Kuran da Namaz

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
KURAN DA NAMAZ


Namaz, kelimesini Kuranda arayacak olursanız bulamayacağınızı aslında herkes bilir.

Namaz farsça bir kelime olup , Türkler ve Persliler tarafından "es salat" ın krşılığı olarak kullanılır.Bu kelimenin değişik manalar içerdiği çokça dile getirilir, bunun nedeni de kelimenin kökünden gelir, ancak " es salat" deyince tüm araplar bilirki kast edilen namazdır.

Şimdi Kuran da geçen " es salat" yani namaza göz atalım.


cuma 9 : Ey inananlar, cuma günü " es salat" (namaza) çağrıldığınızda ALLAH'ı anmak için acele edin ve alışverişi bırakın...

Cuma 10: "artık bitirdiğiniz zaman " es salat" ı( namazı) yeryüzüne dağılın .."


Burdan gayet net şekilde es salat dan namazın kast edildiği anlaşılıyor. Cuma günü müslğmanlar Cuma namazı için toplanır, her hangi bir şey yapmak için değil.

Ankebut 45:

"
Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı (es salat) kıl. Şüphesiz ki namaz(es salat) hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir."

Yine es salat kelimesi geçiyor, burdanda ahlaki bir duruş veya davranışın kast edilmediği, " es" artikeli ile belli bir şeyin ismiyle anılarak bunun yapılmasının önemi vurgulanıyor.


Hz Zekeriyya mabedde napıyor, namaz kılmıyorsa ?

Ali İmran 39:
"Derken melâikeler kendisine(Zekeriyya) nida ettiler, o kalkmış mihrabda namaz kılıyordu(yusalli)"


Hz. Lokman oğluna:

"
Ey yavrum, namazı ikame et (es salate) Ma’ruf ile (irfanla, iyilikle) emret ve münkerden (kötülükten) nehyet (münkeri yasakla, mani ol)." (lokman 17)


Hz. İbrahim' in namaz kılan nesil için duası:

"Rabbim, beni ve zürriyetimi namazı(es salate) ikame edenlerden kıl. Rabbimiz, duamı kabul et "(ibrahim 14)


Hz. İbrahim ve İsrail den sonraki nesil Namazı zayi etmişler...

"Bundan sonra onların arkasından gelen nesil, namazı ihmal (zayi) ettiler. Ve şehvetlere (nefsin arzularına) tâbî oldular. Artık yakında gayy (cehennemde en alt bölüm) ile karşılaşacaklar."(meryem 19)





 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Salat kelimesinin manası :

'Salat' kelimesi, esas itibarıyla 'yönelme' eyleminin çokluğunu, içtenliğini ve mutlaklığını ifade eder. Buna göre, 'sa-le-ve' kökünden türeyen 'salat' kelimesi, özel bir anlam kazanır ve kulun Allah'a karşı "içten yönelişini" karşılar.

Kişi, namaz kıldığında, Allah'a yönelmiş olmaktadır ve bu yönelişin doğal sonucu olarak da, O'nu yüceltmekte, O'ndan yardım dilemekte, O'nu övmekte, O'na bağlanmakta ve O'ndan yardım istemektedir. İşte Kur'an'da 'salat' kelimesinin geçtiği her yerde bu manalar vardır (Taha:132; Nur:58; Ankebut:45; Cuma:9,10; Bakara:45,153,238; Nisa:43,103, Maide:58, 9; Tevbe:54, vd.).

'Musalli' (namaz kılan) de, yönelişini bu şekilde gerçekleştiren kişidir. Fakat burada önemli bir husus vardır ki o da şudur: her 'salat' (yani 'yönelme') eylemi, olumlu bir yöneliş manası taşımaz. Nitekim Enfal:35. ayette: "onların (müşriklerin) Beyt önündeki namazları (salatuhum), ıslık çalmak ve el çırpmaktan başkası değildir" denilmektedir. Bu ayet, müşriklerin ibadet kasdı ile yaptıkları yönelişlerin (salatuhum) onay alamadığını açıkça kanıtlamaktadır. 'Salat' eyleminin onay alabilmesi için, yönelişin 'ihlas'la, 'istenilen biçimde' ve bu eylemden beklenen 'sonuçları' hasıl edecek şekilde olması gerekir. İşte bu noktada bazı önemli hususlara değinmek gerekmektedir.


Neden Namaz?


