Vuslat Rana
Edep Ya Hu
Aişe (RA)’den:
“ Bir adam gelip Peygamber Efendimizin dizleri yanına oturdu ve:
- Ya Resulallah ! Benim birkaç kölem vardır.
Bana yalan söylüyor, beni aldatıyor, bana hıyanet ediyor ve beni
dinlemiyorlar.
Ben de onlara sövüp dövüyorum.
Onların hesabı benden sorulacak mı ? diye sordu
Efendimiz (sav):
- Kıyamet günü, onların hıyanet etmeleri, seni dinlememeleri ve seni
aldatmaları ile, senin onları azarlayıp dövmen karşılaştırılacaktır.
Eğer senin onları azarlayıp dövmen, onların günahı kadar olursa,
o zaman senden ne bir şey istenir, ne de sana bir şey verilir.
Yok senin onları azarlayıp dövmen, onların günahından çok olursa,
o zaman senden kısas alınır, dedi.
Bunun üzerine adam geri çekilip, yüksek sesle ağlamaya başladı.
Efendimiz ona:
- Sen :
“ Biz kıyamet günü adaleti icra etmek için araziler kuracağız.
Artık hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğratılmayacaktır.
Eğer kişinin yaptığı, bir hardal tanesi kadar bile olsa,
onu ortaya getireceğiz.
Hesapçı olarak da biz yeteriz….”
(Enbiya Suresi – Ayet: 47)
mealindeki ayet-i kerimeyi okumuyor musun ? buyurdu.
Adam:
- Öyleyse ya Resulallah,
gerek benim ve gerekse onlar için, onlardan ayrılmaktan daha hayırlı yol
bulamıyorum.
Allah için şahid ol ki, onların hepsini bağışladım, dedi
(Terğib ; c:III ; s:299 - Imam Ahmed ve Tirmizi’den naklen)