Kıble hakkında soru

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Kabe ilk ne zaman kıble oldu? Sonra neden kıble Kudüs oldu?

Bu soruların cevaplarını bulana kadar bu konuyu güncellemeyi düşünüyorum.

Enteresandır, bu kadar mühim bir konuda tek bir tatmin edici cevaba ulaşamadım henüz.

Ama illa ki bir hadis ya da tarihi bir kayıt ya da bir görüş vardır bu konuda.

Peygamberler hep İshak soyundaki İbranilerden çıkmış ve kıble Kudüs tepesinde imiş. İbranilerin bu kadar çok göz önünde olması, bu insanlardan bahsedilmesi ve bu insanlardan peygamber çıkması... Acaba bunun hikmeti nedir?

Ve bu konu bugün dünyada günceldir.

Hatta Üçüncü Cihan Harbinin çıkmasına sebep olabilecek bir konudur.

İsrail devleti İslamiyetin eski kıblesi olan Kudüs Tapınak tepesindeki iki caminin altını kazmış durumda. Maksatları bu iki camiyi yıkmak ve o tepedeki eski tapınak kalıntıları üzerine Yahudi tarihindeki üçüncü tapınağı inşa etmek. Bu da bir savaş nedenidir.

Selam ve dua ile

Yakin zamanda forumdan bir arkadaşımız "semavi dinlere ait izler neden hep Ortadoğu'da bulunuyor" sorusunu sormuştu, sizin sorulariniza da yakın olduğu icin burda güncellemek istedim..
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Nasıl o konuda "tek bir şey bulamadım" diyorsunuz. bulamuyorsanız siz türetin, üretin, millet sizin düşünmek kölesiniz mi...

Ner neyse de orada soru soran birisine yanıt verirsek sizin de "derdiniz"le ilgili azcık da olsa faydalı bir şeyler söylemiş olacağız zannediyorum:

madem yahudilerin islama girmeyecekleri ezelden beri biliniyorsa nedn Hz Muhammet yahudilerin islama girmeleri konusunda yogun bir calisma icerisine girdi ?
Kimin nereye gireceği çıkacağını bilen hz muhammed değildir. Allahla peygamber kanki değildirer, farklı düzlemdeler, allah peygamberi de sınar ve her "gizli"yi açıklamaz, (belirli olan kuran ı kerim ve belirsiz misli dışında) gelişigüzel her şeyi açıklasa bayılınır yine bilgi elde edilmez, hz musanın bayılması gibi. Ben böyle bakıyorum allah ve insanların(peygamber olsun olmasın) konumlarının farklılığını bellemek lazım! Allah aşkındır; dil, beşeriyet, cevap ve gerekçe-üstüdür! insan şaşkındır! Fakat şaşkınların en iyisi şaşkınlığını anlayacak, netleştirecek bir bakıştır..

Bu sayede aşkını anlama yolunda kıdım kıdım ilerler, etrafındaki diğer insanlara göre farklı olur. Bunun da insalardan hangisi daha iyi düşünce yaptı içinde bir değeri kıymeti olur.

Bu soruyu soranın ilahiyat felsefesinde temel olan "ezel, gelecek, bilmek, aşkınlık" gibi "3 boyutlu" yani kompleks, veya göreceli kavramlardan bihaberdirler. kendi kendilerine de elde ettiği bir gözlem anlayış birikimi, konstrüksiyonu yoktur bunlar hakkında.

Peygamberlerin gorevleri tum insanliga dine davet etmektir ancak neden yahudiler icin daha fazla bir istek var ?
Okuma yazmaları da olduğu için zekaları potansiyelleri yüksek. güçlü müslüman zayıftan hayırlıdır. bu evrenseldir. kendisini maddi fikri cehdi iradi güç verilen, kendisine çok şey verilmiş kimsedir. topluluklar için de hakeza böyle. bugün müslümanlar böyle zavallı daha doğrusu başıboş bir haldeyse, daha önemlisi insanlık böyle başıboş hisseden bir haldeyse, biraz da yahudilerin islama topluca girmemelerindendir.

yahudiler islama gecmeyeceklerini ilan ettikten sonra neden guzel ve hos sozlerle dolu olan kuran ayetlerine
bu tam olarak böyle değil ama sizin anlayışınızın nasıl gerçekleştiğini anladığımı sanıyorum.

