Kumaş isleme sanati

Kajin

Paylaşımcı
Katılım
10 Haz 2006
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Türk kumaşları dokuma tekniği, malzeme özellikleri,
desen zenginlikleriyle kumaşın evrimi içinde önemli yer alır.
Erken örneklerin günümüze ulaşabilmesi zor olduğundan,
Türk kumaşlarının kökeni konusunda söylenebilecekler sınırlıdır.
Doğu Türkistan’da, Çin sınırında Budist mağralarındaki resimlerde,
V. yüzyıla kadar inen canlı renk ve süslemeleri olan Türk dokuma
sanatının ilk örneklerine rastlanır. Anadolu Selçuklularına ait bir örnek
Lyon Müzesi’nde bulunan Alaeddin Keykubat’ın adı yazılı, madalyonlu,
çift arslan figürlü kumaştır.

İbni Batuta, Marco Polo gibi gezginler de Selçuklu
kumaşlarından övgüyle söz ederler. Ayrıca minyatür ve
çinilerdeki insan figürlerinde de, kumaş desenleri ayrıntılı olarak
işlenmiştir. Osmanlı dönemi kumaşlarının gelişimi ise-her Osmanlı
sultanının en az bir elbisesini saklamak gelenek olduğu için-başta
Topkapı Sarayı, Mevlana Müzesi kolleksiyonlarından izlenebilmektedir.
Türk kumaşlarının ulaştığı düzeyde, dokuma esnafının
sıkı denetim ve örgütlenme içinde bulunmasının büyük payı vardır.
Türk kumaş tekniği, halk arasında dokunan kumaşlar, saray
tezgahlarında dokunan kumaşlar, olarak iki yönde gelişim
göstermiştir.

Çözgü ve atkısı ipekli, bazen altın veya gümüş sırmalı kalınca "
kemha", zemine oranla süslemesi daha kabarik bir kadife türüne
"çatma”, ipektenkumas veya altin simali tellerle karisik dokunmus
kumasa "diba”, som sirma ve ipekle dokunmus kumasa "seraser”,
altin dokumaya "zerbaft”,ipekten renkli parlak kumaslara "atlas" denir.
Cinslerine göre değişik adlar alan "aba", "bürümcük", "çuha",
"kadife", "canfes" ve "gezi” desensiz ve düz dokumalardır.
Bazı düz kumaşlarda "batik” denilen bir baskı tekniği ile "yazma”
tekniği uygulanmıştır. Türk kumaş desenlerinde motif bakımından
büyük zenginlik görülür.XIV. Yüzyıl kumaşlarında motifler iri, renkler
az fakat çok canlıdır. XV. Yüzyılda desenlerin küçülmesine karşılık,
renk sayısı artmıştır.

Türk kumaşlarında lale, karanfil, gül, sümbül, papatya, hilal, rumi,
çintemani, çarkıfelek, çam, kozalağı, nar ve geometrik desenler çok
kullanılmıştır. Türk kırmızısı, çini mavisi, pişmiş ayva, safran sarısı gibi,
zamanla solmayan renkler yeğlenmiştir.

Deri ve dokumalar üzerine, iğneyle değişik cins ve renkteki ipliklerle
yapılan bezemelere İşleme denir. Gelgef ve kasnak denilen araçlara
gerilen dokumalar üzerine uygulanan işleme sanatı, eskilere kadar uzanır.
Babil yazma eserlerinde iğnenin işleme aracı olduğunu belirten bilgiler
vardır.İslam sanatında tarihi bilinen en eski İslam kumaşı da işlemelidir.

Emevi ve Abbasilerde, utbe işareti olan "tiraz" şeritlerinin üzerine
yer ve tarih işlenir. Bununla ilgili bir örnek, Londra Victoria and
Albert Müzesi’ndedir. Bizans elçisi Zemerkos’un VI. Yüzyılda Türk
hakanı İstemi Han’ın çadırının işlemeli kumaş ve halılarla süslü
olduğunu anlatan belgeler vardır. Fransa’da Lyon Müzesi’ndeki
sultan Alaeddin Keykubat’ın adınıtaşıyan kumaş da, Selçuklular
dömindeki işleme sanatının yüksek düzeyini yansıtır.

İşleme sanatı sonsuz bir motif zenginliğine sahiptir.
Kadın ve erkek giyiminde aba, arakiye, basörtüsü, ayakkabi,
cepken, cübbe, uçkur, elbise, entari, lil’at
gibi eşyalarıyla
kavuk örtüsü, kese, kılıf, sancak, seccaade, mevlüt takımı, yağlık
gibi her türlü diğer eşyalarda doğadan alinan üslüplaştırılmış motifler
değişik düzenler içinde kullanılmıştır.
Bunlarda "ciğerdeldi", "gözeme", "sarma", “balıksırtı",
“civan kaşı", "susman", "mürver", “muşabbak", “tel kırma",
"dival” gibi özgün adlarla anılan teknikler kullanılmıştır.
 

DJ MESNEVI

Doçent
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
1,462
Tepkime puanı
3
Puanları
0
yahu nakıscılık derler kısacada neden birkac foto eklemediniz kardesim daha güzel olurdu ama yinede emeğinize saygı..:)
 
Üst