Kur’an’da hz. Adem‏

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Adem kelime olarak sâmî dillerine mensup bir kelimedir. İbranca “âdâmâh” sözü “ekili alan” demektir ve kök olarak “âdem” “kızarmak” mastarından gelmektedir. Verimli toprağın renginin kızıl olmasına yapılan bir analojiyle “kızıl toprak” anlamındadır. Nitekim Arapça’da da “toprak ve yeryüzü” anlamına gelmektedir. İsim olarak, semavî dinlere mensup topluluklar tarafından ilk insan ve ilk peygamber olduğuna inanılan ve künyesi “ebu’l-beşer” (insanlığın atası) olan bir şahsiyetin adıdır ki buna da Hz. Adem denmektedir.
Hz. Adem hakkında yanlış inançlar ve efsaneler oldukça çoktur. Özellikle: Allah’ın yeryüzüne toprak almak için, sırasıyla Cebrail, Mikail ve İsrafil adındaki büyük melekleri gönderdiği ve onların istenen toprağı getiremeyip sonra Ölüm meleğini gönderdiği onun her çeşit topraktan birer avuç getirdiği ve Allah’ın bu toprakları çamur yaparak 80 yıl şekilsiz bıraktığı, güneşte kuruttuğu ve sonra şekil vererek 120 yıl daha ruhsuz bırakarak bilâhere ruh verdiği ve böylece canlanıp ilk insanın meydana geldiği ve adının Adem olduğu, eşi Havva’nın onun kaburga kemiğinden yaratıldığı, Cennet’te zina ettikleri, yılan hikayesi, başka bir gezegenden yeryüzüne düştükleri, Adem’in Serendib adasına, Havva’nın Hicaz’a düştüğü vs. hususundaki söylentilerin İslâmî hiçbir mesnedi yoktur. Bu hususta bu rivayetleri haklı çıkaracak ne bir ayet ve ne de sahih bir hadis mevcuttur. Bu rivayet ve efsanelerin kaynağını Yahudi, Süryani ve diğer hristiyan menşe’li kaynaklar oluşturmaktadır. Muharref Tevrat’ın “Hilkat” bahsinin Yahudi ve Süryaniler tarafından yapılmış yorumlar zamanla İslâm toplumuna girmiş ve yapılan tefsir ve kısas-ı enbiya ile ilgili kitaplarda yer alan “isrâiliyat” denen menkabeleri vücûda getirmiştir.
Yaratma mı, halife tayini mi?
Kur’ân’da insanın yaratılışı ile Hz. Adem’in “Allah’ın halîfesi” olması meselesi ayrı ayrı konuları içermektedir. Kur’ân “Biz insanı çamurdan yarattık” (Hicr, XV/26) ayetiyle hem Hz. Adem’in hem de bugünkü insanın maddi varlığının orjininin toprak olduğunu belirtmektedir. Bu açıdan bakıldığında “Adem” kelimesi ile “İnsan” kelimesi Kur’ân’da sinonim bir görünüm arz etmektedir, bu husus daha ziyade “Allah’ın halîfesi” kavramında gerçekleşmektedir. Bu itibarla Kur’ân Adem’in bütün insanlığın ilk biyolojik babası olduğu konusu üzerinde hiç durmaz. Adem’in halifeliği konusu, onun şahsında bütün insanlığın halifeliği ve diğer yaratıklara mümtaz kılınması konusudur.
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
وإذ قال ربك للملائكة إني جاعل في الأرض خليفة قالوا أتجعل فيها من يفسد فيها ويسفك الدماء ونحن نسبح بحمدك ونقدس لك قال إني أعلم ما لا تعلمون
(Bakara, II/30)
“Hani Rabb’in meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife tayin etmekteyim” dediğinde onlar da: “Orada fesat çıkarmakta ve kan dökmekte olanı mı tayin ediyorsun? Halbuki biz Seni hamdinle tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz” dediklerinde Allah da “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi.”
إذ قال ربك للملائكة إنى خالق بشرا من طين
(Sa’d, 38/71)
“Hani Rabbin meleklere: “Ben çamurdan bir beşer yaratmaktayım. ” dedi.”
Bu durumun farkında olmayan hemen hemen her müfessir veya mütercim (Bakara, II/30)’da Hz. Adem’in insanın biyolojik babası olduğundan bahsedildiğini düşünerek kontekse aykırı şöyle tercüme etmektedirler:
“Hatırla o vakte kim Rabbin meleklere “Ben yeryüzünde bir halîfe yaratacağım” demişti. Melekler de “Orada kan dökecek fesat çıkaracak birini mi yaratacaksın? Halbuki biz seni hamdinle tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz’” dediler. Allah ta “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi.”
Öncelikle bu ayette yaratma söz konusu değildir. Zira fiil olarak “ce’ale halifeten” “bir halîfe tayin etmek” demektir. Yaratma çoktan bitmiş beşeriyet yeryüzünde faaliyet icra ediyor, artık halifelik tayininden bahsedilmektedir. Halbuki Hz. Adem’i insanlığın biyolojik babası sayanlar, bu ön yargı ile ayete yaratma manası vermektedirler. Aynı nedenle bu olayı, Cenab-ı Hakk’ın gelecekte yapacağı bir iş olarak anlamışlardır. Halbuki “câilun fi’l-ardı halifeten” “halîfeyi tayin etmekte olan” ya da “tayin eden” demektir.
Yeryüzünde bu ayetin insanın yaratılışı ile ilgili olduğunu zannedenler, meleklerin sözlerine de yukarıda görüldüğü gibi istikbal manası vermişlerdir. Kaldı ki bu ayette yedi adet muzari fiil (şimdiki ve geniş zaman kipi) ile yine şimdiki zaman anlamında bir adet ism-i fail olan kelime vardır. İşte tarihi meal ve tefsir yanılgısını devam ettirenler bu fiillerin üçü ile ism-i faili hiçbir sebebi olmaksızın gelecek zaman kipiyle tercüme edip diğerlerine şimdiki zaman manası vermişlerdir. Böylece aynı ayet içinde geçen bu fiillerin arasındaki zaman ahengini bozuyorlar ve güya Allah’ı zaman konusunda bir tenakuzda bırakıyorlar. Halbuki mana, hal sigasıyla (muzari=şimdiki zaman kipi) “orada fesat çıkarmakta ve kan dökmekte olanı mı halîfe tayin ediyorsun?”dur. Çünkü insanın yaratılması daha önce gerçekleşmiş ve melekler insanların bu fiilleri yapmakta olduklarını söylemektedirler.
