İnsan işte... Hayvandan aşağı.. Nankör.. Alıntı yapalım bir yerden, Kur'an ne der bu insan tipi için:
İnsan zayıf yaratılmıştır.[19]İnsan yaratılışça zayıftır, sabırsızdır, nefsin eğilimlerine ve şehvetine düşkündür. Ama o bu acziyet ve zafiyetini vahyin ölçülerini kuşanarak yenebilir. Gönlünü, beynini, dilini vahiyle besleyip donatan insan güçlüdür. Böyle bir kişi, nefis ve şeytan başta olmak üzere tüm iç ve dış düşmanlarıyla baş edebilir, onları yenebilir.
Doğrusu insan çok cahildir.[20] İnsan bu cehaletini, bilgi ile yenmeli, bunun için ilk emre kulak vermeli, Yüce Yaratıcının eğitim halkasına girmelidir. İlk emri ‘oku’ olan bir dinin muhatapları için cahillik ve cehalet söz konusu olamaz.
Doğusu insan çok nankördür.[21] Nimeti örtmek ve onu görmezden gelmek (küfran-ı nimet), gerçeği ötmek ve onu inkâr etmek (küfür-inkar) şeklinde kendisini gösteren bu nankörlükten kurtulmalı. Bunun için hakikatin tanıkları olmalı, nimetlere şükredilmelidir.
İnsan pek acelecidir.[22] İnsan, zamanı iyi kullanmadığı için, yapması gerekenleri vaktinde yapmadığı için acele eder. Bunun için kendisine emanet edilen zaman nimetini yerli yerince ve en güzel bir biçimde kullanmalıdır. Kur’ân adamı, vaktin çocuğu (ibnü’l-vakit) olmalıdır.
Gerçekten insan pek zalimdir.[23] O halde insan zulmün her çeşidinden uzak olmalı, her alanda ölçülü olmalı, adaleti ayakta tutanların yanında yer almalıdır. İnsan isterse âdil olabilir. Bunun yolu ise, Adil-i Mutlak olan Yüce Yaratıcıya bağlanmak ve O’nun adalet ölçülerini uygulamaktır.
Gerçekten insan çok cimridir.[24]İnsan, bu cimriliğini, kendisine emanet edilen nimetleri başkalarıyla paylaşarak yenmelidir. Sahip olduğu nimetlerin asıl sahibinin Yüce Allah olduğunu, o nimetlerin elinden alınıvereceğini asla unutmamalıdır.
İnsan, tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.[25]İnsan, kendi eksiklerini ve kusurlarını örtmek için savunma mekanizmalarına sığınır, yaptığı yanlışları savunabilmek için çırpınır durur Oysa ona düşen, doğruya teslim olmak, hep doğruları konuşmak ve doğruları işlemektir. Yanlışta ısrar etmeyip hatadan dönmek de en büyük erdemlerdendir.
İnsan, şimdi apaçık bir hasım kesildi.[26]Onun düşmanlığı yaratıcısına ve hemcinslerine karşıdır. Oysa insan Yaratıcısına bağlı ve O’na teslim olmakla huzur bulacak, hem cinslerini kardeş bilmekle rahata erecektir. İnsan düşmanlık tutkusunu, şeytan başta olmak üzere tüm kötülük odaklarına saklamalıdır.
Doğrusu insan hırslı ve huysuz yaratılmıştır.[27]İnsan günaha, harama, kötülüğe, cimriliğe düşkündür. Ama bu insanın bir yönüdür. O, isterse bu hırs ve düşkünlüğünü hayra ve güzelliklere yöneltebilir. Bu ise, vahyin aydınlığında yönünü Yüce Yaratıcıya çevirmekle, O’nu sevmekle, O’nun huzuruna çıkacağı günü düşünüp buna hazır olmakla mümkündür. Yüce Allah’ın hoşnutluğunu gaye edinenler, hayır ve güzelliklerin tiryakisi olurlar. Böyleleri için ibadet ve taat anları en fazla haz ve lezzet aldıkları anları olur.
Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.[28]Oysa insan, önce iyilik ve güzellikleri hak etmek için çalışmalı, sonra da karşılaştığı olayları hayra yormasını bilmelidir. Şer gördüklerinde hayrın, hayır gördüklerinde ise şerrin olabileceğini asla unutmamalıdır. Bir de başına gelenlerin kendi elleriyle işledikleri yüzünden olduğunu, her insanın kader kuşunun kendi boynunda asılı olduğunu göz ardı etmemelidir.
İ
nsan, kendisini Rabbinden müstağni görür ve bu yüzden azar.[29]Oysa Rabbine varan yolda çabalayıp durmakta olan insan, sonuçta O'na dönüp varacaktır.[30] İnsan her zaman ve her şartta Allah’a muhtaçtır. O’nun maddî gıda ve nimetlerine muhtaç olduğu gibi, O’nun manevî gıda ve nimetlerine de muhtaçtır. İnsan, Rabbinin bu maddî ve manevî gıdalarından beslendiği ölçüde güçlü ve üstün olacaktır. Onlara karşı duyarsız ve kayıtsız kaldığı zaman ise, gücünü kaybedecek, insanî saygınlığını yitirecek, aşağılara yuvarlanacak, cehalet ve günah çukurlarında kalacaktır.
Doğrusu insan hep zarardadır.[31]Ancak bu zarardan kurtulmanın yolu açık ve nettir: İman edip salih amel işler, hep hakkı tavsiye eder ve bu uğurda karşılaştığı güçlüklere katlanıp başkalarına da sabrı tavsiye ederse.. İşte o zaman zarardan kurtulmuş olur.
[19] 4 Nisa 28 [20] 33 Ahzab 72 [21] 14 İbrahim 34, 17 İsra 67, 22 Hac 66, 42 Şura 48, 43 Zuhruf 15, 100 Adiat 6. [22] 17 İsra 11, 21 Enbiya 37. [23] 14 İbrahim 34, 33 Ahzab 72. [24] 17 İsra 100. [25] 18 Kehf 54. [26] 36 Yasin 77 [27] 70 Mearic 19. [28] 70 Mearic 20. [29] 96 Alak 5-6. [30] 84 İnşikak 6. [31] 103 Asr 2.
Kur'an'ın İnsan tanımları