Kötülüklere riza gösterilmez

_ikLiL_

VUSLATA HASRET.....
Katılım
24 May 2010
Mesajlar
2,117
Tepkime puanı
344
Puanları
0
Yaş
31
Konum
ANKARA
Kötülüklere riza gösterilmez

Bir takım cahiller, iyiliklerde olduğu gibi, kendisinden veya başkasından meydana gelen kötülüklere de rıza gösterileceğini iddia etmişlerdir. Onlar, günahları ve dinin emirlerine ters hareket etmeyi insanı Allah8217;a yaklaştıracak şeylerden sayarak, kötülükle iyilikleri eşit görmüşlerdir. Kuşkusuz bu iddiada, peygamberlerin getirdikleri dinin tahribi, Allahu Teala8217;nın helal-haram, emir- nehiy türünden indirdiği bütün hükümlerin iptali söz konusudur. Bir haberde şöyle rivayet edilmiştir:

8220;Allah katında derece bakımından insanların en kötüsü, bir müminin iyiliklerini bırakıp günahlarının peşine düşen kimsedir.8221;

Alimlerden bir zat demiştir ki: 8220;Alimler şâz/kıyıda köşede kalmış hükümlerinin peşine düşen kimse, çok büyük bir kötülük yüklenmiştir.8221;

Güzel bir amel işlediğinde şöyle söylemen ameldeki güzel edeptendir: 8220;Ey Rabbim, bu hayırlı işi bana sen yaptırdın. Senin koruman, kuvvetin ve güzel desteğinle sana itaat ettim. Çünkü benim azalarım, senin emrinde hareket eden birer asker konumundadır.8221;

Bir günah işlediğinde ise: 8220;Rabbim! Ben kendime zulmettim; kötü arzularıma ve şehvetime uyarak azalarım bu suçu işledi, bunlar bana ait sıfatlardır8221; de. Sonra da bu günahı, Allah8217;ın irade ve takdirinin bir eseri olarak yaptığına inan. Böylelikle her iki hâlde de, Rabbinin razı olduğu noktada durmuş ve hem sözün hem de niyetinle O8217;nu razı etmeye çalışmış olursun. Böyle yaparsan, iyi işlerinde ucubtan/kendini beğenme hâlinden kurtulursun, bir günaha daldığında nefsine kızar ve işlediğin kötülüğü itiraf edersin.

Cahil kimseye böyle bir görüş ve anlayış çok ağır gelir. O, bir iyilik yaptığında nefsini görüp, kendi güç ve kuvvetine bakar. Kibri sebebiyle helak olur. Yaptığı amel de, bu övünmesi yüzünden boşa gider. Cahil kimse bir günah işlediğinde, günahını itiraf edip nefsine zulmettiğini söylemez. Böyle birinin tövbesi sahih olmadığı gibi; Allahu Teala8217;nın ondan razı olması da söz konusu değildir. Bu tür sapık ve bozuk görüşlerden Allah8217;a sığınırız.

Ebu Muhammed Sehl (rah.) şöyle demiştir: 8220;Kul, salih bir amel işlediğinde: 8216;Ey Rabbim, bu ameli bana sen yaptırdın8217; derse, Allahu Teala onun şükrünü kabul ederek: 8216;O ameli sen yaptın8217; buyurur. Ama kul, kendine bakarak: 8216;Bu ameli ben yaptım8217; derse, o zaman Allahu Teala: 8216;Hayır, onu sana ben yaptırdım8217; buyurur. Kul bir günah işlediğinde: 8216;Allahım, bunu sen takdir ettin, sen istedin8217; derse, Allahu Teala ona: 8216;Sen kendine zulmettin, sen şehvet ve arzuna uyup isyan ettin.8217; buyurur. Eğer kul: 8216;Allahım, ben, kendime zulmettim ve cehaletim sonucu sana karşı geldim8217; derse, Allahu Teala ondan haya ederek: 8216;Doğrusu onu ben takdir ettim, bu hükmü ben verdim, sen nefsine zulmettiğini söylediğin için onu bağışladım8217; buyurur.

İşte bunlar, amel ehlinin edepleri ve ilim ehlinin müşahedesidir. Bu Hz. Peygamber8217;in (s.a.v): 8220;Rabbinizi en iyi bileniniz, kendi nefsini en iyi bileninizdir8221;(Bu manada bir hadis için bkz: Aclûni, Keşfu8217;l-Hafa, No: 2532 (Şerh kısmında)) sözünün manası içine girmektedir.

