Kitap okumakla nefis tebiyesi yapmak veya olmak !

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Kitap okumakla nefis tebiyesi yapmak veya olmak ! Kitap okumakla nefis terbiyesi veya bir alanda uzman olmak olabilseydi, dünyadaki üniversitelerie ve bu üniversitelerdeki hocalara hiç ihtiyaç olmazdı ve duyulmazdı ! O zaman insanlar, hangi alanda yetişmek istiyorlarsa, o alanlarda yazılmış akademik ve detaylı kitapları alıp-hatmedip istedikleri alanda uzmanlaşırlardı. Profesörlere, doçentlere,doktorlara hiç mi hiç ihtiyaç kalmazdı ! Böyle bir şey iddia etmek, bütün dünyanın mütehhassıs ilim sahiplerine ve eğitim-öğretim anlayışına don kişot gibi karşı çıkmak değil midir ? Öye ya, bu iş hocasız, yanlız kitap okumakla hiç olabilir mi ? Bu hakikat gün gibi ortada iken aramızdaki bazıaklı-evveler de bu işin nefis terbiyesi alanında yani, maneviyatta terakki mesleğinde olabileceğini ciddi ciddi anlatabilmektedirler ! Oysa, nasıl ki,maddi vücûdumuzun herhangibir tedavisi için hazık, uzman ve mutehassıs bir doktor ihityaç duyuluyorsa, aynen öyle de nefis ve ruh terbiyesinde de tedavi ve terakki için kâmil bir mürşid-i hakikiye duyulan ihtiyaç evvelkinden çok daha gerekli ve önemlidir. Böyle, bedihi ve bütün dünaynın üzerinde ittifak ettiği bir konuda burada bizleri sanki bir uzamn doktormuşuz gibi böyle bir açıklama yapmaya mecbur bırakanları kınıyor, sizi siz olun hiçbir yola kılavuzsuz ve rehbersiz çıkmayın diyorum.
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
Artık insanlar diledikleri bilgiye ulaşabildikleri gibi, yavaş yavaş bilgilerini teyid edecek mercîleri de internet gibi ortamlardan rahatlıkla bulabiliyorlar. Belki zekâ seviyesi normal insanların yüz yüze eğitim almaları gerekebilir ama, zekî insanların kendi kendilerine de öğrenebildikleri açıktır ve görmekteyiz. Tek sorunumuz, insanların yeniliklere açık olamaması. Okumayı, kitâb okumaktan başka bir şey olarak göremeyen insan, elbette hiçbir mesâfe alamayacaktır. Okumak; hazırlanmak, anlamak ve yaşamaktır.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Artık insanlar diledikleri bilgiye ulaşabildikleri gibi, yavaş yavaş bilgilerini teyid edecek mercîleri de internet gibi ortamlardan rahatlıkla bulabiliyorlar. Belki zekâ seviyesi normal insanların yüz yüze eğitim almaları gerekebilir ama, zekî insanların kendi kendilerine de öğrenebildikleri açıktır ve görmekteyiz. Tek sorunumuz, insanların yeniliklere açık olamaması. Okumayı, kitâb okumaktan başka bir şey olarak göremeyen insan, elbette hiçbir mesâfe alamayacaktır. Okumak; hazırlanmak, anlamak ve yaşamaktır.

Senin zaten rehberin olsaydı, bu forumdaki saçmalıkları ve zırvaları başkasının mesajlarından okurduk ! Sen bu konuda başkalarına hiç ihtiyaç duyurmuyor ve göstermiyorsun !
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
Meselâ senin gibi doğru yolda olunca her gördüğüm yazıya sinirlenecek miyim? Eğer gittiğin yol doğru ise ve benimki bâtılsa, o zaman isbât edersin. Yok değilse, sinirlenip kendini harâb etmeni istemem. :)
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Kitap okumakla nefis tebiyesi yapmak veya olmak ! Kitap okumakla nefis terbiyesi veya bir alanda uzman olmak olabilseydi, dünyadaki üniversitelerie ve bu üniversitelerdeki hocalara hiç ihtiyaç olmazdı ve duyulmazdı ! O zaman insanlar, hangi alanda yetişmek istiyorlarsa, o alanlarda yazılmış akademik ve detaylı kitapları alıp-hatmedip istedikleri alanda uzmanlaşırlardı. Profesörlere, doçentlere,doktorlara hiç mi hiç ihtiyaç kalmazdı ! Böyle bir şey iddia etmek, bütün dünyanın mütehhassıs ilim sahiplerine ve eğitim-öğretim anlayışına don kişot gibi karşı çıkmak değil midir ? Öye ya, bu iş hocasız, yanlız kitap okumakla hiç olabilir mi ? Bu hakikat gün gibi ortada iken aramızdaki bazıaklı-evveler de bu işin nefis terbiyesi alanında yani, maneviyatta terakki mesleğinde olabileceğini ciddi ciddi anlatabilmektedirler ! Oysa, nasıl ki,maddi vücûdumuzun herhangibir tedavisi için hazık, uzman ve mutehassıs bir doktor ihityaç duyuluyorsa, aynen öyle de nefis ve ruh terbiyesinde de tedavi ve terakki için kâmil bir mürşid-i hakikiye duyulan ihtiyaç evvelkinden çok daha gerekli ve önemlidir. Böyle, bedihi ve bütün dünaynın üzerinde ittifak ettiği bir konuda burada bizleri sanki bir uzamn doktormuşuz gibi böyle bir açıklama yapmaya mecbur bırakanları kınıyor, sizi siz olun hiçbir yola kılavuzsuz ve rehbersiz çıkmayın diyorum.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Okumakla nefis terbiyesi olmaz tabii ki... Katılıyoruz. Onun ilmi ve onun ustası farklıdır. Kitaplardan devşirilebilecek bir husus değildir tezkiye.