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Hz. Adem ilk insan mı?
Bu konudaki yanılgıların bir sebebi de Kur’an’da “Beni Adem” tamlamasının sıkça kullanılmasıdır. Buradan hareketle Adem’in insanlığın ilk babası olduğu sonucuna varılmıştır. Halbuki Kur’ân’da yine aynı tabirle “Beni İsrâil” ifadesi de yer alır. Buna rağmen o kavim tamamen neseb itibariyle İsrail (=Hz. Yakup)’un oğulları değildirler. Aynı şekilde “Beni Adem” tabirine de neseb bağı anlamı verilmesi doğru değildir. Zira Arapça’da “Beni” tabiri onu takip eden onun sünnetinde olan için kullanılır. Keza Kur’an’da müslümanlara hitaben Hz. İbrahim için “Babanız İbrahim” (Ebîkum İbrahim) tabiri kullanılmaktadır. (Hac, 22/78) Buradan Hz. İbrahim’in bütün müslümanların biyolojik babası olduğu anlamı çıkarılmamaktadır. Baba tabiri de önder, lider vs. anlamındadır.
Hz. Adem’in biyolojik anlamda ilk insan olduğu ön yargısına sebep olan diğer bir yanlış ise, Hz. Adem’in ve eşi Havva’nın (Havva’nın adı Kur’an’da geçmez) yaratılışı ile ilgili olduğu iddia edilen ayetlerin yorumları hakkındadır. Adem’in ilk insan olduğunu iddia edenler, şu ayete yanlış bir anlam vermektedirler.
يا أيها الناس اتقوا ربكم الذي خلقكم من نفس واحدة وخلق منها زوجها وبث منهما رجالا كثيرا ونساء
(Nisa, 4/1)
“Ey insanlar sizi bir tek nefisten ve ondan da eşini yaratan ve her ikisinden de çok sayıda erkek ve kadınlar çıkaran Rabbinize gerekli saygıyı gösteriniz.”
Bu ayette insanların tek bir nefisten yaratıldığı söz konusudur. Fakat müfessirlerin çoğu, hatta hepsi “nefs-i vâhide”den Adem, “zevceha” tabirinden de Havva’nın kast olunduğunu söylerler. Halbuki ayette buna delâlet eden hiçbir sarahat yoktur. Çünkü “nefs-i vâhide” Adem’in müradifi değildir. Adem özel isim olarak “marife” nefs vahide ise “nekire”dir. Adem müzekker (erkek), bu tabir ise müennestir (dişi). Öte yandan (A’raf, 7/l89-190) ayetlerinde aynı ifadelerle “nefs-i vâhide”den bahsedilmektedir. Nefs-i vâhideden yaratılan ve eşi de ondan var edilenin Allah’tan salih bir evlat istedikleri, Allah’ın kendilerine istediklerini vermesine rağmen o ikisinin Allah’a bir çok şirk koştuğu ifade edilmektedir. Şu halde “nefs-i vâhide”yi “Hz. Adem” olarak yorumlamak mümkün değildir. Nefs-i vâhide, insanı meydana getiren prensip, su veya nutfe (sperm) anlamındadır. (bkz. İ. Yakıt, Kur’an’da İnsanın Yaratılışı ve Evrimi, S. D . Ü . İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 5, s. 9 vd). Zira Kur’an, bu ayetlerde Adem’in yaratılışından bahsetmemektedir.
إن مثل عيسى عند الله كمثل آدم خلقه من تراب ثم قال له كن فيكون‏
(Ali İmran, 3/59)
“Muhakkak ki İsa meselesi Allah katında Adem meselesi gibidir. Onu da topraktan yarattı. Sonra da “ol” dedi, o da olur.”
Kur’an’ın Hz. Adem’in yaratılışından bahsettiğini sananlar ayete “Allah Adem’i topraktan yarattı” manasını vermişlerdir. Onlara göre bu ayette Hz. Adem’in ilk insan oluşuna delil vardır. Halbuki ayet cümle semantiği açısından ele alındığında böyle olmadığı görülecektir. Söz konusu ayette ehl-i kitabın Hz. İsa’ya uluhiyyet atfetmesi ele alınmıştır. Onlar sadece babasız olması hasebiyle İsa’ya uluhiyet atfediyorlardı. Allah da onlara mademki sizin indinizde sadece babasız olan İsa’ya uluhiyet atfediyorsunuz da yine size göre hem anasız hem babasız olan Adem’e niye uluhiyet atfetmiyorsunuz? diyerek topraktan gelen bir varlığa uluhiyet atfedilemeyeceğini beyan etmektedir.
Ayette geçen “indallah” tabiri de çok önemlidir. Bu ifade yukarıdaki meselenin bir, “indelbeşer” yani insanlar tarafından yorumlandığını bir de, “indallah” yani Allah katında gerçek yorumunun bulunduğunu ve insanlarınkinden farklı olduğunu gösterir. Bu kayıtla beraber ayette vurgulanmak istenen şey, her insanın orijini olan toprağın Hz. Adem ve Hz. İsa’nın da orijini olduğudur. Böylece “halakahu” ibaresindeki “hu” zamiri Hz. İsa’ya racidir. Yani “Onu (İsa’yı) da topraktan yarattı”. Topraktan yaratılan hiç bir kimseye de uluhiyyet isnadı mümkün değildir. Ayrıca ayet Hz. Adem’in anasız-babasız yaratılması ile de ilgili değildir. Nitekim şu iki ayet de Hz. Adem’in ilk insan olmadığına işaret eder.
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Yanlış anlamadıysam özet olarak Hz.Adem'in ilk insan olmadığınımı iddia ediyorsunuz yoksa benmi okuduklarımı yanlış anladım...Eklediğiniz bu konuya belli kaynaklardan açıklık getirirseniz daha istifadeli olur kanaatindeyim...
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,069
Tepkime puanı
1,417
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.

