Kozmik odanın çekim gücü

Dergaz

Profesör
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
1,685
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ne fark eder ki
Küresel ısınma konusu da domuz gribi aşısında olduğu gibi, bir “iman meselesi” haline geldi. İnananlar ve inanmayanlar var.
Kutuplarda buzullar eriyor, yeryüzü gitgide ısınıyor diyenler gelecekten endişeli.
Kutup ayılarının zor durumda kaldığını belgeleyen görüntülere bakıp, gelecek nesiller adına üzüntü duyuyorlar.
*
Deniz seviyesi yükselecek... Birçok şehir ve diğer yerleşim birimleri sular altında kalacak... İçme suyu sıkıntısı çekilecek... Büyük çaplı göçler yaşanacak... Bu kaygılarla geleceğe bakanlar, yarınların çok sıkıntılı geçeceğinden emin.
*
Bunların hepsini tevatür olarak kabul edenlerse, “Yeryüzü bir ısınır, bir soğur; endişeye mahal yok. Biz işimize bakalım” görüşünde ısrarlı.
Lakin hepsinin de kabul ettiği bir gerçek varsa şudur:
Eskiden daha fazla kar yağıyordu.
*
Anlat bakalım deseniz, “Çocukluğumda” diye başlayıp, kapılar boyunca yığılan karları nasıl kürüdüklerinden bahsederler.
Günlerce yağan kar yüzünden, evden çıkmanın imkânsız hale geldiği zamanları anlatırlar.
Bir ekmek ve yarım şişe gazyağı için, komşuya kadar açtıkları koridordan nasıl gidip geldiklerini, masal havası içinde anarlar.
*
Adam evden çıkmış, dışarıda bir metreden fazla kar.
Her taraf bembeyaz örtüyle kaplanmış.
Çatılar, yollar gibi ağaçlar ve arabalar da kar altında.
Yolun karşı tarafına park ettiği arabasını temizlemek için elinde bir kürek var.
Yarım saat mücadele edip arabayı açıyor.
Sonra kumanda düğmesine basıyor ve “ciyyuk” diye bir ses.
Fakat o ses, temizlediği arabadan değil, yandakinden.
*
Demek ki insanın nereyi temizleyeceğini iyi tespit etmesi gerekiyor.
Yanlış yere yönelirseniz, yanda duran komşunun arabasını temizlemiş olursunuz.
Kendi arabanız kar altında durmaya devam eder.
Aradığınızı bulamadıktan sonra ve hatta bu örnekte olduğu gibi yanlış bulduktan sonra aramanın anlamı ne?
Arama yaptığınız yer, ister iki metrelik kar altı, ister kozmik oda olsun, fark etmez.
*
Hay aksi! Konudan kaçmak isterken, üstüne mi gitmiş olduk?
Günlerdir kozmik oda bahsine girmemek için havadan sudan, kardan yağmurdan bahsetmeye çalıştık, işe yaramadı.
Kozmik oda ve orada bir haftadan beri yapılan aramalar konusunun kozmik bir çekiciliği var anlaşılan.
Şimdi “kozmik çekicilik” nasıl bir şeydir diye merak edip sözlüğe bakacak olsanız, karşılığını bulmakta zorlanırsınız.
TDK sözlüğünde “kozmik” kelimesi iki anlamıyla veriliyor:
“1. Evrenle ve onun genel düzeniyle ilgili. 2. Haber alma ile ilgili” açıklamasından sonra bileşik sözler kısmında “kozmik ışınlar” ve “kozmik madde” ibareleri yer alıyor.
Fakat “kozmik çekicilik” yok... Dahası, “kozmik oda” bile yok.
*
Sözlükte olmasa da gerçek hayatta varmış...
Genelkurmay'ın o odada günlerdir yapılan aramanın durdurulmasına ilişkin talebi, mahkeme tarafından reddedildi.
Daha önce de aramayla ilgili haberlere yayın yasağı getirilmesi istenmiş, o talepler de kabul edilmemişti.
Bir başka talep ise orada bulunan ve devlet sırrı niteliği taşıyan belgelerin imha edilmesiydi.
*
İnsanın kafası karışıyor.
Belgelerin imha edilmesi gerekiyor ise, niye vaktiyle imha edilmedi?
Gerekmiyorsa, niçin imha edilmesi isteniyor?
Yargıdan bile saklanması istenen belgelerin mahiyeti nedir, ne olabilir?
Yoksa elinde silah olan kuvvetlerin konumu, hukukun üstünde mi? Bu sorulara verilecek cevaplar ne olursa olsun, o odadan neler çıkacağını ve bulunanların ne zaman açıklanacağını merak ediyoruz ister istemez.


kaynak
 
Üst