında bizzat sözlü olarak da Peygamberimiz'den namaz kılarken kadının el ve yüzü hariç vücudunun örtünmesi gerektiği rivayetleri bildirilmiştir. Ümmü Seleme validemiz kadının nasıl bir kıyafet içerisinde namaz kılması gerektiğini Peygamber Efendimiz'e (sallallahu aleyhi ve sellem) sormuş Allah Resulü de bu husustaki ölçüyü şu şekilde ifade buyurmuştur: "Kadın bütün vücudunu örten bir elbise (eller ve yüz hariç) ve başını tamamen örten bir örtü içinde namaz kılar." (Ebu Davud, Salat, 83; Muvatta, Cemaat, 35)


Yine bu konuda Peygamber Efendimiz (sas) bugünlerde mevzu edilen sorunun cevabını asırlar öncesinden vererek şöyle buyurmuştur: "Buluğa ermiş bir kadının namazı ancak başını örterek kıldığı zaman kabul olur, başı açık kıldığı namaz kabul olmaz." (Ebu Davud, Salat, 84; Tirmizî, Salat, 160; İbn-i Mace, Taharet, 132)

Kadının namaz kılarken başını örtmesi gerektiğinde icma ve ittifak vardır. Ve bir kadın başı açık olarak namaz kılmışsa iade etmesi gerekir.

Bu konuda icma vardır. "Yasaklayabilecek otorite de yok" demesi cehaletinden değilse hadis karşısındaki kayıtsızlığından kaynaklanmaktadır. Bu tavır bir müslüman için son derece tehlikelidir.


Bayraklı şu görüşü savunuyor:
3) "Namaz cemaatle birlikte nadiren kılınır. Çünkü namaz ferdi bir ibadettir ve herkes ibadetini evinde yapar. Bunda bir problem yok. Bir tek cuma namazı toplu bir namazdır."

Ehl-i Sünnetin görüşü şöyledir:
Böyle bir yoruma şahitlik etmek gerçekten üzücü bir durumdur. Bayraklı böyle bir yorumu hangi esaslara göre yapmıştır doğrusu şaşırmamak elde değildir. Resulüllah (s.a.v) Efendimiz namazı cemaatle kılmamızın önemine sürekli değinmiş ve tavsiye etmişken böyle Sünnete gerçekten muhalif bir yorum bizleri üzmüştür.

Cemaatle namaz kılmak Sünnet-i hüda, yani İslam’ın şiarı olan mühim sünnettir. Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 25 veya 27 derece daha faziletlidir. Cemaatle namaz kılmanın önemi hakkında bildirilen hadis-i şerif meallerinden birkaçı şöyle:

(Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.) [Taberani]

(Bir kimse, kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişirse, kendisine iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan eminlik beratı.) [Ebuşşeyh]

(İlk tekbire yetişecek şekilde, kırk gün cemaatle kılana Cennet vacip olur.) [Ebu Ya’la]

(Cemaatle namaz kılmak için bekleyen, hep namazda gibi sevap kazanır.) [Buhari]

(Evi mescide uzak olanın [her adımına sevap verileceği için] sevabı daha fazladır.) [Buhari]

(Peygamberin sünnetini [önem vermeyip] terk eden kâfir olur.) [Ebu Davud]

(Cemaatin bir kısmı dua eder, ötekiler de âmin derse, o dua kabul olur.) [Hakim]

(İmam, namazı tamamlayıp cemaate yüzünü döndürünceye kadar onunla bulunan, gece ibadet etmiş gibi sevaba kavuşurlar.) [Tirmizi]

(Namazlarını cemaatle kılanları Allahü teâlâ sever.) [Taberani]

(En kıymetli yer mescitlerdir. Cami ehlinin en efdali, ilk girip son çıkandır. Cemaate ilk gelen ilk Müslüman olan gibi kıymetlidir.) [İ.Râfi’i]

(Ezanı işitip de, cemaate gitmemek, münafıklık alametidir.) [İmad-ül-islam]

Rabbimiz cümle Ümmet-i Muhammedi din tahripçilerinin fitnelerinden muhafaza eylesin. Amin
Selam olsun, hidayete tabi olanlara...



 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Bayraktar Bayraklı:

Bayraktar Bayraklı

Peygamber Efendimiz’e (sav) saygısı yoktur. Mezhepleri kabul etmez, geçmiş büyük alimlere kötü konuşur. Mezhep imamlarını bölücülükle suçlar. Kadının mirasta erkeğin yarısını aldığı hükmünü inkar eder. Ölen kimse için Kuran okumak şirktir, demiştir. kadının başı açık ve erkeklerle birlikte namaz kılabileceğini savunur. Kadın erkek tokalaşması caizdir, der. Hz. İsa’nın (a.s.) inişini inkar eder. Seferiliği inkar eder. Kabir azabını inkar eder. Namazları cem etmeyi bütün hayata yaymıştır. Kadının seyahate çıkması için mahrem şartını inkar eder. Tarikati, tasavvufu şirk sayar. Modernisttir.

