Kur'an yorumlarına 'ayıptır' dedi

m-angel

Nam-ı diğer TÜRBEDAR
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
1,629
Tepkime puanı
260
Puanları
0
Yaş
55
Dinle bilimin bir arada olamayacağnı ileri süren Hürriyet yazarı Özdemir İnce bu görüşünü yine tekrarladı. İnce isim vermeden Yeni Ümit dergisinin düzenlediği "Kur'ân ve Bilimsel Hakikatler" sempozyumunu eleştirdi.
Diyanet İşler eski başkanının sözlerini hatırlatan İnce, "15 Haziran 2010 tarihli bir gazetede “Prof. Dr.” unvanlı eski bir Diyanet İşleri Başkanı şu başlık altında bir yazı yayımlamış: “Kuran’ın söyledikleri modern gökbilime uygun düşmektedir.” Bu ne anlama gelmektedir Allah aşkına? Kuran sadece bir dinin kutsal kitabı değil aynı zamanda bir modern astronomi ve gökbilim kitabı mıdır? Hatta, kimilerine göre ticaret, kimilerine göre hukuk kitabı oluyor. Aynı kaynağa (Kuran’a) dayanarak, Müslüman bilim adamları, bir zamanlar, dünyanın düz, gökyüzünün yedi kat olduğunu ileri sürüyorlardı. Demek ki Kuran bilimsel gelişmelere uyarak kendi kendini yeniliyor(!). Ayıptır arkadaşlar" dedi.
Sempozyum haberlerindeki “Kuran’ın 1400 yıllık nuru bilime ışık tutuyor!” ifadesini beğenmediğini belirten İnce, Kur'an'ın bilimsel gelişmeleri haber verdiği sözleri "bu kafayla çok zor!" şeklinde yanıtladı.
İnce sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir derginin düzenlediği “Kuran ve Bilimsel Hakikatler” başlıklı uluslararası sempozyum sona ermiş. Kuran’ın ortaya koyduğu hakikatlerin modern bilimle örtüştüğünü vurgulayan akademisyenler, çocuğun yaratılmasından uzaydaki karadeliklere kadar varoluşun sırlarını ayetlerle açıklamış. Eskiden okuma-yazma bilmez mahalle hocaları her şeyi “Kuran’da yeri var” diye açıklarlardı. Şimdi aynı şeyi anlı-şanlı üniversite profesörcülerimiz yapıyor. Gazeteden aktarıyorum: “Gazi Osman Paşa Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çakmak Kuran-ı Kerim’de uzay, karadeliklerle alakalı ayetlerden örnekler vererek sunduğu tebliğinde ‘Kuran bize her zaman ipuçları vermekte ve birçok yerde de bunların ‘anlayan, akıl sahibi ve bilgili kimselere misal, delil’ olduğunu tekrarlamaktadır. ‘Göğü de dengesizliğe düşmekten korunmuş bir tavan durumunda yarattık’ ilahi fermanı ile fizik dünyasının arkasında başka dünyaların varlığına dair akla kapı açmaktadır’ ifadesini kullandı.”
"Sayın profesörün bu içli sözleri beni son derece üzdü. Üzüldüm, çünkü bir kimya profesörümüz Müslümanların Kuran’ın ne dediğini hiç anlamadığını, buna karşılık Yahudi ve Hıristiyanların aynı ayetleri okuyarak binlerce keşif ve icat yaptıklarını iftiharla itiraf ve ilan ediyor. Yeni bir dünya elbette mümkün! Ama bu kafayla çok zor!

