Kırmızı Kitap'tan PKK Çıkarıldı Cemaatler Eklendi

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
"29 Nisan 2015’te yeni MGSB Bakanlar Kurulu’na gönderildi. Burada “legal görünümlü illegal yapı” iç tehdit olarak yer aldı."
"Hükümetin talimatıyla Genelkurmay, istihbarat da operasyon da yapamıyor. Bölgenin askersizleştirilmesi ve PKK’nın “yerel silahlı kuvvetler” olarak görevlendirilmesine adım adım gidiliyor. Siyaset belgesinin “iç tehdit” bölümünden PKK’nın adının çıkarılması, seçim güvenliğinin PKK’ya bırakılması da “çözüm süreci”nin işlediğini gösteriyor."
Saygı Öztürk/Sözcü
PKK Çıkarıldı, İç Tehdidin Adı Değişti
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne (MGSB) kamu görevlileri “Kırmızı Kitap” der, bunun“Devletin gizli Anayasası” olduğunu belirtirler. Her yılın aralık ayında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği tarafından bakanlıklara ve ilgili kuruluşlara “gizli” kayıtlı bir yazı gönderilir, “Kırmızı Kitap”ta yer almasını önerecekleri bölüm olup olmadığını sorarlar.
29 Nisan 2015’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda, MGSB’ne son şekli verildi ve hükümete gönderildi. İşte, o siyaset belgesine bağlı olarak bakanlıklar kendirleriyle ilgili maddeye bağlı olarak “eylem planı” hazırlayacak.
ASKERLERİN BELGESİ KABUL EDİLMEDİ
MGSB’ne dayanarak Genelkurmay Başkanlığı da Türkiye Milli Askeri Stratejisi’ni (TÜMAS) Başbakanın “yayınlayabilirsiniz” onayını aldıktan sonra kuvvetlerine gönderiyor. Her TÜMAS çalışmasında askeri açıdan tehditler güncelleştiriliyor.
1998’de MGSB güncellendiğinde, birinci tehdit olarak “irtica”yer alıyordu. 2001 yılında siyaset belgesi yeniden güncellendi. Genelkurmay Başkanlığı da 2003 yılında, TÜMAS taslağını 2001 yılı MGSB’ne dayanarak hazırladı. Ama bu taslağa yeni göreve başlayan AKP hükümetinin çekinceleri oldu ve taslağa Başbakan tarafından “yayınlanabilir” onayı verilmedi. O yüzden askerler 2000 yılında güncelleştirdikleri TÜMAS’ı kullanmaya devam etti. Yani, irtica o belgeye göre birinci tehdit olarak kaldı.
“İRTİCA” YERİNE “LEGAL GÖRÜNÜMLÜ YAPI”
2005 yılında MGSB yeniden güncellendi. Askerlerin TÜMAS’ı da yeni belgeye göre hazırlandı ve 2006 yılında Başbakan’dan “yayınlanabilir” onayı aldı. Bu dönemde de MGSB ve TÜMAS’ta irtica yine birinci tehdit olarak yer aldı. 2010 yılında MGSB bir kez daha güncellendi. Ama burada irtica tehdit olmaktan kaldırıldı. 2011 yılında Genelkurmay’ın hazırladığı TÜMAS’ta da irtica tehdit olarak yer almıyordu.
29 Nisan 2015’te yeni MGSB Bakanlar Kurulu’na gönderildi. Burada “legal görünümlü illegal yapı” iç tehdit olarak yer aldı. Buradaki incelik şu: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hazırladığı TÜMAS’a “legal görünümlü illegal yapı” alınmadı. Alınmamasına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı’nın önerisi, hükümet tarafından kabul edildi.“Legal görünümlü illegal yapı”da ise ağırlıklı olarak Fethullah Gülen grubu kastediliyor.
ŞİMDİ NELER YAPILIYOR?
MGSB yani kırmızı kitap “İç güvenlik siyaseti”, “dış güvenlik siyaseti” ve “savunmasiyaseti” olarak üç ana bölümden oluşuyor. “İç güvenlik siyaset belgesi”nin ana koordinatörü İçişleri Bakanlığı,“dış güvenlik siyaseti”nin Dışişleri Bakanlığı,“savunmasiyaseti” belgesinin hazırlayıcısı ise Genelkurmay Başkanlığı… Güvenlik siyasetbelgelerinde hangi politikalar uygulanacaksa bunlar detaylandırılıyor. MGSB örneğin 70 sayfa tutuyorsa, güvenlik siyaset belgeleri 300 sayfayı aşıyor.
Savunma siyaseti bölümü, Genelkurmay Başkanlığı TÜMAS’ı düzenlemesiyle gerçekleştirilmiyor. TÜMAS da iç, dış ve savunma güvenliği olarak üç ana bölüme ayrılıyor. TSK, somut tehditleri TÜMAS’a alıyor. Somut tehditlerin dış güvenliksiyaset belgesindeki öncelikleri arasında da paralellik olmasına özen gösteriliyor. Örneğin, Dışişleri Bakanlığı için Suriye öncelikliyse, TSK belgelerinde de bu öncelikli tehdit olarak yer alıyor. Buna göre harekat planları güncelleniyor, 10 yıllık tedarik planları yapılıyor, yeni alınacak silah sistemlerinin ne olması gerektiği de belirtiliyor.
GENELKURMAY’DAN ALINDIKTAN SONRA
Genelkurmay Elektronik Sistemleri (GES), Genelkurmay Başkanlığı’nın her şeyiydi.Ankara’da bulunan sistemler, Genelkurmay’dan alınıp MİT’e devredildi.Genelkurmay bugün istihbarat toplamıyor, kendilerine MİT, Emniyet ve Jandarma’dan gelen bilgileri değerlendiriyor. İstihbaratlar Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanlığı’nda toplanıyor, analiz ediliyor. Yaptığı değerlendirmeyi de kendi tehdit değerlendirmesinde kullanıyor, komuta kademesine bilgi veriliyor.
Hükümetin talimatıyla Genelkurmay, istihbarat da operasyon da yapamıyor. Bölgenin askersizleştirilmesi ve PKK’nın “yerel silahlı kuvvetler” olarak görevlendirilmesine adım adım gidiliyor. Siyaset belgesinin “iç tehdit” bölümünden PKK’nın adının çıkarılması, seçim güvenliğinin PKK’ya bırakılması da “çözüm süreci”nin işlediğini gösteriyor.