(Bakara Sûresi 30)

Herhalde bu âyeti daha önce hiç okumamış olsanız gerek..

Devamını da okuyun bakalım neler yazıyor?

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]31. Allah Adem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]32. Melekler: Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin, dediler. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]33. (Bunun üzerine: ) Ey Âdem ! Eşyanın isimlerini meleklere anlat, dedi. Adem onların isimlerini onlara anlatınca: Ben size, muhakkak semâvat ve arzda görülmeyenleri (oralardaki sırları) bilirim. Bundan da öte, gizli ve açık yapmakta olduklarınızı da bilirim, dememiş miydim? dedi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]34. Hani biz meleklere (ve cinlere): Âdem'e secde edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]35. Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik. [/FONT]
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bu Mahmud Akar ismi hiç yabancı gelmiyor bize !!!! Neyse, Hz. Adem Aleyhisselamla ilgili bazı bilgilere isrâiliyât damgası vurulmuş, vurulmasına da, kim vermiş bu hükmü, o belirtilmemiş ! Sahi arkadaş Mahmud, bu yazdıklarını sen nerden aldın ? Yoksa, keni imâlatın mı ? Önce bunu bir söyle, sonra seninle bir hayli işimiz var !
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Amacın ne olduğu aşikar ama neyse zanna girmeyelim bekleyelim ve görelim...
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Yanlış anlamadıysam özet olarak Hz.Adem'in ilk insan olmadığınımı iddia ediyorsunuz yoksa benmi okuduklarımı yanlış anladım...Eklediğiniz bu konuya belli kaynaklardan açıklık getirirseniz daha istifadeli olur kanaatindeyim...