Kuran ı kerim boşuna "uygunsuz üsluplar" kullanmaz. Başka durumlardaki çıkışlarıyla sözkonusu bir durumdaki çıkışlarının ikisini denk algılama sorunu belireceğinden, yani bir tür "endişe"den, veya "yerli yerindelik gereğinden" kuranın üslubunda öyle bir sözona "sertleşme" olabiliyormuş demek ki.

de ki o beyinsizlere ile baslayan ayetler iniyor ?
emin ol beyinsizlikte limit yok. gerçekten, okumuş cahil okumamıştan daha köklü cahil ve beyinsiz oluyor! "işlenmiş cahil" oluyor! öylesinin dışarıdan alıp kabul edebilceği tek sinyal ve veri, acılı musibetli fırtınalı bir takım vaziyetlerdir. veya doğrudan mahvolma veya ölmelerdir. gerçi öldüklerinde nasıl anlayacaklar diyebilirisniz ama emin olun anlıyorlardır ahirette.... bunların en kötü yanı yeni nesillerin önünde devamlı kötü enerji yayarak gençleri kendi yanlışlarına davet etmeleri ve sokmalarıdır. halbuki kendilerinin benzeri mizaç ve atmosferde yetişenlerin, daha iyilerine layık olmalarını sağlamak insanlık hakkıdır, insaf hakkıdır!

Hz.Muhammet zamanında, İslamiyette kıble yönü tam üç defa değişmiştir. Mekke-Kudüs-Mekke olmuştur.
demek böyle ifade ediyorsun. söyleyeim, bazı şeyler müslümanların gözlemlemesi içidir, müşahade etmeleri de içindir, yani ne ne içindir konusunda fazla kastırmamalı.

Sonuçta bu kastırmama gereğinin bir söylenişi de "allah istediği için" şeklindeki "kestirip atma"dır. evet bu da kestirip atmadır; doğru söylenirse allahı anmaktır. <

ama sen yine de gerekçe üstünde zan yürütebilirsin, o da tefekkürden ibadetten falan sayılır; bakarsın o zannın gelişir büyür çiçek açar!

vesselam!
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Peygamberlerimiz

Kur’an-ı Kerim’de ilk olarak Adem As’ın ismi geçmiştir. En son anılan Peygamber ise Hz Muhammed S.A.V Efendimizdir. Bu iki peygamber kuran-ı Kerim’de sınır teşkil ederler. İkisinin arasında alınan bilgilere bakılarak 125 bin başka peygamberler yaşamıştır ve bunlardan 25 ‘inin ismi ise Kuran-ı kerimde geçmektedir.Kur’an-ı Kerimde anılan Peygamberlerin geliş sırasına göre isimleri şöyledir;

Hz. Adem,

Kur’an-ı Kerim’de toplam olarak 25 kere adı geçmektedir. İlk yaratılan, ilk peygamber, ilk örtünen, toprağı ilk ayak basan ve kullanandır. Allah onu topraktan yaratmış ve beraberinde ona eş olsun diye Hz. Havva’yı O’nun kaburga kemiğinden var etmiştir. Kendisine kitap olarak 10 sayfa nail olmuştur.

Hz. İdris,

Kur’an’da adı 2 kez anılmaktadır. İlk kez Astronomi ve matematik gibi bilimlerle uğraşan, ilk kez iğne ile dikiş diken ve elbise yaparak örtünen, ölçü ve tartı aletleriniilk kez kullanan, ilk yazı yazan kişinin o olduğu kitaplarda geçmektedir. Hz. İdris’e 30 sayfalık suhuf indirilmiştir.

Hz. Nuh, Kur’an’da 43 kez anılmaktadır. Kur’an’da yer alan 71. surede o anlatılmaktadır ve onun adı süreye verilmiştir. Peygamberlik vazifesi yürüttüğü Kavminde ona inanan çok nadir kişi olmuştur. Karısı ve bir çocuğu da dahil olmak üzere ona inanmamıştır. İnanmayanlar helak olduktan sonra tekrar yeni bir nesil yaratılmıştır.

Hz. Hud,

Kur’an’da 10 kez anılmaktadır. Kuran’ın 11. suresine onun adı verilmiştir. İrem şehrinde yaşayan, çok katlı binalar yapma hevesine tutulmuş Âd Kavmine Peygamber olarak gönderilmiştir. Ticaretle de ilgilenmiştir.

Hz. Salih,

Kur’an’da 8 kez anılmaktadır. Dağları ve dev kayaları delerek yaptıkları görkemli evlerle bilinen Semud kavmine Peygamber olarak gönderilmiştir. Semud kavmi kendilerine denemek için gönderildiğini bilmeden Salih Peygamberin devesin kıymışlardır. Ticaretle ilgilenmiştir.