Bunların ilki, namazın/salat'ın bütün çağlar boyunca, Allah'ın kullarına farz kılınan bir ibadet olmasıdır (Müddessir:43; Kıyamet:31; Hacc:40; Hud:87; Meryem:31,55,59; Enbiya:73). Bütün kullardan bu 'yönelme'nin istenmesinin sebebi ise çok açıktır. Kul, ancak Allah'a yönelirse ve bu yönelmenin sonuçlarına uygun bir hayat yaşarsa, kalben mutmain olur. Çünkü bu yönelmenin olmadığı her durum, kulun Allah ile irtibatının zarar görmesi veya kopması anlamına gelecektir


Namaz Şekli

İkincisi, bu 'yönelme'nin 'şekil' şartı ile ilgilidir. Bizler, geçmiş ümmetlerin hangi şekil şartlarını yerine getirerek namazlarını kıldıklarını bilemiyoruz. Bildiğimiz şey, onların da Allah'a yönelerek 'salat' ibadetini yerine getirdikleridir. Fakat Kur'an'ın inzal oluşundan sonra, "namazların vakitlerinin tayin edildiğini" (Nisa:103; Hud:114; İsra:78; Nur:58), rüku, sücud, kıraat gibi farzlarının Kur'an ayetleriyle sabit olduğunu (Bakara:125; Tevbe:112; Hicr:98; Hacc:26; Şuara:217,218,219, vd.) biliyoruz.

Ayrıca Hz. Peygamberin 'salat' ibadetini icra ediş şeklini de sahih sünnetten biliyoruz. Buradan şu sonuç çıkar ki, 'namaz' olarak bildiğimiz 'salat' ibadeti, bir 'özel yöneliş'tir. Şekil şartları vardır ve bunlara riayet edilmelidir. Aksi taktirde, bu yönelişin beklenen sonucu hasıl etmesi mümkün olmayacaktır. Nitekim Enfal Suresi 35. ayeti, bunun açık kanıtıdır.


Namazın içeriği:

Fakat şekil şartının ötesinde bir de 'içerik' şartı vardır ki, bu daha da önemlidir. Çünkü 'salat' ibadetinden asıl beklenen, kulun Allah'ın istediği doğrultuda yaşamasıdır. Eğer kişi şekil şartlarını yerine getirdiği halde, kendisinden beklenen diğer sorumlulukları yerine getirmiyorsa, orada bir 'riya' (veya 'münafıklık') yahut da 'ihmal' durumu vardır. Yani kişi ya inanmadığı halde namaz kılıyordur (veya kılıyor gibi yapıyordur) yahut da namaz kılmakla kendisinden beklenen şeylerden gafildir.

Nitekim Maun Suresi ilk duruma işaret etmektedir. Burada "vay o namaz kılanların (musallin) haline" denilerek, namazın şekil şartlarını getiren bazıları kınanmaktadır. Çünkü bu kişiler, namazlarından (salatihim) gafildir; ikiyüzlülük yapıp, yetim malı yemektedirler. O halde, namaz kılanın (yani Allah'a yönelmiş birinin) yerilen bu eylemleri yapmaması gerekmektedir.

Aynı vurgu, Hud:87 ayetinde de vardır. Burada kavmi, Şuayb (a.s.)'a hitaben şöyle demektedir: "Senin namazın mı (salatuke), babalarımızın taptığı şeylerden, yahut mallarımız üzerinde dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi emrediyor?..." Görüldüğü gibi, bu ayet, salat (yönelme) eyleminden beklenen sonucu gayet net ifade etmektedir. Çünkü eğer Şuayb (a.s) bütün varlığıyla Allah'a 'yönelmişse', o zaman elbette ki kavminin taptığı putları reddedecek ve o 'put düzeni'nin doğal sonucu olarak hasıl olan 'ekonomik adaletsizliğe' de karşı çıkacaktır. İşte bu ayette geçen 'salat' ifadesini böyle algılamak gerekir. Yoksa kavmi, Hz. Şuayb'ı şeklen namaz kılarken gördüğü için bu sözü söylemiş değildir. Burada, Hz. Şuayb'ın 'kıldığı namaz'ın işlevi ile ilgili bir husus vardır ve ayet de buna işaret etmektedir.

Müddessir Suresi 43. ayette de yakıcı ateşe girecek olan suçluların: "biz namaz kılanlardan (musallin) değildik" itirafından bulundukları bildirilmekte ve dünya hayatında 'yoksula yedirmedikleri', 'boş şeylere daldıkları' ve 'ceza gününü yalanladıkları' beyan edilmektedir. Şu halde, 'musalli' olmak demek, aynı zamanda diğer ibadi veya ahlaki sorumlulukları da yerine getirmek demektir.