(Ali İmran, 3/59)
“Muhakkak ki İsa meselesi Allah katında Adem meselesi gibidir. Onu da topraktan yarattı. Sonra da “ol” dedi, o da olur.”
Kur’an’ın Hz. Adem’in yaratılışından bahsettiğini sananlar ayete “Allah Adem’i topraktan yarattı” manasını vermişlerdir. Onlara göre bu ayette Hz. Adem’in ilk insan oluşuna delil vardır. Halbuki ayet cümle semantiği açısından ele alındığında böyle olmadığı görülecektir. Söz konusu ayette ehl-i kitabın Hz. İsa’ya uluhiyyet atfetmesi ele alınmıştır. Onlar sadece babasız olması hasebiyle İsa’ya uluhiyet atfediyorlardı. Allah da onlara mademki sizin indinizde sadece babasız olan İsa’ya uluhiyet atfediyorsunuz da yine size göre hem anasız hem babasız olan Adem’e niye uluhiyet atfetmiyorsunuz? diyerek topraktan gelen bir varlığa uluhiyet atfedilemeyeceğini beyan etmektedir.
Ayette geçen “indallah” tabiri de çok önemlidir. Bu ifade yukarıdaki meselenin bir, “indelbeşer” yani insanlar tarafından yorumlandığını bir de, “indallah” yani Allah katında gerçek yorumunun bulunduğunu ve insanlarınkinden farklı olduğunu gösterir. Bu kayıtla beraber ayette vurgulanmak istenen şey, her insanın orijini olan toprağın Hz. Adem ve Hz. İsa’nın da orijini olduğudur. Böylece “halakahu” ibaresindeki “hu” zamiri Hz. İsa’ya racidir. Yani “Onu (İsa’yı) da topraktan yarattı”. Topraktan yaratılan hiç bir kimseye de uluhiyyet isnadı mümkün değildir. Ayrıca ayet Hz. Adem’in anasız-babasız yaratılması ile de ilgili değildir. Nitekim şu iki ayet de Hz. Adem’in ilk insan olmadığına işaret eder.
كان الناس أمة واحدة فبعث الله النبيين مبشرين ومنذرين
(Bakara, 2/213)
İnsanlar tek bir topluluktu. Daha sonra Allah onlara müjdeleyici ve uyarıcı peygamberler gönderdi.
Ayette insanların kök birliğine sahip tek bir topluluk olduğu, sonra da kendilerine peygamberler gönderildiği ifade ediliyor. Hz. Adem ilk peygamber olduğuna göre ondan önce insan cinsinin bulunması zorunlu hale gelmektedir.
إن الله اصطفى آدم ونوحا وآل إبراهيم وآل عمران على العالمينR 07;
(Al-i İmran, 3/33)
“Allah Adem’i, Nuh’u, İbrahim ve İmran sülalelerini âlemler üzerine seçmiştir”.
Görüldüğü üzere ayet, Adem’in “seçildiğini” ifade ediyor. Adem benzerlerinden oluşan bir topluluk içerisinde bulunmalı ki seçilme imkanı mevcut olsun. Yani ayete göre, İbrahim sülalesi ile İmran sülalesi diğer sülalelerin arasından seçilmiştir. Nuh da diğer nuhların yani kendi benzerlerinin arasından seçilmiştir. O halde Adem de diğer ademlerin (yani kendi benzerlerinin) içinden seçilmiş olmalıdır. Bu da onun ilk insan olmadığını, aksine, bir toplulukla beraber yaşarken seçildiğini ve peygamber olarak gönderildiğini gösterir.
Görüldüğü gibi (Bakara, 2/30)’da anlatılan “halifelik” meselesi, insanın yani beşer cinsinin yaratılışından tamamen farklıdır. Bu ayetlerde, insanlığa hilâfet makamı verilmiştir. Adem bunun temsilcisidir. Yani Adem’in şahsında halifelik temsil edilmektedir. Anlaşılması gereken bunun ne olduğudur. Adem kıssası, Kur’ân’da birkaç yerde anlatılırken, bu kıssa içinde yer alan Adem ise, halifeliği temsil eden bir karakterle sunulmaktadır. Ancak, Kur’ân bu hususta bize çok açık ve geniş malumatlar vermemektedir.
Öncelikle ayetlerden, meleklerin bu makamı elde etme isteğinde oldukları anlaşılmaktadır. Onlar, “Biz seni hamdinle tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz” sözleriyle hilafete daha lâyık olduklarını imâ ediyorlar. İnsanın fesat çıkarıcı ve kan dökücü olmasıyla, kendilerinin tesbih ve takdis edici olmalarını kıyaslayarak hilâfete talip olmaktadırlar. Fakat Allah, “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” diyerek halifeliğin tesbih ve takdis ile olmadığını ifade etmektedir. Diğer yandan Cenab-ı Hakk’ın Adem’e “Esma’’yı talim edip, melekleri bununla imtihan etmesi ve onların da “Esma”yı bilememeleri ise hilâfetin, takdis tesbih ve ibadet ile olmayıp ilim ile olduğunu göstermektedir. Kur’ân halifelik hakkında kesin bir şey söylemese de bu hususta birçok yorum yapılmıştır. Bize göre halifelik hükümranlık anlamında olup, o da “Esma”yı talim hakikatinde gizlidir
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.