Hz. İbrahim,

Kur’an’da 69 kez anılmaktadır. Kur’anda geçen 4. sure onun adını almıştır. Oğlu İsmail ile beraber Kâbe’yi yapmışlardır. Çok misafirperver olan Peygamber sayesinde Kurban kesme alışkanlığımız doğmuştur. Kendisine 10 sayfalık kitap nail olmuştur. Babil hükümdarı Nemrut onu ateşe attırmış ancak ateş onu akmamıştır. Bu sayede de Halilullah diğer bir deyişle Allah’ın dostu olarak bilinir.

Hz. Lût,

Kur’an’da 27 kez anılmıştır. Hz.İbrahim’e ilk inanan o’du. Yine Hz. İbrahim ile beraber hicret etmiştir. Sodom ve Gomora şehirlerinde bulunan Lut Kavmine peygamber olarak vazifelendirilmiştir.

Hz. İsmail,

Kur’an’da 12 kez anılmıştır. Hayatının uzun dönemini Çobanlık ile geçirmiştir. Babası olan Hz. İbrahim ile beraber Kâbe’yi yapmışlardır. Hac ve kurban ibadetlerine önderlik yapmışlardır. Son peygamberimiz olan Hz. Muhammed onun neslindendir.

Hz. İshak,

Kur’an’da 15 kez anılmıştır. Hz. İbrahim’in oğludur. hz. Muhammed dışında Kur’an’da adı geçen kendisinden sonra gelen bütün peygamberlerin atası o’dur.

Hz.Yakup,

Kur’an’da 16 kez anılmıştır. Hz. İbrahim’in torunu, Hz. İshak’ın ise oğludur. Yıllarca evlat özlemi ile sınanmıştır. Oğlu hz. Yusuf’un özleminden acısından gözleri görmez olmuş, ona kavuşmasıyla tekrar açılmıştır.

Hz. Yusuf,

Kur’an’da 27 kez anılmıştır. Kur’an’da yer alan 12. sure onun adını almıştır. Hz. Yakub’un 12 oğlu arasında en çok sevdiğidir. Kardeşleri haseti yüzünden, onu kuyuya atmıştır. Rüya tabiri yeteneği vardır. Bu yeteneği sayesinde Mısır’a yönetici dahi olmuştur. Kur’an’da baştan sona bir sürede, kıssası anlatılan tek Peygamber’dir. Bu kıssaya ise Kur’an’da “kıssaların güzeli” denmiştir.

Hz. Eyyub,

Kur’an’da 4 kez anılmıştır. Sabrıyla bilinen peygamber uzun yıllar ağır hastalıkla sınanmıştır.

Hz. Şuayb,

Kur’an’da 11 kez anılmıştır. Güzel hitabından dolayı “Peygamberlerin Hatibi” lakabını almıştır. Hilebaz, Ölçü ve tartıda çok hile yapan Medyen ve Eyke halkına Peygamber olarak gönderilmiştir. Kızlarından biri ise Hz. Musa izdivacına müsaade etmiştir.

Hz. Musa,

Kur’an’da tam 136 kez anılmıştır. Kendisinden ve yaşadıklarıyla en çok Kuran’da bahsedilen peygamberdir. Hz. Şuayb’ın damadıdır. İsrailoğulları’na peygamber olarak vazifelendirilmiştir. İsrailoğulları onun sayesinde Mısır’ı boşaltmışlardır. Kendisine Tevrat kitap olarak nail olmuştur.

Hz. Harun,

Kur’an’da 20 kez anılmıştır. Hz. Musa’nın kardeşi ve yardımcısıdır. Hz. Musa Medyen’den Mısır’a döndüğü vakitlerde Hz. Harun’a Allah’ın emirlerini ulaştırmış, o da bunları kabul ederek Hz. Musa’ya yardım etmiştir. En bilinen özelliği Güzel konuşması ve hitabetidir.

Hz. Davud,

Kur’an’da 16 kez anılmıştır. Sesinin güzelliği ile bilinen Peygamberin hatta o kadar güzel sesi vardı ki sesine dağlar ve kuşlar eşlik edermiş. Peygamberlik vazifesinden evvel Tâlût’un ordusunda asker olarak savaşmıştır. Peygamberlik göreviyle beraber İsrailoğullarına krallık yapmıştır. Asıl mesleği Demirciydi. Hz. Davud’a Zebur indirilmiştir.

