Kıdem tazminatında yeni sistem

ibrahimi

Has Uşak
Katılım
19 Haz 2006
Mesajlar
23,463
Tepkime puanı
1,831
Puanları
0
Yaş
37
Konum
forvet arkası
Kıdem tazminatında yeni sistem

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, kıdem tazminatı konusunda hazırladığı taslak öneriyi kamuoyuna açtı.



Önerilen sistemle, kıdem tazminatını hak etmek için gereken 1 yıllık çalışma ve işten atılma zorunluluğu kalkacak. 1 ay çalışan da 1 yıl çalışan da kendi isteğiyle işten ayrılsa dahi kıdem tazminatı alacak...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, kıdem tazminatı konusunda hazırladığı taslak öneriyi BUGÜN aracılığıyla kamuoyuna açtı. Kıdem tazminatı kalkmayacak, mevcudun yerine yeni bir model kurulacak. Dinçer, en yüksek özveriyi devlet ve işverenin yapacağını, işçiden istenecek özverinin ise daha küçük olacağını söyledi.
Mevcut sistem sorunlu uygulamadaki kıdem tazminatı sisteminin hem işçi hem işveren hem de devlet için büyük sorun oluşturduğunu belirten Bakan Dinçer şu tespitlerde bulundu:

İşçi için sorun: Bugünkü sistemde kıdem tazminatı alabilmek için en az bir yıl çalışmış olma ve işveren tarafından haksız olarak işten çıkarılma şartı aranıyor. İstifa eden, bir yıldan kısa süreli çalışan alamıyor. Uzun süre çalışmış bir işçi kıdem tazminatı alamayacağı için işten ayrılmıyor, istihdamda katılık yaşanıyor. Türkiye'de 2009 yılında 2,5 milyon kişi işten ayrıldı, atıldı ya da iş değiştirdi. Ancak bunlardan sadece 200 bini kıdem tazminatı alabildi. 2 milyon 300 bin işçi hak kaybına uğradı. Bu sistemin işçinin ihtiyacını karşıladığı söylenebilir mi?
Anadolu'ya taşınamadılar

■ İşveren için sorun: Mevcut sistem işverene de önemli bir maliyet getiriyor, rekabet gücünü zayıflatıyor. Biriken tazminatlar altından kalkılamayacak yüklere dönüşüyor. İşletmeler kıdem tazminatı ödememek için gayri hukuki, hatta gayri ahlaki yollar deniyorlar. İşçisini girdi-çıktı yapıyor, işletmesini hukuken değiştiriyor. Alt işverenlik sistemlerinde ihale farklı şirketlere gittiği için işçÜer kıdem tazminatı hak etmeden öbür şirketlere kaydırılıyor. Ne yazık ki, birikmiş yüksek tutarlı kıdem tazminatını ödeyemedikleri için İstanbul'daki tekstÜ ve makine sanayinin Anadolu'ya taşınması için verdiğimiz büyük teşviklerden hiçbir işveren yararlanamadı.

■Türkiyeiçin sorun: Sistem ulusal düzeyde de sorunlar oluşturuyor. İşe giriş çıkışların zorluk derecesi, işten çıkış maliyetlerinin zorluğu nedeniyle katılık oluşuyor ve yurda gelecek dış sermaye tarafından eleştiriyoruz.
Kıdem tazminatı kalkmaz

Bakan Dinçer, bu tespitlerin ardından sosyal tarafların tartışması için önerisini anlattı. "Kıdem tazminatı kaldırılmayacak" diyen Dinçer, sosyal taraflardan ve kamuoyundan gelecek öneriler ve sağlanacak uzlaşma doğrultusunda şekillendirmek istediği yeni sistemin taslağını şöyle anlattı: "Benim önerdiğim şey şu: Öyle bir sistem kuralım ki, işçilerimiz 1 ay da çalışsa 10 yıl da çalışsa; işten kendileri de ayrılsa işten çıkarılmış da olsalar tazminat alsınlar. Ama bu tazminat işverenlerin de şimdiye kadar karşı karşıya kaldığı maliyet kadar yüksek olmasın. Dolayısıyla bizim, hem işçilerimizin haklarını ve güvencelerini koruyan hem işletmelerimizin rekabet gücünü artıran bir model üretmemiz mümkün. Bunu üretelim diyorum. Kamuoyuna teklif olarak bunu
sunuyorum."

