Kişiye en acı çektiren,başkalarına göre yaşamaktır.Başkalarına göre yaşamak,kendiniz olmak yerine başkalarının arzu ve isteklerine boyun eğen bir hayat tarzını sürdürmektir.Kendi hayatınızın enerjisini,gücünü başkalarının istekleri uğruna kullanmış olursunuz ve bir oyuncaktan farkınız kalmaz.İnsan kendi düşünce ve duygularını rahat olarak yansıtabildiği miktarda huzur duyar.Çünkü kendisi birşeyler katıyordur hayatın içine.Çoğu kişi yaşamıştır,daha bir eyleme başlamadan şöyle olursa..Aman şu ne der...Buna kızarlar mı? vs.. gibi şüphe ve zanlarla korkularımızı körükleyip eyleme geçemeyiz.Eyleme geçirilmiyen düşüncelerde,birer gübre olurlar içinizde.Sizi bu hal de sizi sıkıntıya sokar.Kafanızın içinden geçenleri sonsuza kadar saklayamazsınız.Şayet saklamaya çalıştığınız şeyler birikir,birikir ve en sonunda bu ağırlığı taşıyamaz olursunuz.İşte o zaman üzülürsünüz,hiddetlenirsiniz,suçlarsınız...Pekçok psikolojik rahatsızlığın temelinde,zarar görme,kaybetme ,yok olma güdüsü vardır.Bu bilinç altında saklana güdüler hal ve hareketlerinize yön veren olurlar,hemde siz fark bile edemeden.İnsanın kendini rahat hissedebilmesi,güvenli bir ortam bulabilmesi ile mümkün.Düşünün ,insan anne karnı gibi güvenli bir ortamdan geldi ve zamanla hayatın patırtılarıyla tanıştı,korktu,kızdı,çekindi...İnsanın güvenli bir ortamı bulması ancak kafasının içini güven ile doldurmasıyla mümkün.Bunun içinde sağlıklı iletişim kurup diğer insanlarada güven duymayı öğrenmeli kişi.Güvenilmezliklerde elbet olacaktır ama en önemli şey zamanla nelerin güvenebilir olduğunu ayırt edebilecek kişi.Yaptığı seçimlerin hayatını nasıl etkilediğini görecek.Böylelikle yaşama anlam katmayı başarabiliriz...