Kısacası müslümandır.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Bismillâhirrahmânirrahîm

Şükür Allah’adır. O’na hamdeder ve O’ndan yardım dileriz. O’na istiğfar ve tevbe ederiz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Yaradılmışların en şereflisi olan, efendimiz Muhammed’e, onun aline salat ve selam olsun.

"Kim Allah'ın Rasûlü ne itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur." (en-Nisa, 4/80).

Mehmet Hoca'nın videolarını yüklerken bu video da onlarla güzel olur diye geçmişti içimden konuyu canlandırmak istedim ama en son ben yazdığım için başkası bu konuya mesaj yazsa diye düşünürken.

Seni Allah gönderdi duam kabul oldu sağolasın.Güzel bir konuyu gündeme taşıdın.
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Mehmet Hoca'nın videolarını yüklerken bu video da onlarla güzel olur diye geçmişti içimden konuyu canlandırmak istedim ama en son ben yazdığım için başkası bu konuya mesaj yazsa diye düşünürken.

Seni Allah gönderdi duam kabul oldu sağolasın.Güzel bir konuyu gündeme taşıdın.
Demek senin hocalarından biride Bayraklı he :)
Bu hocaların çok sapıklığı var.
Şimdi bu sapıklıklara reddiyelerini hazırla!
<span style="font-family: Palatino Linotype"><font color="Black"><font size="4">
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0

Demek senin hocalarından biride Bayraklı he :)
Bu hocaların çok sapıklığı var.
Şimdi bu sapıklıklara reddiyelerini hazırla!

Bayraktar Hoca'ya reddiye hazırlam Kuran'a reddiye hazırlamaktır.

Kuran'a aykırı söylediği birşey varsa göster.
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
İsterse evinde çıplak kılsın kime ne.Camide de başı açık kılacaksa kılsın.Allah'a secde edeni neden engelleyelim.Maun suresini oku.
"Ey Adem oğulları! Her mescide gidişinizde zinetli elbiseler giyin." (A'râf, 7/31)

"Mümin kadınlara da bakışlarını kısmalarını ve edep yerlerini günahtan korumalarını söyle! Yine söyle ki mecburen görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerini kapatacak şekilde örtsünler. Zinet takılan yerlerini kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, üvey oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, mümin kadınlar, ellerinin altında bulunanlar (köleler), erkeklikten kesilip kadınlara ihtiyaç duymayan hizmetçileri veya henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocukları dışında kimseye göstermesinler. Saklı zinetlerine dikkat çekmek için, ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz toptan Allah’a tövbe ediniz ki felaha eresiniz."(Nur, 24/31)
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Nur suresinin arapçasına bak "cuyublarını örtsünler" ifadesi var.Cuyub göğüs demektir.

Bir başka ayette Allah Musa Peygambere hitap ederken elinini göğsüne sok" buyururken yine göğüs kelimesi için cuyub kullanıyor.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Nur suresinin arapçasına bak

Sana birşey uydur diyen yok. Sadece ayeti nasıl anlayıp hayatına geçirdiğini sorduk.

Gece kaçta kalkıyorsun?

Ne kadar süre Allah'ı tesbih ediyorsun?

Allah'ı nasıl tesbih ediyorsun?

Sabah akşam Rabbını zikret. Gecenin bir kısmında da O'na secde et. Bir de geceleyin uzun bir müddet O'nu tesbih et. (İnsan 25,26)
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Nur suresinin arapçasına bak "cuyublarını örtsünler" ifadesi var.Cuyub göğüs demektir.

Bir başka ayette Allah Musa Peygambere hitap ederken elinini göğsüne sok" buyururken yine göğüs kelimesi için cuyub kullanıyor.
Nur Sûresi’nin 31. âyet-i kerimesinde zikredilen bu emirlerden sonra kadınların örtünmesi ile ilgili olarak da, kendiliğinden görünenler müstesna zînetlerin, zînet yerlerini açmamaları ve başörtülerini yakalarının üzerine salmaları emredilmiştir. Cahiliyyet Devri’nde başını örten kadınlar, başörtülerini enselerine bağlar veya arkalarına salıverirlerdi. Allah Teâlâ, bu âyet-i kerimeyle, İslâm’dan önceki bu âdeti kesinlikle yasaklayarak mü’min kadınların, kendiliğinden görünen hariç zînetlerini, zînet yerlerini açmamaları ve başörtülerini, saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyun, gerdan ve göğüslerini iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmalarını emretmiştir. Hz. Âişe (R.anhâ): “Allah ilk muhacir kadınlara rahmet eylesin. Çünkü Yüce Allah, “Başörtülerini yakalarının üstüne salsınlar” ayetini indirdiğinde yünden ya da ipekten dokunan dış giysilerin bedeni en iyi şekilde örtenini, dış giysilerinin en kalınını ikiye bölüp onların bir parçasını kendilerine başörtüsü yaptılar.” (Ebu Davud, Libas: 32, No: 4102, 2/459; Buhari, Tefsir: 251, No: 4480, 4/1782)