(Bakara Sûresi 30)

Herhalde bu âyeti daha önce hiç okumamış olsanız gerek..

Devamını da okuyun bakalım neler yazıyor?

(Bakara, II/30)
“Hani Rabb’in meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife tayin etmekteyim” dediğinde onlar da: “Orada fesat çıkarmakta ve kan dökmekte olanı mı tayin ediyorsun? Halbuki biz Seni hamdinle tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz” dediklerinde Allah da “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi.”
إذ قال ربك للملائكة إنى خالق بشرا من طين
(Sa’d, 38/71)
“Hani Rabbin meleklere: “Ben çamurdan bir beşer yaratmaktayım. ” dedi.”
Bu durumun farkında olmayan hemen hemen her müfessir veya mütercim (Bakara, II/30)’da Hz. Adem’in insanın biyolojik babası olduğundan bahsedildiğini düşünerek kontekse aykırı şöyle tercüme etmektedirler:
“Hatırla o vakte kim Rabbin meleklere “Ben yeryüzünde bir halîfe yaratacağım” demişti. Melekler de “Orada kan dökecek fesat çıkaracak birini mi yaratacaksın? Halbuki biz seni hamdinle tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz’” dediler. Allah ta “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi.”
Öncelikle bu ayette yaratma söz konusu değildir. Zira fiil olarak “ce’ale halifeten” “bir halîfe tayin etmek” demektir. Yaratma çoktan bitmiş beşeriyet yeryüzünde faaliyet icra ediyor, artık halifelik tayininden bahsedilmektedir. Halbuki Hz. Adem’i insanlığın biyolojik babası sayanlar, bu ön yargı ile ayete yaratma manası vermektedirler. Aynı nedenle bu olayı, Cenab-ı Hakk’ın gelecekte yapacağı bir iş olarak anlamışlardır. Halbuki “câilun fi’l-ardı halifeten” “halîfeyi tayin etmekte olan” ya da “tayin eden” demektir.
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Bu Mahmud Akar ismi hiç yabancı gelmiyor bize !!!! Neyse, Hz. Adem Aleyhisselamla ilgili bazı bilgilere isrâiliyât damgası vurulmuş, vurulmasına da, kim vermiş bu hükmü, o belirtilmemiş ! Sahi arkadaş Mahmud, bu yazdıklarını sen nerden aldın ? Yoksa, keni imâlatın mı ? Önce bunu bir söyle, sonra seninle bir hayli işimiz var !
Evet sn iksir
İki yıl önce haksız yere engellenmiş bir üye idim.
Bu görüşler benim kendi uydurmalarım değil bizzat Kur'an da geçen ayetlerin doğru şekilde anlamlandırılmasından ortaya çıkan gerçek bilgilerdir.
Adem in çocuklarının çapraz batınlarda biribirileriyle evlendirildikleri yalanlarının bir son bulmasının vakti gelmiştir.
Zira ensest evlilikler İslam dininde haram kılınmıştır. Bu şeriat değişikliği ile izah edilemeyecek tarzda pis bir iftiradır.

Fetih 23
Allah’ın öteden beri olagelen sünneti böyledir. Allah’ın sünnetinde asla bir değişiklik bulamazsın.

Rum 30
Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Eğer sabreder de müzakereye devam ederseniz hep beraber israiliyyat ve tarifatlardan kurtulacağız.