Ankebut:45'te bu durum açıkça ifade edilmiştir. Buna göre namaz, kişiyi "hayasızlıklardan (fahşa) ve kötülüklerden (münker) alıkoyar." Eğer yapılan eylem ('yöneliş'), bu işlevini icra etmiyorsa, bir değeri yoktur. Özetle namaz, bir 'yaşam biçimi'nin kopmaz bir parçasıdır. O yaşam biçiminin bilinen adı İslam'dır ve namaz da bu yaşam biçiminin en önemli rükunlarından/ilkelerinden biridir. Nitekim En'am suresinin 162. ayeti bu gerçeği en açık şekilde ifade etmektedir: "De ki: benim namazım (salat), ibadetlerim (nüsuk), hayatım (mahya) ve ölümüm (memat) Alemlerin Rabbi içindir


...
alıntıdır
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Kuran da Namazin kilinis sekli:


Kiyam : "...koruyun namazi (es salati) ve kiyam durun Allah icin gönülden baglilik ile " (bakara 238)

Rüku : " ve ikame edin namazi (es salati) ve verin zekati ve ruku edin ruku edenlerle birlikte " (bakara 238)

Secde : "Onları rükû ederken, secde ederken ve Allah’dan fazl ve rıza isterken görürsün. Onların alâmetleri yüzlerindeki secde izleridir. (fetih 29)
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
KURAN DA NAMAZ




cuma 9 : Ey inananlar, cuma günü " es salat" (namaza) çağrıldığınızda ALLAH'ı anmak için acele edin ve alışverişi bırakın...

Cuma 10: "artık bitirdiğiniz zaman " es salat" ı( namazı) yeryüzüne dağılın .."





Meallere bağlı olarak çeviri yapıyorsun verdiğin manaların doğruluğunu nasıl teyit ediyorsun?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Kuran da Namazin kilinis sekli:


Kiyam : "...koruyun namazi (es salati) ve kiyam durun Allah icin gönülden baglilik ile " (bakara 238)

Rüku : " ve ikame edin namazi (es salati) ve verin zekati ve ruku edin ruku edenlerle birlikte " (bakara 238)

Secde : "Onları rükû ederken, secde ederken ve Allah’dan fazl ve rıza isterken görürsün. Onların alâmetleri yüzlerindeki secde izleridir. (fetih 29)

Tahiyyat nerede?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Salat kelimesinin manası :

'Salat' kelimesi, esas itibarıyla 'yönelme' eyleminin çokluğunu, içtenliğini ve mutlaklığını ifade eder. Buna göre, 'sa-le-ve' kökünden türeyen 'salat' kelimesi, özel bir anlam kazanır ve kulun Allah'a karşı "içten yönelişini" karşılar.



...
alıntıdır

Sen sa-le-ve diyorsun bir başkası başka bir kök anlamı kullanıyor?
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Salat kelimesi etimolojik olarak "buluşma" anlamına gelen "vuslat" ile kökteş. "Haydi salata" dendiğinde buluşmaya çağrılıyor insanlar; buluşup dua okunan, Allah'ın adının anıldığı bir törene çağrılıyor.

Benzetme yaparsam, eskiden okullarda okunan öğrenci andı gibi. AKP bunu kaldırdı diye eski kemalist, AKP karşıtı kesimler tepki olarak bu andı sahiplendi. Hatta bir süre okul önlerinde kendi kendine "Türk'üm, doğruyum" diye and içen yaşlı başlı insan grupları göründü. :)

Mesela bu anti-AKP kesimlerden birinin tv kanalında izleyicilere seslense, "haydi anda", "bütün halkımızı and etkinliklerine çağırıyoruz" dense, bunu şimdi pek anlamayabilirler, ama o andın kaldırıldığı sırada denseydi, olayın sıcaklığı içinde herkes neyin kastedildiğini anlardı.

Kuran'da geçen "buluşma" da böyle, herkesin o dönem anlayabileceği bir buluşma idi. Zaten cuma günleri toplanılıyor ve Allah'a dua edilen bir tören düzenleniyordu.

Farisîlerde o törenlerde edilen eylemin adı "namaz" idi. Bu kelime de "namaste" olarak hint-avrupa dil grubuna dahil olan orta-farsça (pehlevice) ve avesteca (zend) dilinde "ibadet" anlamına geliyordu. Hint kültüründe de olan bir ritüeldir.

Şekilciler için bu ritüelin şekli, şemali önemlidir ve bu tür nedenlerle mezhebî ayrılıklar bile olabiliyor. Ama öze göre yaklaşanlar açısından şekil değişebilir ve ayrıntıdır. Ama öz asıl önemli olandır.

Mesela biri kalksa öğrenci andını değiştirip yeniden kullanıma sürse, ki bunu da yapanlar oldu, bu durumda o andı değişen şekliyle devam ettirecekler. Ama özü değişmemiş olacak.