Maliyeti oturur konuşuruz

Dinçer, bu modelde nasıl bir maliyet oluşacağı sorumuza, "Onu oturacağız taraflarla konuşacağız. Rekabet gücünü azaltan boyut ne? İşçinin haklarını ve güvencelerini korumanın ölçüsü ne? Bunları konuşup çözelim diyorum. Ama benim bakanlık olarak temel yaklaşım tarzım, işçilerimizin hak kaybına izin vermemek, haklarına ve güvencelerine sahip çıkmaktır" dedi.

En az özveriyi işçi yapacak

Bakan Dinçer, yeni sistemi sosyal barışı bozmadan ve taraflarla anlaşarak yapmak tediklerine işaret ederken, yeni sistemde han taraftan daha fazla özveri isteneceğine ilişkin sorumuza, "Devlet ve işveren daha fazla, işçi daha az özveride bulunmalı" dedi. Dinçer, birikmiş kıdeı tazminatının işçi için aynı zamanda iş garantisi ol ğu görüşüne katılmadığını aksine, bazı işverenle de birikmiş tazminatı ödememek için işçilerini zo şartlarla istifaya zorladığını söyledi.

5 milyarlık tasarruf yaptık

Çalışma Bakanı Dinçer, geçen yılilaçsanayi ile yaptıkları görüşmelerden sonra 2010 için ilaç harcamalarından 2,5 milyar liraya yakın tasarruf etmeyi planladıklarını belirterek, "2010 yılı sonuna kadar 2 milyar liralık tasarruf net olarak gerçekleşmiş olacak. Sektörle vardığımız uzlaşma sonucu bu yıl ilaç fiyatları yüzde 9,5 ila yüzde 10 civarında daha indirilecek. Buradan da 500 milyon lira tasarruf gelecek. Toplamda 2,5 milyar liralık tasarrufa ulaşmış olacağız" dedi.

Ücretsiz tedavi artırdı

Dinçer,sağlıkalanında yaptıkları iyileştirmeler sayesinde hem tedavi kapsamının genişlediğini hem de hizmete erişimin kolaylaştığını anlattı. Ancak ilk uygulamada savurganlık olduğunu belirten Dinçer, "Vatandaş grip için tedavi talep ettiğinde, kamu-özel tüm hastaneler ücretsiz olduğu içinhastaneayrımı yapmadı. Oysa biz her bir hasta için aile hekimine 2-3 lira, sağlık ocağına 10-12 lira, devlet hastanelerine 26-28 lira, özele hastanelere 32 lira, üniversite hastanelerine ise 48-50 lira ödedik" dedi.

Tedaviden tasarruf

Dinçer, hizmetin kalitesini düşürmeden harcamaları kontrol altına almak amacıyla katkı payı getirdiklerini, bu sayede sistemin kendi içinde dengeye oturduğunu söyledi. Katkı payıyla birlikte tedavi taleplerindeki artışın düştüğünü belirten Dinçer, "Katkı payının yaklaşık tasarruf getirisi 400 milyon lira oldu. Katkı payı tahsilatından da 1.7 milyar lira gelir elde ettik" dedi.

Açık artmadı, düştü!

Dinçer, Türkiye'de sosyal güvenlik sisteminin yıl sonlarını öngörülenin üzerinde açıkla kapatmasına alışıldığını, ancak bu tabloyu tersine çevirdiklerini kaydetti. Bakan Dinçer, 2010 yılı için 32 milyar liralık açık öngörmelerine karşılık 5 milyar lira civarında oluşan tasarruf ve gelir artışı sayesinde açığın 27 milyar liraya düşeceğini, bu sayede gelirlerin giderleri karşılama oranının yüzde 56'dan yüzde 60'ın üzerine çıktığını anlattı.