Demiş ....
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Dinle bilimin bir arada olamayacağnı ileri süren Hürriyet yazarı Özdemir İnce bu görüşünü yine tekrarladı. İnce isim vermeden Yeni Ümit dergisinin düzenlediği "Kur'ân ve Bilimsel Hakikatler" sempozyumunu eleştirdi.
Diyanet İşler eski başkanının sözlerini hatırlatan İnce, "15 Haziran 2010 tarihli bir gazetede “Prof. Dr.” unvanlı eski bir Diyanet İşleri Başkanı şu başlık altında bir yazı yayımlamış: “Kuran’ın söyledikleri modern gökbilime uygun düşmektedir.” Bu ne anlama gelmektedir Allah aşkına? Kuran sadece bir dinin kutsal kitabı değil aynı zamanda bir modern astronomi ve gökbilim kitabı mıdır? Hatta, kimilerine göre ticaret, kimilerine göre hukuk kitabı oluyor. Aynı kaynağa (Kuran’a) dayanarak, Müslüman bilim adamları, bir zamanlar, dünyanın düz, gökyüzünün yedi kat olduğunu ileri sürüyorlardı. Demek ki Kuran bilimsel gelişmelere uyarak kendi kendini yeniliyor(!). Ayıptır arkadaşlar" dedi.
Sempozyum haberlerindeki “Kuran’ın 1400 yıllık nuru bilime ışık tutuyor!” ifadesini beğenmediğini belirten İnce, Kur'an'ın bilimsel gelişmeleri haber verdiği sözleri "bu kafayla çok zor!" şeklinde yanıtladı.
İnce sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir derginin düzenlediği “Kuran ve Bilimsel Hakikatler” başlıklı uluslararası sempozyum sona ermiş. Kuran’ın ortaya koyduğu hakikatlerin modern bilimle örtüştüğünü vurgulayan akademisyenler, çocuğun yaratılmasından uzaydaki karadeliklere kadar varoluşun sırlarını ayetlerle açıklamış. Eskiden okuma-yazma bilmez mahalle hocaları her şeyi “Kuran’da yeri var” diye açıklarlardı. Şimdi aynı şeyi anlı-şanlı üniversite profesörcülerimiz yapıyor. Gazeteden aktarıyorum: “Gazi Osman Paşa Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çakmak Kuran-ı Kerim’de uzay, karadeliklerle alakalı ayetlerden örnekler vererek sunduğu tebliğinde ‘Kuran bize her zaman ipuçları vermekte ve birçok yerde de bunların ‘anlayan, akıl sahibi ve bilgili kimselere misal, delil’ olduğunu tekrarlamaktadır. ‘Göğü de dengesizliğe düşmekten korunmuş bir tavan durumunda yarattık’ ilahi fermanı ile fizik dünyasının arkasında başka dünyaların varlığına dair akla kapı açmaktadır’ ifadesini kullandı.”
"Sayın profesörün bu içli sözleri beni son derece üzdü. Üzüldüm, çünkü bir kimya profesörümüz Müslümanların Kuran’ın ne dediğini hiç anlamadığını, buna karşılık Yahudi ve Hıristiyanların aynı ayetleri okuyarak binlerce keşif ve icat yaptıklarını iftiharla itiraf ve ilan ediyor. Yeni bir dünya elbette mümkün! Ama bu kafayla çok zor!

Demiş ....

Bu ateist yazar kendi inancının veyahutta Kurana inançsızlığının gereği böyle bir herze yemiş ...Bu bir noktada ---dinde hiç kimseye zorlama yoktur.-- kural ve kaidesi gereği makul görülebilir. Peki ya, herkesin müslüman olarak bildiği diyalogçu Prof. Dr. Saim Yeprem : --İslâmda Dini Nikâh yoktur!--- (http://www.uludagsozluk.com/k/islam-dininde-dini-nikah-yoktur/) derken bunu asla makul göremeyeceğimizi belirtmek lazım geliyor. Buradaki bazı fanatik Risaleciler, Risale okumuş Risalecilerin her birini --veli, evliyâ , istikamet ve keramet sahibi kabul ederken bunların gözlerinin dünyayı hiç görmediğini vurgulamak lazım diye düşünüyorum
 

m-angel

Nam-ı diğer TÜRBEDAR
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
1,629
Tepkime puanı
260
Puanları
0
Yaş
55
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, İslam dininde dini nikahın olmadığını belirterek, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kıyılan resmi nikah, İslam dininin de geçerli saydığı nikahtır dedi.

Yeprem, dini nikahın, kilisede, rahip ve papazlar tarafından kıyılması mecburi olan Hristiyan nikahı için kullanılan bir terim olduğunu söyledi.

İslam'da bu anlamda bir dini nikah olmadığını ifade eden Yeprem, Her işte olduğu gibi nikahta da Allah'a dua ederek hayır talep etmek, Müslümanların iyi davranışlarındandır. Bu yapılmadığı takdirde resmi nikahın geçerliliği de ortadan kalkmaz dedi.

Dini nikahın, Hristiyanlıkta geçerli olduğunu vurgulayan Yeprem, Dini nikahın kıyılması için nikahı kıyan din adamının Allah adına hüküm veren biri olması, nikahın kıyıldığı yerin kutsal yer olması ve yapılan işin de dini işlem olması lazım. Dini nikah için bu üç unsurun olması gerekir ki, bu da Katoliklerde olan bir nikahtır. İslam'da, Allah adına söz söyleyen bir din adamı ve kutsal bir mekan yoktur. Namaz kılınan her yere mescit, cami denir ve başka amaçlarla da kullanılabilir. Buraların, kilise gibi kutsiyeti yoktur. Medeni Kanunun hükümlerine göre kıyılan resmi nikah geçerlidir. İslam dininde bu anlamda dini nikah yoktur dedi.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde mahalle imamları tarafından kıyılan nikahların bugün belediyelerce kıyılan nikahtan farklı olmadığını vurgulayan Yeprem, Mahalle imamlarının, devletin itibar ettiği kayıtları tutan, evlilik cüzdanını veren, mahkemelerin kayıtlarını tutan niteliği vardı, bugünkü belediyelerin evlendirme daireleri gibiydi. Bu işlemleri o zaman mahalli imamlar yürütüyordu diye konuştu.


yorum yapmıyorum yazı burda buyrun okuyun. Her konuyu da risale ye bağlamanız çok manidar.
İnsan dünyadayken neyle çok uğraşırsa onunla haşrolurmuş. Son nefestede onu zikredermiş. Aman dikkat edin.

