Kıble hakkında soru

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Çok sayın zülcenaheyn her ayette bir kıble vardır.

Mesela O bizi alak 'tan yaratmadı mı? Şimdi bu ayeti anlamak için nere yöneleceksiniz?

Sözün özü kusura bakmayın konunuzuda baltalıyorum ama özür dileyerek devam ediyor M.Ö 'de insanlar Allah 'ın ayetlerine yönelip doğru istikameti bulmuş oluyorlardı. Bu gün olduğu gibi

Sn. adams77, ben sizin ne demek istediğinizi anlıyorum. Katılıyorum da. Fakat konudan çok farklı bir alanda konuşuyoruz, o yüzden konuyu daha fazla dağıtmak istemiyorum.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Sayın @adams77

Neden bu kadar ön yargılısınız, neden beni yargısız infaz ediyorsunuz bunu anlayamıyorum.

Kabe diye bir inadımız yok.

Ama biz burada tarihi bir olayı irdelemeye çalışıyoruz.

Selam ve dua ile...

Saygıdeğer ebu combuter

Size önyargılı değilim malesef beni anlamıyorsunuz.

Kavramların içi boşaltılmış farklılaştırılmış mescidi haram aborjinlerde de var

Din fıtrat olduğu için tarih ile pek alakası yoktur aslında tarih sizi yanıltır. İnsan hisleri ile hareket eder bu hisler kontrol edilmez ise insan zıvanadan çıkar işte kitap dışa değil içe hitap eder. Önce içten temizleyeceğiz çünkü dış içten çıkan sonuçtur maddeyi değil özü bulmak gerek semboller değil anlattığı önemlidir. Sembolde bir dildir sonuçta

Ön yargı yok insan kardeşine kardeşlerine ön yargılı olur mu

Bende bildiklerimi söylüyorum birlikten kuvvet doğar

Selam et
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @zülcenaheyn

Olaya sadece Nuh tufanı olarak bakmayınız.

Hazreti Adem ile hazreti İbrahim arasında kaç sene var bunu bilmiyoruz.

Ayrıca bu arada adını bilmediğimiz kaç peygamber geldi geçti bunu da bilmiyoruz.

Hazreti Adem ile hazreti İbrahim arasında meydana gelen bir çok helak olayı var.

Kimi kavim ses ile helak oldu, kimi kavim ışık ile helak oldu, kimi kavim yerin dibine girdi, kimi kavim kumlar altında kaldı.

Bahsettiğimiz bölgede yani Mekke ve çevresinde bu helak olma olaylarının hemen hemen hepsi yaşanmış olabilir.

Kuranda bahsedilen ışıkla sesle helak olma olayları bu günkü teknolojide görüyoruz ki son derece basit olaylar.

Ses frekansı ile insanları öldürmek mümkün.

Radyasyon ile insanları öldürmek mümkün.

Konuya sadece Nuh tufanı cephesinden bakmamak lazım.

Selam ve dua ile...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Kabe'nin tarihini, belli bir tarih vererek ifade edemeyiz. Bu mümkün değildir.
Lakin, Kabe'nin ilk banisinin Hz İbrahim ve oğlu Hz İsmail'in olmadığı da kesindir ayetlerin beyanına göre.
Dolayısıyla Kabe'nin tarihi ile ile ilgili iki husus vardır:
1-Kabe Hz Adem Dönemi'ne dayanır.
2-Yeryüzü yaratılmadan evvel Kabe zaten vardı.

NOT: Merhum Mustafa Asım KÖKSAL Hocaefendi, Hz Adem ve Hz Havva'nın Cennet'te, Allah'a karşı hamdini ve şükrünü, bugün Kabe'nin bir köşesinde bulunan ve ismi de Hacerü'l Esved şeklinde ifade edilen taşın etrafında tavaf etmek suretiyle ikame ettiklerinden bahseder.
Dolayısıyla, Hz Adem ve Hz Havva daha yeryüzüne atılmadan evvel (Cennet'ten çıkarılmadan) Kabe var idi.
Bundan başka da bir bilgi yoktur.
Lakin bu her iki bilgiyi belli bir tarihle ifade etmek mümkün değildir.

