Kemal Bey bu da ne?

Dergaz

Profesör
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
1,685
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ne fark eder ki
Kemal Bey gitgide güzelleşmeye başladı. Bu hızla devam ederse tadından yenmez kıvama erişeceği muhakkak. (Allah'ım verdiğin nimetlere nihayetsiz hamdolsun!)
Kayısı fiyatlarından hareketle anayasa bilgisini dermeyan ettikten sonra, şimdi de "Din Bilgisi"ni konuşturmaya başladı.
Kenan Evren de, 12 Eylül'ün akabinde, başörtüsüne karşı çıkmak maksadıyla, kadınların eskiden saçları yemeklere düşmesin diye başlarını bağladıklarını öne sürerdi.
Bu işlerden çaktığını belirtmek için de, "hoca çocuğu" olduğunu ilave etmeyi ihmal etmezdi.
Kemal Bey de hacı hoca çocuğu mudur bilmem. Lakin "Din Bilgisi" Kenan Evren'den hiç aşağı değil.
"Recep Bey son zamanlarda dozu o kadar kaçırdı ki rahmetli İnönü'ye bile saldırıyor..." dedikten sonra öyle bir "döktürdü" ki, olursa o kadar olur!
İyisi mi ondan dinleyelim: "Müslüman kesiliyorlar. Kuran'da der ki, 'Ölenlerin arkasından hayırla yad ediniz.' Bunlar ölenlerin arkasından hayırla yâd etmiyorlar..."
Nasıl, gerçekten de Kenan Evren'den aşağı kalmaz değil mi?
Her şeyden evvel Kuran'da "Ölenlerin arkasından hayırla yâd ediniz" şeklinde bir ayet yok.
Hadis var ama o da Kemal Bey'in zikrettiği gibi değil.
Sevgili Peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) "Ölülerinizi hayırla yâd ediniz" diyor, ölenleri değil.
Kemal Bey ilk mektep talebelerinin bile namaz süreleri arasında öğrendiği "Tebbet Süresi"ni hiç duymamış mı?
"Ebu Leheb'in iki eli kurusun" (Tebbet yeda ebî Lehebiv ve tebbe) diye başlar hani.
Bilseydi, her ölüyü hayırla yâd etmek şöyle dursun, kimi ölülere beddua edildiğini de öğrenirdi.
Bilseydi, Ebu Leheb'in Peygamberimizin(sallallahu aleyhi ve sellem) amcası olduğundan hareketle, soy sop tartışmalarında öyle bir gol atardı ki, feriştahı gelse çıkaramazdı.
Hulasa, ölüleri hayırla yâd etmek şeklinde bir genelleme yoktur.
Mesela, hiçbir Müslüman, Hitler'i hayırla yâd edemez.
Hiçbir Müslüman, yaklaşık 5 yıldır can çekişen Sabra Şatilla kasabı Ariel Şaron'u hiçbir zaman hayırla yâd edemez...
Gelgelelim bunlar "cehalete" ilişkin hususlardır; nihayetinde öğrenmekle aşılır.
Anlamak, kavramak yahut fehmetmek öyle mi ya?!
Kemal Bey'i sevimli kılan da bu; kavrama veya fehmetme tarzı.
Mesela...
Başbakan, Dersim katliamından dem vuruyor; ben o tarihte doğmamıştım diyor.
Cehalet değil bu; zira gerçekten de o tarihte doğmamış.
Ne ki, Dersim katliamını sen yaptın diyen de yok.
Dolayısıyla verdiği cevap "Kemal Bey şimdi bu da ne?" dedirtecek kadar tuhaf!
Bir Dersimli olarak Suheyl Batum'ların sözcülüğüne soyunacağına, Dersim katliamının tevilcisi Onur Öymen'lerle yüzleşmesi ihsas ediliyor; hepsi bu!
Başbakan daha evvel de "Tenekeyi altına boyasanız da teneke tenekedir" diyerek CHP'nin genel başkan değiştirmekle değişmeyeceğini anlatmaya çalışmış, Kemal Bey de teneke yerine koyulduğunu sanarak şavullamıştı.
Halbuki zımnen de olsa kendisine iltifat ediliyor; "altın" da olsa tenekeyi(CHP) değiştiremeyeceği dillendiriliyordu.
Bu arada, "havuzlu villa" deyip duruyordu ama "Havuzlu Villalılar Derneği" mesabesindeki TÜSİAD da rengini belli etti.
Eveleyip gevelemelerine bakmayın; besbelli ki, Kemal Bey'le aynı saftalar.
Seçimden önce tercihlerini açıklayamazlarmış!
Sevsinler! 28 Şubat'ta, o alçak "postmodern" darbeden yana aslanlar gibi tercihinizi yapmıştınız, sıra anayasanın demokratikleştirilmesine gelince mi susuyorsunuz?

Salih Tuna
 
Üst