Hz. Süleyman,

Kur’an’da 17 kez anılmıştır. Hz. Davud’un oğludur. Babasının ölümünün ardından hükümdar olmuştur. Hayvanlarla ve cinlerle iletişim kurma kabiliyetine sahiptir ve emrinde onları çalıştırdığı bilinmektedir.

Hz. Zülkifl,

Kur’an’da 2 kez anılmıştır. Hz. Eyyub’un oğludur. Sabrı sayesinde Allah’ın rahmetine ulaşan ve Salihlerden olduğu bildirilen bir Peygamberdir.

Hz. Yunus,

Kur’an’da 4 kez anılmıştır. Kur’an’ın 10. suresine onun ismi verilmiştir. Asurluların başkenti Ninova halkına peygamberlik yapmıştır. Denizde bir yunus balığınca yutulmuş ama balık kendisine birş ey yapmadan onu karaya ulaştırmıştır.

Hz. İlyas,

K
ur’an’da 3 kez anılmıştır. İsrailoğullarının Ba’l’ a tapan bir kabilesine peygamberlik yapmıştır.

Hz. Elyesa,

Kur’an’da 2 kez anılmıştır. Hz. İlyas’a yardımcı olarak görevlendirilmiştir.

Hz. Zekeriyâ,

Kur’an’da 7 kez anılmıştır. Hz. Süleyman’ın neslinden gelmiştir. Kudüs’te Hz. Meryem’i himayesi altında korumuştur. İsrailoğulları tarafından şehit mertebesine ulaştırılmıştır.

Hz. Yahya,

Kur’an’da 5 kez anılmıştır. Hz. Zekeriyya’nın oğludur. Adı kimse tarafından kullanılmamış ve Allah tarafından konulan bir isimdir. Hz. İsa’nın müjdecisi ona vakıf olmuştur.

Hz İsa,

Kur’an’da 25 kez anılmıştır. Babasız olarak doğan Hz. İsa ALLahın bir mücizesidir. Beşikte iken konuşma, Ölüleri diriltme, hastaları ve körleri iyileştirme gibi mucizeleri vardır. Doğum yılı miladi takvimin başlangıcıdır. Asıl Mesleği marangozdur. Kendisine İncil nail olmuştur.

Hz. Muhammed S.A.V.
, Kur’an’da 4 kez anılmıştır. Kur’an’ın 47. suresine adı verilmiştir. Gelmiş geçmiş peygamberlerin sonuncusudur. Tüm insanlara Peygamber olarak görevlendirilmiştir. Kur’an-ı Kerim ise kendisine nail olmuştur.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
vay gadanı alayım azıyın camanını yiyeyim gardaşım ne gözel cevaplar virmisin en gısa zamanda sana eşşek etinden bastırma vede sucuk borcum olsun
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Şimdi konuya dönecek olur isek bu güne kadar yaklaşık 125.000 peygamber yaşamış ve bunlardan 25 tanesinin adı Kur'an'da geçmektedir.

Bu noktadan devam edelim, Kabe'yi ilk olarak Hazreti Adem inşa etti.

Sonra Hazreti İbrahim'in kalıntılar üzerine Kabe'yi tekrar inşa ettiği rivayet edilir.

Hazreti Adem ile Hazreti İbrahim arası kaç senedir.

Bu arada kaç peygamber gelmiştir, kaç sene geçmiştir, neler olmuştur neler yaşanmıştır.

Hazreti Adem ile Hazreti İbrahim arasında bilinen Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hud ve Hazreti Salih ve adlarını bilmediğimiz diğer peygamberler var.

Selam ve dua ile...
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Alttaki liste yaklaşık tarihlerdir kesin olmayabilir:

PYQl36.jpg
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Yakin zamanda forumdan bir arkadaşımız "semavi dinlere ait izler neden hep Ortadoğu'da bulunuyor" sorusunu sormuştu, sizin sorulariniza da yakın olduğu icin burda güncellemek istedim..

Bu soruyu sayın @kaçak sormuştu.

Tarihi araştırmalara göre, ilk insanların yoğun olarak yaşadığı yer Arap yarım adası, Mezopotamya ve Anadolu topraklarının olduğu bölgeler.

Bu bilgi bildirilen 25 peygamber için geçerli. Yukarıdaki peygamberlerin yaşadığı bölgelere bakılırsa bu durum daha iyi anlaşılır.

Ama geri kalan 125.000 peygamber nerelere geldi neler yaşandı bunları da bilmiyoruz.