Selamlar.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
O zaman şöyle açık yazayım. Hz Adem ve Hz Havva Cennet'te bitmez tükenmez nimetlerle ödüllendirildiğinde ve günler geçmesine rağmen nimetlerde bir eksilme olmadığını görünce,
Allahü Teala'ya mahcubiyyetini ifade eder:
"Ey Rabb'im! Bitmez tükenmez nimetlerin karşısında, Sana karşı hiçbir şey yapmamam beni ziyadesiyle mahzun kılar. Bana bir şey emret ki sana karşı hamdimi ve şükrümü ifade edeyim."
Allahü Teala da O'na katından, nurani bir taş hediye eder ve o taşın etrafında günün (ya da zamanının şu safhalarında) tavaf etmesini emreder.
Hz Adem ve Hz Havva da o nurani taş'ın etrafında tavaf etmek suretiyle Cennet'te Rabb'lerine karşı hamdlerini ve şükürlerini ikame ederler.

NOT:

Kabe'nin tarihi ile bilgilerin bir kısmı bu rivayete dayanır. Hz Adem'in o nurani taş etrafını ya da çevresinin bir bölümünü taşlarla ya da o güne ait malzemelerle şekillendirdiğinden bahsedilir.
Bunu da Kabe olarak ifade ederler.

NOT:

Mustafa Asım KÖKSAL İslam Tarihi adlı eserinde bu bilgileri bir rivayet olarak ifade eder.

Böyle olsa ne olur olmasa ne olur, demeyiniz, hiçbir şey olmaz, sorulmuş ben de bir şeyler yazdım, doğru da olabilir yanlış da...


 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Kudüs ne ara ve neden kıble oldu Kabe dururken? O kadar.

Mescidi Aksanın kıble oluşunu tayin edende Allah, Kabe yi kıble edinmemizi emredende Allah... O dilediği zaman dilediği yere döndürendir....Bu durum bu konu ile ilgili inen ayeti kerime ile vuzuha ermiştir ve kesinleşmiştir... bundan sonrada kıblemiz kabedir... neden kıble oldu, neden kabe olmadı gibi sorular. bizlerin soracağı sorular değildirler ve faydasıda yoktur bizler için....yapmamız ve öğrenmemiz gereken o kadar şey varken...
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @abdullah birisi

Hiç bir şeye itiraz ettiğimiz yok, karşı çıktığımız yok.

Merak ettiğimiz Kudüs hangi dönemde ilahi dinlerin kıblesi oldu.

Mesele bu.

Konuyu sağa sola çekmeye gerek yok.

Selam ve dua ile...
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kabe'nin tarihini, belli bir tarih vererek ifade edemeyiz. Bu mümkün değildir.
Lakin, Kabe'nin ilk banisinin Hz İbrahim ve oğlu Hz İsmail'in olmadığı da kesindir ayetlerin beyanına göre.
Dolayısıyla Kabe'nin tarihi ile ile ilgili iki husus vardır:
1-Kabe Hz Adem Dönemi'ne dayanır.
2-Yeryüzü yaratılmadan evvel Kabe zaten vardı.

NOT: Merhum Mustafa Asım KÖKSAL Hocaefendi, Hz Adem ve Hz Havva'nın Cennet'te, Allah'a karşı hamdini ve şükrünü, bugün Kabe'nin bir köşesinde bulunan ve ismi de Hacerü'l Esved şeklinde ifade edilen taşın etrafında tavaf etmek suretiyle ikame ettiklerinden bahseder.
Dolayısıyla, Hz Adem ve Hz Havva daha yeryüzüne atılmadan evvel (Cennet'ten çıkarılmadan) Kabe var idi.
Bundan başka da bir bilgi yoktur.
Lakin bu her iki bilgiyi belli bir tarihle ifade etmek mümkün değildir.

