Dua Nur
Kıdemli Üye
- Katılım
- 29 Nis 2007
- Mesajlar
- 37,459
- Tepkime puanı
- 247
- Puanları
- 0
MUHALEFET CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK
Seçim sonuçları belli olduktan hemen sonra,
İlk önce dolar fırladı, böylece seçimin asıl kaybedeninin kim olduğu ortaya çıktı
Sonra İstanbul Barosunun (AKA, darbeci baro) “yürütmenin durdurulması” talebi üzerine Danıştay 3. Havalimanına “dur” dedi. Herhalde Lufthansa’dan bir tebrik mesajı almışlardır.
BİR KEZ DAHA HATIRLADIK JURİSTOKRASİYİ
Zaten Mimarlar Odası’nın açtığı dava sonucunda 3. Köprü’nün Beykoz ve Rumeli Feneri’ndeki bağlantı yolları mahkeme tarafından durdurulmuştu.
Böylece bir kez daha hatırladık juristokrasinin bu memlekette ne işe yaradığını
Parlamenter sisteme ekledikleri Danıştay, Sayıştaş vb. kurumlarla yürütmeye nasıl çelme taktıklarını.
Üstelik bunları daha seçim kazanmadan, sadece halk iradesine 10 puan kaybettirerek başardılar.
BİR ATIMLIK BARUTLARI VARDI..
Bir de iktidara gelseler neler yapacaklar acaba?
Sahi iktidara gelseler neler yapacaklar acaba?
Yani, Türkiye’nin kalkınmasını önlemek dışında neler yapacaklar?
Aslında bunu onların da bilmediği belli.
Bir atımlık barutları vardı, onu da AK Parti’yi durdurmak için kullandılar
Ama şimdi anlaşılıyor ki, ne seçim kazanmak, ne hükümet kurmak, ne de Türkiye’yi kalkındırmak için projeler geliştirmek veya gerekli yasal reformları yapmak gibi bir planları yok.
Biri plan getirse onu yürütecek çapları da yok.
Bir muhalefet düşünün ki iktidarı düşürmek dışında hiçbir vizyonu yok.
Hükümet kursalar durumları daha da vahim olacak.
ÇITA YÜKSELDİ
Çünkü kim ne derse desin, AK Parti, halkın genel olarak iktidardan beklentilerini yükseltti.
Çıta yükseldi. Hatta o kadar yükseldi ki, yeni reformlar öneremezse AK Parti’nin kendisi bile yükselttiği çıtanın altında kalabilir.
Seçime yeni katılan 18 yaşındakileri düşünün, AK Parti’den başka iktidar bilmiyorlar.
“AK Parti yol yaptı, köprü yaptı, hava limanı yaptı” dediğiniz zaman, “Ee, yapacaktı tabi, zaten işi bu değil mi?” diyorlar.
Evet, gençler haklı, iktidarın işi zaten bu değil mi?
Ama onlar bütün bunların neden 90 senedir yapılmadığını bilmiyorlar.
Yani artık AK Partinin gerçekleştirdiği bütün hizmetler baz oldu, daha üstüne çıkmak gerekiyor.
ZAYIF KOALİSYONUN KARANLIK GÜNLERİNE DÖNMEK ÜZEREYİZ
Ama muhalefet, başlanmış projeleri yürütecek kapasitesi olmaması bir yana, projeleri durdurmak için mahkemeden mahkemeye koşuyor.
Sonuçta yine zayıf koalisyonların karanlık günlerine dönmek üzereyiz.
Yeni meclisimiz esasen Cumhuriyet tarihinin muhtemelen en yüksek temsil gücüne sahip meclisi. Kimse dışarıda kalmadı, Kürtler, milliyetçiler, dindarlar mecliste. İstatistikî öneme sahip bütün büyüklükler mecliste yer alıyor. Hatta baraj olmasa da meclis aritmetiği yine böyle olurdu. (Binde üçbuçuk alan ulusolcuları ve onbinde üç alan komünistleri zaten kimsenin dinlediği yok.) Bu aritmetik aslında bir ülke için şans sayılır ve iyi bir koalisyon ile geniş bir ulusal uzlaşma sağlanabilir. Ama Türkiye “orta yolu” olan bir ülke değildir. Herkes kendinden bir ton farklısını vatan hainliğiyle, satılmışlıkla suçladığı için muhalefet kendi arasında da bir araya gelemez.