Aynı şekilde insan da, kendine karşı bir kusur işleyen kimseden, suçunu itiraf ve tevazu bekler. Bu davranış, Allahu Teala8217;nın şu ayetinin anlamlarından birisine girmektedir:

8220;Ve diğerleri de günahlarını itiraf ettiler, salih/iyi işle kötü işi birbirine karıştırdılar.8221;(Tevbe, 9/102)

Denilmiştir ki: Burada geçen salih iş, kötü fiilden sonra yapılan itiraftır. Çünkü söz konusu kötü amel, ayette belirtilmiştir. İyi amel ise, itiraftan sonra olandır.

Allah Resûlü (s.a.v) az önce naklettiğimiz hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: 8220;Din bakımından kendinden üsttekine, dünya bakımından da kendinden alttakine bakan kimseyi Allahu Teala sabreden ve şükreden kimselerden yazar. Din konusunda kendinden alttakine, dünya işlerinde ise üsttekine bakan kimseyi ise sabreden ve şükreden kimselerden yazmaz.8221;(Beyhaki, Şuabu8217;l-İman, No: 4575.)

Kul, bu hadis üzerinde iyice düşündüğü zaman, onda dört güzel hâlin bulunduğunu görür. Bunlar, işin ehline gizli değildir. Çünkü gözü veya kalbiyle öncekilerin gidişatına iyi bakan bir kimse, kendisinde bu dört durumdan birisinin bulunduğunu görür.

Kul, kendisinden dünyevi bakımdan üstte olanları gördüğü zaman, hâlinden dolayı Allah8217;a şükrederek, O8217;nun takdir ettiği rızka kanaat eder. Böylece, ne için kanaat ettiğini bilmesi, fazla dünya malını kendisinden uzaklaştıran ve onu uzun hesaptan kurtaran ilahi iradeye rıza göstermesi sebebiyle sabır ve şükür sahibi olur.

Kul, dini bakımdan kendinden üstte birini gördüğü zaman, ona yetişmeye çalışır ve onunla yarışır. Çünkü buna teşvik edilmiştir. Bu hâl, onun için hayır yapma ve salih amellerde bulunma yönünden bir teşvik ve özendirme sebebi olur. Bu durumda kazanacağı şeylerin en basiti, nefsine kızması ve kusurundan dolayı ona buğzetmesi olur.

Sonra kul, meseleye diğer farklı iki açıdan bakar. Kul, dünyevî yönden kendisinden aşağıda olan fakir ve ihtiyaç sahibi kimseleri görünce, Allahu Teala8217;nın kendisine yaptığı ihsanlara ve onu bu hâllerden kurtarmasına karşılık hamd eder; O8217;nun kendisine yeterli rızık verip bol ihsanlarda bulunduğu için nimetine şükreder.

Kul, din bakımından kendinden aşağıda bulunan günahkar, fasık, zalim, bidatçı ve haktan sapmış kimseleri gördüğü zaman, Allah8217;ın ihsanı ve rahmetiyle kendisini bu hâllere düşmekten koruduğu için sevinir; onu güzel hâlde bulundurduğu ve başkalarını düşürdüğü kötü hallerden uzak tuttuğunu için Allah8217;a şükreder. Böylelikle yine şükreden ve sabreden bir kimse olur.

Kul için, Allahu Teala8217;nın kendisine bahşettiği akıl ve basiret sayesinde bu tabakalardaki kimselere karşı izlemesi gereken dört muamele şekli vardır. Zikrettiğimiz bu hususlara Allah Resûlünün (s.a.v) şu sözü şahitlik etmektedir:

8220;Ancak iki kimseye haset edilir: Birisi Allah8217;ın kendisine hikmet/ilim verdiği kimsedir; o, bu hikmeti/ilmi insanlara yayar ve öğretir. Diğeri, Allah8217;ın kendisine mal verdiği kimsedir; o, bu malı bütünüyle Hakk yolunda harcar.8221;(Buhari, zekat, 5; İlim, 15; Ahkam, 3; Müslim, Müsafirin, 266-268; Tirmizi, Birr, 24; Nesai, el-Kübra, Fadailü8217;l-Kur8217;an, 49 İbnu Mace, Zühd, 22.)



KUTUL KULUB

EBÛ TÂLİB EL-MEKKÎ

ÜÇÜNCÜ CİLD
 
Üst