"Filistin'de çocuklar annelerinin mezarlarını kucaklamak zorunda kaldı" diyen Erdoğan "Kudüs'ü yakmaya yeltenenler kendi ruhlarını yakar" dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Tüm dünyada çocuklar bir demet çiçekle, bir hediyeyle anneleriyle kucaklaştı. Ama Gazze'de, Ramallah'ta, Eriha'da, El Halil'de, çocuklar annelerini değil, annelerinin mezarlarını kucaklamak zorunda kaldı" dedi. Dün Conrad Otel'de düzenlenen İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliği (İKÖPAB) Genişletilmiş II. Olağanüstü İcra Komitesi'nin toplantısına katılan Erdoğan, İsrail'in 3 semavi dinin buluşma noktası Kudüs'te yeni yerleşim bölgeleri açarak kutsal dokuyu bozma girişimine ilişkin genel müzakere öncesinde konuştu. İslam Konferansı Örgütü'nün, 25 Eylül 1969'da, Kudüs'te Mescid- i Aksa'ya yapılan insanlık dışı saldırının ardından kurulduğunu ve bu saldırıda "Selahaddin Minberi" olarak bilinen tarihi minberin kül olduğunu hatırlatan Erdoğan özetle şunları söyledi:
Minber, Müslümanların, Yahudilerin ve Hıristiyanların bir arada yaşamasının, hoşgörüyle muamele etmesinin sembolüdür. Türk ustalarca aslına uygun olarak yeniden yapılan o minber, 2007'de yerine kondu. Ancak, bugün üzülerek görüyoruz ki 1969'da Mescid- i Aksa'da başlatılan yangın, hala sönmedi. Kudüs'ü yakmaya ve yok etmeye yeltenenler, sadece ve sadece Ortadoğu'yu, kendi ruhlarını ateşe verirler.
Kudüs yanarsa, Ortadoğu yanar, dünya yanar, ne Ortadoğu'da, ne dünyada barış mümkün olamaz. Bu gerçeği artık başta İsrail olmak üzere bölgeyle yakından alakalı tüm ülkelerin görmesi gerekmektedir. Kudüs'e yönelik her türlü saldırı karşılarında Müslümanlar'ı, bizleri, İslam dünyasını bulacaktır. Kudüs'e yönelik çirkin planlara, sadece Müslümanlar değil, Hıristiyanlar ve aklı selimle düşünen Yahudiler de tepki gösterir.
Mesicid-i Aksa'nın altı oyulmaya başladığında uzmanlardan oluşan bir ekibi bölgeye gönderip, rapor hazırlattım. Bu raporu BM, UNICEF, UNESCO gibi ilgili kurumlara gönderdik, şu ana kadar hiçbir tepki gelmedi. Dünya bunlara maalesef hep sessiz. Dünya, Gazze'ye, Filistin'e de sessiz. Ama biz sessiz kalamayız. Bu bize insani bir görev olarak yüklenmiştir.
Tüm dünya Anneler Günü'nü kutlarken, Filistin'in anneleri yitirdikleri yavrularının hatırasıyla, fotoğraflarıyla, kanlı elbiseleriyle, kundaklarıyla, avunmak zorunda kaldı. Filistin'in anneleri, Irak'ın anneleri anne değil mi? Onlar bir demet çiçeği hak etmiyor mu? Başbakan Erdoğan daha sonra İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Laricani ile basına kapalı görüştü.