HDP, KÜRTLERİN BAAS'IDIR
Aslında bir araya gelemeyecek bir başka büyüklük de Kürtlerdir. Genel bir direniş havası içinde tek bir parti etrafında de facto toplanmış gibi görünen Kürtler de kolay kolay bir araya gelemezler. Kimse bana bütün Kürtlerin PKK’nın kurduğu Stalinist arkaik bir parti etrafında toplandıklarını söylemesin. Bu yapay birlik dışarıya karşıdır. Esasen HDP Kürtlerin çoğunluğunu temsil etmekten çok uzaktır. HDP, Kürtlerin Baas’ıdır ki Ortadoğu’da bile ipi çekileli yıllar olmuştur. Eğer Türkiye’de demokrasi normal rayında yürümüş olsa idi, şimdi PKK gibi bir belamız olmayacağı gibi, Kürtler de kendi sorunlarını meclise getiren makul bir muhafazakâr parti ve bir de sola açık başka bir parti ile mecliste temsil edilirlerdi.
Ama yakın gelecekte bu kolay kolay mümkün görünmüyor.
Çünkü zamanında Osmanlının halklarına yapılan dış kaynaklı “ayartma” bugün hala sürüyor.
BATININ KÜRT PETROLÜNÜ AKDENİZ'DEN HORTUMLAMA PLANI
Şimdi başlığını hatırlamıyorum ama bir yazımda Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetimini Kuzey Suriye ile birleştirip, bir ucu Laskiye limanına açılan bir Kürt devleti kurup Kürt petrolünü, Türkiye’yi bulaştırmadan Akdeniz’den hortumlama planının Batı tarafından Kürtlere çoktan teklif edildiğini ve Kandil’in buna angaje olduğunu yazmıştım. Nitekim iki gün önce Genel Kurmay Başkanı da bu yönde bir açılamada bulundu. Kuşkusuz ordu bu konuya bizden çok daha önce vakıftı ama somut deliller oluşmadan konuşmadı.
Birkaç gündür Selo ortalarda yok, HDP’de de bir kaynama var, bakalım hangi taraf üstün gelecek, el sözüne inananlar mı, kendi kaderini kendisi kurmaya çalışanlar mı?
http://www.ensonhaber.com/fikirci-bey-muhalefet-cephesinde-yeni-bir-sey-yok-2015-06-19.html
Seçim sonuçları belli olduktan hemen sonra,
İlk önce dolar fırladı, böylece seçimin asıl kaybedeninin kim olduğu ortaya çıktı
Sonra İstanbul Barosunun (AKA, darbeci baro) “yürütmenin durdurulması” talebi üzerine Danıştay 3. Havalimanına “dur” dedi. Herhalde Lufthansa’dan bir tebrik mesajı almışlardır.
BİR KEZ DAHA HATIRLADIK JURİSTOKRASİYİ
Zaten Mimarlar Odası’nın açtığı dava sonucunda 3. Köprü’nün Beykoz ve Rumeli Feneri’ndeki bağlantı yolları mahkeme tarafından durdurulmuştu.
Böylece bir kez daha hatırladık juristokrasinin bu memlekette ne işe yaradığını
Parlamenter sisteme ekledikleri Danıştay, Sayıştaş vb. kurumlarla yürütmeye nasıl çelme taktıklarını.
Üstelik bunları daha seçim kazanmadan, sadece halk iradesine 10 puan kaybettirerek başardılar.
BİR ATIMLIK BARUTLARI VARDI..
Bir de iktidara gelseler neler yapacaklar acaba?
Sahi iktidara gelseler neler yapacaklar acaba?
Yani, Türkiye’nin kalkınmasını önlemek dışında neler yapacaklar?
Aslında bunu onların da bilmediği belli.
Bir atımlık barutları vardı, onu da AK Parti’yi durdurmak için kullandılar
Ama şimdi anlaşılıyor ki, ne seçim kazanmak, ne hükümet kurmak, ne de Türkiye’yi kalkındırmak için projeler geliştirmek veya gerekli yasal reformları yapmak gibi bir planları yok.
Biri plan getirse onu yürütecek çapları da yok.
Bir muhalefet düşünün ki iktidarı düşürmek dışında hiçbir vizyonu yok.
Hükümet kursalar durumları daha da vahim olacak.
ÇITA YÜKSELDİ
Çünkü kim ne derse desin, AK Parti, halkın genel olarak iktidardan beklentilerini yükseltti.