http://www.aktifhaber.com/kirmizi-kitaptan-pkk-cikarildi-cemaatler-eklendi-1168149h.htm
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Erdoğan’ın “MGK’da i̇llegal terör örgütü olarak tanımlanan Paralel Yapı, kırmızı kitaba ki̇taba gi̇rdi̇kten sonra yargı merci̇leri̇ni̇n bakışı da deği̇şecek. Tutuklamalar sürecek” sözleri̇, “Yargı da mı kırmızı ki̇taba göre i̇şleyecek?” sorusunu gündeme taşıdı.Yeni anayasa yerine gizli anayasa
İktidara geldiği 2002’den bu yana defalarca verdiği sözlere rağmen 12 Eylül darbe anayasasının yerine yeni, demokratik ve sivil bir anayasayı ikame edemeyen AKP iktidarı ve Erdoğan, tam tersine, daha önce eleştirdiği gizli anayasayı esas alan hukuk dışı icraatlara hız veriyor.
Hiç kimse yargıyı yönlendiremez
Erdoğan’ın hukuk normları içinde yeri olmayan Kırmızı Kitabı yargının işleyişinde de belirleyici bir referans olarak göstermesi ve yargıya müdahale anlamına gelen sözleri, “Hiçbir merci yargıya emir veremez, telkin ve tavsiyede bulunamaz” ilkesinin açık ihlâli olarak görülüyor.
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/12-eylul-ruhu-kirmizi-kitapla-devam-ediyor_335082