ARAPÇA HADİS
"Cennet annelerin ayakları altındadır" hadisini Arapça okuyan Erdoğan, "Dünyanın her neresinde olursa olsun, annelere bu acıyı, bu elemi yaşatmak insanlıkla bağdaşır mı? Barış sürecinin önündeki en büyük engeli teşkil eden Yahudi yerleşim faaliyetlerine son verilmeli, Filistinlileri birbirinden koparmayı amaçlayan Ayrım Duvarı ve kontrol noktaları gibi engeller ortadan kaldırılmalıdır. Filistin açık hava cezaevi olmaktan kurtarılmalıdır" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Tüm dünyada çocuklar bir demet çiçekle, bir hediyeyle anneleriyle kucaklaştı. Ama Gazze'de, Ramallah'ta, Eriha'da, El Halil'de, çocuklar annelerini değil, annelerinin mezarlarını kucaklamak zorunda kaldı" dedi. Dün Conrad Otel'de düzenlenen İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliği (İKÖPAB) Genişletilmiş II. Olağanüstü İcra Komitesi'nin toplantısına katılan Erdoğan, İsrail'in 3 semavi dinin buluşma noktası Kudüs'te yeni yerleşim bölgeleri açarak kutsal dokuyu bozma girişimine ilişkin genel müzakere öncesinde konuştu. İslam Konferansı Örgütü'nün, 25 Eylül 1969'da, Kudüs'te Mescid- i Aksa'ya yapılan insanlık dışı saldırının ardından kurulduğunu ve bu saldırıda "Selahaddin Minberi" olarak bilinen tarihi minberin kül olduğunu hatırlatan Erdoğan özetle şunları söyledi:
Minber, Müslümanların, Yahudilerin ve Hıristiyanların bir arada yaşamasının, hoşgörüyle muamele etmesinin sembolüdür. Türk ustalarca aslına uygun olarak yeniden yapılan o minber, 2007'de yerine kondu. Ancak, bugün üzülerek görüyoruz ki 1969'da Mescid- i Aksa'da başlatılan yangın, hala sönmedi. Kudüs'ü yakmaya ve yok etmeye yeltenenler, sadece ve sadece Ortadoğu'yu, kendi ruhlarını ateşe verirler.
Kudüs yanarsa, Ortadoğu yanar, dünya yanar, ne Ortadoğu'da, ne dünyada barış mümkün olamaz. Bu gerçeği artık başta İsrail olmak üzere bölgeyle yakından alakalı tüm ülkelerin görmesi gerekmektedir. Kudüs'e yönelik her türlü saldırı karşılarında Müslümanlar'ı, bizleri, İslam dünyasını bulacaktır. Kudüs'e yönelik çirkin planlara, sadece Müslümanlar değil, Hıristiyanlar ve aklı selimle düşünen Yahudiler de tepki gösterir.
Mesicid-i Aksa'nın altı oyulmaya başladığında uzmanlardan oluşan bir ekibi bölgeye gönderip, rapor hazırlattım. Bu raporu BM, UNICEF, UNESCO gibi ilgili kurumlara gönderdik, şu ana kadar hiçbir tepki gelmedi. Dünya bunlara maalesef hep sessiz. Dünya, Gazze'ye, Filistin'e de sessiz. Ama biz sessiz kalamayız. Bu bize insani bir görev olarak yüklenmiştir.
Tüm dünya Anneler Günü'nü kutlarken, Filistin'in anneleri yitirdikleri yavrularının hatırasıyla, fotoğraflarıyla, kanlı elbiseleriyle, kundaklarıyla, avunmak zorunda kaldı. Filistin'in anneleri, Irak'ın anneleri anne değil mi? Onlar bir demet çiçeği hak etmiyor mu? Başbakan Erdoğan daha sonra İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Laricani ile basına kapalı görüştü.
ARAPÇA HADİS
"Cennet annelerin ayakları altındadır" hadisini Arapça okuyan Erdoğan, "Dünyanın her neresinde olursa olsun, annelere bu acıyı, bu elemi yaşatmak insanlıkla bağdaşır mı? Barış sürecinin önündeki en büyük engeli teşkil eden Yahudi yerleşim faaliyetlerine son verilmeli, Filistinlileri birbirinden koparmayı amaçlayan Ayrım Duvarı ve kontrol noktaları gibi engeller ortadan kaldırılmalıdır. Filistin açık hava cezaevi olmaktan kurtarılmalıdır" diye konuştu.