Atma RECEP, DİN KARDAŞIYIZ !
23 Yıl ilmin içinde olan adama bakın ki, henüz daha doğru-dürüst selâm vermesini bile öğrenememiş zavallı ! Komunistler gibi yarım yamalak “selam” diyor! Bir de buna “Yoldaş” eklese tam onalrınki gibi bir selâm olacak !
Sen hadis münkirisin ya da selam münkirisin. Zira hadislerde defaatle peygamber "selam" ve "merhaba"yı yanlız kullanmıştır.
Ya da peygamberi komünistlere bir şeyde yakın görünmekten kurtarmak için hadisleri gizlemeye çalışıyorsun, Ya da zamanında yetmişlerde sokakta taş atarak hakkın yolunda aşırı gitmişsin, belki onarlan böylece fazla vakit geçirmişsin, aklın komunistlerde fazla kalmış.
Ya da nerdeyse "kafirin ya da komünüstin her yaptığı dediği şekiller şukuller küfürdür" diyecek olan bihusben gibi telakki ediyorsun..
Ya da sen tam bir demogogsun, tabi insanlar yanlış söylediğinin yanlışlığını anlayana kadar.
Velhasıl tecrübe sende olduğu gibi, zihin sporunu milletin üstüne uygulamak da sende! Bunlarlan eğlenmiyorsan ben de başka birşey bilmiyorum!
* * *
Bu arada aklıma gelmişken selam demişken, bağlam müsayit olduğundan konu dışına çıkasım geldi. Konu
"selam": ve "selamın en güzeli" ve "selam vermekler"....
Az çok, hemen her (belirleyici) şeyde olduğu gibi insanımız "selamın en 'tam'/'iyi' şekli..." benzeri hadisi yanlış anlamıştır; en başta
hadise nasıl yaklaşılır bilmemektedir.
Tek tek hadislere (tevhidi nazarın icaplarından olarak) amel, prensip, meli-malı bina edilmeyeceğini, ediliverilmeyeceğini bilmemektedir. bu prensib çok sebeblere dayanır. (osmanlıda neden topluma herşey çeviri şeklinde belletilmemesinin hikmetinden giriş sadedinde bahsettiğim mesajım "çınlasın").
"selamın güzeli" ile ilgili sözlerde kasıt şöyle anlaşılırsa yanlış olmaz: "rahmet, bereket, selam" yani birkaç önemli sözü birleştirerek sleamın unsurlarının 'hepsinin' olduğu selam demektir... buna "cemmi" veya "kemmi selam" diyelim.
ama insanlara ne emredilendir, ne de daha faziletli olduğu için tercih ediniz denilmiştir, böyle bir ima da yoktur... bunun en yakın delili, 7/24 bunu uygulamaya sokmamışlardır. sadece selamların veriliş şekillerinin sayısını arttıran bir başka selam olarak toplumda, zihinlerde yer etmiştir. (nerdeyse amaç budur. kimisi uzun vermek içinden gelir, zaman zaman gelebilecektir, uzun selamlık bir numune artık belli olmuştu "selamın en 'güzeli' " ile.)
en kullanılır olan, yani
revaçta olan, en uzun olan değildir, değildi de. kaldı ki
ümmete beyan ediyorum ki öyle verin diye hadis i şerif yoktur.. Tekrar ediyoruz, hadisler tüm zaman ve sözlere yerlere dair değldir, ki basit bir düşünce ile: neden o uzun selamı vermek
illa ve hep iyi olsun ki, öyle osla peygamber hep öyle verirdi.
insanlar hadisleri yeri gelmiş, doğru bir çerçeveyle zihin duvarına da asamamıştır, mefhum sürekli önünde bulunduğu için, raflayamadığı için, "kategorize edemediği" için, ne yapacağını da şaşırmıştır. hatta zaman zaman şaşırırken tatsız da hissetmiş, hafif sıkılmıştır...
"selam" diye kullanırken, içinde "üzerineze olsun" yoksa yoktur, bereket rahmet sözü yoksa yoktur, fakat selamda amaç selamdır; süslü, "şovlu" olması değildir, bu söyledğim yukarıdaki vakalarla anlam kazanır. abartmayınız!
* * *
Şuracıkta insana siz (selam verse de vermese de) mizacınızı oynayacaksınız. Kimse selamı sözle sadece mecbur hissedip diye vermesin öyleyse. (Gerçi herkes bu nedenler, pratik nedenler ve daha başka nedenlerle zaten
"selam" sözü kullanmıyorlar. ama şşt çaktırmayın ha! ... ).
alan dostlara, vesselam!