KİM OLDUĞUMUZ DEĞİL KİMLERLE OLDUĞUMUZ ÖNEMLİDİR
Atasözlerimiz vardır binlerce yıllık kültürü barındırır. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.” atasözü kim olursak olalım arkadaşlarımız nasılsa hakkımızdaki hükmün de o şekilde olacağını belirtir. Öyle ya… Kartal karga ile kurt çakalla gezmez. Bir köpek itle geziyorsa ona köpek (sadık) denemez çünkü itle gezen ittir.
Arkadaş seçimi hem dünya hem de ahiret için çok mühimdir. Yüce ve mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerimde bakınız ne buyrulmuştur:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. (Tevbe, 119)”
İman edenler için doğru kişilerle birlikte olmak ve yanlış kişilerden uzak durmak gerektiği ayetle sabittir. Doğruluktan kasıt tefsir alimlerince konuşmada, niyet ve iradede, kararda, amelde, dini ve manevi hallerde dürüstlük olarak açıklanmıştır. İşte arkadaş da karar, niyet ve irade, dini ve manevi dürüstlük süzgecinden geçirilerek karar verilecek bir husustur. Bu konuda ise terazi bellidir.
Peki günümüzde bir ülkücü kimi dost görmeli veya kimden uzak durmalıdır? Bunun tarifi hem hadisi şerifle, hem merhum Seyyid Ahmet Arvasi hocamızın tespitiyle hem de başbuğumuzun işaretiyle net bir şekilde belirlenmiştir.
Merhum Seyyid Ahmet Arvasi hocamız Türk-İslam Ülkücüsünün şahsi dostunun veya düşmanının olmadığını, onun dostluğunun da düşmanlığının da Allahu teala için olduğunu ifade eder. Cennetmekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş ise bu meselede çok güzel bir şekilde örnek olmuşlardır.
Yeri gelmişken Başbuğ Türkeş ile Atsız Beğ arasındaki fikir ve yol ayrılığının dini sebeplerden kaynaklandığını da belirtelim mi? Başbuğ Türkeş bir röportajında Atsız Beğ ile düştüğü anlaşmazlığın boyutu şöyle açıklıyor:
“Atsız Beğ, ‘Müslümanlık Arap’ın dinidir, Türkler’in dini şamanizmdir.’ diyordu. Bu arada Kızıltoprak’ta İstanbul Şamanistler Derneği diye bir dernek kurdular. Bu derneği kuranlardan birisi Büyük Ankara Oteli’nde bir cinayette vurulan Niyazi Adıgüzel, diğeri de Azerbaycan eski devlet başkanı Elçibey’in müşaviri Nihat Çetinkaya idi. Şimdi bunu kabul etmeye, hoş görmeye imkân var mı? Bunu ben kabul etmediğimden dolayı, bana hücum ettiler. Türkeş’in Müslümanlığı bize yaramaz; biz Türkçüyüz ve Türklerin milli dini Şamanizmdir’ dediler. İşte bakın nelerle güreştim.” (Türkeş’in Anıları Şahinlerin Dansı, 416.sf.)
Peki Allah’ın düşmanları kimdir? Allahu tealanın dinine karşı çıkan, bu dine karşı mücadele eden kişilerdir. Buradan da anlaşılacağı üzere bir ülkücü için dostluk veya düşmanlıkta terazi merhum Başbuğ Türkeş’in tavrı gibi olmalıdır. Tabi kendini başbuğun izindeki bir ülkücü olarak tanımlayanlardan bahsediyoruz. Dinde reformcu, diyalogcu, itikadı bozuk veya ateşperest, putperest, şamanist, totemci olup Başbuğa veya emanetine muhalif olanlar ilgi alanımızın dışındadır. Bu kişilerin kahir ekseriyeti ortam bulmak için Başbuğ isminin arkasına saklanan art niyetli kimselerdir. Bunların tabi olduğu ülkücü hareketin mazisi bin yıla dayanan Ülkücü Hareket ile bir alakası yoktur. Bunlar Nato, Pensilvanya iltisaklı olup hareketi zehirleme gayesi gütmektedir. Yüce Allah Ülkücü Hareketi bu tür münafıklardan muhafaza eylesin.