Bunun ispatı, Okuyarak terbiye olacağını söyleyen bir cemaatin 50 yıllık elemanlarının dahi nefis terbiyesi için tekrar tekrar okumayı tavsiye etmesidir. Yahu soran kimse işte 10 sene, 20 sene, 30 sene okumuş o kitapları... Sana soruyor ki bunun ilacı nedir, yani nefis terbiyesi nasıl olacak? Sen cevap veriyorsun, haftada bir şu kitaplara yeniden sarıl; yeniden yeniden oku! Adam okumakla halletmiş olsaydı ki senelerce okuyup durmuş, zaten ihtiyaç hissetmeyecek, sana da sormayacaktı! Çare ne; sen yeniden oku... Kısır döngü.

Bir başka ispatı, 50 senedir okuyan birinci sınıf elemanları bakmışsın olmadık işten birbirine darılmış yollarını ayırmışlar! Sen bene düşmüşler! Soruyorsun, bu dargınlık neden? Efendim meşreb meselesi! Sen kendini kandır dur. Nefsi terbiye olmuş Müslüman asla ve kat'a kimseye darılmaz (kimseden incinmez). Darılma varsa, nefsi menfaat de var demektir. Nefsi menfaat kalmışsa nefis daha terbiye olmamış demektir. Bu kelamımıza inanmıyorsan denemesi bedava.

Demek ki neymiş dön dolaş okumakla nefis terbiye olmuyormuş.

İmam Muhammed Gazali Hz.lerinin "el Munkızu Mined Dalal" eserine bakınız. Mektubat-ı Rabbaniyi okuyunuz. Reşahat ve Minahı da tavsiye ederiz. Bu okuma "nefis terbiyesi" için değil, yanlış anlamayınız; "terbiye ve tezkiyenin" yolunu yöntemini anlayabilmemiz için.... Kapısına gidebilmeniz için.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Meselâ senin gibi doğru yolda olunca her gördüğüm yazıya sinirlenecek miyim? Eğer gittiğin yol doğru ise ve benimki bâtılsa, o zaman isbât edersin. Yok değilse, sinirlenip kendini harâb etmeni istemem. :)


Güzel bir cevaptı Allah için :)
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
hirahos, bahsettiğiniz kimseler sanırım tahmîn ettiklerim. Ama onların nefsinin terbiye olmadığına dâir elinizde nasıl bir kanıt var? Tekrâr tekrâr okumayı bir eksiklik olarak görüyorsanız, Kur'ân'ı neden tekrâr tekrâr okuyoruz? Kur'ân'da insanların unutabileceğine dâir onlarca pasaj varken, bir kitâbı tekrâr okumayı nasıl eksiklik olarak görebiliyorsunuz?
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Kardeşim, Kur'an-ı Mübin'i tenzih ederiz. Dön dolaş okumaktan kastımız ilmi eserlerdir. Kur'an-ı Kerim değildir. Ömür boyunca okunup dinlense gerektir. Tekrar tekrar. Bıkmadan yorulmadan...

