
Kesire konusursa Öcalan biter
Gündem 31 Ağustos 2010, Salı
Sokaktaki vatandaş, "Gerçek düşman kim?" diye sorarken uzaklardan gelen itiraflar, bir bomba da gündemde patlattı! Terör örgütünün ele başı Abdullah Öcalan'ın sağ kolu olarak tanınan, bir dönem avukatlığını da yapan Hüseyin Yıldırım, yıllar süren suskunluğunu bozdu. İsveç'te sığınmacı statüsünde yaşayan Yıldırım, Diyarbakır Cezaevi'nde Ahmet Türk'le birlikte gördükleri işkenceleri, Abdullah Öcalan'ın Şam günlerini ve Öcalan'ın eşi Kesire Öcalan hakkında bilinmeyenleri ilk kez anlattı...
Yıldırım, Kesire Öcalan'ın, eşi Abdullah Öcalan'ın derin devletle ilişkilerini öğrendiğini ileri sürerek, 'Konuşursa Apo'nun bağlantıları ortaya çıkar, tüm sözleri biter' dedi.
Tüm Türkiye, son günlerde patlayan bombalar, susmayan silahlar ve peş peşe kalkan şehit cenazeleriyle sarsıldı! Yıllardır süregelen bu acının adı "terör"dü ama "Kim, kime neden düşmandı!" İşte bu soru hep cevapsız kaldı!
Hükümetin 'demokratik açılım' çalışmaları için ne düşünüyorsunuz?
Devletin birikmiş sorunlarına ilk defa değiniliyor. Kimse cesaret etmedi, bunlar cesaret etti.
Bu noktada BDP'nin açılıma verdiği desteği nasıl buluyorsunuz; yeterli mi?
Destek falan verdikleri yok. Emine Ayna dediğiniz, örgütlü ve emirle yönetilen bir bayan. Kandil'den, İmralı'dan yönetiliyor. Sorun şu ki; Kürtler adına bir muhatap bulunsun. Mesela halkın da onay verdiği bazı Kürt aydınlar muhatap alınsın ve oturulup çözüm üzerine tartışılsın. Kürtler'le Türkler ayrılmaz! Bunu kurcalayanlar sahtekârlık yapıyor.
Açılımlar gerçekleşirse, Kürtler arasında huzur olur mu?
Bir bahar havası yaşanır. Kürt meselesinin hallolması için evvela Ergenekon'un etkisiz hale gelmesi gerekir. Belki bunu görmeye benim ömrüm yetmez; ama umutluyum.
Öcalan'ın eşi Kesire üzerindeki sır perdesi bugüne dek aralanamadı. Siz bu konudaki iddialara katılıyor musunuz?
Kesire ajan değil. Bunu söyleyenler babasından dolayı diyorlar. İstiklal Mahkemeleri'nin dosyası açılsın, o zaman Kesire'nin babası Ali Yıldırım hakkında her şey ortaya çıkar.
Neler mesela?
Dersim'e 1938'de operasyon başlatıldığında Türkçe bilenlere ihtiyaç vardı. Ali Yıldırım o zamanlar 20 yaşlarında ve okur-yazardı.
Ve onu almışlar, "Şu aşirete, bu aşirete git" demişler ve o da gitmiştir. Onlar da ne dediyse aktarmış. Ama ilginç olan; Ali Yıldırım, İstiklal Mahkemeleri'nde tanıklık yapmayı reddediyor. Babası ajan ise de çocuğunun ne günahı var? Ben, bir sürü belgelerine rağmen Öcalan'ın ajanlığını söyleyemiyorum. Devletle o kadar bağlantılarına rağmen
Kesire'nin örgüt içindeki konumu nasıldı?
Ben, Kesire'nin bizim grubun (PKK Devrimci Hareket) içine girmesi taraftarı değildim.
Kesire, PKK'nın politikasını aynen sürdürmek istedi. Biz bu politikaya karşıydık. Ama Kesire'nin hedefinde bir tek Öcalan vardı. Yani, "Öcalan gitsin, ben geleyim" istiyordu.