Teşvikli istihdamı incelemeye aldık

Bakan Dinçer, istihdam artışını teşvik etmek için aldıkları önlemlerin etkili olduğunu da belirtirken, kayıtlı çalışan sayının Türkiye'de ilk defa 16 milyonu aşarak 16.2 milyon kişiye çıktığını söyledi. Bir yıllık dönemde 953 bin kişilik istihdam artışı olduğuna işaret eden Dinçer, bu artışın ne kadarının teşviklerden kaynaklandığını tespit etmek için çalışma yaptıklarını bildirdi.

Bugün
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
İşçiye verilen kıdem tazminatı kalkıyor mu

Ömer Dinçer’in açıklamalarına göre, ülkemizde işten ayrılan işçilerin sadece % 8’i kıdem tazminatı alabiliyor. Peki geri kalan % 92’nin kıdem tazminatı ne olacak? İşçiler bundan sonra kıdem tazminatı alamayacak mı?

Kıdem tazminatı tarih mi olacak?
Sendikaların 'kaldırılacak' diye gündeme getirdiği Kıdem tazminatı fonu, işçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kuruludur.
Hafta sonu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve bakanlık bürokratları ile 11-15 Eylül 2011 tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak “19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ve Fuarı”nın tanıtımının yapıldığı basın toplantısındaydık.
Sayın bakana kıdem tazminatı fonunun ne aşamada olduğu ve sendikaların neden karşı çıktığını sordum. Sayın Bakan da, tüm samimiyeti ve iyiniyeti ile kıdem tazminatı fonuna ilişkin gelişmeleri bizlerle paylaştı.

Yüzde 92 kıdem alamıyor
Ömer Dinçer’in açıklamalarına göre, ülkemizde işten ayrılan işçilerin sadece yüzde 8’i kıdem tazminatı alabiliyormuş. Peki geri kalan yüzde 92’nin kıdem tazminatı ne olacak?
Sayın Bakan’ın açıklamalarına sosyal taraflardan cevaplar gecikmedi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi’nin seçim sonrasında kıdem tazminatının kalkacağını dair bir açıklama yaptı. Sosyal taraflar kıdem tazminatına dokundurtmayacaklarını söylüyor. Yani işçinin en büyük kazanımlarından birisi olan kıdem tazminatı kaldırılmasına müsaade etmeyiz diyorlar.
Hatta basında “uzmanlar kıdem tazminatının kaldırılmasından tüm çalışanlar zarar görecekler; işçiler, gazeteciler kıdem tazminatını kaybederlerse memurlar da ikramiyelerini kaybederler.”şeklinde haberler çıktı.
Peki gerçekten kıdem tazminatı kalkacak mı? AK Parti işçi düşmanı olmuşta, işçilerin hakkını mı gasbedecek?
Yoksa bir kısım işçinin rüyasında bile göremediği kıdem tazminatını daha geçerli bir usule mi dönüştürecek... Belki bunu zaman içinde göreceğiz.
Ama işin aslı şu; başta küçük işletmelerde ve temizlik, güvenlik gibi hizmet sektöründe çalışıp, kıdem tazminatı alamayan, daha açık bir ifade ile rüyasında bile kıdem tazminatı göremeyen bir yüzde 92’lik kesim var. Öbür yanda ise, genellikle büyük işletmelerde ve sendikalı işyerlerinde çalışıp, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve diğer sosyal-ekonomik haklardan en üst seviyede yararlanan yüzde 8’lik bir kesim var.
Peki yüzde 92’lik bu gariban işçilerin rüyasında göremediği kıdem tazminatı, bir fon kapsamına alınsa ve bu kesim de kıdem tazminatı ile tanışsa ne olur?