 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
LEGAL GÖRÜNÜMLÜ İLLEGAL YAPILAR NE DEMEK? SAÇMA BİR ŞEY! : Toplumu ayakta tutan birtakım kurallar var. Eğer hiçbir kural olmayacak olursa toplum dağılır. Bunlara sosyal düzen kuralları diyoruz. Bunlar kendi içerisinde dört grupta toplanır. Örf ve âdetler, ahlak kuralları, dini kurallar ve hukuk kuralları. Hukuk kurallarına uyulmadığı takdirde devleti karşınızda bulursunuz. Devlet yaptırımıyla karşılaşır. Bunun için de devletin gerçekten hukuk devleti olması gerekir. Bir hukuk devletinde de Kırmızı Kitap falan vs. olamaz. Nitekim bir toplantıda ‘28 Şubat süreci bütün alçaklığına rağmen şimdikinden daha onurluydu.’ dedim. Şimdi de aynı kanaatteyim. Kırmızı kitap dediğiniz şey malum şahsi bir husumete yönelik düşünceden kaynaklanan bir durum. Uyulursa ne olur uyulmazsa ne olur. Abesle iştigal. Legal görünümlü illegal yapılar... Saçma bir şey. Eğer hukukun dışına çıkıyorsa elbette onunla mücadele edilir. Kırmızı Kitap’a alınması gerekmez. Bir hukuk devletinde böyle saçma böyle bir şey olmaz. Tabii ki hukuku ihlal eden kişi ya da grup varsa devlet bunun için var. Hukuk kurallarını korumakla mükellef. Eğer bir devlet hukuktan ayrılacak olursa o ülkenin en büyük çetesi olur. Çete işte mal varlığına el koyuyor, ne yapacaksın? Hukuktan ayrılırsa bir devlet, o ülkede en güçlü ve en geniş çetesi olur. Ülke çapında kendi otoritesini kuruyor ve oluyor bir devlet.
İKTİDARLAR GÜÇTEN DÜŞTÜKLERİ VAKİT ZULMÜ ARTIRIR:Tarihi incelediğimizde iktidarlar zayıfladıkları zaman, güçten düştükleri vakit baskı zulüm ve cezayı artırmışlar. Nitekim ülke yönetiminde birtakım düzensizlikler ileri boyuta ulaştığında sıkıyönetim ilan ediliyor. Çünkü merkezi yönetim çözüm üretememiş. Gerçek anlamdaki hukuk kurallarında farklı olarak burada soyut değil somut hedefe yöneliyor.
http://www.zaman.com.tr/politika_hukuka-uymayan-devlet-en-buyuk-cetedir_2294199.html
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık döneminden 'MKG' ve 'Kırmızı Kitap' ile ilgili söylemleri ile bugünkü açıklamaları arasındaki çelişki dikkat çekiyor.
2010 yılında TRT'de katıldığı bir programda 'MGK'nın bir karar mercii olmadığını sadece tavsiyede bulunabileceğini' vurgulayan Erdoğan’ın, aradan geçen 5 yılın ardından MGK ile yatıp kalkması ve neredeyse her demecinde Kırmızı Kitap vurgusu yapıp bunları ‘hukukun üstünde tutması’ şaşkınlık uyandırıyor.
YARGIYA GÖREV VEREN BEYANLAR!
Almanya ve Belçika’dan dönüşünde, uçakta açıklamalar yapan Erdoğan, ‘yargının evrensel hukuka değil Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) Kırmızı Kitap’a bakarak değişeceğini’ belirtmekten çekinmedi. 12 Eylül darbesi döneminde bile olmayan, yargıç ve savcı tutuklamalarına devam edileceğini de açıkça beyan etmekten kaçınmadı.
ADALET MGK'YA GÖRE TUTUM TAKINACAK!
Gazeteci kontenjanında uçağa binen bir kişinin “Savcılık ‘Fetullahçı Terör Örgütü’ dedi. Kırmızı kitap’a girmiş bir terör örgütü olduğunun belirtilmesine rağmen medyaları aracılığıyla propagandayı sürdürüyorlar..” şeklinde çanak soruna ilginç cevaplar verdi. Erdoğan, ‘proje’ olarak kamuoyuna duyurduğu ve bir süredir uygulanan yargı projesinin adını “MGK Yargısı” olarak koydu. Yargının artık, hukuka ve evrensel hukuka göre değil, Kırmızı Kitap'a göre karar vermeye başlayacağını ve o kitaptaki MGK kararlarına göre tutum takınacağını açıkladı.
ERDOĞAN MGK İÇİN 2010'DA NE DEMİŞTİ?
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan 1 Şubat 2010 tarihinde TRT'de yayınlanan 'Enine Boyuna' programında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin değiştirileceğini söyleyen Erdoğan, “Balyoz” darbe planı iddiasıyla yeniden gündeme gelen ve 28 Şubat sürecinin en önemli sonuçlarından birisi olarak gösterilen Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü (EMASYA) üzerinde çalışma yapıldığını belirterek, “Bu protokolü ortadan kaldıracağız.” diye konuşmuştu.

Açıklamalarında en dikkat çeken nokta ise MGK ile ilgili bölümdü. Erdoğan şunları söylemişti: "Bunu gördüğümüzde, bütün itibariyle değerlendirmeye aldığımızda hakikaten tüyler ürpertici tablolar sergiliyor. İşin açıkcası kanuni bir geçerliliği yok. MGK’nın bizim gelişimizden önceki havası çok farklıydı. AB süreci içerisinde MGK’nın bir istişari kurul tespitiyle geçmesi, süreci tabii çok çok farklı bir şekle dönüştürdü. Siyaset belgesinin içerisinde çok ciddi değişiklikler yapıldı, bu yıl yeniden ele alınacak. MGK bir defa karar merci değildir. Bize tavsiyede bulunur."
DARBE ÜRÜNÜ MGK’YI, KIRMIZI KİTAP’I KALDIRMAYI VAAT ETMİŞTİ
13 yıllık iktidar döneminde 12 Eylül rejiminin en önemli kurumu olan Milli Güvenlik Kurulu’nu (MGK) kaldırmayan AKP ve Erdoğan yargıyı da ‘MGK’laştırdı. Geçmişte iktidar olmadan önce MGK'yı kaldıracaklarını açıklayanların, iktidar olduktan sonra MGK'yı sahiplenmesi gelinen nokta açısından ‘insan gerçekten hayret ediyor’ dedirtiyor.
http://www.zaman.com.tr/gundem_nereden-nereye-mgkyi-kaldirma-vaadinden-mgk-yargisina_2294263.html
 
Üst