Kırşehirli :))

AdımcA

Akşam ... Yine Akşam ...
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,420
Tepkime puanı
8
Puanları
0
KIRŞEHİRLİ :))

Bir bankadan " Sayın mudimiz " diye başlayan bir mektup alan hemşerimizin, arkadaşlarına "mudi" nin anlamını sorduğunu.... Arkadaşlarının da şakayla ağır bir küfür anlamına geldiğini söylemeleri üzerine hemşerimizin hışımla bankaya gidip, tüm personele, "Mudi oğlu mudiler" diye güya küfür ettiğini...


Kırşehir Belediye Meclisi'ne aday olan bir hemşerimizin, köylerin de belediye meclisinde oy kullanacağını sanıp, günlerce köyleri dolaşıp vatandaşlardan oy istediğini...


Bir partide belediye meclisine aday olan bir hemşerimizin, işyerine dükkan sahibi olan başka bir parti adayının afişlerini astığını...


Bir avukat hemşerimizin, kendisinden öğle ezanının saat kaçta okunduğunu soran komşusuna, saati söyledikten sonra, bürosundaki "Danışma ücrete tabidir." levhasını gösterdiğini...


Bir Belediye Başkan adayının 1994 yerel seçimlerinde hiç para harcamadığını söylediğini... Bir muhtar adayının ise tam 70 milyon lira harcadığını...


Bir Partinin İl Genel Meclis Üyesi adayının kazandığının açıklanması üzerine. tam beş tane koyun kesip ziyafet çektiğini... Ertesi gün, bir yanlışlık olduğunun ve başka bir parti adayının kazandığının anlaşılmasından sonra, ziyafet çeken hemşerimizin Seçim Kurulu Başkanlığı'na gidip, " Bizim kestiğimiz 5 koyunun hesabı ne olacak " dediğini...


Bir partide şoför olarak çalışan hemşerimizin, Petlas'ın özelleştirilmesiyle bazı arkadaşlarının işsiz kalmasından etkilenerek " Yakında bizde işsiz kalırsak şaşmayın " demesi üzerine, bir arkadaşının " Hayrola sizin partiyi de mi özelleştirecekler " dediğini...


Seçimlerden önce bir adayın "Seçimi kazanamassam, kendimi cıncıklı cami'nin minaresinde atarım " dediğini... Aradan yıllar geçmesine rağmen hiç oralı olmadığını...


Çok etkili makam sahibi olan bir hemşerimizin, yanında elektronik ve uydu konusunda uzman birisi olduğunu unutarak telsiz kapalıyken personeline emirler yağdırdığını...


Bir hemşerimizin hayvanat bahçesindeki hayvanların kışın soğukta ne yaptıklarını düşünüp, sabaha kadar uyumadığını...


24 Kasım Öğretmenler Günü'nde bir ilkokul öğrencisinin öğretmenine götürmek için babasından çiçek istediğini; babasının da büyük bir ayaklı çelenk yaptırarak, kendi ismini yazdırıp, getirdiğini...


Büyük kentlerin dışındaki yerleşim merkezi anlamına gelen " Taşra " kelimesini bilmeyen bir hemşerimizin " Taşra Ankara'ya mı bağlı " diye sorduğunu...


Ortaokullarda okutulan Milli Tarih kitabını yazan ve İnkilap Tarihi kitabı yazmaya hazırlanan 21 yıllık öğretmen bir hemşerimizin hala Anıtkabir'i görmediğini..


Anahtarını unutan bir hemşerimizin gece geç saatte eve geldiğinde ailesini uyandıramaması üzerine, cama taş atarken evinin camını kırdığını, civardan şikayet üzerine olay yerine gelen güvenlik güçlerine de " Bu memlekette demokrasi yok mu, evimin camını kıramaz mıyım " dediğini...


Konfeksiyoncu bir hemşerimizin, dükkanına gelen arkadaşlarının şakayla ceket ve pantolonlarını yırttığını ve yenilerini sattığını...


Bir hemşerimizin vantilatörü telefona yaklaştırarak bir arkadaşına " Ben Kırşehir'in üzerindeyim, helikopterim arıza yaptı, rastgele bir numara çevirdim siz çıktınız, Kırşehir'de nereye iniş yapabilirim " dediğini... Arkadaşının da " Kale'ye in ağbi " deyip telefonu kapattıktan sonra dışarı çıkıp yukarıya bakarak helikopter aradığını...


Gözlüğü buğulanan bir hemşerimizin, yolda giderken arabanın camı puslandı sanıp, sık sık durup arabanın camını sildiğini...


Bir İl Genel Meclisi Üyesi hemşerimizin kendi adına bastırdığı kartvizitleri herkese dağıttığını, hatta bir milletvekiline de kartını vererek " Bir ihtiyacınız olursa, başınız sıkışırsa beni çekinmeden arayabilirsiniz " dediğini...