Ve fakat, bununla birlikte Kur'an-ı Kerimi ve Hadis-i Şerifleri ve alimleri; okuduktan sonra ameli anlamda yaşantısına tatbik etmezse o Müslüman da noksan kalacaktır. Mahrumlardandır. (efendim, nefis terbiyesi, esasen Kitabın Sünnetin İcma ve Kıyasın bildirdiği dış ve iç amelleri layıkıyla ve istikamet üzere tatbik etme çabasıdır. Bunun en kamil yolu işi bilen ve sana neyin ne olduğunu, neyin ne zaman yaşanması gerektiğini öğretecek ehil bir Mürşid-i Kamildir)

İspat istemişsiniz, ispat bir önceki yazımızın içindedir.
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
Ben orada isbâttan ziyâde bir örnek/varsayım gördüm. Kaldı ki yaşanan olay doğru bile olsa, bunu genellemek, o yoldan gidenlerin tümüne zulümdür. Siz iddia edebilir misiniz ki, sizin gittiğiniz yolda gidenlerin hepsi de nefsine hâkim, dört dörlük Müslümanlardır?
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bana göre de bu rafa çıkmış kul'un "isbat-isbat" diye sayıkladığı herrşey konuyu açan üyenin ilk mesajında bütünüyle vardır. Aslında burada yazılanlar doğru görülmüyorsa, asıl bu isbat edilmelidir. rafa çıkmış kul ! Bilmem anlayabildin mi ?
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
Bana göre de bu rafa çıkmış kul'un "isbat-isbat" diye sayıkladığı herrşey konuyu açan üyenin ilk mesajında bütünüyle vardır. Aslında burada yazılanlar doğru görülmüyorsa, asıl bu isbat edilmelidir. rafa çıkmış kul ! Bilmem anlayabildin mi ?

İsbât nedir bilmeyen ve metodların bîhaber olan her insan, senin söylediklerinden daha başka bir şey söylemeyecektir. Bizim buralarda, bilmiyorsan sus da... derler.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Siz , yazdığımız 2 ispatın aksini ispat edebilir misiniz?
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
İki isbâttan kastınız eğer şu düşündüklerim ise:

1. Kast ettiğiniz, tekrâr tekrâr kitâb okuduğu hâlde nefsi terbiye olmamış insan topluluğu, Risâle-i Nûr talebeleri ise; evet, kitâb okuyarak nefsini terbiye etmiş çok insan tanıyorum. Siz gördüğünüzü söylediniz, ben de gördüğümüz söylüyorum. Dolayısı ile, yapmış olduğunuz genellemek boşa çıkıyor.

2. Siz mürşid-i kâmille bir zâtı kast edersiniz ama, bu kavram pek çok mânâya gelebilir. İsbât olarak, yaşayan bir zâtı kendine önder edinmediği hâlde, nefsini terbiye etmek gayretinde olan nice kardeş tanıyorum. Bunların arasına kendimi de ekleyebilirim.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
İsbât nedir bilmeyen ve metodların bîhaber olan her insan, senin söylediklerinden daha başka bir şey söylemeyecektir. Bizim buralarda, bilmiyorsan sus da... derler.

Bizim buralarda da bilmiyorsan -rafa çık- diyorlar ! Sen de rafa çıktığına göre...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İki isbâttan kastınız eğer şu düşündüklerim ise:

1. Kast ettiğiniz, tekrâr tekrâr kitâb okuduğu hâlde nefsi terbiye olmamış insan topluluğu, Risâle-i Nûr talebeleri ise; evet, kitâb okuyarak nefsini terbiye etmiş çok insan tanıyorum. Siz gördüğünüzü söylediniz, ben de gördüğümüz söylüyorum. Dolayısı ile, yapmış olduğunuz genellemek boşa çıkıyor.

2. Siz mürşid-i kâmille bir zâtı kast edersiniz ama, bu kavram pek çok mânâya gelebilir. İsbât olarak, yaşayan bir zâtı kendine önder edinmediği hâlde, nefsini terbiye etmek gayretinde olan nice kardeş tanıyorum. Bunların arasına kendimi de ekleyebilirim.

Ben gördüm dedikten sonra sizi yalanlayamam. Doğrudur. Ve fakat nefis terbiyesi anlayışlarımız farklı olabilir. Bir Müslümanın nefsine dokunduğun zaman, ayağına bastığın zaman, menfaatine engel olduğun zaman nefsi belli olur. Terbiye olmuş bir nefiste hoplamalar zıplamalar olmaz. Kötülüğe iyilik ediyorsa o kişi terbiye görmüş demektir. Yoksa iyiliğe iyilik herkesin kârıdır. Hatta küffarda bile görülebiliyor. Siz bu şekilde baktınız mı? Mesela terbiye görmüş bir nefis affedici ve fedakar olur. Kendisine eliyle diliyle kim zarar verdiyse onları affeder. Onlara iyilik yapar. Bu gibi hasletler yoksa, terbiye de yok demek. Bunları yerinde müşahade etmeniz/denemeniz lazım.