Aynı şey değil, biliyorum. Karşılaştırma yapmıyorum. Sadece kuran'da kastedilenin aslında ne olduğuna işaret etmek için bu teşbihi yapıyorum. Dilin özellikleri ile ilgili bir duruma değinmiş oluyorum.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Kuran'da geçen "buluşma" da böyle, herkesin o dönem anlayabileceği bir buluşma idi. Zaten cuma günleri toplanılıyor ve Allah'a dua edilen bir tören düzenleniyordu.

Buluşma ne için buluşma? Bir insan bir kelimeyi nasıl yüklenir?
Beni an dediğimde ne yaparsın?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Devletin yasa ve kanunlarını anın denildiğinde ne anlaşılıyor?
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Buluşma ne için buluşma? Bir insan bir kelimeyi nasıl yüklenir?
Beni an dediğimde ne yaparsın?

O dönem zaten yapılan bir uygulamaya atıfda bulunuyor. Yeni bir uygulama değil yani. Hz. Muhammed sadece şeklini değiştiriyor. Yeni dine uygun hâle getiriyor.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Ne diyim abi :) ok
bu sözlerinden sonra benim söyleyeceğim sözlerin hepsine kapalı olduğunu söylüyorsun.

"Bu sözlerinden" derken kastettiğin şeyin hangi sözlerim olduğunu yaptığın alıntıdan anlıyoruz. "Yeni bir din"i kastediyorsun. "Yeni değil, eskiden beri tebliğ edilen din" demek istediğini, bu nedenle itiraz ettiğini anlayabiliyorum. Ama sen benim kapalı olduğumu sanıyorsun. Oysa kapanan sen oluyorsun.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
"Bu sözlerinden" derken kastettiğin şeyin hangi sözlerim olduğunu yaptığın alıntıdan anlıyoruz. "Yeni bir din"i kastediyorsun. "Yeni değil, eskiden beri tebliğ edilen din" demek istediğini, bu nedenle itiraz ettiğini anlayabiliyorum. Ama sen benim kapalı olduğumu sanıyorsun. Oysa kapanan sen oluyorsun.

evet kapanan ben oluyorum haklısın çünkü konu öyle bir noktaya geliyor ki ileri derece marsça bilmek gerekiyor sende bilmediğini söylüyorsun. Bende doğal olarak kapanmış oluyorum.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Meallere bağlı olarak çeviri yapıyorsun verdiğin manaların doğruluğunu nasıl teyit ediyorsun?


cift yazmisim .. onun icin 2. sini sildim.

Meallere baglisimi kalmis.

Ayetlerde hep gecen "Es Salat " terimi. Bu genel bir terim degil, özel bir seyin adidir.

"Cuma günü nida edildigi zaman yani ezan okundugu zaman Allah´i anmaya kosun" deniliyor. (Cuma suresi 9-10)

Cuma günü müminler nereye ve ne icin kosuyor , bunu biraz akletmek lazim. Futbol macina kosmadiklari ortada.. Ayeti Kerime de buyruldugu üzre " Es Salata" kosuyorlar.

Daha önce ayette(ankebut 45) de es salatla birlikte , Allahí anmaktan bahsedilmisti.
Ve yine " Es salat" diye gecmisti. Yine Cuma Suresinde " Allah´i anmaya.." diye ifade edilmis.

Ankebut 45:

"Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı (es salat) kıl. Şüphesiz ki namaz(es salat) hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir."
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
cift yazmisim .. onun icin 2. sini sildim.

Meallere baglisimi kalmis.

Ayetlerde hep gecen "Es Salat " terimi. Bu genel bir terim degil, özel bir seyin adidir.

"Cuma günü nida edildigi zaman yani ezan okundugu zaman Allah´i anmaya kosun" deniliyor. (Cuma suresi 9-10)

Cuma günü müminler nereye ve ne icin kosuyor , bunu biraz akletmek lazim. Futbol macina kosmadiklari ortada.. Ayeti Kerime de buyruldugu üzre " Es Salata" kosuyorlar.

Daha önce ayette de es salatla birlikte , Allahí anmaktan bahsedilmisti.
Ve yine " Es salat" diye gecmisti. Yine Cuma Suresinde " Allah´i anmaya.." diye ifade edilmis.

Ankebut 45:

"Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı (es salat) kıl. Şüphesiz ki namaz(es salat) hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir."

iyi de cuma - 10. ayeti çok ince oku bakalım görebileceğin başka bir şey varmı?

ayrıca cuma suresini baştan okuyarak gel bakalım bütün okuyunca elinde ne olacak
 
Üst