Çıta yükseldi. Hatta o kadar yükseldi ki, yeni reformlar öneremezse AK Parti’nin kendisi bile yükselttiği çıtanın altında kalabilir.
Seçime yeni katılan 18 yaşındakileri düşünün, AK Parti’den başka iktidar bilmiyorlar.
“AK Parti yol yaptı, köprü yaptı, hava limanı yaptı” dediğiniz zaman, “Ee, yapacaktı tabi, zaten işi bu değil mi?” diyorlar.
Evet, gençler haklı, iktidarın işi zaten bu değil mi?
Ama onlar bütün bunların neden 90 senedir yapılmadığını bilmiyorlar.
Yani artık AK Partinin gerçekleştirdiği bütün hizmetler baz oldu, daha üstüne çıkmak gerekiyor.
ZAYIF KOALİSYONUN KARANLIK GÜNLERİNE DÖNMEK ÜZEREYİZ
Ama muhalefet, başlanmış projeleri yürütecek kapasitesi olmaması bir yana, projeleri durdurmak için mahkemeden mahkemeye koşuyor.
Sonuçta yine zayıf koalisyonların karanlık günlerine dönmek üzereyiz.
Yeni meclisimiz esasen Cumhuriyet tarihinin muhtemelen en yüksek temsil gücüne sahip meclisi. Kimse dışarıda kalmadı, Kürtler, milliyetçiler, dindarlar mecliste. İstatistikî öneme sahip bütün büyüklükler mecliste yer alıyor. Hatta baraj olmasa da meclis aritmetiği yine böyle olurdu. (Binde üçbuçuk alan ulusolcuları ve onbinde üç alan komünistleri zaten kimsenin dinlediği yok.) Bu aritmetik aslında bir ülke için şans sayılır ve iyi bir koalisyon ile geniş bir ulusal uzlaşma sağlanabilir. Ama Türkiye “orta yolu” olan bir ülke değildir. Herkes kendinden bir ton farklısını vatan hainliğiyle, satılmışlıkla suçladığı için muhalefet kendi arasında da bir araya gelemez.
HDP, KÜRTLERİN BAAS'IDIR
Aslında bir araya gelemeyecek bir başka büyüklük de Kürtlerdir. Genel bir direniş havası içinde tek bir parti etrafında de facto toplanmış gibi görünen Kürtler de kolay kolay bir araya gelemezler. Kimse bana bütün Kürtlerin PKK’nın kurduğu Stalinist arkaik bir parti etrafında toplandıklarını söylemesin. Bu yapay birlik dışarıya karşıdır. Esasen HDP Kürtlerin çoğunluğunu temsil etmekten çok uzaktır. HDP, Kürtlerin Baas’ıdır ki Ortadoğu’da bile ipi çekileli yıllar olmuştur. Eğer Türkiye’de demokrasi normal rayında yürümüş olsa idi, şimdi PKK gibi bir belamız olmayacağı gibi, Kürtler de kendi sorunlarını meclise getiren makul bir muhafazakâr parti ve bir de sola açık başka bir parti ile mecliste temsil edilirlerdi.
Ama yakın gelecekte bu kolay kolay mümkün görünmüyor.
Çünkü zamanında Osmanlının halklarına yapılan dış kaynaklı “ayartma” bugün hala sürüyor.
BATININ KÜRT PETROLÜNÜ AKDENİZ'DEN HORTUMLAMA PLANI
Şimdi başlığını hatırlamıyorum ama bir yazımda Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetimini Kuzey Suriye ile birleştirip, bir ucu Laskiye limanına açılan bir Kürt devleti kurup Kürt petrolünü, Türkiye’yi bulaştırmadan Akdeniz’den hortumlama planının Batı tarafından Kürtlere çoktan teklif edildiğini ve Kandil’in buna angaje olduğunu yazmıştım. Nitekim iki gün önce Genel Kurmay Başkanı da bu yönde bir açılamada bulundu. Kuşkusuz ordu bu konuya bizden çok daha önce vakıftı ama somut deliller oluşmadan konuşmadı.
Birkaç gündür Selo ortalarda yok, HDP’de de bir kaynama var, bakalım hangi taraf üstün gelecek, el sözüne inananlar mı, kendi kaderini kendisi kurmaya çalışanlar mı?
http://www.ensonhaber.com/fikirci-bey-muhalefet-cephesinde-yeni-bir-sey-yok-2015-06-19.html