Kulluk/ Ubudiyet

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0




3196776662_f73b9bccdf_m.jpg


İnsanın pek yüksek bir kıymeti olmasaydı, semavat ve arz onun istifadesine mutî ve musahhar olmazdı. Ve kezâ, insan ehemmiyetsiz olsaydı, mahlûkat onun için halk edilmezdi. Eğer insan ehemmiyetsiz ve kıymetsiz olsaydı, o vakit insan, mahlûkat için halk olunacaktı. Ve kezâ, insanın Hâlikı yanında mevkii pek büyük olduğu içindir ki; âlem-i dünyayı kendisi için değil, beşer için, beşeri de ibadeti için halk etmiştir.
(İşârâtü’l-İcaz)

 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Allah’a abd ve asker olmak, öyle lezzetli bir şereftir ki tarif edilmez.
(Sözler)

Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tezellül edip minnet çekme, onlara temellük edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, olardan korkup titreme… Çünki: Sultan-ı kâinat birdir, her şeyin anahtarı Onun yanında, her şeyin dizgini Onun elinde, her şey Onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.
(Mektûbat)
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
İnsan nihayetsiz şeylere muhtaç olduğu halde; sermayesi hiç hükmünde… Hem nihayetsiz musibetlere maruz kaldığı halde; iktidarı hiç hükmünde bir şey… Âdeta sermaye ve iktidarının dairesi, eli nereye yetişirse o kadardır. Fakat emelleri, arzuları ve elemleri ve belâları ise; dairesi, gözü, hayali nereye yetişirse ve gidinceye kadar geniştir. Bu derece aciz ve zaîf, fakir ve muhtaç olan ruh-u beşere ibadet, tevekkül, tevhid, teslim; ne kadar azîm bir kâr, bir saadet, bir nimet olduğunu, bütün bütün kör olmayan görür, derk eder.
(Sözler)

 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Kâinat içinde bir zerre gibi zayıf, küçük bir mahluk olan şu insan ubudiyetin azameti cihetiyle Hâlik-ı arz ve semavatın mahbûb bir abdi ve arzın halifesi, sultanı ve hayvanatın reisi ve hilkat-i kâinatın neticesi ve gayesi oluyor.
(Mesnevî-i Nûriye)
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Sultan-ı Ezeliye iman ile intisap eden ve amel-i salih ile itaat eden bir insan, şu misafirhane-i dünya menzillerinden ve âlem-i berzah ve âlem-i mahşer dairelerinden ve hâkeza kabirden sonraki bütün âlemlerin geniş hudutlarından berk ve burak sür’atinde geçer tâ saadet-i ebediyeyi bulur.
(Sözler)

Ubudiyet mukaddeme-i mükâfat-ı lâhika değil, belki netice-i nimet-i sabıkadır. Evet, biz ücretimizi almışız; ona göre hizmetle ve ubudiyetle muvazzafız.
(Sözler)
İbadetin manası şudur ki: Dergâh-ı İlâhi’de abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp kemâl-i Rubûbiyetin ve kudret-i Samedaniyenin ve rahmet-i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir.
(Sözler)

 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Ubudiyetin sırr-ı esası; niyaz, şükür, tazarru, huşû, acz, fakr, halktan istiğnâ cihetiyle o hakikatin kemâline mazhar olur.
(Mektûbat)
Ahlâk-ı İlâhiye ile muttasıf olup Cenab-ı Hakka mütezellilâne teveccüh edip, acz, fakr, kusurunuzu bilip dergâhına abd olunuz.
(Sözler)
Allah’a abd olana her şey musahhardır. Olmayana her şey düşmandır.
(Mesnevî-i Nûriye)
Nihayetsiz hâcât-ı insaniyeyi îfa edecek, ancak nihayetsiz bir kudret ve muhît bir ilim sahibi olabilir. Öyle ise ma’bûdiyete lâyık yalnız O dur.
(Sözler)
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Ey insan! Yaptığın hizmet, ettiğin ubudiyet boşu boşuna gitmez. Bir dâr-ı mükâfat, bir mahal-i saadet senin için ihzar edilmiştir. Senin şu fâni dünyana bedel, bâki bir Cennet seni bekler.
(Mektûbat)
Eğer Allah’ı buldunsa bütün eşya senindir gör,
Eğer Malikü’l-Mülke memlûk isen, Onun mülkü senindir gör.
(Sözler)
Ey insan! Eğer yalnız Ona abd olsan, bütün mahlûkat üstünde bir mevkii kazanırsın. Eğer ubudiyetten istinkâf etsen, âciz mahlûkata zelil bir abd olursun.
(Sözler)
Her kim kendisini Allah’a mal ederse, bütün eşya onun lehinde olur. Ve kim Allah’a mal olmasa, bütün eşya onun aleyhinde olur. Allah’a mal olmak ise, bütün eşyayı terk ve her şeyin Ondan olduğunu ve Ona rücu’ edeceğini bilmekle olur.
(Mesnevî-i Nûriye)