Belki 30.000 sene önce Çin Japonya bölgesine geldiler.

Belkide 40.000 sene önce Amerika kıtasına İnkalara Azteklere bir sürü peygamber geldi.

Bunları bilmiyoruz.

Selam ve dua ile...
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Ta ki Medine yahudileri "bakın Muhammed bizim kıblemize yöneliyor" diye böbürlenene kadar... işte o vakit ;

“(Ey Rasulüm, vahyin gelmesi için) yüzünün göğe doğru aranıp durduğunu görüyoruz. Bunun için seni razı olacağın bir kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram’a [Kâbe’ye] doğru çevir. Ne şekilde olursanız yine yüzlerinizi Kâbe tarafına döndürünüz.” (Bakara, 144)

Ayeti nazil olmuştur...

Eğer sebep Yahudilerin ''Bakın Muhammed bizim kıblemize yöneliyor'' sözü ise:

1- Neden Yahudiler gibi abdest alıyoruz.


2- Neden Yahudiler gibi namaz kılıyoruz.

Yahudilerin 6000 yıllık namazı ile müslümanların namazı arasında ancak mezhepler arasındaki namazdaki fark kadar fark vardır.


Burada yanlış anlama olmasın, bu ibadetlerin birbirine benzemesi iki dinin aynı ilahi kaynaktan geldiğinin delilidir.

Benzeyebilir... normaldir...

Selam ve dua ile...
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Kıble nedir? Kıble 'ye yönelmek!
Hak ile batıl hiç bir birine benzer mi?
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Örneğin Petra harabeleri.

Kim yaptı ne zaman yaptı nasıl yaptı.

Sonra buradaki insanlara ne oldu.

 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Hazreti Adem ile Hazreti İbrahim arasında bu bölgede yaşayan insanlara Allah'ın gazabı gelmiş olabilir.

Burada yaşayan halklar, insanlar helak olmuş olabilir.

Bu nedenle Kıble Kudüs olmuş olabilir.

Bu meseleyi çok merak etsem de gerçekleri bilmek yada bilmemek bir şeyi değiştirmeyecek.

Kavga hak ile batılın mücadelesidir.

Kavga hakkın yer yüzüne hakim kılınmasıdır.

Ve bu konuda sizin durduğunuz noktadır.

Selam ve dua ile...
 

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
güzel kardeşim, bakara suresinde bir sığır kesme meselesi var,,,ordan bir ibret al desem, bana kızarmısın...

Eyvallah da, bu durum biraz farklı. Aslında tek bir sorum var, diğer sorular buradan dallanıp budaklanıyor: Kudüs ne ara ve neden kıble oldu Kabe dururken? O kadar.

Bir soru bu kadar mı bu milleti kızdırır yahu. Hadis var, soru ilmin yarısıdır, diye.

Sorum bir hadisenin nedenini, niçinini merak etmektir. Cevap bulunursa bulunur, bulunmazsa bulunmaz, bir şey değişmeyecek. Sizin verdiğiniz sığır mevzusu seyr-i süluk eden salik mü'minin dikkat etmesi gereken bir mevzudur.

Yani dinen yapılması gerekeni yapmayıp da onun hakkında çok sual sormak ve savsaklamaktır. Böyle kişiler de tasavvufta yol alamaz. O başka, bu başka, karıştırmayalım.

Tek bir soru, meçhul bir cevap ve onca tepki...

İşte asıl ibret alınması gereken durum!

İnsanları rahatsız ediyorsa demek ki temelleri sağlam değildir. İmanını, tarihi bir hadiseye, bir mucizeye, aileden gelen bir adeta bağlayanların telaşı aslında vahim bir duruma işaret etmektedir.

Bu nefsimize dönüp yüzleşmemiz gereken bir durum. Buradaki bir soru farklı insanlardaki farklı şeyleri uyandırmış anlaşılan.

Ama konumuz mevzuya katılanların nefsi değil, konu kıblenin tarihteki serüveni hakkında.

*

Sn. Takiyüddin, sizin mesajınızı okuyunca da tebessüm ettim ama uzunca emek verip yazdığınız için teşekkür ederim. Yahudilerle ilgili mevzuda bir açılım yapmış oldunuz.

Allah'a emanet.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Eyvallah da, bu durum biraz farklı. Aslında tek bir sorum var, diğer sorular buradan dallanıp budaklanıyor: Kudüs ne ara ve neden kıble oldu Kabe dururken? O kadar.