Yine Hazret-i Âişe radiyallâhu anhâ bir gün Ensar kadınlarından sitayişle bahsederken, buna benzer bir ifade ile, başörtüsü emrine nasıl uyduklarını şöyle anlatır: ALLAH Teâlâ, Ensar kadınlarına rahmet etsin. Çünkü, Nûr sûresindeki:

“Başörtülerini yakalarının üstünü kapayacak surette koysunlar...” âyet-i kerimesi, indiği zaman; mırtlarını yani boydan boya örten dış giysilerini yardılar, onu kendilerine baş örtüsü yaptılar. (Buhari, Tefsir: 251, No: 4480, 4/1782; Ebu Davud, Libas: 32, No: 4102, 41100, 2/459)

Ümmü Seleme (R.Anha) validemiz de demiştir ki: “Cilbablarından üzerlerini sıkı örtsünler.” âyet-i kerimesi nazil olduğu zaman, Ensar kadınları üzerlerine siyah elbiseler giyerek öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki, başları üstünde kargalar varmış gibi idi. (Ebu Davud, Libas: 32, No: 4101, 2/459)

Örtülmesi gerekli olmayan kısımlar:

Örtülmesi emredilen zînetten istisna edilen ve mücmel olarak geçen “kendiliğinden görünen” ifadesi; Ashabdan Hz. Ali, İbn-i Abbas, İbn-i Ömer, Enes; Tabiîlerden Said b. Cübeyr, Atâ, Mücâhid, Dahhâk; Müctehid İmamlardan Ebû Hanîfe, Mâlik ve Evzaî’nin (radiyallâhu anhum) de dahil olduğu İslâm âlimlerinin çoğunluğu tarafından; “yüz ve bileklere kadar eller” olarak tefsir edilmiştir.

Örtülmesi gerekli olan kısımlar:
Âyet-i kerimedeki “kendiliğinden görünen” mücmel ifadeyi az da olsa farklı tefsir eden âlimler, kadınların, istisna dışında kalan zînetlerinin ve zînet yerleri olan saç, baş, boyun, kulak, gerdan, göğüs, kol ve bacaklarının örtülmesi olarak anlamışlar ve bunlardan herhangi birini açmalarının caiz olmadığı hükmünde ittifak etmişlerdir. Kadınların, bu zînet yerlerini kimlerin yanlarında açabilecekleri ise, âyet-i kerimenin devamında bildirilmektedir.
Bu âyet-i kerime nazil olunca, yukarıda rivayet edilen hadis-i şeriflerle de sabit olduğu üzere, Ensar ve Muhacir kadınları, eteklerinden bir parça keserek, onunla başlarını örtmeye acele etmeleri, Hz. Âişe (R.Anhâ)nın ablası Esma (R.Anhâ)nın ince bir elbise ile Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin huzuruna çıktığı zaman, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin: “Ergenlik çağına gelen bir kadının elleri ve yüzü dışında kalan yerlerini göstermesinin caiz olmadığını” (Ebu Davud, Libas: 34, No: 4104, 2/460; Beyhaki es-Sünenü’l-Kübra, Salat, No: 3302, 3/81) bildirmesi, yine Hz. Âişe (R.Anhâ)dan rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, bileklerinin dört parmak yukarısını işaret ederek: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadına, ergenlik çağına gelince, yüzü ve şuraya kadar elleri hariç, herhangi bir yerini açması caiz değildir.” (Kurtubi El-Cami’u li Ahkami’l-Kur’an; 12/ 229) buyurması; söz konusu âyet-i kerimedeki emirlerin vücub için olduğuna, kadınların yukarıda sayılan zînet yerlerini örtmekle yükümlü olduklarına delâlet etmektedir.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Yazınızın baştaraflarında şu ifade var.

"Cahiliyyet Devri’nde başını örten kadınlar, başörtülerini enselerine bağlar veya arkalarına salıverirlerdi."

Bu ifadeden cahiliye devrinde kadınların başlarını örttüklerini ve baş örtüsüne sahip olduklarını anlıyoruz değil mi?

Aşşağıdaki hadisten ise başörtülerinin olmadığını elbiselerini yırtıp baş örtüsü yaptıklarını anlıyoruz.Bu hadise göre cahiliye devrinde kadınların başörtüleri yoktu.Öyleyse başlarını örtmüyorlardı.

Hz. Âişe (R.anhâ): “Allah ilk muhacir kadınlara rahmet eylesin. Çünkü Yüce Allah, “Başörtülerini yakalarının üstüne salsınlar” ayetini indirdiğinde yünden ya da ipekten dokunan dış giysilerin bedeni en iyi şekilde örtenini, dış giysilerinin en kalınını ikiye bölüp onların bir parçasını kendilerine başörtüsü yaptılar.” (Ebu Davud, Libas: 32, No: 4102, 2/459; Buhari, Tefsir: 251, No: 4480, 4/1782)

Şimdi yazınızdaki iki farklı ifadeden hangisi doğru?

Cahiliye devrinde kadınların başörtüsü var mıydı yok muydu?
 
Üst