Selamlar.

Aleyküm selam Sn. @(((__meftun__)))

Kabe Hz. Adem'e ve daha evvelinde manevi aleme kadar tekabül ediyor fakat bugünkü mimarisine benzer bir mimaride olarak, Hz. İbrahim'in oğlu İsmail ile yıkılmış Kabe'nin yerini tespit edip tekrar inşa ettiği bilgisine sahibiz. Bu anlamda bir tarih ile ifade edebiliriz ama dediğiniz gibi Hz. İbrahim evveliyatı da vardır Kabe'nin. Ama @Ebu Computer'in de dediği gibi, ilk peygamber ile Hz. İbrahim arasında sayısız olaylar olmuştur tufan gibi. Yani insanın aklı almıyor çünkü birkaç senelik bir aralığı değil binlerce senelik bir zaman aralığını konuşuyoruz. O yüzden net bir cevaba olmasa da tahmini bir cevaba ulaşabiliriz.

Nitekim, son yazdığım uzun mesaj ile sanırım zihnimde bir çerçeve oluştu.

Sağlıcakla.
 

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konuya katılıp katkı sunan herkese teşekkür ederim. Allah razı olsun. Tepki çeken bir konu oldu. Sert tepki verip kalp kırdıysak özür dileriz. Bu forumda özellikle kalp kırmak istemiyorum. Daha fazla rahatsızlığa sebebiyet vermeden konuyu kapatalım. Hatta yönetici bir arkadaş konuyu kilitleyebilir. Nitekim, bu konu sürecinde, zihnimde genel bir çerçeve oluştu. Nedenini, niçinini, tarihini tahmini olarak zihnimde bir yere oturttum diyebilirim.

İyi kandiller.

Hz. Nuh Hz. İbrahim öncesinde gelmişti. Yani tufan olup her yer yerle bir olduktan sonra Hz. İbrahim ve oğlu İsmail Kabe'yi ve daha sonra Hz. Süleyman Beytül Makdis'i (tapınak) inşa ediyor.

Bu iki mabedin 40 sene aralıkla inşa edildiği ve hatta tufandan evvel inşa edildiği bir hadis ile paylaşıldı burada.

Yani bu iki mabet (Allah'ın Evi) inşa ediliyor. Tufan oluyor. Yerle bir oluyorlar. Hz. İbrahim İsmail ile Kabe'nin eski yerini tespit edip inşa ediyor. Hz. Musa halkı ile Kudüs'e yerleştikten çok sonra da Yahudi krallığı kuruluyor Hz. Davut tarafından. Davut oğlu Hz. Süleyman da babasının da tespit ettiği Beytül Makdis'in eski yerini tespit ediyor ve Allah'ın Evi'ni (beyt) tekrar o noktadan inşa ediyor.

Hz. Süleyman'ın inşa ettiği tapınak bir savaşta yıkılıyor, sonra tekrar inşa ediliyor, sonra İsa'dan sonra 70'e kadar ayakta duruyor ve tekrardan 70'te Roma İmparatoru Titus tarafından yıkılıyor.

Bu konuda paylaştığım bir link (kaynak vermemiş ama) Hz. Musa ve Hz. İsa arasında buranın vahiy merkezi olduğunu söylüyor ama bu kıble mevzusuna bir cevap teşkil etmiyor.

Mekke tarihine baktığımızda Hz. İsmail babası Hz. İbrahim ile Kabe'yi inşa ediyor. O tarihten beri de İsmail soyundan gelen ve İsmail takipçileri İbrahimi hanifler burayı kıble biliyorlar. Hz. Muhammed efendimizin de bir hanif olduğunu biliyoruz. Nitekim Hz. İbrahim'in inşa ettiği Allah Evi'nin kıble olmasını istediğini biliyoruz fakat Allah'tan emir gelene kadar Kabe'yi araya alarak Kudüs'e yönelerek namaz kılmıştır.

