Kevser

berraksu

Aşafatlı
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
3,652
Tepkime puanı
85
Puanları
0
Yaş
36
"Ebter" diyorlardı. "Nesli kesik" demekti bu kelime. Câhiliye Arapları için erkek evlat
önemliydi. Kız çocuklarını hakir görüyor, onlardan utanıyor, daha da ileri gidip diri
diri topraklara gömüyorlardı yavrucakları. Nesli devam ettirecek olan erkek çocuktu,
onlara göre. Oysa Peygamberimizin erkek evladı yoktu. Doğanlar da kısa bir süre
sonra vefat etmişlerdi. Bunu bile dillerine dolamışlardı müşrikler. Sadece kız babası
olması sebebiyle o Şanlı Nebi’ye hakaret ediyor, incitiyorlardı onu. Güya nesli
devam etmeyecekti Peygamberimizin. Bunun üzerine Kevser sûresi indi. Rahman, o
sonsuz merhametiyle Resûlünü teselli etti ve kâfirlere de cevap verdi. "Sana
kevseri verdik" buyuruyordu Rabbimiz. "Ebter" öbürleriydi, o azgınlar güruhu. Peki
neydi kevser, ya da kimdi?
Tefsirler muhtelif...

Kevser, cennette Allah Resûlüne verilecek bir havuzun adıdır. Onun sünnetine
ittiba edenler, onun yolundan gidenler yararlanacaklar bu havuzdan. Adını ve
hikmetini bir derece biliyoruz, ama mahiyetini bilmiyoruz.

Bilmemize de imkân yok, çünkü biz henüz dünyadayız. Dünyevî mikyaslarla âhiret
âlemlerini tahayyül etmek bile mümkün değil. Ana rahmindeki bir çocuk, hiç
görmediği, ama sadece adını duyduğu okyanusu, güneşi, ağacı nasıl hayâl bile
edemezse, dünyanın karnında olan bizler de âhireti tahayyül edemeyiz. Âhiret ile
dünyanın farkı, dünya ile rahmin farkı gibidir.

"Kevser, Fatımadır". Bir feyz ve nur pınarıydı O. İnsanlık âleminin ve İslâmiyet
semasının en parlak yıldızları onun neslinden geldi. Sayısız imamlar, âlimler ve
velilere anne oldu. "Her nebinin nesli kendindendir, benim neslim ise Alinin neslidir"
buyurmuştu Peygamberimiz. Yani Fatımanın nesli. Bu kutlu nesil, her nereye
giderse orayı yeşerten bir duru su gibi, ulaşabildiği bütün beldeleri İslâm
bahçelerine çevirdi.

"Kevser, Kurândır". Kurânın nuruyla, pek azı müstesna olmak üzere, o zamanın
bütün insanları nurlandı, İslâma girdi, bir bakıma Peygamberimizin nesli oldu. Ebu
Cehilin oğlu İkrime bile İslâm saflarına katılıp, babasının izinden ayrıldı. Böylece
müşriklerin nesilleri kesildi, ama Peygamberimizin manevî nesli gür bir ırmak gibi
istikbal cânibine akmaya başladı. Ebediyete kadar da akacak bu kutlu nehir. Tarih
gösterdi ki, "ebter" olanlar ancak müşriklerdir. Bu âyette bir de müjde vardı, Allah,
istikbalde İslâmın galebe edeceğini îma yoluyla bildiriyor, Resûlünü teselli ediyordu.
Bu örtülü mânâyı Efendimizin anlamaması mümkün mü!

Kevser kelimesinin daha pekçok mânâsı var. Birini alıp öbürlerini terketmeye de hiç
gerek yok. Çünkü, bu anlamların hiçbiri diğerlerine aykırı değil. Kurân, mûcize
derecesinde vecizdir.

İşte en güzel örneklerden biri Kevser sûresi! En meşhur mânâyı "cennetteki
havuz" diye kabul edersek, öbür mânâlar benzetme yoluyla bildirilmiş demektir.
Burada, Kurânın bir edebiyat mûcizesi olduğunu da hemen hatırlayalım.
 

dayi

Profesör
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
1,918
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
69
İşte en güzel örneklerden biri Kevser sûresi! En meşhur mânâyı "cennetteki
havuz" diye kabul edersek, öbür mânâlar benzetme yoluyla bildirilmiş demektir.
Burada, Kurânın bir edebiyat mûcizesi olduğunu da hemen hatırlayalım..
alıntı..

Cennetteki havuz Kevser..SUYU İNSANDAN dolar o havuzun..İNSAN-I KAMİL o havuzun suyudur..bir Kamil Mürşidin sohpeti Kevserden damlacıklardır..nasılda ferahlatır rahatlatır kişiyi..bulduysanız burada havuzu, kıymetini bilin ....derlerdi bize..:shake2[1]:

HU..
 
Üst