Bir hemşerimizin sızlaya dişine, hava almasın diye alçı doldurduğunu...

Resmi bir evrakı Ankara'ya fakslayacak bir hemşerimizin, " Bir örneği de bende kalsın " diyerek fotokopi çektirdiğini...

Telefonda " Orası neresi " diye soran kişiye bir hemşerimizin " Burası bizim ev " diye cevap verdiğini...

Kendisinden " Prezervatif " isteyen müşteriye, kulağı ağır duyan bir eczacı hemşerimizin konuyu tam anlamadan " Nerede kullanacaksın " diye sorduğunu...

Bir hemşerimizin Ankara'daki bir kasetçiye giderek espiri olarak kendi adını söyleyip, " Bu sanatçının son kaseti çıktı mı " diye sorduğunu... Kasetçinin de " Ağbi takip edemiyoruz ki, her gün bir şerefsiz, sanatçıyım diye ortaya çıkıyor" dediğini...

Yurdun çeşitli yerlerinde cenazelerde para karşılığı ağlayan " Profesyonel ağlayıcılar " olduğunu duyan bir hemşerimizin Kırşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü bünyesinde de bir kaç tane bay ve bayan tecrubeli " ağlayıcı " alınması istediğini...

Mahkemelerde şahitlik yapanlara para ödendiğini duyan bir hemşerimizin, sabah evden çıkarken karısına " Hanım, ben tarlaya gidiyorum, mahallede kavga-döğüş olursa beni şahit yazdırmayı unutma " diye tembih ettiğini

Köyde bir traktörle ineğini satmak için şehre getiren bir hemşerimizden traktörcünün inek için az, kendisi için fazla para istemesi üzerine, hemşerimizin " Benim ondan ne farkım var, ikimiz için de aynı al " diye pazarlık ettiğini...

Bir hemşerimize çocukların yolda geçerken "Saatin var mı amca ? " diye sorduklarında, hemşerimizin de sadece "var" diye cevap verip yoluna devam ettiğini...

İki gün ardarda şehir hamamına giden bir hemşerimize, ikinci gün neden gittiğini soranlara "Dün kafamı yıkamayı unutmuşum" dediğini...

Kendisinden resmi bir iş için 12 resim istenen bir hemşerimizin, "Şu anda yanımda altı resim var" demesi üzerine, görevlinin "Önce o 6 resmi ver, arkadan 6 resim daha getir" diye cevap verdiğini... Hemşerimizin de enseden 6 resim çektirerek götürdüğünü...

Bir akşam eve çok sarhoş giden bir hemşerimizin sabah kalkıp işe gideceği zaman eşinin " Banyo yap da öyle git" demesi üzerine "Akşam bir şey oldumu da?" diye sorduğunu...

Bakkal arkadaşında borç para alan bir memurun, ay başında parayı iade ederken "Fatura" istediğini...

yeni ehliyet alan bir hemşerimizin, arabayla ağaçların altında geçerken kafasını eğdiğini...

Gece geç saatte içkiliyken yanlışlıkla evinin yanında ki boş inşaata giren bir hemşerimizin eşinin kendisini terkettiğini sanıp, "Vay be, tüm eşyaları götürdüğü gibi, kapıyı-pencereyi de söküp götürmüş" dediğini...

İşten atılan Belediye işçisi bir hemşerimizin, yerel bir radyodan, "Kurşunlara gelesin; sürüm sürüm sürünesin" türküsünün istek yaptığını... Türkünün birinci mısrasını, kendisine kadro vermeyen eski belediye başkanına, ikinsi mısrasının da kendisini işten atan yeni belediye başkanına armağan ettiğini...

Bir hemşerimizin, telefonla konuştuğu arkadaşının "Hayrola gözlerin niye kızarmış" diye sorması üzerine "Biraz uykusuzum da ondan" diye yanıt verdiğini...


Ayakkabı alırken ayağını biraz sıktığını söyleyen müşteriye dükkan sahibinin "Bir hafta sonra açılır" dediğini... Müşterinin de "O zaman ben, bir hafta sonra gelip alayım" diye cevap verdiğini


Yaşlı bir hemşerimizin "Rontgen" çektirmeyi tedavi sanıp, her 10-15 günde bir romatizma ağrıları arttıkça "Rontgen" çektirdiğini...
 

ertasi

Paylaşımcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
218
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Allah Razı Olsun çok hoş şeyler.epey güldüm bunlara ben pek herşeye gülemiyorum.sorun bende mi bilmiyorum ama bunlara baya güldüm ::D
:clap2: :clap2: :clap2:
 
Üst