Körle yatan kalkar şaşı, taklitçilere yılbaşı!!

M.Fatih18

Üye
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
35
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Konum
Almanya
Web sitesi
www.m-fatih.de
KÖRLE YATAN KALKAR ŞAŞI,
TAKLİTÇİLERE YILBAŞI!!

„Ne yahudiler, ne hıristiyanlar; sen onların dinine uyuncaya kadar aslâ senden hoşnut olmaz(lar). De ki: Allah’ın hidâyet (yolu olan İslam yokmu? İşte O) doğru yolun tâ kendisidir. Sana gelen Vahiy ve İslam’dan sonra heva ve hevesine tâbi olacak olursan, Allah’ın azâbından seni koruyacak hiçbir dost ve yardımcı yoktur“. (Bakara 120)

şahede ettiğimiz üzere, şu günlerde dünya coğrafyasında büyük bir hercümerçlik yaşanmaktadır. Çevreciyim diyenler ağaçlar keserek, içki sağğa zararlıdır diyenler alkol içerek, hrıstiyanım diyenler kendinden geçerek, insan hakları diyenler insanlığı katlederek, zâlimler mazlumlara zulmederek ve müslümanım diyenler bunları gıdı gıdı seyrederek bu karmakarışıklığa adeta enerji vermektedirler. Günümüz dünyasında ki insanların mâlesef boyun eğdiği bu hummalı nizama panzehir kullanmanın vakti çoktan gelmiş ve geçmektedir... İşte bu sağlık dolu, şifâ dolu, şefkat dolu, merhamet dolu nizam ancak İslam nizamıdır. İslam’dan nasibini alamayan batılı frenkler Hz. İsa (a.s.) nın muhtemelen doğum gününü kendilerinin sene başlangıcı olarak kabul edip Hz. İsa (a.s.) nın kişiliğini, peygamberliğini ve yüceliğini istismar ederek çirkefin her türlüsünü, ahlaksızlığın en büyüğünü ibadet adı altında yaparak bu icraatlarını kendilerince mübah saymaktadırlar. Allah tarafından gönderilmiş yüce bir peygamberin kendi havârilerine bu tip çirkef tavsiyelerde bulunmayacağı ve bulunamayacağı pek kat’idir ve kesinlikle bilinmektedir. Zaten peygamberlerin gönderiliş sebeplerinden biriside; insanlığı hertürlü kötü icraatlardan men etmektir. Kaldı ki, kendilerine örnek aldıkları Hz. Mesih (a.s.) onlara Allah tarafından men edilmiş tavsiyelerde bulunsun. Görüldüğü gibi Hz. İsa (a.s.) nın getirmiş olduğu Şeriat’a iman ettik diyenler hiçbir dinin ve hiçbir peygamberin kesinlikle kabul etmiyeceği bu denli rezalet furyasını çeşitli entrikalarla insanlığa kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. Aslında bunlar bu icraatlarıyla kendi kendilerini, savunuculuğunu yapmış oldukları dinlerinden birnevi aforoz etmişlerdir. Meselenin odak noktası ise, bu tür soyut fikirlerini dünya gündeminde tutabilmeleri, insanlara bilhassâ müslümanlara ve onların çocuklarına benimsete bilmeleri için birtakım şeytâni planlar hazırlayarak kendilerini gerçekçi ve dost göstermeye çalışşlardır... Mesela bu tür rezaletlere „Noel“ adı verelim, ancak madalyönün öbür yüzünü göstermeyelim. Daha sonra çocukların kafasında yer edebilmesi için onlara hediyeler taşıyan, bilmem ayakkabılarına şekerler, çikulatalar koyan birşahıs ortaya çıkaralım, adınıda „Nikolaus“ (Noel baba) koyalım. Böylelikle onlara Noelimizi sevdirmiş oluruz. Bunuda yutturduktan sonra hediyeleşme faslına geçilir, herkes birbiriyle hediyeleşir güzel bir ortam içerisine girilir. Dolayısıyla bundan herkes hoşnut kalır ve yapmış olduğumuz kerih icraatları somut şeylermiş gibi göstermiş oluruz. Böylelikle onlar uyumaya bizlerde uyutmaya devam ederiz ve emelimize kısa yoldan ulaşırız diye karektersiz projeler hazırlayarak asıl canavar yüzlerini masumluk maskesinin arkasına gizlemeyi çok iyi becermişlerdir. Böylelikle bu Noel yortusu, bu yılbaşı gecesi denilen o karanlık ve çirkef gece yalnız haçlı âleminin kutsal günü olmaktan çıkmış, halkı müslüman olan ülkelerde