Bu güruhun en belirgin özelliği ise başbuğun ve liderin emrinde olduğunu söyleyip ona muhalif kim varsa o kişilerle iş tutmalarıdır. Bu hususta Atsız bey onlar için büyük bir paravandır. Arvasi hocaya göre fıkıh ve ilmihal bilgilerini tahsil ve ikmal etmiş her Türk genci Atsız beyden istifade edebilir. Bu demektir ki İslam fıkhından, ehlisünnet (Hazreti Muhammed aleyhisselamın emaneti olan tek doğru) itikadından uzak bir genç Atsız beyi okursa istifade etmek bir tarafa zarar dahi görebilir. Başbuğ Türkeş’in Atsız bey hakkında yukarıda naklettiğimiz hatırası durumun güzel bir özetidir.
Ülkü Ocaklarını Atsız bey üzerinden tasnif etmeye kalkışanlara ise MHP lideri sayın Devlet Bahçeli ” Yanılıp yenilip aksi yönde açıklamada bulunanlar Ülkü Ocakları'nda Atsız kolu arayan cehlin faili, Ülkücüyü tanımayan, tanısa bile itiraf edemeyen köhnemişliğin figüranlarıdır.” sözleriyle bizleri bölmek isteyenlere en güzel ihtarı vermiştir.
Velhasıl… Atsız bey fıkıh ve ilmihal ilmi tahsil edilmeden okunursa fayda yerine zarar verebilir. Yazımız Atsız bey ekseninde yazılmış gibi görünse de esasında doğru iman ve itikat bilgilerine dikkat çekilmek istenmiştir. Atsız bey sadece bir numunedir. Aslolan takip edilmesi gereken istikamet ve bu istikamete göre yön tayin etmektir. İstikamet korunduğu müddetçe yolculuk hep doğru menzile olacaktır. Allahu teala bizleri yolunu şaşıran, batıla hizmet eden, istikametten sapan kullarından eylemesin. Âmin.(habip arvas)
Atasözlerimiz vardır binlerce yıllık kültürü barındırır. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.” atasözü kim olursak olalım arkadaşlarımız nasılsa hakkımızdaki hükmün de o şekilde olacağını belirtir. Öyle ya… Kartal karga ile kurt çakalla gezmez. Bir köpek itle geziyorsa ona köpek (sadık) denemez çünkü itle gezen ittir.
Arkadaş seçimi hem dünya hem de ahiret için çok mühimdir. Yüce ve mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerimde bakınız ne buyrulmuştur:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. (Tevbe, 119)”
İman edenler için doğru kişilerle birlikte olmak ve yanlış kişilerden uzak durmak gerektiği ayetle sabittir. Doğruluktan kasıt tefsir alimlerince konuşmada, niyet ve iradede, kararda, amelde, dini ve manevi hallerde dürüstlük olarak açıklanmıştır. İşte arkadaş da karar, niyet ve irade, dini ve manevi dürüstlük süzgecinden geçirilerek karar verilecek bir husustur. Bu konuda ise terazi bellidir.
Peki günümüzde bir ülkücü kimi dost görmeli veya kimden uzak durmalıdır? Bunun tarifi hem hadisi şerifle, hem merhum Seyyid Ahmet Arvasi hocamızın tespitiyle hem de başbuğumuzun işaretiyle net bir şekilde belirlenmiştir.
Merhum Seyyid Ahmet Arvasi hocamız Türk-İslam Ülkücüsünün şahsi dostunun veya düşmanının olmadığını, onun dostluğunun da düşmanlığının da Allahu teala için olduğunu ifade eder. Cennetmekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş ise bu meselede çok güzel bir şekilde örnek olmuşlardır.