 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Kimin için Allah var, ona her şey var. Ve kimin için yoksa; her şey ona yoktur, hiçtir.
(Şuâlar)
Madem her yer misafirhanedir. Eğer misafirhane sahibinin rahmeti yar ise, her yer yardır, her yer yarar. Eğer yar değilse, her yer kalbe bardır ve herkes düşmandır.
(Mektûbat)
Sâni-i âleme hakkıyla abd ve hizmetkâr olanın halka ubûdiyete tenezzül etmemesi gerekir.
(Hutbe-i Şamiye)
Vücudunu Mûcidine fedâ et! Mukabilinde büyük bir fiat alacaksın. Çünki, fedâ etmediğin takdirde, ya bâd-i heva zail olur, gider; veya Onun malı olduğundan yine Ona rücû eder.
(Mesnevî-i Nûriye)
Herkesin bütün saadetleri, bir Rabb-ı Rahime olan teslimiyete bağlıdır.
(Mesnevî-i Nûriye)
Cenab-ı Hak senin ibadetine belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat Sen ibadete muhtaçsın; mânen hastasın. İbadet ise, mânevî yaralarına tiryaklar hükmündedir.
(Lem’alar)
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
İnsanın yüksek ruhunu inbisat ettiren, ibadettir; istidatlarını inkişaf ettiren, ibadettir; meyillerini temyiz ve tenzih ettiren, ibadettir; emellerini tahakkuk ettiren, ibadettir; fikirlerini tevsî ve intizam altına alan, ibadettir; zâhirî ve Bâtınî uzuvlarını ve duygularını kirleten tabiat paslarını izâle eden, ibadettir. İnsanı mukadder olan kemâlâta yetiştiren ibadettir. Abd ile Mabud arasında en yüksek ve en lâtif olan nisbet, ancak ibadettir. Evet, kemâlât-ı beşeriyenin en yükseği şu nisbet ve münasebettir.
(İşârâtü’l-İ’caz)
İnsan ibadet için halkolunduğunu, fıtratı ve cihâzât-ı mâneviyesi gösteriyor. Zira, hayat-ı dünyeviyesine lâzım olan amel ve iktidar cihetinde en edna bir serçe kuşuna yetişemez. Fakat, hayat-ı maneviye ve uhreviyesine lâzım olan ilim ve iftikâr ve tazarrû ve ibadet cihetinde hayvanâtın sultanı ve kumandanı hükmündedir.
(Sözler)
"Siz ubudiyet için halk olunmuşsunuz. Netice-i hilkatiniz ubudiyettir. Rızka çalışmak, emr-i İlâhî noktasında bir nevi ubudiyettir. Benim mahlûkatım ve rızıklarını deruhte ettiğim nefisleriniz ve iyâliniz ve hayvânâtınızın rızkını tedarik etmek, adeta Bana ait rızık ve it'âmı ihzar etmek için yaratılmamışsınız. Çünkü Rezzak Benim. Sizin müteallikatınız olan ibâdımın rızkını Ben veriyorum. Siz bunu bahane edip ubudiyeti terk etmeyiniz."
(Lem’alar)
 
Üst