İşçinin hesabına yatacak

İşte kıdem tazminatı fonu, işçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kuruludur. Yani iddiaların suyu bulandırma amaçlı olduğu görülüyor. Kıdem tazminatı fonu kurulması halinde, işçinin kıdem tazminatının aylık olarak işçinin hesabına yatması ve belli koşullar oluştuğunda ise işçinin kıdem tazminatını alabilmesini sağlayacak. Bu durumda işverenin batması ya da işçinin istifa etmesi gibi durumlarda da kıdem tazminatı hakkından mahrum kalınmayacak.
Kıdem tazminatının işverenin mali sorumluluğu altında bir fondan karşılanması düşüncesi ilk kez, 1954 yılında toplanan 2. Çalışma Meclisinde gündeme gelmiştir. Yani kıdem tazminatı tarih olmuyor ama, kıdem tazminatı fonu tarih olmuş.
Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihte, bir işyerinde çalışmakta olan işçilerin yürürlük tarihine kadar olan kıdemlerinden işveren sorumlu tutulmuştur. İş sözleşmesi kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdiğinde, işveren kıdem tazminatını, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan süre için, ancak işçinin işten ayrılırken ki son ücreti üzerinden ödeyecektir. Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa veya yeniden işe alınan işçiler ile işyerinde çalışmakta olanların yürürlük tarihinden sonraki hizmet sürelerine ilişkin kıdem tazminatlarının fondan karşılanması uygun görülmüştür.

İstifa edenin kıdemi yanıyor

Ekonomik kriz dönemlerinde şirketlerin ödeme güçlüğüne düşmeleri durumunda işçilerin emeğinin ve sadakatinin karşılığı olan kıdem tazminatını alamadıkları, yine uzun yıllar çalıştığı bir işyerinden herhangi bir nedenle istifa eden işçinin kıdem tazminatı hakkının kaybolduğu bilinmektedir.
Özellikle temizlik, güvenlik ve yemek gibi hizmetler sektöründe kamuya taşeronluk hizmeti veren işyerlerinde çalışan işçilerin işveren değişikliğinden dolayı mağduriyetleri de göz önünde bulundurulduğunda kıdem tazminatı fonunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği görülmektedir.
Ancak işverenlerin istihdam maliyetlerinin yüksek olduğu ülkemizde maliyetleri artırmamak ve kıdem tazminatı ödenebilirliğini sağlamak adına uygun bir çözüm bulunmalıdır. Yoksa hiçbir siyasi parti işçilerin hakkını gasbetmek, kıdem tazminatı vs. haklarını bitirmek, onları mağdur etmek istemez.

Dr. Resul Kurt - Haber 7
 

Arayıcı

Asistan
Katılım
25 Eki 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
55
Puanları
0
Bu durumda işçinin zararına bir durum yok.Dünden beri muhalefet yanlıları bir yaygara tutturdular.Kimseye emekli parası verilmeyecek diye.Adamlar ne kadar art niyetliler işin aslı ortaya çıkmayacakmış gibi ,habire yalan üzerine bina kurmaya çalışıyorlar.
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
Benim anladıağım kadarıyla kıdem tazminatı kalkmıyor, tarih olmuyor.

Bir fon oluşturulacak, her işveren her ay işçisi adına bu fona para yatıracak, işçi herhangi bir sebeple kıdem tazminatını alacağı zaman işverenin insafına bakmayacak, gidecek devletin o fonundan tazminatını alacak.

Ayrıca işçi kendi isteği ile de ayrılsa bu tazminatı alma hakkı getiriliyormuş. Şu anki uygulamaya göre işçi kendi isteğiyle ayrılırsa tazminat alamaz, illaki işverenin kovması lazım, daha iyi bir iş de bulsa 10 senelik vs. tazminatını heder etmemek için bir çok kişi işten ayrılamıyor bu sebeple.

Bunlar doğru ise iyi bir şey bu.
 
Üst