Kim demiş kış ayrılıktır, yalnızlıktır, terk edilmedir diye?
Sarılmadır kış aslında
Üşümüş elleri kış aldırmaz mı avuçlar arasına
Bir nefesle ısıtır, gözlere baktırmaz , ısındın mı biraz dedirtmez mi?
Yanaklara dokunmadır, yüzdeki damlacıkları usulca silmedir kış
Bir tepside gelen çayı sıcacık tebessümle karşılamadır
Camdaki buğudur o...Camın ardında dans eden kar taneleridir
Bir tas sıcak çorbaya duyulan özlem, eve kavuşma telaşıdır.
Düşen kar taneleri altında kolları her iki yana, başını geriye atıp döne döne dans etmedir
İşte bu kucaklamadır hayatı...
Sevgiliye yazılan mektuptur cam önlerinde, uzun uzun düşlere dalmaktır, bekleyiştir ümitlerle
Fakiri düşünmedir
Belki de darda olanların en fazla hatırlandığı ve en fazla dua edildiği mevsimdir kış
En güzel masalların dinlendiği geceler, saçların en çok okşandığı uykulardır.
Sarayburnu’nda içilen bir fincan saleptir, salebi vesile kılıp dostlarla görüşmedir aslında
Süleymaniye sokaklarında, yağmur altında dolaşmaktır kol kola
Eski bir kahveden içeri girdiğinde yüze vuran sıcaktır,
Elmalı nargile kokusudur kimi zaman
Asker uğurlamadır bazen de kış
Bir aralık akşamında
Otogarda....
Gözlerdeki nemi gizlemeye çalışarak
“ağlamak yok, ağlatmak yoktu hani” sorusunu, en fazla tebessüm ederek yanıtlamaktır
Terk edilme, yalnız kalma değil ki bu...
Umuttur....
Döneceği günü beklemedir
“Ne çok severmişim seni arkadaşım” demektir ardından
Usulca.....
Sarılmadır kış aslında
Üşümüş elleri kış aldırmaz mı avuçlar arasına
Bir nefesle ısıtır, gözlere baktırmaz , ısındın mı biraz dedirtmez mi?
Yanaklara dokunmadır, yüzdeki damlacıkları usulca silmedir kış
Bir tepside gelen çayı sıcacık tebessümle karşılamadır
Camdaki buğudur o...Camın ardında dans eden kar taneleridir
Bir tas sıcak çorbaya duyulan özlem, eve kavuşma telaşıdır.
Düşen kar taneleri altında kolları her iki yana, başını geriye atıp döne döne dans etmedir
İşte bu kucaklamadır hayatı...
Sevgiliye yazılan mektuptur cam önlerinde, uzun uzun düşlere dalmaktır, bekleyiştir ümitlerle
Fakiri düşünmedir
Belki de darda olanların en fazla hatırlandığı ve en fazla dua edildiği mevsimdir kış
En güzel masalların dinlendiği geceler, saçların en çok okşandığı uykulardır.
Sarayburnu’nda içilen bir fincan saleptir, salebi vesile kılıp dostlarla görüşmedir aslında
Süleymaniye sokaklarında, yağmur altında dolaşmaktır kol kola
Eski bir kahveden içeri girdiğinde yüze vuran sıcaktır,
Elmalı nargile kokusudur kimi zaman
Asker uğurlamadır bazen de kış
Bir aralık akşamında
Otogarda....
Gözlerdeki nemi gizlemeye çalışarak
“ağlamak yok, ağlatmak yoktu hani” sorusunu, en fazla tebessüm ederek yanıtlamaktır
Terk edilme, yalnız kalma değil ki bu...
Umuttur....
Döneceği günü beklemedir
“Ne çok severmişim seni arkadaşım” demektir ardından
Usulca.....