 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Yazık çok yazık ! Savunması asla yapılamayacak bu demeci buraya almışsınız . Nette bu tuhaf ve yanlış hükümlü haberi arattığınız zaman karşınıza bu haberin o zaman ne kadar büyük bir sansasyon yaptığını ve bütün haber sitelerinde yer aldığını görürsünüz. Bu vatandaş : -bugün belediyelerce kıyılan nikahtan farklı olmadığını-- söylemiş ! Siz de aynı düşüncede misiniz ?Her sonra ben konuyu risaelye bağlamıyorum , her risaleciyi veli ilân (serdengeçti, korakademik) edenlere karşı bir örnek verdim sadece ...
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,069
Tepkime puanı
1,417
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Sn. Yeprem'in doğru olduğu nokta da var ama düşünemediği bir nokta da var.. Bildiğim kadarıyla belediye başkanlığı için aranılan şartlar arasında din ya da itikad şartı felan aranmıyor.. Sormak lazım kendisine o vakit gayri müslim bir belediye başkanının kıydığı nikâh câiz midir diye? Daha doğrusu nikâh mıdır diye? Ayrıca nikâh konusunun da bayağı tafsilâtı var aslında.. Günümüzde nikâh kıyan imamların birçoğu bile nikâhın şartlarını maalesef bilmemektedir..
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
Konuyu yorumlayacak olursak; adam kendi cephesinden bakınca haklı olabilir ama kendisinin de hiç Kur'ân okumadığı besbelli. Kaldı ki, Kur'ân'dan yola çıkarak yorum yapılan meseleler -eğer yanlış ise- Müslüman âlimler tarafından da eleştiriliyor, Hürriyet yazarının bu konuda bir endişesi olmasın. Tabî Hürriyet gibi bir gazetede yazan şahsın inancı ve tarafı tartışılmaz, işlerinin üzüm yemek olmadığını en câhil Müslüman bile biliyor. Ama işin garîb bir yanı daha var, İslâm'ı bilime uygun göstermeye çalışan Müslümanlar... İslâm'ı bilime tasdîk ettirmek çok mu gerekli? Eğer bilimin, İslâm'ı tasdîk ettiği zannedilen yanı, belli bir süre sonra yürürlükten kalkarsa, bu İslâm'a ve Müslümanlara fayda mı verir zarar mı? Bunları iyi düşünmek lâzımdır. Bu tür eleştiriler almamak için, Kur'ân'ı sâdece Kur'ânca ele almak lâzımdır.

Devletin kıydığı nikâh meselesine gelince, kendi kanaatimce, çok sakıncalı bir olaydır. Allâh'ın bu konuda va'z ettiği hükümler ve Rasûlü'nün (s.a.s) de uygulamaları ve devlet nikâhında bunlara ters düşen bâzı şeyler varken, sâdece devletin kıydığı nikâh nasıl sahîh olabilir ki? İşin en tehlikeli yanı, Allâh'ın huzûrunda nikâh akdi yapanların, karşılıklı ilişkileri, Allâh'a ayarlı olurken, devlet nikâhı yapanlarınki devlete ayarlı oluyor. Yâni bir haksızlığa uğradığında, Allâh'tan değil devletten istiyor. Ve daha bir çok sorun...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Sn. Yeprem'in doğru olduğu nokta da var ama düşünemediği bir nokta da var.. Bildiğim kadarıyla belediye başkanlığı için aranılan şartlar arasında din ya da itikad şartı felan aranmıyor.. Sormak lazım kendisine o vakit gayri müslim bir belediye başkanının kıydığı nikâh câiz midir diye? Daha doğrusu nikâh mıdır diye? Ayrıca nikâh konusunun da bayağı tafsilâtı var aslında.. Günümüzde nikâh kıyan imamların birçoğu bile nikâhın şartlarını maalesef bilmemektedir..

Syn. admin cahid,Prf.Dr. Saim Yeprem'in doğru olduğu noktayı yazsan da herkes bir anlasa diyorum ! Biz bu demeçte doğu bir nokta veya virgül göremedik.
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,069
Tepkime puanı
1,417
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Syn. admin cahid,Prf.Dr. Saim Yeprem'in doğru olduğu noktayı yazsan da herkes bir anlasa diyorum ! Biz bu demeçte doğu bir nokta veya virgül göremedik.

Nikâh= Dua 'dan ibaret değildir bu yönüyle dedik.. Nikâhın bildiğiniz üzere akdi olur.. Karşılıklı anlaşılıp duyurulması icab eder..Yazdıklarımızı okursanız eleştirdiğimizi görürsünüz.. Biz söylediğini kabul eder bir cümle mi kullanmışız kardeşim..
 
Üst