de „bende müslümanım“ diyenler tarafından böyle rezalet dolu bir gece kutlanır hale gelmiştir. Daha dün; yalnız müslüman oldukları için Kudüs’ü Şerif’te bir günün içerisinde 70 bin mâsum müslüman’ı katleden, kanların diz kapaklarına ulaşğı haçlı ordusunun zulmünü, müslümanım diyenler bu gün noel yortusunu kutlamaya ve benimsemeye devam ettikce -bu zulmü- âdeta kabul etmiş olurlar. O halde müslümanlar! Aklımızı başımıza alalım, asıl benliğimize dönelim. İzzet ve şerefi Cehennem yolcularında aramayalım. Bizler elhamdülillah müslümanız, bizler izzet sahibi insanlarız. Hiç kimsenin ne bayramına ne seyranına nede sarhoşuna ihtiyacımız yoktur. Öyleyse kulak verelim; nihâyetsiz olan mülkün seyyid’i, Kevser havuzunun sahibi, Kâbe kavseyn tahtının padişâhı, mahkemeyi kübrânın şefaat tâcı Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa (S.A.V.) nın bizlere asırlar ötesinden hatırlattığı şu altın sözlere: „Her kim (kendi arzusuyla) bir topluluğa -bir kavme, bir millete- benzerse o da onlardan olur“. O halde bize düşen görev; Ehl-i küfre, Allah C.C. ın şu ayetlerini haykırmaktır: „Sizin dininiz size, benim dinim banadır“. Bu âyetleri heceledikten sonra, bırakın hıristiyan olanlar kutlasınlar yılbaşı denilen o çirkef geceyi.
Peki, hırıstiyanların kendilerine has bir yılbaşıları varda, biz müslümanların yılbaşısı yokmudur?!. Elbette ki vardır. Hemde eşine bile rastlanmayan, Rasûlullah (S.A.V.) efendimizin Hicreti ile başlayan hicri 1 Muharrem yılbaşısıdır. Mü’minler dikkat buyurun! Bu güne kadar bizlere ve evlatlarımıza unutturmuşlar İslam’ın ve müslümanların yılbaşısını. Takvimimize bile el atmışlar bu hainler. 1 Ocak yılbaşıdır terânesini yutturmak istemişler bizlere.. Ve başarmışlar. Niçin?? Sadece müslümanlar uyanmasın, Peygamberin hicretini anmasın ve anlamasın, Allah’ı unutsun İslam’a yaklaşmasın, Sümeyye’ler yetişmesin, Analar Fatih’ler doğurmasın diye. ‘Eğer müslümanlar bir uyanırsa, bizi (tâğutları) alaşağı ederler, Kur’an-ı hâkim kılarlar, müslümanların hakiki yılbaşısı olan 1 Muharrem’e sahip çıkıp takvim başlangıcı yaparlar.. Onun için biz uyutma politakasına devam edelim’ demişlerdir bu alçaklar..
Sizlere sesleniyor ve diyoruz ki: Yeter artık İslam’a ve müslümanlara bunca saldırdığınız, yeter artık minicik yavrularımıza Noel baba denilen Nikolaus dinsizini sevdirip hristiyanlığa hayran ettirmeniz, yeter artık asılsız yılbaşısı olan o çirkef, ahlaksızlık ve rezalet dolu gecede polis memurlarına „sarhoşum gel“ parolasıyla zıbarmışları toplatıp yataklarına kadar yatıttırmanız. Yeter artık ilericilik, medeniyetcilik, devrimcilik, inkılapcılık, uygarlık adına Avrupa aşkıyla yanıp tutuşmanız. Yeter artık İslam’ın iktisat sistemini beğenmeyip; faizci, sömürücü, ısırıcı, zengini daha zengin ve fakiri daha fakir yapan, Zekât müessesesine büyük darbe vuran Kapitalist sistemi tatbik etmeniz. Yeter artık Peygamber ocağı dediğimiz asker ocağına yeni gelen askere; „burada Allah yoktur, Peygamber’de izine gitmiştir“ demeniz. Yeter artık Allah’ımızın: „Levlâke levlâk lemâ halaktül eflâk“, rasûlüm Ahmed, habibim yâ Muhammed, Sen olmasaysın Ben bu arzı, kâinatı, hâlıkı yaratmazdım dediği Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi vesellem’e utanmadan, sıkılmadan, adi ve şerefsizce „çöl bedevisi“ demeniz. Yeter artık Allah C.C. ın Kitabına, İslam’ın, Şeriat’ın, müslümanların kanununa, Ahirette şefaatine muhtaç olduğumuz, dağların bile ağırlığını yüklenemediği Hz. Kur’an-a çöl kanunu demeniz... Yeter artık, yeter, yeteer, yeteeer!!!...

M. Fatih

m-fatih.de
 
Üst