Evet kardeş farkındaysanız bende zannın günah olduğunu belirterek zan etmekten ictinab ettim...
Neyse konumuz bu değil...Yazmış olduğunuz tüm mesajları baştan beri okudum...Buraya kadar yazmış olduğunuz cevaplarda hep aynı şeyleri alıntılamışsınız ama aciptirki hiç bir kaynak belirtmemişsiniz...Onuda geçtim iddialarınızdan madem eminsiniz size soracağım şu soruyada rahatlıkla cevap vereceğiniz kanaatindeyim... Ama bu sefer sizden ricam kaynak belirterek cevap vermenizdir... Madem Hz.Adem ilk insan değil...!!!! Peki ilk halk edilen beşer kimdir...?
Bu arada şunuda hatırlatmakta fayda var...Daha öncede belirttiğim gibi ayetleri tek başına ele almamaya özen gösterelim...Sırf kendimizi haklı göstermek için siyakından ve sibakından bağımsızlaştırmayalım...
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Biz her şeyden iki çift yarattık. Umulur ki, iyice düşünürsünüz. Zariyat-49

Madem Hz.Adem ilk insan değil...!!!! Peki ilk halk edilen beşer kimdir...?
İlk beşerin kim olduğu hiç önemli değil ki..
Bakara 30 da geçen "cailun" fiilini meallendirenler ;
aynı "halaka" fiilinde ki gibi "yaratmak" olarak çeviriyorlar.
Sorun burada..
Aynı ayetin syak ve sibağını dikkatle okursanız, melekler şaşırıyorlar,
"kan döken- bozgunculuk çıkaran " birini nasıl halife olarak tayin edeceksin diye hayret ediyorlar.
Madem diğer görüşlere göre ilk insan yaratılıyor, melekler bu insanın niteliğini nasıl bilebiliyorlar?

Bakara 32-
Dediler ki: "Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın."
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Esmanın Öğretilmesi