Buradan şöyle bir sonuç çıkarıyorum. İki Allah Evi de aynı devirlerde mevcut ve ikisi de ibadet merkezi. Kuzeydeki İshak çevresindekiler Kudüs'e, güneydeki İsmail çevresindekiler de Mekke'ye yöneliyor. Yani belki de iki kıble vardı.

Çok sonraları da Hz. Ömer Mescid-i Aksa'yı Beytül Makdis'in oraya inşa ediyor yani Kudüs tapınak tepesine ve daha da sonra Emeviler Hz. Süleyman'ın devrindeki Beytül Makdis'ten kalma bir taşın (ki tam oradan Hz. Muhammed miraç etmiştir) tam üzerine Kubbet-üs-Sahra'yı inşa eder.

Aşağıya görsel olarak meşhur Kudüs tapınak tepesinin fotoğrafını koyuyorum. Altın kubbeli olan Kubbet-üs-Sahra, karşısında Hz. Ömer'in inşa ettiği daha ufak olan Mescid-i Aksa. İki caminin bulunduğu alan, tepe eskiden Hz. Süleyman'ın Beytül Makdis'inin bulunduğu yer. Tepe yamacında da Ağlama Duvarı var. Ağlama Duvarı Hz. Süleyman'ın inşa ettiği tapınaktan sağlam kalan bir duvar.

M.Ö. 538'de Persler (İranlılar) Kudüs'ü alınca Yahudilerin buraya dönmelerine müsaade ediyor. Yahudiler dönünce Mabed-i Süleyman'ın yıkıntılarını ağlaşarak yad ediyorlar. O günden beri bu ağlama geleneği sürüyor. Tekrar inşa edilse de (2. kez) M.S. 70'de tekrar yıkılıyor.

1024px-Israel-2013%282%29-Aerial-Jerusalem-Temple_Mount-Temple_Mount_%28south_exposure%29.jpg
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Mescidül haramdan maksat kişinin iç alemi, gönül alemi. Bu sebeple Müslüman olmayan hiçbir fikir düşünce istek heva ve hevesi iç alemimize sokmayalım. Bunu yapacak olan kişinin idraki/ imamı. İmam namaz kılarken kıble olarak kabeye yönelir. Yani akıl iç aleme yönelir. Kişi iç alem yönünden arınmadan yani hicret etmeden iç alemini arındıramaz. İlk kıblenin messcidi aksa olmasından maksat bir yönü ile hicret etmektir. Kişinin kendisinden rabbine hicreti. Eğer ilk kıble kabe olsa idi herkes nefsine tapardı. bugünkü Müslümanlık anlayışında ki enaniyetin sebebide bu.
 

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
İslam tasavvufuna muhalif olduğu için fikirlerini beğenmesem de konu ile alakalı olarak A. Bayındır'ın bir videosuna rastladım. Videoda dediğine göre kıble Adem-Davut arası Kâbe, Davut-Muhammed a.s. arası Kudüs ve sonra yine Kabe. Bunu da Yahudilerin imtihanı olarak açıklıyor ki bu konu başlığı altında İbranilerin imtihanı mevzusuna da değinmiştik.


Bu bilgi kesinlik kazanırsa eyvallah ama benim yakın bulduğum çerçeve içinde kıble iki tane idi: kuzeyde İshak soyundan gelen İbranilerin Kudüs, güneyde de İsmail soyundan gelenlerin Kabe.

Kıble mevzusundaki bilgi havuzuna baktığımızda genelde konuşulup tartışılan zaman dilimi Hz. Muhammed efendimizin zaman dilimi. Daha evveliyatı hakkında bilgi çok az.