Yeri gelmişken Başbuğ Türkeş ile Atsız Beğ arasındaki fikir ve yol ayrılığının dini sebeplerden kaynaklandığını da belirtelim mi? Başbuğ Türkeş bir röportajında Atsız Beğ ile düştüğü anlaşmazlığın boyutu şöyle açıklıyor:
“Atsız Beğ, ‘Müslümanlık Arap’ın dinidir, Türkler’in dini şamanizmdir.’ diyordu. Bu arada Kızıltoprak’ta İstanbul Şamanistler Derneği diye bir dernek kurdular. Bu derneği kuranlardan birisi Büyük Ankara Oteli’nde bir cinayette vurulan Niyazi Adıgüzel, diğeri de Azerbaycan eski devlet başkanı Elçibey’in müşaviri Nihat Çetinkaya idi. Şimdi bunu kabul etmeye, hoş görmeye imkân var mı? Bunu ben kabul etmediğimden dolayı, bana hücum ettiler. Türkeş’in Müslümanlığı bize yaramaz; biz Türkçüyüz ve Türklerin milli dini Şamanizmdir’ dediler. İşte bakın nelerle güreştim.” (Türkeş’in Anıları Şahinlerin Dansı, 416.sf.)
Peki Allah’ın düşmanları kimdir? Allahu tealanın dinine karşı çıkan, bu dine karşı mücadele eden kişilerdir. Buradan da anlaşılacağı üzere bir ülkücü için dostluk veya düşmanlıkta terazi merhum Başbuğ Türkeş’in tavrı gibi olmalıdır. Tabi kendini başbuğun izindeki bir ülkücü olarak tanımlayanlardan bahsediyoruz. Dinde reformcu, diyalogcu, itikadı bozuk veya ateşperest, putperest, şamanist, totemci olup Başbuğa veya emanetine muhalif olanlar ilgi alanımızın dışındadır. Bu kişilerin kahir ekseriyeti ortam bulmak için Başbuğ isminin arkasına saklanan art niyetli kimselerdir. Bunların tabi olduğu ülkücü hareketin mazisi bin yıla dayanan Ülkücü Hareket ile bir alakası yoktur. Bunlar Nato, Pensilvanya iltisaklı olup hareketi zehirleme gayesi gütmektedir. Yüce Allah Ülkücü Hareketi bu tür münafıklardan muhafaza eylesin.
Bu güruhun en belirgin özelliği ise başbuğun ve liderin emrinde olduğunu söyleyip ona muhalif kim varsa o kişilerle iş tutmalarıdır. Bu hususta Atsız bey onlar için büyük bir paravandır. Arvasi hocaya göre fıkıh ve ilmihal bilgilerini tahsil ve ikmal etmiş her Türk genci Atsız beyden istifade edebilir. Bu demektir ki İslam fıkhından, ehlisünnet (Hazreti Muhammed aleyhisselamın emaneti olan tek doğru) itikadından uzak bir genç Atsız beyi okursa istifade etmek bir tarafa zarar dahi görebilir. Başbuğ Türkeş’in Atsız bey hakkında yukarıda naklettiğimiz hatırası durumun güzel bir özetidir.
Ülkü Ocaklarını Atsız bey üzerinden tasnif etmeye kalkışanlara ise MHP lideri sayın Devlet Bahçeli ” Yanılıp yenilip aksi yönde açıklamada bulunanlar Ülkü Ocakları'nda Atsız kolu arayan cehlin faili, Ülkücüyü tanımayan, tanısa bile itiraf edemeyen köhnemişliğin figüranlarıdır.” sözleriyle bizleri bölmek isteyenlere en güzel ihtarı vermiştir.
Velhasıl… Atsız bey fıkıh ve ilmihal ilmi tahsil edilmeden okunursa fayda yerine zarar verebilir. Yazımız Atsız bey ekseninde yazılmış gibi görünse de esasında doğru iman ve itikat bilgilerine dikkat çekilmek istenmiştir. Atsız bey sadece bir numunedir. Aslolan takip edilmesi gereken istikamet ve bu istikamete göre yön tayin etmektir. İstikamet korunduğu müddetçe yolculuk hep doğru menzile olacaktır. Allahu teala bizleri yolunu şaşıran, batıla hizmet eden, istikametten sapan kullarından eylemesin. Âmin.(habip arvas)