Adem’e öğretilen isimler konusuna müfessirler oldukça zengin yorumlar getirmektedirler. Onlardan bir kısmına göre, “Esma”dan maksat “müsemmiyat”tır. Yani bütün varlıkların adlarıdır. Mevlâna Celaleddin’e göre Esma’dan kasıt: Zahirde cisimler, bâtında isimlerdir. Diğer bir görüşe göre, Allah’ın insana istisnasız bütün ilimleri yapma kapasitesini vermesi ve bu kabiliyetiyle insanın onu her yerde kullanabilmesi ve her varlığa adını verebilmesidir. “Esma”yı talimin yer aldığı ayette bazı hususlar dikkati çekmektedir.
Adem’e “Esma”yı öğreten, bizzat Allah’tır. “Allame Ademe’l-esmâe” “Adem’e isimleri öğretti”. Bu iş için öğretti fiili kullanılmıştır ki; “tef’îl” kalıbı bir işin tedricen ve zaman içerisinde yapıldığını gösterir. Esma’ya “kulleha” bedelinin getirilmesi, ona isimlerin tümünün öğretildiğine delâlet ediyor.
Bir diğer durum ise, Allah’ın meleklere “Bunların isimlerini bana haber verin” derken “hâulâi” işaret zamirini kullanmasıdır ki; bu zamir, haber verilmesi istenen şeyin orada göz önünde olduğu intibaını veriyor.
Ayrıca “aradahum” ifadesindeki “hum” zamiri müzekker kullanılmış olup ayette geçen açık bir mercii de yoktur. Bu karinelerden arzedilen şeylerin, müsemmiyat olduğu ve bunları gören meleklerin, onların isimlerini bilemedikleri anlaşılmaktadır. Onların “Senin bize öğrettiklerinden başka bizde bir ilim yoktur” demelerinden, bunun bilgiye ait ve Allah tarafından bildirilmesiyle bilinen şeylerden olduğu ortaya çıkıyor ki; biz, Esma’yı öğrenmenin Adem için bir vahiy olabileceğini düşünüyoruz.
Burada akıl ve vahiy bilgisinin bir bileşkesini görmekteyiz. Şöyle ki; varlıkların isimlerini bildirmek, ancak onları tanımak ile mümkündür. Tanımak ise onları tanımlamaktır. Tanımın oluşması için önce zihinde tasavvur oluşmalıdır. Dolayısıyla duyu ve akıl vasıtasıyla zihinde oluşan tasavvurlar, varlıkların zihinsel formlarıdır. Buradan hareketle hangi formun hangi varlığa ait olduğu ve ne olduğu bilinmelidir. Dolayısıyla akıl, bu varlık hakkında hükmünü verecek ve tanımını yapacaktır. Böylece varlığı belirleme, onu tanıma ve onu diğerlerinden ayırıcı olan isminin verilmesiyle mümkündür. Bu özellik kesin bilginin veya ilmin temelidir. Zaten meleklerin cevabından onlarda bu hususun eksikliği görülmektedir. Onlar, varlığı tasavvur etseler de tanım yapamıyorlar. Yani ilim üretme yeteneğine sahip değiller. Aklî ve vahyî kaynaklı bu husus sadece insana verilmiş olup, insan bu iki kaynakla ilmin ve teknolojinin yolunu açmış ve tabiata ve içindekilere hükmetme yetkisini kazanmaya yani halifeliğe layık olmuştur
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Secde
Meleklerin Adem’e secde etmeleri konusunda kaynaklar, asıl secdenin Allah’a yapıldığı Adem’in ise sadece bir kıble olduğu görüşündedirler. Ancak secde, itaat anlamına da geldiğinden bütün varlıkların insanoğlunun emrine verildiği anlamını da bulabiliriz.
Kur’ân’da, bu konu yedi yerde geçmektedir. Bu ayetleri özellikleri itibarıyla iki grupta mütaala edebiliriz. İlk grup ayetlerde (Hicr, 15/30 ve Sa’d. 38/73) “Beşer’’ lafzı kullanılmıştır. İkinci grupta ise, (Bakara, 2/34; A’raf, 7/11; İsra, 17/61; Kehf, 18/50; Taha, 20/116) kendisine secde edilmesi gereken kişinin, ismi sarih şekilde “Adem” olarak zikredilmiştir. Bu iki ayet grubu arasındaki bir diğer fark, ilk grupta beşere akli melekeler anlamında ruh üfürme tabiri geçerken, ikinci grup ayetlerin sonrasında cennetle ilgili mevzulardan, (yasak ağaç, Adem ve eşinin Şeytan tarafından aldatılması, v. s .) bahsedilmektedir.
Birinci gruba Hicr Suresi’nin 15/28-31. ayetlerini örnek olarak verebiliriz.
وإذ قال ربك للملائكة إني خالق بشرا من صلصال من حمأ مسنون فاذا سويته ونفخت فيه من روحى فقعوا له ساجدين فسجد الملائكة ‏كلهم اجمعون‏ إلا إبليس أبى أن يكون مع الساجدين
“Rabbin meleklere “Ben yeryüzünde balçıktan bir insan türü (beşer) yaratmaktayım, ona insan şekli verip, ruhumdan üfürdüğümde ona secdeye kapanın” demişti. İblis hariç meleklerin hepsi secde ettiler, o, secde edenlerle beraber olmaktan çekindi.”
İkinci ayet grubuna örnek olarak da Tâhâ Suresi’nin 20/116 ayetini zikredebiliriz.
وإذ قلنا للملائكة اسجدوا لآدم فسجدوا إلا إبليس أبى
“Meleklere Adem’e secde edin demiştik, iblis hariç hepsi secde ettiler. O çekindi.”
İşte bu temel farklılıklar Kur’an’da iki secde emrinin olduğunu göstermektedir. Söz konusu secdelerden biri tekvini, diğeri ise teklifidir. (Kevnî ve şer’î) Şeytan her iki secdeye de aynı gerekçelerle itaat etmemiş ve yüz çevirmiştir.
Yukarıda ifade edildiği üzere meleklerin itaat edip şeytanın ise isyan ettiği bu secde olayı iki defa vuku bulmuştur. Mevzuyu bu şekilde ele almak fenomenolojik olarak namazdaki iki secdenin hikmetini de açıklayacaktır. Aynı şekilde Kur’ân’da yer alan tilavet secdelerinin de bir kısmı tekvini, bir kısmı da teklifidir.
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
İlk beşerin kim olduğu hiç önemli değil ki..
Bakara 30 da geçen "cailun" fiilini meallendirenler ;
aynı "halaka" fiilinde ki gibi "yaratmak" olarak çeviriyorlar.
Sorun burada..
Aynı ayetin syak ve sibağını dikkatle okursanız, melekler şaşırıyorlar,
"kan döken- bozgunculuk çıkaran " birini nasıl halife olarak tayin edeceksin diye hayret ediyorlar.
Madem diğer görüşlere göre ilk insan yaratılıyor, melekler bu insanın niteliğini nasıl bilebiliyorlar?

Bakara 32-
Dediler ki: "Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın."