Selametle.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55


Allah-u Teala Hazretlerine iman edebilmek için evvela onu bilmek lazımdır.Allahu Teala hazretlerini bilmek ise indirmiş olduğu Kur'an-ı, Kuran'ın tercümanı olan Peygamberimiz (Sallu Aleyhi ve Sellem) den veya Peygamberimizin varislerinin birinden öğrenmekle, Kuran'ı Azimüşşan'ı tekrar tekrar okumakla, müzakere etmekle, zikrullaha çalışmakla, farzları, vacipleri, sünnetleri, müstehapları, edepleri yerine getirmekle, haramlardan ve mekruhlardan kaçınmakla olur.

efendi hz.k.s
ismailağa.info


Tefsirci Ali Küçük ve onun söylediklerine inananlar, bu kısmı iyi okusunlar. (Ali Küçük aksini iddia ve itham ediyor) Kulaklarını çınlatalım. Her Ehli Sünnet tarikat, bu yazıyı tasdik eder. Aksini sapıklık olarak niteler.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Bir yerden işitmiştim:

Rasulullah efendimiz, Mescid-i Aksa'ya (Kudüs'e) yönelirken dahi, o istikamette Kabe'yi (Beytullah'ı) önüne alırmış. Yani kıble olarak yine Beytullah'a dönmüş olurmuş. Kabe'nin etrafındayken, neresine dönerseniz dönün kıbledir.

Kıyamete yakın yani Mehdi As. ve İsa As. döneminde Kudüs şenlenecek. Müslümanların toplanma yeri olacak. (Diğer iki toplanma yeri Şam-ı Şerif ve Tur Dağı) Mehdi As., Mescid-i Aksa'da Müslümanlara imamlık yapacak. İsa As. buraya teşrif edecek. Deccali burada öldürecek. Medine ise harab olacak. İçinde vahşi hayvanların yaşadığı bir harabe haline gelecek. Bu bilgi de Hadis-i Şeriflerden... Kıble değişmeyecek ama... Kıyamete kadar Mekke... Kabe.

Yazılanları okudum. Bilmediklerimi öğrendim. Allah razı olsun. Birkaç kelam ile katıldım. Neden Kıble, Beyt-i Makdis oldu sorusuna tam cevap verilemedi gibi... Mir'ac-ı Şerifin burdan, Beyt-i Makdis'ten semalara olduğu da unutulmamalı. Demek ki DÜNYADA Kıble olmaya layık 2 yer var: Kabe ve Mescid-i Aksa (Süleyman As. mabedi). (Hıristiyanların kıblesi ise uydurma olmalı) Mescid de Allah'ın evidir. Kabe'nin tam hizasında semada Beytil Mamur, yani meleklerin kabesi, tavaf ettiği yer var. Mescid-i Aksa'dan da Rasulullah efendimiz semalara çıktı. Belki de sırf bu şerefe binaen kudsidir. Allahu alem. Fi emanillah.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Deme niçin şu şöyle

Yerindedir ol öyle

Bak sonunu sabreyle

Mevla görelim neyler

Neylerse güzel eyler....
 

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sn. @hirahos,

Yazdıklarınız hakkında kaynak verebilir misiniz? Mesela hangi hadis?

*

Hristiyanlık konusu da dediğiniz gibidir. Hristiyanlar için de Kudüs mübarektir ama onların kıbleleri doğu istikametidir. Ayinlerinde, dualarında doğuya doğru dönerler.

Musevilik ise dinin orijinalitesine en uyanıdır birçok şeyde fakat dinin aslını bozdular. Yani Tevrat'ta ve Kuran'da tarihi olaylarda sınavlardan geçip kalan o İbranilerin kendileri bozmuştur dini, kendi lehlerinde. Dinin saflığını kendi milliyetçilikleri lehinde yorumlayarak bozmuşlar. Ama ibadet, kıble, vs. gibi konularda Hristiyanlığa göre dinin aslına daha yakınlar.
 
Üst