Bir soru bu kadar mı bu milleti kızdırır yahu. Hadis var, soru ilmin yarısıdır, diye.

Sorum bir hadisenin nedenini, niçinini merak etmektir. Cevap bulunursa bulunur, bulunmazsa bulunmaz, bir şey değişmeyecek. Sizin verdiğiniz sığır mevzusu seyr-i süluk eden salik mü'minin dikkat etmesi gereken bir mevzudur.

Yani dinen yapılması gerekeni yapmayıp da onun hakkında çok sual sormak ve savsaklamaktır. Böyle kişiler de tasavvufta yol alamaz. O başka, bu başka, karıştırmayalım.

Tek bir soru, meçhul bir cevap ve onca tepki...

İşte asıl ibret alınması gereken durum!

İnsanları rahatsız ediyorsa demek ki temelleri sağlam değildir. İmanını, tarihi bir hadiseye, bir mucizeye, aileden gelen bir adeta bağlayanların telaşı aslında vahim bir duruma işaret etmektedir.

Bu nefsimize dönüp yüzleşmemiz gereken bir durum. Buradaki bir soru farklı insanlardaki farklı şeyleri uyandırmış anlaşılan.

Ama konumuz mevzuya katılanların nefsi değil, konu kıblenin tarihteki serüveni hakkında.

Kıble 'nin tanımını yaparsanız soru daha güzel anlaşılır.
 

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Eğer sebep Yahudilerin ''Bakın Muhammed bizim kıblemize yöneliyor'' sözü ise:

1- Neden Yahudiler gibi abdest alıyoruz.


2- Neden Yahudiler gibi namaz kılıyoruz.

Yahudilerin 6000 yıllık namazı ile müslümanların namazı arasında ancak mezhepler arasındaki namazdaki fark kadar fark vardır.


Burada yanlış anlama olmasın, bu ibadetlerin birbirine benzemesi iki dinin aynı ilahi kaynaktan geldiğinin delilidir.

Benzeyebilir... normaldir...

Selam ve dua ile...

Hz. İsa'nın aramice dilinde konuşup ayin icra eden ve hatta altı vakit namaz kılan Doğu Süryani Hristiyanları da bu Yahudiler gibidir.

Din tektir: İslam. Musevilik, İsevilik, Muhammedilik devirleri, makamları vardır. Hakikate müslim (teslim) olmuş eski insanlardan gelen kalıntılardır Yahudilerdeki ve Süryanilerdeki bu namaz uygulamaları.

Ama eski İsevilerde sadece secde ve eski Musevilerde sadece kıyam var diye biliyorum namaz açısından. Yahudiler ayakta sallanır ve bazı Hristiyanlar da sadece secde eder.
 

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kıble nedir? Kıble 'ye yönelmek!
Hak ile batıl hiç bir birine benzer mi?

Kıblemiz Hakk, Kabe'miz de putlardan temizlememiz gereken gönlümüzdür evvelAllah...

Kabe de putlarla dolu idi, daha sonra Kabe putlardan temizlendi ve ardından kıble oldu.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Kıblemiz Hakk, Kabe'miz de putlardan temizlememiz gereken gönlümüzdür evvelAllah...

Kabe de putlarla dolu idi, daha sonra Kabe putlardan temizlendi ve ardından kıble oldu.

Bugün temizmi diyorsunuz?

Sanırım kıble anlayışımız farklı!
 

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Hazreti Adem ile Hazreti İbrahim arasında bu bölgede yaşayan insanlara Allah'ın gazabı gelmiş olabilir.

Burada yaşayan halklar, insanlar helak olmuş olabilir.

Bu nedenle Kıble Kudüs olmuş olabilir.

Bu meseleyi çok merak etsem de gerçekleri bilmek yada bilmemek bir şeyi değiştirmeyecek.

Kavga hak ile batılın mücadelesidir.

Kavga hakkın yer yüzüne hakim kılınmasıdır.

Ve bu konuda sizin durduğunuz noktadır.

Selam ve dua ile...

Şöyle bir şey de olabilir aslında, kıble mefhumu sonradan gelmiş olabilir. Hz. Süleyman zamanında ya da daha sonra.

Misal olarak Hz. Peygamber efendimiz zamanında 23 senelik peygamberlik süresince ilk uygulanması gereken la ilahe illa Allah demekti. Yani bu kadardı. Sonra 23 senede din her şeyi ile tamam oldu. Peygamberlik ve miraç süresince din kemale erdi.
 
Üst