Nasıl önemi yok...Lütfen ama madem bazı bilgiler öne sürüyorsunuz bunu tam olarak yapmanızı sizden rica ediyorum...Ben ilk insan Hz.Adem diyorum ve bunun böyle olduğuna dair birçok delil getirebilirim...
Ama siz ilk halk edilen insan Hz.Adem değil diyorsunuz ve ben size ilk halk edilen insanın kim olduğu sorusunu yöneltincede önemi yok diyorsunuz...Çok acip...Madem böyle bir bilgi ortaya attınız kendi adıma ilk insanın kim olduğunu öğrenmek istiyorum...!
Sizde eklediklerinizde artık kendinizle çeliştiğinizin farkındasınız umarım...
Cidden tebessüm ederek okuyorum eklediklerinizi...
Hem melekler ilk insanın niteliğini nasıl bilebiliyorlar diye bir soru yöneltiyorsunuz hemde ayet-i kerimeyle kendinize cevap vermiş oluyorsunuz bilmem farkındamısınız ... :)
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Evet sn iksir
İki yıl önce haksız yere engellenmiş bir üye idim.
Bu görüşler benim kendi uydurmalarım değil bizzat Kur'an da geçen ayetlerin doğru şekilde anlamlandırılmasından ortaya çıkan gerçek bilgilerdir.
Adem in çocuklarının çapraz batınlarda biribirileriyle evlendirildikleri yalanlarının bir son bulmasının vakti gelmiştir.
Zira ensest evlilikler İslam dininde haram kılınmıştır. Bu şeriat değişikliği ile izah edilemeyecek tarzda pis bir iftiradır.

Fetih 23
Allah’ın öteden beri olagelen sünneti böyledir. Allah’ın sünnetinde asla bir değişiklik bulamazsın.

Rum 30
Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Mahmud efendi, Aywetelrin tefsirlerini nerden aldın ? Neden kaynak belirtmiyorsun ? Yoksa, bilgilendiğin kaynakalrın satış rekoru kırmasından mı korkuyorsun ?
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Nasıl önemi yok...Lütfen ama madem bazı bilgiler öne sürüyorsunuz bunu tam olarak yapmanızı sizden rica ediyorum...Ben ilk insan Hz.Adem diyorum ve bunun böyle olduğuna dair birçok delil getirebilirim...
Ama siz ilk halk edilen insan Hz.Adem değil diyorsunuz ve ben size ilk halk edilen insanın kim olduğu sorusunu yöneltincede önemi yok diyorsunuz...Çok acip...Madem böyle bir bilgi ortaya attınız kendi adıma ilk insanın kim olduğunu öğrenmek istiyorum...!
Sizde eklediklerinizde artık kendinizle çeliştiğinizin farkındasınız umarım...
Cidden tebessüm ederek okuyorum eklediklerinizi...
Hem melekler ilk insanın niteliğini nasıl bilebiliyorlar diye bir soru yöneltiyorsunuz hemde ayet-i kerimeyle kendinize cevap vermiş oluyorsunuz bilmem farkındamısınız ... :)
Ben ilk insanın "kim" olduğunun önemli olmadığını niçin söylüyorum acaba bunu hiç düşündünüz mü?
Halbu ki dğer görüşlere göre ilk insan adem, karısı havva
ve doğan çocuklar, çapraz batında dünyaya geldikleri için biribirileriyle evlenebiliyorlar..Buna da islam diyorsunuz ya pes...
---
Diğer bahsettiğiniz konuda ise meleklerin durumu ile alakalı,
Bakara suresinin 30. ayetten başlayarak sırası ile okur iseniz
daha ilk insanın "yaratıldığını" farzeden görüşlerin kendisi ile çeliştiğini anlayabilirsiniz umarım.
Zira daha Rabbimiz güya "yaratmaktan " bahsettiği anda melekler itiraz ediyorlar. Bir kaç ayet sonra ise kendileirni ele veren açıklama yapıyorlar, "senin öğrettiğinden başkasını bilemeyiz"
Madem bilmiyorlardı, insandan henüz bahstmişken nereden biliyorlar bozgunculuk çıkarıp kan dökeceklerini...
 

Mahmut Akar

Asistan
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
444
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.tefsirdersi.com
Mahmud efendi, Aywetelrin tefsirlerini nerden aldın ? Neden kaynak belirtmiyorsun ? Yoksa, bilgilendiğin kaynakalrın satış rekoru kırmasından mı korkuyorsun ?
Google hzlerinden taratırsanız nette bir çok sitede var olduklarını görebilirsiniz.
Önemli olan niteliktir. Doğrumu yanlış mı siz ona bakıverin.
İlim çin de bile olsa edinmek lazım değil mi...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Google hzlerinden taratırsanız nette bir çok sitede var olduklarını görebilirsiniz.
Önemli olan niteliktir. Doğrumu yanlış mı siz ona bakıverin.
İlim çin de bile olsa edinmek lazım değil mi...

Googleyi kılavuzun kabul ettin ise, senin İslâm Dinini öğrenmek için elif-ba 'dan başlaman gerekiyor ! Çünkü, google amcan doğru bilgileri verdiği gibi şeytani bilgileri de verir ! Bunu bilmemen çok garip !
 
Üst