İtibar akibetedir demişler. Netice bu kadar mücadeleden sonra acaba nefisler kendi başına terbiye oluyor mu olmuyor mu, bir kanaat belirtemezsiniz. Netice alınmamış çünkü. Biz, dediğimiz anlamda nefsi terbiye olmuş Müslümanlar görmüşüzdür. Çok. Bizzat. Beraber çok ihtilatlar etmişizdir. Hepsinin ortak kanaati, Mürşid-i Kamil gölgesi olmadan, Nefis ejderhası ıslah olmaz! Tecrübe edenlerin ortak kanaatidir. Netice ehli...
 

furkan

Asistan
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
486
Tepkime puanı
21
Puanları
0
Siz peygambersiz kitap gördünüz mü, duydunuz mu?

İşte mürşidsiz olmaz ne demek bu hakikate dahi terstir.

Fakat kitapsız olarak peygamber çok gelmiştir.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Okumakla nefis terbiyesi olmaz tabii ki... Katılıyoruz. Onun ilmi ve onun ustası farklıdır. Kitaplardan devşirilebilecek bir husus değildir tezkiye.

Bunun ispatı, Okuyarak terbiye olacağını söyleyen bir cemaatin 50 yıllık elemanlarının dahi nefis terbiyesi için tekrar tekrar okumayı tavsiye etmesidir. Yahu soran kimse işte 10 sene, 20 sene, 30 sene okumuş o kitapları... Sana soruyor ki bunun ilacı nedir, yani nefis terbiyesi nasıl olacak? Sen cevap veriyorsun, haftada bir şu kitaplara yeniden sarıl; yeniden yeniden oku! Adam okumakla halletmiş olsaydı ki senelerce okuyup durmuş, zaten ihtiyaç hissetmeyecek, sana da sormayacaktı! Çare ne; sen yeniden oku... Kısır döngü.

Bir başka ispatı, 50 senedir okuyan birinci sınıf elemanları bakmışsın olmadık işten birbirine darılmış yollarını ayırmışlar! Sen bene düşmüşler! Soruyorsun, bu dargınlık neden? Efendim meşreb meselesi! Sen kendini kandır dur. Nefsi terbiye olmuş Müslüman asla ve kat'a kimseye darılmaz (kimseden incinmez). Darılma varsa, nefsi menfaat de var demektir. Nefsi menfaat kalmışsa nefis daha terbiye olmamış demektir. Bu kelamımıza inanmıyorsan denemesi bedava.

Demek ki neymiş dön dolaş okumakla nefis terbiye olmuyormuş.

İmam Muhammed Gazali Hz.lerinin "el Munkızu Mined Dalal" eserine bakınız. Mektubat-ı Rabbaniyi okuyunuz. Reşahat ve Minahı da tavsiye ederiz. Bu okuma "nefis terbiyesi" için değil, yanlış anlamayınız; "terbiye ve tezkiyenin" yolunu yöntemini anlayabilmemiz için.... Kapısına gidebilmeniz için.


1. Kast ettiğiniz, tekrâr tekrâr kitâb okuduğu hâlde nefsi terbiye olmamış insan topluluğu, Risâle-i Nûr talebeleri ise; evet, kitâb okuyarak nefsini terbiye etmiş çok insan tanıyorum. Siz gördüğünüzü söylediniz, ben de gördüğümüz söylüyorum. Dolayısı ile, yapmış olduğunuz genellemek boşa çıkıyor.

el cevap hirahosdan:

Ben gördüm dedikten sonra sizi yalanlayamam. Doğrudur. Ve fakat nefis terbiyesi anlayışlarımız farklı olabilir. Bir Müslümanın nefsine dokunduğun zaman, ayağına bastığın zaman, menfaatine engel olduğun zaman nefsi belli olur.

evet yine hirahosdan risale-i nur talebelerine bir sataşma olayı....

bir de yapıp - yazıp nerde yaptım demesi yok mudur..??

hayret edilecek nokta işte burasıdır...

Demek ki neymiş dön dolaş okumakla nefis terbiye olmuyormuş.


yani risale-i nur okumakla nefis terbiyesi olmazmış...

efendim yazdık bir kenara.. zamanı gelince kaynaklarıyla açıklarız...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bu forumda gördüğümüz kadara , ağzı olan konuşuyor ! Yani, bilip-bilmemek pek ve hiç önemli sayılmıyor ! Asılan yazıları da ilmi mi - doğru mu değil mi diye kontrol eden bir durum da yok zannediyorum. Şu halde tam bir kaos hakim gibi görünüyor !
 
Üst